17 değil 18 Aralık karşı darbesi ile ARA REJİM'deyiz

Hayrettin Belli

26 Mart 2014
17 değil 18 Aralık karşı darbesi ile ARA REJİM'deyiz

Sağ-CHP projesinin sandıkta başarı elde edememesi, bana yine barış sürecinin şansını geri getirir gibi geliyor. O zaman CHP'nin açıkça barışın yanında yer almasını zorunlu kılacak dengeler kurulur.

Gündemi belirleyen 3 video-kaset

17 aralıkta Cemaat operasyonu başladı. Hükümet buna darbe dedi ama yargılamalar durdurulduğu için en fazla darbe denemesi denilebilir... Ertesi gün 18 aralık 2013 ten itibaren HSYK, MIT, Yönetmelik değişiklikleri ve polis-savcı atamaları ile karşı darbeyi başlatarak sürdürüyor. Bu durumda şu an süren süreç : 17 değil 18 aralıkta başlayan, karşı-darbe süreci ... Hukukun tamamıyla yürütmeye bağlandığı yasamanın da hukuka uygun yada değil tüm yasal ihtiyaçlarını onaylayan durumu ile birleştirildiğinde TC tarihinde eşi görülmemiş bir düzene geçildi. Gelecekte,- umarız bu dönem uzun sürmez de- bu yaşadığımıza ARA REJİM denir. Evet bal gibi bir ARA REJİM'deyiz, 18 aralıktan beri... Elbette bu 17 aralıkta ki operasyonun örgütlü, zaman olarak planlanmış, uluslararası desteklere sahip olmadığı anlamına gelmez... Ama yolsuzluk AKP rejiminin zayıf karnı ve buradan darbe alması da kaçınılmaz.

AKP, bu geçtiğimiz yaz Gezi eylemlerinde bu kadar sert davranmasının altında da Kuzey Ormanları Projesinin (3üncü köprü, 3üncü havaalanı, otoyol, kanal Istanbul ve aslen Kuzey Ormanlarının imara açılımı) rantının ve rüşvetinin kaçma riski yatıyordu. Elbette Gezi uzlaşma ile bitseydi, göstericiler ve savundukları çevreci ve yönetime katılımcı görüşler egemenlik ve meşruluk kazanacak; büyük ihtimalle bu projeler engellenecek ve belki de AKP iktidarını besleyen ana rant kapılarının kapanması ve belki de AKP iktidarının düşmesi anlamına gelecekti.

Artık gündemi tümden belirleyen Erdoğan'ın ve oğlu Bilal'in -miktarı 1milyar olduğu sanılan- parayı saklama görüşmeleri var. AKP'ye oy versin-vermesin büyük çoğunluk, bu arada AKP'ye oy verenlerin de çoğunluğu böyle bir konuşmanın ve bu tip miktarların rüşvetle elde edildiğine inandı. Hala AKP'cilikte israr edenler de zaten 1 trilyon dolar getirdi bu memlekete, binde biri yani 1milyar zaten hakkı diyebiliyor. Bir kısım parti militanı da bu para örgüt parası, şeriatı getirmek için kullanılacak görüşünde. Kısacası, başbakanın muhatapları bu hırsızlık vakasının duymazdan gelerek söz üretemez durumda. Tüm muhalif parti sözcüleri mahcup olmayacaklarını bildiklerinden, hırsızlığı ilan ettiler. Henüz barış süreci konusunda Tayyipten başka muhatap alternatifi açıkça görünmeyen BDP'li Demirtaş bile "bu başbakanla süreç yürütülemez" dedi. Bu kirliliğe kimse ortak olmak istemez...

CEMAATİN TÜM FLÖRTLERİ BARIŞA KARŞI:
Unutmayalım ki hem Kürt hareketi hem de barıştan yana demokrat türk kamuoyu, barış sürecinin devamı konusunda Erdoğan'lı AKP hükümetinin dışında bir alternatif bulmuş değiller. Aksine, yeni hükümetin belirlenmesinde rol oynaması beklenen gerek cemaat sözcüleri (Zaman gazetesi, TUSKON Başkanı) gerek cemaatin flört ettiği Saadet Partisi ve Büyük Birlik Partisi, cemaat üyelerinin destekleyebileceği ana parti MHP, barışa karşı net tavır gösteren demeçler veriyorlar ve paralel devlet denildiğinde kürt coğrafyasını parmak gösteriyorlar...

Kısacası: " biz barış için umutlanmıştık ama, işimiz zor". Kürt hareketinin gücüne ve onun batıda kurduğu ve kuracağı ittifaklara güvenmek zorundayız, şu sıralar... AKP'nin bu yolsuzluk krizinde ve ateşkes sürecinin gerektirdiği adımları atmada gösterdiği dirence bağlı olarak, BDP'nin doğuda %50 den %65-70 e çıkması beklenen oyu ve batıda eskiden BDP'nin aldığı %1.7 nin , HDP'nin %3 e(sadece batı oyları) çıkarması beklentisi... Yani BDP+HDP toplamının en az %9 hatta %10 a yaklaşması, barış sürecinin devamına toplumu zorlar, hem de tüm muhataplarını...Bu da yetmez barışa muhakkak ulusalcı, CHP'li ve başka muhataplar da bulmak zorunda kürt hareketi. Özellikle seçim ortamında ve sallanan iktidar durumunda...

Ama AKP'nin alacağı oyun %40 cıvarında çıkması da bu barış sürecinde, AKP'nin hızlı adımlar atmasını sağlayabilir.. AKP oyunun %35 cıvarında çıkması ise hükümetin ömrünün çok kısalmasına sebep olabilir ve birkaç skandalla milletvekili istifalarıyla işi biter. Elbette AKP için oy oranından çok İstanbul ve Ankara'nın elde tutulması da belirleyici olacaktır... Mesela %35 cıvarında oy ile Ankara ve İstanbul elde tutulmuşsa hükümet bazı tedbirlerle ömrünü uzatabilir. Tersine %40 ulusal oyla her iki büyük şehirde kaybedilmişse düşüş daha hızlı olur.

ÖNCE CHP TESLİM ALINDI...
Peki ya CHP ne yapıyor? Barış konusunda. BDP-HDP'nin ısrarlı ittifak çağrılarına karşın "biz sizinle ittifak yapıyor görünemeyiz. Bundan zarar görürüz!" Demelerine bakılırsa kürtlerden uzak durmak niyetindeler. Hadi bunun seçim için bir taktik olduğunu düşünelim. Ama bundan önceki süreçten biliyoruz ki: parti sözcüleri Haluk Koç dahil AKP'yi PKK ile barış yapmakla suçlayan muhalefet dilini parti MYK'sının çoğunluğu kullanıyordu, her nekadar ilk süreç başladığında Kılıçdaroğlu kredi verdiğini söylemiş olsa da.

Ancaaak... İktidara aday CHP artık bir yıl önceki Kılıçdaroğlu'nu destekleyen sol kanat ile ulusalcı kanadın çekişmesinin CHP'si değil. CHP birçok kanaldan, bu arada ANAP ve DYP eskileri, Cemaat, Sarıgül, sağ ittifak mimarları (Mansur Yavaş ve Hatay'da eski AKP adayını piyasaya sürenler) ve Okyanus ötesi mimarların denetimine girdi. "Sana başka türlü iktidar, sana başka türlü AKP'den kurtuluş yok!" dendi... Tüm bu bileşimden muhakkak ki barışa karşı provokasyon denemeleri çıkar. Eğer Barış sürecinin devamı çıkarsa bilelim ki bu kürt hareketinin gücü sayesinde ve kürtlerin kurmaya başladıkları yeni ittifakların (HDP ve yeni bileşenlerle genişlemesi) sayesinde olacaktır.

Unutmayalım ki: Önce CHP teslim alındı... Ondan sonra 17 aralık operasyonuna başlandı, ve bu ses kasetleri de piyasaya sürüldü. CHP iktidara hazır mı? O değilse bile onu iktidara bir an evvel taşıyacak olanlar hazır... Muktedir olacak güce ulaşmadan iktidara getirilmesi de önemli onlar için...Ama buna göre sağ CHP projesinin sandıkta başarı elde edememesi, bana yine barış sürecinin şansını geri getirir gibi geliyor. O zaman CHP'nin açıkça barışın yanında yer almasını zorunlu kılacak dengeler kurulur.

APO videoları
Bundan 3 hafta önce ana gündem Abdullah ‘ın sızdırılan ilk sorgu videoları idi. Herhalde 1999 a ait... İlk nüshalar, içeriğinden saptırılmış ve büyük ölçüde Öcalan'ı aşağılayıp kürtler arasında popülerliğini hedef alan parçalardı. Pek bir etkisi olmamış olacak ki, ulusal kanal mecburen: yine de makaslanmış olsa da daha geniş parçaları yayınladı. Dikkatlice seyrettim... Sorguyu yapan subayın sesini de 
ayakkabı tabanını da inceledik. Güya çanta içinden gizli olarak filme almışlar... Sanki Apo farkında değilmiş gibi... Komik.

Öcalan o kasetlerde , hem de devlet ulusalcılarının anlayacağı dili kullanarak onlara onyıllardır savunduğu ve PKK'ya mal ettiği kendi politikasını savunuyor. "Hiçbir zaman ayrı devletten yana olmadık" diyor. En ufak taviz bile vermeden... Ama bizim devlet propagandamız ve egemen medya dilimiz o kadar beyin yıkamış ki, herşeyin farkında olması gereken sorgucu ile Öcalan'ın değiştiğini , onu teslim aldığı havasında. Videoları piyasaya sunan İşçi Partisi yöneticisi de öyle. Bir de anlatırken "biz" diyerek kendini devlet sanıyor. Oysa en iyi İşçi Partililer bilmeliler: 1989 da Doğu Perinçek'ten öğrenmiş olmalılar. 2000'e Doğru dergisinde Apo ile söyleşilerinde aynı PKK ‘nın ayrı devlet politikasının olmadığını, kürt demokratik haklarının tanıyan ve bu hakları veren bir yönetim olduğunda PKK'nın birlikten yana (hatta üniter devletten yana deniyordu o zamanlar) olacağını yazıyordu...

Sıradan boyalı basınca şartlanmış türk vatandaşı bilmeyebilir. Ama bunu devletin en üst istihbaratının sorgucusunun dahi bilmeyecek kadar çapsız olması içler acısı. Öcalan yılmıyor yeniden anlatmaktan yorulmuyor. Ben bunu seyrettiğimde kendilerine ulusalcı diyen ve bugün kimi ergenekondan içerde olan kimi kendini solcu sanıp AKP'ye karşı sokağa çıkanların nasıl kendi elleri ile bir AKP iktidarını kurulmasına yol açtıklarını düşündüm. 1999-2000'de Öcalan'ın dialog ve müzakere çağrısını ciddiye almayıp oyalama ve kandırma taktiği güdenler kendilerinden başkasını kandırmamış oldular. Durumları içler acısı. Şu anda da CIA destekli Cemaatten medet umacak durumdalar.

İnternetten araştırınca bulunuyor sorgucu Hasan Atilla Uğur imiş. Aynı kişi ülkücülere, eski bir ağabeyleri olarak TGB'lilerle omuz omuza mücadeleye çağırıyor. Kuzey Irak'taki amerikalıların türk subaylarının kafasına çuval geçirme olayından sonra, saf saf Adana'ya gidip, orada İncirlik'ten çarşıya çıkan birkaç Amerikalı subayın kafasına çuval geçirmeyi öneriyor. Bunu Nato üyesi ordunun genel kurmayının kabul edeceğini sanıyor. Kürtlerle ve onların örgütü ile ittifak etmeye açık gibi görünse de sorguda, verdiği sonraki demeçleri, Apo dan kortuğu izlenimini veriyor. "Ona elini veren kolunu kaptırır" diyor...

Ukrayna ve Venezuella
Her 2 ülkede de ABD ve AB vaatlerinden etkilenmiş kitleler ayaklandı. Ukraynada sokağa çıkanlar 30bini geçmemesine rağmen iktidara geldiler. Taşıdıkları posterlerde Stepan Bandera Nazi işbirlikçisi birliklerin şefi idi ve sadece onun örgütünden SS birliklerine asker alındı. Ukrayna'da daha taşlar yerine oturmadı. Lenin heykelini savunan nöbetçiler de var. Taşlar yerine oturmadı. 

Venezuella'da da 2002 de darbe olmuş, halkın sokağa inmesi ile Chavez tekrar geri gelmişti. Chavez bir sürü de suç işleyen darbecileri hapse bile atmya lüzum görmedi... Bakalım bu sefer yoksul halk ne yapacak? 

Yeni Harman

Yazarın Dİğer Yazıları

  1. Diktanın, savaşın panzehiri
    FETÖ örgütünün bizzat kendi sıkıştırması ile darbeye yöneleceğini bilen Erdoğan, olağanüstü siyasal bir hamle ile ruslardan düşürülen uçakla ilgili özür dilemesiyle, hem darbeyi daha da kışkırttı hem rusların olası bir…
  2. Başkanlık: Kontrgerilla Projesi
    HDP’nin Adana ve Mersin’de bürolarına bombalar konuldu insanlar yaralandı, şans eseri ölümden dönüldü. Kontrgerilla türü eylemler bir süredir gündemde idi ama bugünküler en tipiklerinden.. Bu eylemler Erdoğan’ın başkanlığını kolaylaştırmak ve…
  3. Wolinski’nin Turist Rehberi Yazıyor
    Leman’ın yıllar önceki “Charlie Hebdo” özel sayısına yazdığım Charlie'cilerle beraber geçirdiğimiz 1 haftayı anlatan mavra yazısı benim Leman grubu dergilerindeki ilk yazımdı. Yeni Harman dergisindeki her ay kapağın arkasındaki ve…
  4. AKP Kobane’de treni kaçırdı..
    MİT Eliyle Barzani’ye Büyük Kürdistan Kurdurmak: Işid ile PKK’yı hatta Esad’ı aynı kefeye koyup hepsine karşı savaşacağım dersen otomatik olarak pozisyonun emperyalist plan Büyük Barzani Kürdistanı’nın kuruculuğu olur. Tayyip Erdoğan…
  5. Kobane - Çanakkale - Stalingrad
    Amerikalılar IŞİD'in merkezi Rakka'yı, Akçakale'nin karşısındaki TelAbyad'ı vurdular. Özellikle petrol kuyularını. Ama Kobane civarını vurmakta tereddüt ediyorlar. Acaba IŞİD yerine, iddia edildiği gibi orada olma ihtimali olan Türk özel harekatçılarını…
  6. Irak'ı böldüler. Bölen kim?
    IŞİD YÜRÜYÜŞÜ PKK’YA KARŞI --IŞİD aylarca kuzey Suriye'de yani Rojava’da PYD ile savaştı. PYG gibi yeni oluşturulmuş bir askeri yapıya karşı bile bir başarı elde edemedi. Hatta 3 bin savaşçısını…
  7. Soma Milat..
    Soma Milat..
    1 Temmuz 2014
    Mayıs ayında son 30 yıllık Türkiye gündemini, aslında 12 eylül düzeninin bunca yıllık egemen söylem ve ideolojisini sarsacak bir olay oldu: Soma da çoğunluğu taşeronda çalışan yeni özelleştirilmiş eski Soma…
  8. Anahtar parti
    Anahtar parti
    5 Mayıs 2014
    CHP yönetimi MHP'nin de destekleyeceği bir adayı BDP'ye de beğendirmek zorunda. BDP'nin beğeneceği bir aday bulunur bulunmasına da CHP barışçıl bir çözümü taahhüt ederse BDP buna razı olur: CHP hem…
  9. AKP'nin Yeni Türkiye'si mi? Yeni İktidar mı?
    Bir tarafta punduna getirip ABD ve küresel sermaye destekli sivil darbe tezgahlayan cemaat, bir tarafta da organize yolsuzluk düzenini yargının şuncacık olan bağımsızlığını tümden iptal edip bal gibi bir "Ara…
  10. Kontralar Arası Savaş
    Kontralar Arası Savaş
    1 Şubat 2014
    Tek bilmediğimiz, bu yapının ne kadar Cemaat ne kadar direkt Amerikancı olduğu... Öte yandan bize bir illüzyon da gösteriliyor olabilir, hükümet bile yanılıyor olabilir... Ama Ergenekon'u tasfiye ederken işbirliği yaptığı ve…
  11. Neden herkes HDP'ye karşı
    Türklerin ve Kürtlerin ortak mücadelesine ışık tutacak yeni açılımlar uç verdi. Anlaşıldı ki Kürtler hükümetin samimiyetsiz oyunlarının yerine, barış için kendi Türk muhataplarını halkın içinden yaratabilecekler... İşte tam da bu…
  12. Demokratik Reform Paketi: Samimiyetsizlik abidesi
    Şu ana kadar, CHP'nin barış sürecini sahicileştirme, parlementoda sorunu çözme politikası, başarısız oldu. Kılıçdaroğlu'nun açtığı kredi, Erdoğan tarafından hemen reddedildi. Değil CHP, AKP bakanları ve BDP eşbaşkanları dahi hiçbirşeye karıştırılmıyor.…
  13. Çapulcular esas Rojava'ya Destek olmalı.
    Madem ki Suriye savaşı AKP faşizminin kaderinde bu kadar belirleyici. Sadece AKP karşıtlığı ile simgeleşmiş, ulusalcı, Kemalist, çapulcu, TC'ci muhalefet kanadı, Suriye konusunda, hem emperyalizmin işbirlikçi ordusu olan, hem hükümetin…
  14. Gezi Parkı direnişi 12 Eylül düzeninin sonu olabilir
    12 eylül düzeni aynen sürüyor, devletin bugünkü kurumları ve kadroları 12 eylül tarafından dizayn edildi ve buna şu tarihe kadar doğru dürüst bir değişim olmadı. Evet polis, Gezi Parkına sabahın saat…

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…