Madem ki Suriye savaşı AKP faşizminin kaderinde bu kadar belirleyici. Sadece AKP karşıtlığı ile simgeleşmiş, ulusalcı, Kemalist, çapulcu, TC'ci muhalefet kanadı, Suriye konusunda, hem emperyalizmin işbirlikçi ordusu olan, hem hükümetin hamilik ettiği bu terörislere karşı savaşan ve onu durduran PYD-Rojava direnişine neden destek olmaz? Neden bağ kurmaz? Rojava direnişi hem Suriye'de hem de bölgede laikliğin teminatı değil mi?
Direnis kesintili olarak da olsa devam ediyor. Belli periyodlarla Türkiye ayağa kalkıyor. Haziran başında, temmuz ortasında ve Eylul'de. Olayların hızlı aktığı saatlerde kalemi eline alıp, olayların nasıl biteceğini tahmin etmek, kolay değil. Özellikle Gezi Direnişinin devamı sayılacak yeniden başlayan sokak eylemleri hakkında.
Ama netleşen şeyler var. En son Obama nın operasyon yetkisini kongrenin oylamasını ertelemesini isteyip diplomatik yolları kullanmayı tercih ettiğini söylemesi ile, operasyon şimdilik rafa kalktı. Bu durum, epey zamandır umudunu batı devletlerinin Suriye operasyonuna bağlayan, son iki yıldır da bunu örgütleyip kışkırtmaya çalışan, bunun için elindeki bütün imkanları Kaideci, Nusracı çetelerin emrine veren AKP'nin durumunu daha da zora sokacaktır. Yeri sağlamlaşan bir Esad, Tayyibin koltuğunu daha da fazla sarsacaktır.
Eylemi erken doğurtup boğma
İktidar Suriye konusunda şapa oturacağını tahmin ediyordu. Ve bence bu yüzden içerideki muhalefete karşı daha da sertleşmesi beklenmeli. Alınan önlemlerin arasında eylülde üniversiteler açıldıktan sonra, bir iki hafta geçip de öğrenciler yerine oturunca başlaması beklenen kitlesel eylemlere, muhtemelen erken doğum yaptırıp kitleselliği az iken, eylemleri boğma taktiği de var. Sanırım bu yüzdendir ki Ankara belediye başkanı Melih Gökçek ısrar ve acele ile ODTÜ arazisinden yol geçirmeye çalışıyor. Yine ODTÜ de cemaatin başörtülü kızları öğrencilerin yurt hayatı hakkında yalan yanlış dedikodular ve hakaretlere başvurup oradaki öğrencilerin tepkisini çekmeye uğraşıyorlar. Yani çelişki ve çatışma erken başlasın diye provokasyonlar gırla gidiyor. Sen; kaldığın yurt hakkında: "orada fuhuş yapılıyor, düşük çocuk cenini bulundu, sürekli alkol alınıyor" türü abartı ve iftiralar atarsan, o yurtta kalan genç kızlar da bu hakaretlerin kendine yapıldığını hissedip harekete geçer. Herkes başörtüsüne saldırıdan bahsetti. Filmde kimse kimseye dokunmuyor oysa. Bir saldırı varsa cemaat yurduna öğrenci çağıranların iftira ve hakaretle ODTÜ yurdunda kalanların yaşam hakkı ve özel hayatına saldırısı var.
Devrimci imam-hatipliler
Bu erken doğum meselesinden ayrı bir başka saldırı da liselilere. AKP düz liseleri kapatıp yarısını imam-hatip yaptı. 450 den 2200 e çıktı imam-hatip liselerinin sayısı. İstemeden imam-hatibe gitmek zorunda kalacak öğrenciler onbinlerce. Ama gelecek sömestire kalmaz Tayyip onbinlerce devrimci imam-hatipliyi karşısında bulursa kimse şaşırmasın(bir miktar ülkücü de çıkabilir ama). Toplumun ayarları ile oynamak bu demek...
Seçimde iktidar değişir mi?
Fakat! Kaygı uyandıracak başka bir gelişme de şu olabilir. Mısır'da, darbeden önce, aylardır süren direnişlerin tanıkları: "Toplumda ve muhaliflerde Müslüman Kardeşler'in iktidarı seçimle bırakmamaya hazırlandıkları"na ilişkin bir kanı varmış ve o yüzden darbe olmasına kitleler hayırhah davranmış hatta meydanlardakilerin önemli bir kısmı yapılanın darbe olmadığını savunmuş. Aman benzer niyetler Türkiye için de besleniyor olmasın? Mürsi iktidarı ile bu kadar paralellik kuran bir hükümet olunca...
Kimyasal kimin işine yarar?
Suriye'de muhalifler askeri mücadeleyi son zamanlarda Suriye ordusundan çok Türkiye sınırındaki PYD güçleri ile yapıyor. Bunun esas nedeni, iktidar destekli Nusra cephesi ve Irak-İslam devleti gibi gruplar sayesinde AKP hükümeti Rojava kürtleri ve Kuzey Irak kürtleri arasında bir tampon uydu devletçik ile bölgedeki tüm kürt gruplarını kontrol altında tutmaya çabalıyor. Bu politika artık bizim hükümetin de Esad'ın askeri alandaki zaferini kabullendiği anlamına gelmekte. O bölgede bu plana karşı tek engel var. O da PYD. Barzani güçleri zaten bir dönem destek vermişlerdi PYD'ye karşı yapılan saldırılara ama, kürdün kürtle savaşına sebep olur durumda görünmek istemedikleri için saf değiştirmiş görünüyorlar. Oysa haftalar önce birkaç gün Barzani peşmergeleri de PYD ile çatıştılar. Yapılması ertelenen Kürt kongresi çok şeyi belirler. Ayrıca Barzani de Suriye'deki işbirlikçi grupların yenilgisinin yakın olduğunu gördüğünden ve herhalde ABD'den tam yeşil ışık almadığından kendini riske etmek istemiyor. Ve bu yüzden iktidar; eğer kışkırtabilirlerse, son umut, bir batılı askeri müdahale için muhalif gruplar üzerindeki tüm etkilerini kullanıp kimyasal silah provokasyonları dahil ABD ve AB yi operasyon ve işgale ikna etmek zorunda. Türkiye ABD'yi 1 yıldır operasyona ikna etmeye çalıştı. Tayyip kendi iktidarının kaderinin artık Esad'ın kalışı yada gidişi ile direkt bağlantılı olduğunun farkında.
Özellikle kürtlerle ilgili olaylarda, sol dahil, toplumun her parçası hep yanlış bilgilendi ve ilişki kuramadı. Kürtler de kendilerini türk toplumuna anlatmakta başarılı değillerdi.
Çapulcular esas Rojava'ya Destek olmalı.
Ama artık Gezi direnişi oldu, ve iki halk alanlarda yanyana geldi: Hergün de yeniden öğreniyor: nasıl yanyana gelebileceğini. Kürt hareketi sonradan da olsa eksiklikleri konusunda özeleştiri vermesini biliyor. Madem ki Suriye savaşı AKP faşizminin kaderinde bu kadar belirleyici. Sadece AKP karşıtlığı ile simgeleşmiş, ulusalcı, Kemalist, çapulcu, TC'ci muhalefet kanadı, Suriye konusunda, hem emperyalizmin işbirlikçi ordusu olan , hem hükümetin hamilik ettiği bu terörislere karşı savaşan ve onu durduran PYD-Rojava direnişine neden destek olmaz? Neden bağ kurmaz? Rojava direnişi hem Suriye'de hem de bölgede laikliğin teminatı değil mi?
Nedeni mi? Devletin sabit ve eski biçimi ile kalıcı olduğu yanılgısından ve hayattın dayattığı daha önce öğretilmemiş ve resmi ideolojide yeri olmayan gerçeklerin kabullenilmeme inadındandır, sanırım. (asimilasyon yoktur yada kürt yoktur fikri, zaten eşitiz, ayrı dil olmasın fikriyatı)
Gezi forumlarında bir sonuç çıkması, yani bir ittifak ve örgütlülük çıkarılması işi uzuyor. Bunda birçok etken var. Bazı mahallelerde komiteler kuruldu , meclisler oluşturuldu ama Türkiye solunun bölük pörçük durumu bunu yönlendirme becerisinden yoksun... Çünkü:
-Tek tek insan örgütlemeye alışmış ve örgütlenmeyi sadece gençleri şucu veya bucu yapmak biçiminde anlayan yapılara bu hareketli kitleselliğin birkaç boy büyük gelmesinden.
-Bu yapıların ittifak anlayışlarında sadece en uygun anda kazanımla ittifaktan ayrılma alışkanlığının bulunmasından
-Kemalizan ulusalcı tabanın tekçiliğe alışmış olduğundan "herkes benim çizgime uyar, uymak mecburiyetindedir" eğiliminden. Bir de kürtlere karşı azalsa da devam eden düşmanca tavrından.(( Son olarak 1 eylülde bunlar Yoğurtçu parkından BDP'nin miting yaptığı Kadıköy meydanının aksi istikametinde Bostancı'ya doğru insan zinciri oluşturdular)).
-Belki forumlarda bireylerin yaratıcı önerileri var ama hiçbir sol yapının somut bir programı veya hazırlığı yok. Belki TMMOB odaları ve İmar, şehircilik ve çevre konularında uzmanlaşmış Taksim Platformu(Taksim Dayanışmasının öncülü bireylerin kurduğu mahalli platform) en azından bu yerel program konusunda herkesten daha hazırlıklı.
Devrimciler ne için var?
Halkın isyanına öncülük etmek için.
Birbirinin kuyusunu kazmak için değil...
*Yazar, yeni Harman dergisinin Eylül sayısında yayınlanan bu yazısını Endişeli.org için güncelleştirdi.
Yazarın Dİğer Yazıları
Diktanın, savaşın panzehiri
26 Ağustos 2016Başkanlık: Kontrgerilla Projesi
23 Mayıs 2015Wolinski’nin Turist Rehberi Yazıyor
20 Ocak 2015AKP Kobane’de treni kaçırdı..
16 Kasım 2014Kobane - Çanakkale - Stalingrad
11 Ekim 2014Irak'ı böldüler. Bölen kim?
16 Temmuz 2014Soma Milat..
1 Temmuz 2014Anahtar parti
5 Mayıs 201417 değil 18 Aralık karşı darbesi ile ARA REJİM'deyiz
26 Mart 2014AKP'nin Yeni Türkiye'si mi? Yeni İktidar mı?
5 Mart 2014Kontralar Arası Savaş
1 Şubat 2014Neden herkes HDP'ye karşı
3 Aralık 2013Demokratik Reform Paketi: Samimiyetsizlik abidesi
8 Kasım 2013Artık İktidarın Medyası da demeçleri de Evren'in 12 eylül döneminin tamamen kopyası..
29 Ağustos 2013Gezi Direnişi Kürt barışına halkları katıp şovenizmi yıkabilecek mi?
5 Ağustos 2013Gezi Parkı direnişi 12 Eylül düzeninin sonu olabilir
15 Temmuz 2013