Soma Milat..

Hayrettin Belli

1 Temmuz 2014
Soma Milat..

Mayıs ayında son 30 yıllık Türkiye gündemini, aslında 12 eylül düzeninin bunca yıllık egemen söylem ve ideolojisini sarsacak bir olay oldu: Soma da çoğunluğu taşeronda çalışan yeni özelleştirilmiş eski Soma madeninde güvenlik zaafiyetleri, kontrolsuzluk ve kar hırsı nedeni ile 400'den fazla işçinin hala boğularak mı yanarak mı olduğu açıklanmamış ölümleri gündeme bomba gibi düştü.

1- 12 eylül 24 Ocak 1980 de alınan ekonomik liberalizasyon kararlarını uygulatmak için toplumu baskı altına almak üzere yapıldı. Taşeron sistemi daha o zaman planda idi ama ancak 1986 larda Özal tatafından ilan edilebildi. Sendikalı işçi sayısını özel sektörde (devlet hariç Tüsiad dahil) 2milyondan nerede ise 15te bire indiren (100binin biraz üstü)bu uzun dönemin(DİSK’in üye sayısı 30bin, Türkişin 500bininin 400bininden fazlası devlet işçisi), bu işte ne kadar başarılı olunduğunun göstergesi. İnsan hayatının en riskte olduğu sektörlerden olan madencilikte bu düzeyde taşeronlaşma hatta bunun ilkel feodal biçimi “dayıbaşılığın” uygulanması işvereni de tüm sorumluluktan kurtaran bu sistemin madencilikte uygulandığında ne kadar insanlık dışı bir şey olduğunu dünya aleme kanıtladı. Taşeron emeği hedefe koymayan bir muhalefet AKP iktidarına karşı çıkamaz. Bugün AKP taşeron emek demek.

2- Bugün her sektörde sendikal mücadele veren öncü işçiler işlerinden oluyor. Polis desteğinde işverenler temizlik yapıyor. Sendika olmayınca yada sarı sendika olunca da madende 400kişi ölüyor. AKP demek artık sendikasızlık veya sarı sendika demek.

3- Sigortasız çalıştırılanlar olduğu tespit edildi Oraya giden mühendis ve avukatlarca. Zaten sigortasız yada asgari ücret göstererek sigortalananlar devletin ve 11 yıldır akp nin kendi denetim görevini bile yapmadığını ortaya koydu.

4- Doğudan ve Suriye den getirilip madende 15-17 yaşlarında kayıtsız olarak çalıştırılan çocuklar olduğu ortay çıktı. Çocuk emeği sömürüsü demek de AKP demek artık.

5- Suriye deki savaştan kaçan arap gençlerin ne şekilde toprak altında sömürüldüğü arap ve dünya basınında ilan edildi. AKP nin iç savaşı kışkırtan Suriye politikasının ne gibi sosyal sorunlara sebep olduğu ortada.

6- Özelleştirme ilk önceleri yok pahasına devlet işletmelerini arsa veya bina değerinden de düşük peşkeş çekilmesi oldu. Haklarını kazanmış emekçilerden kurtulma ve taşerona geçme yolu oldu.

7- Zaten kadercilik, fıtratçılık ve işini alaha havale etme ideolojisinin siyasi görünümü olan AKP, iş güvenliği tedbirleri konusunda sınıfta kalacağı ve yandaşları denetlemeyeceği belliydi. AKP fıtratçılığı ve kaderciliği bilimsel iş güvenliği ilkelerinin, yani bilimin ve işçi hayatının düşmanı demek artık.

8- Soma Holding tam bir AKP projesi, yandaşlara bedava verilmiş. Patronu yandaş medya kuruluşlarından birinin yükünü çekmekten sorumlu. Her türlü istismara göz yumularak kömür maliyeti devletin eskiden mal ettiğine göre düşürülerek devlet kar etmiş gösteriliyor. Tüm yükü çağ dışı yöntemlerle sömürülen emekçiler çekiyor.

9- Soma katliamında somutlaşan bu düzene muhalefet sadece AKP ve Erdoğan dönemine muhalefet ile yetinirse yetersiz kalır. Özal, Çiller, Yılmaz ve Ecevit’in Derviş’i dönemlerine, yani toptan 12 eylülün ekonomik ideolojisini cepheden hedef almazsa başarılı olması mümkün değil. Ayrıca AKP’nin gerek oy verenleri , gerek yövmiye ile mitinglere taşınanları olan bu koşullarda çalışmaya mahkum edilmiş, tarlaları değersizleştirilerek madenlere

sürülmüş insanların ancak bu emek ve sınıf eksenli muhalefetten başka türlü kazanılması mümkün değil.

AKP’nin korkusu artık Sınıfsal

10- AKP kendine iane, iaşe ile AKP’ye mahkum edilmiş insanların uyanmasından korkuyor. Bu artık sınıfsal bir korku. Ağanın marabasının uyanmasından korkusu, patronun işçisinin uyanmasından korkusu gibi. Bu yüzden ikinci günde AKP polisini , çevik kuvvetini oraya yığdı. Polisler ev ev dolaşıp provokatör uyarısında bulundular. 500 kişilik cemaatçi imamlar ordusu sendika görünümünde(diyanet sen), ev ev taziyeye gitti, başkaları(sivil toplum kuruluşları, sendikalar) engellendi, hatta çağdaş hukukçular sivil polislere dövdürüldü. Evet iane-iaşeci, rantçı, üretici olmayan kapitalizmin çok örgütlü iktidarı , ancak en sosyal katmanların en alttakilerin artık sosyal haklarını ve kaderlerini kendi ellerine alma kararına varmaları ile değişecek gibi görünüyor. Yerel seçim sonuçları bunu gösterdi.. Suriye politikasının iflası, hırsızlık ve yolsuzluğun ayan beyan ortaya çıkması ve demokratik hakların iyice budanması, yargının iğdiş edilmesi bu sosyal katmanlar için başka bir partiyi desteklemeye gerekçe olamaya yetmedi. Demokrasi mücadelesi, emekçi kitlelerin harekete geçirilebilmesi mücadelesi belli ki artık. Bu yüzden tüm milliyetçi, Kemalist ve bireysel veya azınlık haklarını savunan muhalefetin bu “ekonomik-sınıfsal haklar muhalefeti” çizgisinin müttefiki olmak zorunluluğu var. İktidarın örgütleniş biçimi bunu gerektiriyor.

Alevilere saldır, Sünnileri yanına çek

11- En önemlisi: Soma o kadar yaygın bir sosyal ve sınıfsal uyanışa neden oldu ki iktidar paniğe kapılıp. Kendini yeniden mağdur durumda göstermek istedi. Ve Okmeydanı provokasyonu ile alevi-sünni çatışması tetikleyip kendi sünni tabanını sağlamlaştırmaya çalıştı. Elbette Okmeydanı gibi merkezi bir semtteki rantı kendi çetesinin hesabına yazmaktı amaç… Hatta kentsel dönüşüm hırsızlığının sembolü Bilal’ Okmeydanında ok bile attırdılar.

İşte Soma katliamının yarattığı malzeme bu. Kullanabilene… Soma katliamının gerçekleri, bu kitlelere bir dokundu, yapacağını yaptı, sol, sosyalistler ve HDP bunu sıçrama için fırsat bilip kullanamazsa, fırsat kaçar. Soma unutulur gider.

Çeşitli sol parti ve gruplar onyıllardır kendilerini kandırdıkları gibi iğne ile kuyu kazmakla kendilerini avuturlarsa ve ayrı ayrı durup halk hareketi yaratacaklarını bu yolda birbirlerini engellemeye devam ederlerse, bir şey değişmez. Emek haklarını savunurken artık kitleselleşmiş dinsel-mezhepsel ve ulusal azınlık hakları çerçevesinde örgütlenmiş geniş hareketlerin müttefikliğinde örgütlenirlerse. Toplumun büyük bir kısmının yaka silktiği AKP iktidarına karşı ilk umut olurlar. Yada en azından artık tehlike olacakları için AKP tasfiye edilip CHP parlatılıp iktidara taşınır.

SOL ALTERNATİF

Bugünün demokratik hakların bütününü: gerek yargı ve antidemokratik kanunlar, gerek dinsel -mezhepsel, gerek ulusal azınlıklar gerekse de ezilen iş güvencesiz çalışan emekçi kitlelerin , çiftçilik para etmediği toprağını yok pahasına küresel sermayeye devrederek gelecek 10 yılın en stratejik

sektörünün kontrolunu kaybetmek zorunda kalacak köylünün haklarını savunabilecek, gerekse doğuda ve bölgede barışı yaratabilecek sol sosyalist gelenek ve müttefiklerinden başka bir seçenek yok. Sol partiler bunu tek başlarına hiç , birleşerek de yapamayacak gibi görünüyor. Bu yüzden demokratik hakları savunan hareket dinamiklerini birleştiren ve buna emek eksenini yerleştirebilen bir hareket yaratılmalı. Buna en yakın aday sorunlarına rağmen HDP dir. Özgürlük hareketinin, iktidarın kürt hareketini doğuya hapsetme planına karşı verdiği cevap HDPdir. Kürt hareketi bu açılımı yapmaya mecburdu! Sosyalist fraksiyonlar da bugün mecburlar paralel bir açılıma…

AKP nin korktuğu da batıya açılan bir kürt hareketi ve müttefiklerini içeren bir alternatiftir. Kontrya hedef gösterilip provokasyonlar yaratılması bundandır.

Vartoda kalekollara karşı taş ve havai fişekle direnen gençler Tomanın üzerine #DIREN GEZI diye yazmışlar. Ama Sözcü gazetesi AKP'yi PKK müttefikliği ile suçluyor. Orada neden adam öldürülmediğini sorguluyor. Savaşın yeniden başlatılmasını zorluyor. İstiyorlar ki batıdaki direniş ile doğudaki direniş birbirinden tamamen kopsun. Bu kontrgerillacılıktır. Bu Gezi hareketine ihanettir. Emin Çölaşan’ın yazısı da öyle. Bu çizgi de, aynı paraleldeki İP-Aydınlık çizgisi de Gezi’ye ihanet içindedir. Kürt muhalefeti ile batıdaki demokratik muhalefetin birleşmesinden AKP’nin korktuğundan daha fazla korkmaktadırlar.

Bu aşamada kritik olan hareketler bugün HDP içinde olmayan, ÖDP, TKP, Halkevleri ve Halk Cephesidir. Türkiye devrimci hareketinde bir yeri olan bu hareketlerin de demokratik hakların ve emeğin cephesinin ortak davranışını yaratma sorumlulukları vardır. HDP’ye yaptıkları sınıfsal eleştiriler HDP’den uzak durarak bir anlam ifade etmez. HDP’de herşeyin doğru ve güllük gülistanlık olmadığı kesin. Hatta gerek düzenin her iki kanadının, bir de üstüne üstlük kürt hareketinin sağ kanadının da bu işin (kitlesel sol bir Türkiye partisi olma işinin) altını oyma (HDPyi BDP’ye benzeterek sadece kürt partisi olarak kalması) hevesini görmek zorundayız. İşte sadece bu nedenle yani sınıfsal dayanışma saiki ile bile bugün HDP çeperinde olmayan hareketlerin bir şekilde ittifakta yer almak gerekliliği vardır. Kürt hareketi ulusal: yani sınıflar arası bir harekettir. En azından tüm demokratik haklar kazanılana kadar öyle de devam etmelidir. Egemenler ve emperyalizm her zaman kürtler içinde başkalarının (genellikle Barzani’nin) önünü açmaya çalıştılar. Sosyalistler neden kendi sınıfsal müttefiklerinin önünü açmayı düşünmüyorlar? Bugün Rojava’da MİT, IŞİD ile var olan girift bağlantıları ile bunu yapmaya çalışıyor (MİT, IŞİD, Barzani dayanışması).  Barzani’nin açtığı hendek, TC'nin sınırı kapatması ve IŞİD'çilere sınır geçişte serbestlik, IŞİD’in kürt köylerinde çocuk katliamı. Hep bu ittifakın işi… Televizyonlarda AKP’nin uzman kürt sözcüleri PKK’yı tek bir konuda eleştiriyorlar. “PYD’nin Rojava’da askeri tekeli elinde bulundurması”nı. PYD bunu Barzani ile paylaşsa, peşmergelerin silahlarını kime doğrultacaklarını kestirmek zor değil.

BU oyunlardan biri de kuzeyde Türkiye’den çok sayıda gencin Rojava’ya gerilla olarak gitmelerini engellemek için hükümetin ailelerin Belediye kapısındaki eylemini deteklemesi, hatta belki de örgütlemesi idi. Ama bu birkaç gün ters tepti, iktidarın ve Erdoğan’ın 1500 çocuğu yıllardır içerde tutarken gerillaya katılanlara ağlamasının, nasıl sahte birşey olduğu ortaya çıkınca, devlet ailelerden desteğini çekti, aileler ortada kaldı. Elbette Demirtaş’ın etkili söylemi ve hareketin örgütlülüğü bu sonucun alınmasına, belki de çözüm sürecinin iktidarın bütün samimiyetsizliğine rağmen ilerleyerek sürmesine yolaçabiliyor. Örgütlülüğün sihirli gücü bu. Biz türk solcuları bunu bilmiyoruz.

31 mayısta, Gezi direnişinin birinci yıldönümünde: binlerce iyi niyetli genç ve bir miktar orta yaşlı, bireysel inisyatifle, yani örgütsüz olarak tek merkezden yönetilen taksim ve çevresindeki 25 bin polisle itiştiler. Belki yenilmediler ama düzenin güçleri çok hazırlıklı ve örgütlü idi. Yine söz söyleme ve şehrin meydanında bulunma hakları kanunsuzca devlet terörü ile gasp edildi.

Düzen çok güçlü görünüyor. Ama “kağıttan kaplan” demenin tam zamanı. Erdoğan spor salonu toplantısına, İmam-hatip öğrencilerini bile zorla getirtmiş istanbul’da. Çocuklar cemaatin televizyonunda yüzleri mozaikli olarak ilan ediyor. “Zorla getirildim” diye. Gelemeyecek olanlar da rapor almaya zorlanmış. Onları kışkırtıyor: “Gezicilerde fikir yok” diye…. Bunu yapan güç, seçimlerde hile ile algı yanıltması yapmaz mı sizce?

 

Yazarın Dİğer Yazıları

  1. Diktanın, savaşın panzehiri
    FETÖ örgütünün bizzat kendi sıkıştırması ile darbeye yöneleceğini bilen Erdoğan, olağanüstü siyasal bir hamle ile ruslardan düşürülen uçakla ilgili özür dilemesiyle, hem darbeyi daha da kışkırttı hem rusların olası bir…
  2. Başkanlık: Kontrgerilla Projesi
    HDP’nin Adana ve Mersin’de bürolarına bombalar konuldu insanlar yaralandı, şans eseri ölümden dönüldü. Kontrgerilla türü eylemler bir süredir gündemde idi ama bugünküler en tipiklerinden.. Bu eylemler Erdoğan’ın başkanlığını kolaylaştırmak ve…
  3. Wolinski’nin Turist Rehberi Yazıyor
    Leman’ın yıllar önceki “Charlie Hebdo” özel sayısına yazdığım Charlie'cilerle beraber geçirdiğimiz 1 haftayı anlatan mavra yazısı benim Leman grubu dergilerindeki ilk yazımdı. Yeni Harman dergisindeki her ay kapağın arkasındaki ve…
  4. AKP Kobane’de treni kaçırdı..
    MİT Eliyle Barzani’ye Büyük Kürdistan Kurdurmak: Işid ile PKK’yı hatta Esad’ı aynı kefeye koyup hepsine karşı savaşacağım dersen otomatik olarak pozisyonun emperyalist plan Büyük Barzani Kürdistanı’nın kuruculuğu olur. Tayyip Erdoğan…
  5. Kobane - Çanakkale - Stalingrad
    Amerikalılar IŞİD'in merkezi Rakka'yı, Akçakale'nin karşısındaki TelAbyad'ı vurdular. Özellikle petrol kuyularını. Ama Kobane civarını vurmakta tereddüt ediyorlar. Acaba IŞİD yerine, iddia edildiği gibi orada olma ihtimali olan Türk özel harekatçılarını…
  6. Irak'ı böldüler. Bölen kim?
    IŞİD YÜRÜYÜŞÜ PKK’YA KARŞI --IŞİD aylarca kuzey Suriye'de yani Rojava’da PYD ile savaştı. PYG gibi yeni oluşturulmuş bir askeri yapıya karşı bile bir başarı elde edemedi. Hatta 3 bin savaşçısını…
  7. Anahtar parti
    Anahtar parti
    5 Mayıs 2014
    CHP yönetimi MHP'nin de destekleyeceği bir adayı BDP'ye de beğendirmek zorunda. BDP'nin beğeneceği bir aday bulunur bulunmasına da CHP barışçıl bir çözümü taahhüt ederse BDP buna razı olur: CHP hem…
  8. 17 değil 18 Aralık karşı darbesi ile ARA REJİM'deyiz
    Sağ-CHP projesinin sandıkta başarı elde edememesi, bana yine barış sürecinin şansını geri getirir gibi geliyor. O zaman CHP'nin açıkça barışın yanında yer almasını zorunlu kılacak dengeler kurulur. Gündemi belirleyen 3…
  9. AKP'nin Yeni Türkiye'si mi? Yeni İktidar mı?
    Bir tarafta punduna getirip ABD ve küresel sermaye destekli sivil darbe tezgahlayan cemaat, bir tarafta da organize yolsuzluk düzenini yargının şuncacık olan bağımsızlığını tümden iptal edip bal gibi bir "Ara…
  10. Kontralar Arası Savaş
    Kontralar Arası Savaş
    1 Şubat 2014
    Tek bilmediğimiz, bu yapının ne kadar Cemaat ne kadar direkt Amerikancı olduğu... Öte yandan bize bir illüzyon da gösteriliyor olabilir, hükümet bile yanılıyor olabilir... Ama Ergenekon'u tasfiye ederken işbirliği yaptığı ve…
  11. Neden herkes HDP'ye karşı
    Türklerin ve Kürtlerin ortak mücadelesine ışık tutacak yeni açılımlar uç verdi. Anlaşıldı ki Kürtler hükümetin samimiyetsiz oyunlarının yerine, barış için kendi Türk muhataplarını halkın içinden yaratabilecekler... İşte tam da bu…
  12. Demokratik Reform Paketi: Samimiyetsizlik abidesi
    Şu ana kadar, CHP'nin barış sürecini sahicileştirme, parlementoda sorunu çözme politikası, başarısız oldu. Kılıçdaroğlu'nun açtığı kredi, Erdoğan tarafından hemen reddedildi. Değil CHP, AKP bakanları ve BDP eşbaşkanları dahi hiçbirşeye karıştırılmıyor.…
  13. Çapulcular esas Rojava'ya Destek olmalı.
    Madem ki Suriye savaşı AKP faşizminin kaderinde bu kadar belirleyici. Sadece AKP karşıtlığı ile simgeleşmiş, ulusalcı, Kemalist, çapulcu, TC'ci muhalefet kanadı, Suriye konusunda, hem emperyalizmin işbirlikçi ordusu olan, hem hükümetin…
  14. Gezi Parkı direnişi 12 Eylül düzeninin sonu olabilir
    12 eylül düzeni aynen sürüyor, devletin bugünkü kurumları ve kadroları 12 eylül tarafından dizayn edildi ve buna şu tarihe kadar doğru dürüst bir değişim olmadı. Evet polis, Gezi Parkına sabahın saat…

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…