Şu ana kadar, CHP'nin barış sürecini sahicileştirme, parlementoda sorunu çözme politikası, başarısız oldu. Kılıçdaroğlu'nun açtığı kredi, Erdoğan tarafından hemen reddedildi. Değil CHP, AKP bakanları ve BDP eşbaşkanları dahi hiçbirşeye karıştırılmıyor. ama CHP'nin bunu başaramamasındaki esas neden, buna taş koyan CHP içindeki ulusalcı muhalefet.
30 eylül sabahı günlerdir şişirilip propagandası yapılan, içeriği sır gibi saklanıp ama dedikodusundan sayfalar doldurulan "Demokrasi Paketi" açıklandı. Dağ fare doğurdu. Bunu bildiği için de, Erdoğan günler önce: "yine muhalefet buna da karşı çıkacak" diyerek muhalefete yükleniyordu.
Pakette her konudan söz var ama somut ya da ciddi bir adımdan söz etmek olanaklı değil. Hiçbir sorunun çözümü için radikal bir karar yok. Daha çok zaman kazanmaya yönelik bol reklamla süslenmiş ve herşeyi imaj yaratma üzerine kuran bir pazarlama taktiği... Bu kez başbakan veya başka bir siyasetçinin imajı değil, bir ürünün imajı...
Ürün: Demokrasi Paketi! Neredeyse, sadece televizyonda ve reklamla satılıp dükkanlarda bulunmayan, saç çıkarıcı ya da cinsel gücü arttırıcı ilaçların pazarlanması gibi...
-Hakkını yemeyelim, kullanılan reklamcılar aldıkları parayı hak eder cinsten.
-Bunun adına AKP katılımcılığı mı demeli? Peki, katılanlar kim mi?
-Pazar araştırmacı şirket ve reklamcı şirket yetkilileri...
-Al sana katılımcı demokrasi...
-Sanırım AKP milletvekilleri ya da parti üyelerinin bile bu kararlara katılımına izin verilmiyor.
Yalnız haklarını yemeyelim. Sadece özel okullarda kürtçe eğitim verme kararı. Sadece Mor Gabriel Manastırı topraklarının geri verilmesi, ruhban okulu meselesinde söz bile edilmemesi kararı. Ama alelacele devlette türbanın tümden serbestleşmesi falan... Bu, stratejistlerin işi. Kendi tarafına tüm haklar , karşı tarafa koklatma...
Kürt Sorunu
Kürtlere paketten çıka çıka "q,w,x" harfleri çıktı. KCK diye tutup hapse atılmış Onbin kişi tüm olumsuzluklara rağmen dağa çıkmamayı başaran, barışa ve demokrasiye inanan insanlar. Onlar, hapse devam. Bu tutum bile AKP'nin barış sürecinden neyi amaçladığını anlamaya yeter. Bir de özel okullarda kürtçe eğitim serbest bırakıldı. Biraz saf olanlar; fakir güneydoğuda, "kim özel okula gider?" diye düşünüp bunu da samimiyetsiz, kürtlerle alay eden bir tutum sayabilir. Ama alay değil! Bu, kürtçenin eğitimde hazırlıklı cemaat kurumlarının tekeline bırakılmasından başka birşey değil. Hiç kimse beklemiyor ama bu iş cemaat destekli Amerikancı Barzaniciliği besler. Yani, asıl ayrı devletçi kürtçülük türünü destekleyip Türkiye'yi böler. PKK istemese bile, AKP Türkiye'yi bölmeyi becerebilir. Ama merak etmeyin, istemeyenlerin imam hatip lisesine gitmek zorunda bırakılması nasıl geri tepecekse , bu da geri tepecek. Ne de olsa karşılarında örgütlü bir halk hareketi var.
Baraj
Anlaşılan baraj da düşmeyecek ya da %5e düşerken yeni ek barajlar da getirilecek. Daraltılmış bölge demek büyük şehirlerin çeşitliliğinin, farklı farklı ve marjinal eğilimlerin kendini ifadesini daha da zorlaştıracak. İstanbul gibi bir kentte, herhangi bir 5 vekillik bölgede %15'in altında oy alan milletvekili çıkaramayacak. Oysa bugün İstanbul'da 3 bölgeli seçimde, bir bölgede 30 cıvarı milletvekili seçiliyor. Yani bir parti ya da bir bağımsız %5 civarı oyla seçilebiliyordu İstanbul'un 3 bölgesinden birinde. BDP ye katılan bağımsızlar %7-8 gibi oylarla seçildiler. Biraz daha azı ile de seçilebilirlerdi. Bugünkü oy durumuna göre AKP'ye yarar gibi görünüyor ama seçmenin oy verme davranışı değişebilir. Yani bu da geri tepebilir. 5 vekillik bölgeler mahalli ittifakları mümkün kılar ve HDK büyük sürprizler yapabilir. Başka alternatifin olmadığı yerlerde de, CHP de sürpriz yapabilir... Ama bölgeleri kim, nasıl belirleyecek? Kim, mahalleleri nasıl bölecek?
PAKETTE NE YOK?
- Aslında, Demokrasi Paketinde, önsözde; devletin bugüne kadar TMK(Terörle Mücadele Kanunu)yı uyguladığı için halka çektirdiklerinden dolayı, daha çok devlet şiddetine ve karşı şiddete sebep olduğundan bir özür açıklaması ile başlaması gerekirdi. Aylardır, bizzat yasanın kendisinin teröre kaynaklık ettiğini söylemekte tekrardan kaçınmıyoruz. Bu yasa üstünde bir değişiklik fikri ya da niyeti, pakette yok.
- TGYY'nda (Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası) makyaj değişikliği dışında değişen bir şey yok. Toplum 12 eylül ürünü, bu deli gömleğini giymeye devam edecek. O kanunun gezi direnişinde, ne tür bir polis şiddetine bahane edildiğini gördük . Kanununvuygulamasının devamı toplumsal uzlaşmanın önünde engel. Başbakanın lafını ettiği "sıkılı yumruk ile tokalaşılmaz" bahanesi geçerli olmasın isteniyorsa öncelikle bu teröre kutuplaşmaya ve sıkılı yumruğa, hatta darbe ve devlet provokasyonlarına kaynaklık eden yasaları değiştirmeleri lazım. Bunları değiştirmeye yanaşmayan demokrasi konusunda da, darbelere karşı mücadele konusunda da samimiyetsiz demektir. Her ikisi de birarada olmaz.
- Peki, bunlar meclise gelip de oylanırsa ne yapılacak? Kürtçe'nin özel okullarda da olsa, eğitim dili olmasına karşı mı olacağız? Yoksa "Yetmez ama Evet" mi diyeceğiz? Bu paket, tüm toplumu ve farklı bileşenleri "yetmez ama Evet" demek tuzağına çekiyor.
Tek tesellimiz, bu kadük paketin dahi, kapsamlı ve uzun süreli mücadelelerle gündeme getirilebildiği ve bu mücadele devam ettikçe daha da yol alınabileceğidir. Kürtlerin mücadelesi de, azınlıkların çektikleri de, gezi direnişi de boşuna değil...
Hükümetin bu kadar imaj üzerinde durması, AKP taraftarı seçmen için bile göz boyamacılık yapmak zorunda kalması, aslında hükümetin ömür uzatma taktiklerinden başka birşey değil... " Ben size gelecekte de lazımım" demek, "şimdi azını yaptım, yarın devamını getiririm" demektir. Ama ömür uzatma taktikleri arttıkça, kalan ömür de iyice kısalmış demektir...
CHP BARIŞ SÜRECİNDE ROL OYNAYABİLİR
Şu ana kadar, CHP'nin barış sürecini sahicileştirme, parlementoda sorunu çözme politikası, başarısız oldu. Kılıçdaroğlu'nun açtığı kredi, Erdoğan tarafından hemen reddedildi. Değil CHP, AKP bakanları ve BDP eşbaşkanları dahi hiçbirşeye karıştırılmıyor, ama CHP'nin bunu başaramamasındaki esas neden, buna taş koyan CHP içindeki ulusalcı muhalefet... Barışa şiddetle karşı koymayı, AKP'ye muhalefet sandılar, CHP merkezi de, bir müddet sonra buna teslim oldu. Oysa AKP'nin, hem BDP , hem de CHP'ye karşı elini güçlendirmiş oldular. Son tahlilde ulusalcılar hep AKP'nin ihtiyacı olan şeyleri yapıyorlar.
CHP barış sürecinin başındaki tutumu ile çok önemli bir rol üstlenebilir, AKP oyununu da bozabilirdi. Kürt sorunun çözümünde net bir tavır alması gerekir. Ama BDP'nin de buna katkısı olmalıydı...
BDP'nin de bu konuda uyanık davranamadığı açık. AKP'nin, tıpkı demokrasi paketinde olduğu gibi barış süreci-kürt sorunu konusunda da bir şey yapar gibi görünen, alacağını alırken, hiçbirşey yapmama taktiği taa en baştan beri açıktı. Öcalan'ın 2012 Nevrozunda açıklanan mektubu ile, kazandıkları meşruiyeti, kürt sorunu ve barış şartlarının parlementoda etraflıca ele alınıp, parlemento taahhüdü ile gerillanın çekilmeye başlamasını sağlama şansları vardı. "AKP iktidarda, onlar CHP yüzünden ateşkesten vazgeçmesin" kısa vadeli anlayışı BDP'de egemen oldu. BDP , CHP ile merkezi ilişki kurmada, bu yıl, 2013te olduğundan 10 kat daha aktif olmalı... Bunu kamuoyuna ilan ederek, biraz da mecbur tutarak, gerekirse emrivaki ile bile yapmalı. Gerektiğinde MHP bile sıkıştırılabilir, parlementer mücadelenin başka ne işi olur ki? Herkesle konuşmak...
MHP paketin kürtlere yaradığı imgesini yaratarak, AKP ‘ye muhalefet edebileceğini sanıyor. Ama bu paket "aman kürtler hak almasın, yoksa bölünürüz" diye düşünenleri korkutmaz.
CHP üzerinde oynanan tek oyun da bu değil gibi... Kimi Ergenekon davasından yeni tahliye bir sanığın, CHP'nin içini karıştırmakla görevlendirildiğini yazan haberler var. Hedeflerden biri de İstanbul belediye başkanlığına adaylığını koymayı düşünen Gürsel Tekin'miş.
UYUŞTURUCU ÇETELERİNİ DEVRİMCİLERE SALDIRTIYORLAR
Son birkaç haftadır uyuşturucu çeteleri sapır sapır devrimci gençleri öldürüyor. Bir anda bunun artması bazılarının, bazı hesaplar peşinde olduklarını gösteriyor. Sayıları 10'a yaklaştı. Gerçek o ki bunlar genellikle sol eğilimli varoş mahallelerde gerçekleşiyor. Mafya ya da mafya görünümlü timler bu mahallelere, özellikle alevilerin daha yoğun olduğu mahallelere neden yöneldi? Ya da neden yöneltildiler? Gezi direnişinde de öldürülen gençlerin neredeyse hepsinin alevi olması da ayrı bir tesadüf mü acaba? Antakya'da polisin; özellikle alevilerin çoğunlukla yaşadığı Armutlu mahallesinde terörünü arttırması, sünni vatandaşların alevilere karşı kışkırtılmaya çalışılması ve bu çatışmadan medet umulması tesadüf mü? Şu ana kadar başarılı olamadılar.
Açık gibi görünen tek şey, 12 eylülü tezgahlayan Ergenekon tipi bir kontrgerilla örgütünün şu anda iş başında olduğu; bu kışkırtmada Amerikanvari taktikler uygulandığı...
Amerikalılar Nasıl Uyuşturucuya Alıştırıldı?
1968-69'lu yıllarda zenci hakları mücadelesi ABD de doruğa ulaştı(ilk mücadele gandivari barışçı yöntemlerle 1960 başlarında başlamıştı). Kara Panter örgütü yasal boşluklardan da yararlanarak, öz savunma amaçlı silahlandı. O güne kadar polisin zencilere karşı yanlı tavrının ve provokasyonlarının bir miktar önüne geçebildi ve hızla örgütlendi. Beyaz iktidarını tanımıyorlardı, Black Power - siyah iktidar diyorlardı (siyahlara siyah, beyazlara beyaz, sarılara sarı iktidar idi, politikalarının özeti). Buradan bakınca bize biraz ırkçı görünebilir ama suçu işleyip kara adamın üzerine atan, onu hep ikinci sınıf sayan beyaz iktidarı tanımamakta haklıydılar. Bizzat FBI kara panterlerin yükselişini durdurabilmek için uyuşturucu çetelerini teşvik ederek zenci mahallelere sürdü, Kara Panterlerle çatıştırdı ve üzerine polis gelerek, devrimci kara panterlerin onlarcasını öldürdü. Bu ABD'nin birçok şehrinde tekrarlandı. Sonuçta ne oldu? ABD de 1968 de 200 bin olan uyuşturucu müptelası sayısı, 1973 e gelindiğinde 3 milyona çıkmış ve bu da bizzat devlet eliyle gerçekleştirilmişti... Soysal muhalefet, uyuşturucu ile marjinalleştirildi.
Benzer bir oyun Türkiye'de alevilere karşı uygulanıyor olmasın? BOP eşbaşkanlığının gerekleri sünni kürtlerle uzlaşmayı emrediyor olabilir. Bu yüzden PKK'ya geçici bir barış dalı uzatılabilir. Ama Ortadoğu'da 5 devleti 17 ye çıkarma planları ifşa edilen bir dünyada herşeye hazırlıklı olunmalı. / Yeni Harman
Yazarın Dİğer Yazıları
Diktanın, savaşın panzehiri
26 Ağustos 2016Başkanlık: Kontrgerilla Projesi
23 Mayıs 2015Wolinski’nin Turist Rehberi Yazıyor
20 Ocak 2015AKP Kobane’de treni kaçırdı..
16 Kasım 2014Kobane - Çanakkale - Stalingrad
11 Ekim 2014Irak'ı böldüler. Bölen kim?
16 Temmuz 2014Soma Milat..
1 Temmuz 2014Anahtar parti
5 Mayıs 201417 değil 18 Aralık karşı darbesi ile ARA REJİM'deyiz
26 Mart 2014AKP'nin Yeni Türkiye'si mi? Yeni İktidar mı?
5 Mart 2014Kontralar Arası Savaş
1 Şubat 2014Neden herkes HDP'ye karşı
3 Aralık 2013Çapulcular esas Rojava'ya Destek olmalı.
15 Ekim 2013Artık İktidarın Medyası da demeçleri de Evren'in 12 eylül döneminin tamamen kopyası..
29 Ağustos 2013Gezi Direnişi Kürt barışına halkları katıp şovenizmi yıkabilecek mi?
5 Ağustos 2013Gezi Parkı direnişi 12 Eylül düzeninin sonu olabilir
15 Temmuz 2013