Futbol Hep Futboldan Fazlasıydı: Siyasetin Mücavir Alanı Olarak Futbol-2

Levent Turhan Gümüş

10 Temmuz 2020
Futbol Hep Futboldan Fazlasıydı:  Siyasetin Mücavir Alanı Olarak Futbol-2

Sol, futbolda dönen her türlü dolab? ba?tan bilen örtük bir tepeden bak??la futbola ve futbolun etki alanlar?na mesafeli dururken sa? siyaset futbolu co?kun bir popülizmle, hem?ericilikle, bölgeye dönük yat?r?m ve gizli aç?k ?ampiyonluk vaadiyle oya tahvil etmeyi becermi?tir

Geçti?imiz y?l, AKP’li Cumhurba?kan? Erdo?an, 2018-2019 futbol sezonu devam ederken kat?ld??? bir televizyon program?nda, ?stanbul B. ?. Belediyespor’dan dev?irme Ba?ak?ehir Futbol Kulübünü kast ederek “Ba?ak?ehir’i ben kurdum... ?u an ?ampiyon oluyor... Binlerin izledi?i tak?mlar da ?ampiyon olabiliyormu? demek ki...” demi? ve ?a?k?nl?kla kar??lanan bu ifadesi futbol kamuoyunda tart??malara yol açm??t?. ?a??lacak bir ?ey yoktu oysa. Erdo?an, kendine özgü üslubuyla, “mühür kimdeyse Süleyman odur” diyerek iktidar, güç ve futbol ili?kisinde asl?nda herkesin bildi?i malumu birkaç cümleyle aç?k etmi?ti. (1)

Görünürde tuhaf olan asl?nda söyledi?i de?il yapt???yd?; CHP’yi itham etti?i diktatörlük ba??nt?l? s?ralad??? ?eylerin benzerini pratikte kendisinin de uygulamas?yd?. 

Erdo?an ve AKP, özellikle son y?llarda tek parti dönemi CHP’sinin izledi?i politikaya benzer bir politika izliyor. Toplumun en küçük hücresine kadar kontrol edilerek yeniden ?ekillendirilmesini öngören 1923-1945 parti devleti uygulamalar?na benzer uygulamalar bir süredir hemen her alanda kar??m?za ç?kabiliyor. 

Cumhuriyetin yönetici kadrolar?, de?i?ik a?amalardan geçen kurulu? y?llar? boyunca parti devleti rejiminin gereksindi?i bütün uygulamalar? kat?ks?z bir biçimde hayata geçirmi?ti. E?itimden sanat ve kültüre, spordan sa?l??a kadar hemen her ?ey siyasetin mücavir alan? içinde tan?mlanm??, rejimin gereksinimi ne ise ona uygun olu?umlar yap?land?r?lm??t?. 1923’den 1945’e kadar olan süreçte, sportif faaliyetler de ba?kaca faaliyetler gibi “ulus devlet” anlay???n? besleyen bir içerikte, onu fikren ve bedenen savunabilecek bireyler yaratma ihtiyac?na göre düzenlenmi?ti. Varsay?lan ideolojik kodlar?n d???na ç?kan hiçbir olu?umun ya?ama ?ans? yoktu. Mevcut nizama ayk?r? davranan her bir olu?umun kapat?ld??? ya da dönü?türülerek sisteme yedeklendi?i bir i?leyi? söz konusuydu. 

“On Y?lda On Be? Milyon Genç Yaratt?k Her Ya?tan”

Kemalist yöneticilerin sportif faaliyetlerden beklentisi, tam da 10. Y?l Mar??’nda ifade edildi?i gibiydi. Her an zinde, idmanl?, “millet-i müsellaha” (asker millet) tan?m?n?n içine yerle?mi? bir “yurtta?” beklentisiydi bu.

Goltz Pa?a’dan devral?nan bu özgün militarist tan?mlama önce ?ttihatç?lar, sonras?nda Kemalist iktidar taraf?ndan kullan?lacak, sadece beden e?itimi terbiyesinde de?il, her ihtiyaç duyuldu?unda, “vatan tehlikede” i?aretiyle devreye sokulacakt?r. (2)

Futbol, rejimin toplumsall?k tan?m?n? tamamlayan yurtta?l?k olgusuyla çeli?ti?i, daha bireysel, daha e?lence odakl? bir oyun olarak görüldü?ünden ba?lang?çta çok ra?bet görmemi?ti. Ancak kurucu irade, ortaya ç?kan yap?lar? en ba??ndan itibaren kontrol etmekten de geri durmad?.

Kemalist rejim, Osmanl?’dan kalan birçok kurumu tasfiye ederken baz? kurumlar? da yeni sistemin ihtiyaçlar? do?rultusunda yeniden düzenledi. Osmanl?’dan devral?nan yap?lardan biri de Türk ?dman Cemiyetleri ?ttifak?’yd?. Yerine ?stanbul, Ankara ve ?zmir bölgesi liglerinde mücadele eden kulüpleri bir araya getiren Futbol Heyet-i Müttehidesi (Futbol Birle?ik Kurulu) olu?turuldu. Bu liglerde Osmanl? döneminde faaliyet yürütmü? Be?ikta?, Galatasaray, Fenerbahçe, Beylerbeyi, Altay gibi kulüplerin yan? s?ra Cumhuriyetin hemen öncesi ve sonras?nda kurulmu? kulüpler de vard?. Bu kulüplerin tamam?na yak?n?n?n ortak özelli?i yeni rejimin ideolojik renkleriyle donanm?? olmalar?yd?. (3)

 

Ankara Ligi, ?stanbul ve ?zmir ligleriyle ortak özelliklere sahip olmakla birlikte kulüplerin yap?s? aç?s?ndan iktidar ayg?t?na daha yak?n bir ligdi. 1922’de ba?layan Ankara Ligi’nin ilk ?ampiyonu Talimgâh olurken 1923’de Harbiye ?dman Yurdu, 1924’te daha sonra Ankaragücü’ne dönü?ecek olan Anadolu San’atkârangücü, 1925’deyse Muhaf?zgücü ?ampiyonluk ipini gö?üsledi. Daha sonraki y?llarda da Ankara Ligi ?ampiyonlu?unu kimseye kapt?rmayan Muhaf?zgücü, Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle kurulmu? olan bir tak?md?.

Gerek kulüplerin kendilerine seçtikleri isimler gerek ilk on y?l?n hem lig hem Türkiye ?ampiyonlar? rejimin karakteriyle, Ankara’n?n siyasi ve askeri bir merkez durumunda olmas?yla uyumlu bir görüntü sergiler. 1924 y?l?nda gerçekle?en ilk Türkiye ?ampiyonas?’n?n birincisi Harbiye, ikincisi Bahriye’dir. ?ki y?l aradan sonra 1927 y?l?nda yap?labilen turnuvada ?ampiyonluk el de?i?tirmi? olsa da sonuçta bir ba?ka “asker tak?m”, Ankara Ligi birincisi Muhaf?zgücü Türkiye ?ampiyonu olur. Sonraki y?llarda iktisadi büyümenin merkezi olarak ?stanbul ve ?zmir’in öne ç?kt???, giderek bu illerin tak?mlar?n?n sahne ald??? görülür. 1930’lu y?llar?n ba?lar?nda ?stanbul tak?mlar? (?stanbulspor, Fenerbahçe ve Be?ikta?) art arda ?ampiyon olurken ?zmir tak?mlar? (Alt?nordu, ?zmirspor ve Altay) ikincili?i payla??r. (4)

Millî ?ktisat, Millî Kalk?nma ve Millî Küme

1930’lar?n ikinci yar?s?ndan itibaren uygulamaya sokulan “devletçilik”in  iktisadi ve sosyal alanda oldu?u gibi sportif alanda da yans?malar? olacakt?r.

“Milli Küme”; Milli iktisat, milli kalk?nma hamlesi gibi ideolojik vurgu ve tercihlerin futboldaki kar??l??? olarak tezahür eder. Futbol kar??la?malar? “Milli Küme” ba?l??? alt?nda toplan?rken Türk Spor Kurumu la?vedilerek tüm spor faaliyetleri Beden Terbiyesi Genel Müdürlü?ü’ne ba?lan?r. Al?nan karar yak?nla?an sava? ko?ullar?n? her an idmanl?, topyekûn sava?a haz?r bir toplum olarak kar??layabilme yakla??m?yla ilgilidir. Goltz Pa?a, ad? zikredilmese de iktidar pratikleri üzerindeki etkisini sürdürmektedir.

Yukar?da, sportif alan?n en tepesinde rejimin tasarruflar? do?rultusunda bu düzenlemeler yap?l?rken sahadaki hercümerç de kendi kara düzeni içinde devam etmektedir. Galatasaray tak?m?ndan ayr?lan bir grubun kurdu?u, ismi Atatürk taraf?ndan konulan ve vefat?ndan hemen sonra feshedilerek kapat?lan Güne?spor ayn? y?l (1938) hem ?stanbul hem de Millî Küme ?ampiyonlu?unu kazan?r. Yine ayn? y?l, bir TCDD kurulu?u olan Ankara Demirspor Ankara Ligi ?ampiyonu olurken devam sezonlar?nda yerel ligi domine ederek 1947 y?l?nda da Türkiye ?ampiyonlu?unu kazan?r.

Ankara Demirspor’un ?ampiyonlu?u, ula??m sorununu demiryolu üzerinden çözmeyi hedefleyen devlet politikas?n?n do?al bir sonucudur asl?nda. TCDD bünyesindeki spor kurulu?lar?na zaman içinde Eski?ehir, Adana ve ?zmir Demirspor tak?mlar? eklenir. G?da sanayi ve enerji ihtiyac?n?n kar??lanmas? için kurulan büyük fabrikalarda sportif faaliyetlerin zorunlu tutulmas?, i?çi s?n?f? temelli tak?mlara yenilerinin eklenmesinin yolunu açar. Türkiye ?eker Fabrikalar? bünyesinde kurulan ?ekerspor’u demir çelik ve kömür sektöründeki di?er kulüpler izler. Üst seviyedeki liglerde yer alamayan tak?mlar için fabrikalar aras? lig organize edilir. Tesis sorununun fabrika bünyesinde çözülmesiyle birlikte futbol, s?radan vatanda? aç?s?ndan da oynanabilir bir oyun düzeyine yükselir.

“Büyük Türkiye”nin ?htiyac? Olan “Destan” ve Macaristan “Zafer”i 

1950 y?l?na gelindi?inde i?in rengi de?i?ir. Demokrat Parti (DP) iktidardad?r. 2. Dünya Sava?? bitmi?, “yeni bir dünya” kurulmu?, çok partili rejime geçen Türkiye, yönünü Bat?’ya dönmü?tür. “Küçük Amerika” olma dü?ü revaçtad?r. Tar?mda makinele?me köyden kente göçü h?zland?r?rken, her mahallede bir milyoner yaratmaya ayarl? i?leyi? gerek yurtta?lar gerek bölgeler aras?nda rekabeti k??k?rtan bir sonuca yol açar. Ba?ar?n?n ölçütü zenginliktir. Nas?l olursa olsun kazan anlay??? futbol bahsinde kar??l???n? amatörlü?ün kald?r?lmas?nda bulur. Uluslararas? sistemin oyun sahnesinde yer almak için de böylesi bir düzenleme gerekli görünmektedir. Önce Millî Küme, bir sonraki y?l Türkiye ?ampiyonas? turnuvalar? sona erdirilir. Profesyonel Bölge Ligi’ne geçilir. Hemen ard?nda da stat say?s?n?n ülke genelinde art?r?lmas? için start verilir. Ama hala önemli olan ?stanbul’daki üç büyük kulüptür. Bu kulüplerin yönetimlerini ele geçirmek için hamle edilir. Ç?kart?lan bir yasayla kulüplerin birikmi? vergi borçlar? silinerek iktidara olan ba??ml?l?klar? art?r?l?r. Bu bir rövan?t?r. S?ras?yla Fenerbahçe ve Galatasaray yönetimleri el de?i?tirerek DP’li siyasetçilerin denetimine geçer. (5)

Büyük Türkiye’nin ihtiyac? olan “Destan” ise 1956 y?l?nda gerçekle?ir. Türk Millî Tak?m?’n?n, dönemin yenilmez armadas? Macaristan Millî Tak?m?’n? 3-1 yenmesi bas?nda geni? yer bulur. Galibiyet, “Milli tak?m bu galibiyeti ile spor tarihinde iftihar edilecek bir sayfa açm??, gururlu ve ?öhretli Macar futbolcular?na boyun e?direrek en büyük zaferlerden birine imza atm??t?r” gibi yorumlar ve benzer içerikteki man?etlerle kutlan?r. Oysa söz konusu olan gerçekte bir dostluk maç?d?r ve bu maç için Macarlara 100 bin Türk liras? ödenmi?tir. (6)

Futboldaki ba?ar?n?n zaferle ili?kilendirilmesi ve uluslararas? sahnenin iktidar?n ihtiyaçlar? do?rultusunda kullan?lmas? sonraki iktidarlar döneminde de devam eder. Dönem muktedirleri tribündeki yerlerini almak için hiçbir f?rsat? kaç?rmaz. ?bretlik uygulamalardan biri 27 May?s askeri cuntas? taraf?ndan gerçekle?tirilir. Daha önce oynanmas? gereken ama güvenlik gerekçesiyle may?s ay?nda oynanamayan Türkiye-?skoçya maç? apar topar al?nan bir kararla 8 Temmuz 1960 tarihinde Ankara’da oynan?r. Türkiye’nin 4-2 kazand??? maçta her ?ey olmas? gerekti?i gibidir. Askerî ö?renci bandosu co?kuyla “Da? ba??n? duman alm??” mar??n? çalarken askerî cunta lideri Cemal Gürsel tribünden gururla seyircileri selamlar.

60’l? Y?llar: Futbolda Bir Devrin Sonu

27 May?s’? 1960’? takip eden y?llarda toplumsal hayat, ba?kaca dinamiklerde oldu?u gibi sportif faaliyetler ve özelde futbol aç?s?ndan da farkl? yönlere do?ru evrilir. 1959 y?l?nda Millî Küme’nin yerine kurulan Millî Lig, yerini çok k?sa süre içinde 1. Lig’e b?rak?r. Çarp?k kentle?menin getirdi?i kimlik aray???, rekabet ve aidiyet ihtiyac? ?ehir merkezli futbol kulüplerinin ço?almas?n?, bunlar?n ço?almas? alt liglerin kurulmas?n?, dolay?s?yla futbolun halk kitleleri nezdinde daha da yayg?nla?mas? sonucunu yarat?r. Futbol, siyasetçi aç?s?ndan art?k daha fazla dikkate al?nmas? gereken bir “oyun”dur. 1965 genel seçimleri öncesinde çok say?da ?ehir tak?m?n?n oyuna kat?lmas?na imkân tan?yan iki gruplu Türkiye 2. Ligi,  ard?ndan 1967 y?l?nda 3. Lig kurulur. Asker ve kamu kurulu?u kökenli kulüplerin yerlerini ?ehir tak?mlar?na b?rakmas?yla birlikte o ?ehrin ileri gelenleri, i? adam?, sanayicisi futbolun her ?eyi oldu?undan büyük ve daha ba?ka gösteren aynas?nda görünmek için k?yas?ya bir mücadeleye giri?ir. Dönemin büyük in?aatç?lar?ndan AP’li i? adam? Faruk Ilgaz Fenerbahçe’ye, Cumhuriyet Senatosu üyesi Suphi Batur Galatasaray’a ba?kan seçilir. Kulübün efsanevi ba?kan? Baba Hakk?’n?n (Hakk? Yeten) yerine AP milletvekili Talat Asal’?n Be?ikta?’a ba?kan olmas?yla birlikte futbol iktidar özde?le?mesinin yeni dönemi büyük ölçüde tamamlanm?? olur. Eksik olan tek ?ey, ?stanbul’la Anadolu’yu futbol üzerinden e?itleyecek olan “Anadolu ?htilali”dir. 1968-69 sezonunda son haftalara kadar ?ampiyonlu?u kovalayan Eski?ehirspor’un cüretkâr kalk??mas? beklentiyi kar??layacak bir sonuç üretmez. Futbolun tüm toplum taraf?ndan ortak bir payda olarak sahiplenmesinin yolunu açacak “ihtilal”, k?rm?z? ?im?eklerden be? y?l kadar sonra Trabzonspor taraf?ndan gerçekle?tirilecektir. (7)

1970: Futbol Emekçilerinin Demokratik Örgütlenmesi,

Ba?ka Bir Futbol Vaadi

Futbol cenah?nda tüm bunlar olurken sosyal uyan???n zorlad??? sistem kendi s?n?rlar?na gelip dayanm??t?r. Toplumun bütün örgütlü kesimleri ayaktad?r. Ö?retmenlerin Büyük E?itim Yürüyü?ü’nü 15-16 Haziran 1970 Büyük ??çi Direni?i takip eder. Ba?ka bir “ihtilal ihtimali”nin görünür hale gelmesi egemenleri siyasal zoru askerî biçimde sürdürme karar?na götürür; asker, egemen s?n?flar ad?na yönetime el koyar. Siyasal partiler, dernekler, sendikalar kapat?l?r ama futbola dokunulmaz. Statlar aç?k kalmaya devam eder. Böylesi bir ortamda 6 May?s 1972 tarihinde toplanan Türkiye Profesyonel Futbolcular, Antrenörler, Menajerler ve Monitörler Sendikas?’n?n genel kurulunda ilginç bir ?ey gerçekle?ir. Yönetim, üç büyük tak?m?n sol e?ilimli oyuncular?ndan olu?an bir grubun eline geçer. Futbol baronlar?n?n ve onlar?n güdümündeki bas?n?n bu duruma tepkisi sert olur. Faaliyete kat?lan futbolcular?n hemen hepsinin bir ?ekilde tak?mlar?yla ili?ikleri kesilir. 1975’de Futbol-?? ad?yla yeniden organize edilen sendikal faaliyet 12 Eylül’de bir kez daha sekteye u?rar. A??r darbe alanlardan biri de Amatör Futbolcular Derne?i’dir. Yetmi? binin üzerinden kay?tl? üyeye sahip dernek yasak kapsam?na al?n?r. Böylece bu güzel oyunun en önemli bile?enlerinden olan futbol emekçilerinin futbola en alttan, demokratik yollarla kat?l?m?n?n önü tamamen kapat?lm?? olur.

1980 ve Sonras?...

“Rahats?zl?k” veren unsurlar?ndan ay?klanm?? futbol, bir haftal?k aradan sonra MGK karar?yla yoluna devam eder. 12 Eylül 1980’i takip eden haftada Fenerbahçe’nin UEFA, Trabzonspor’un ?ampiyon Kulüpler Kupas? maçlar?n?n oynanmas?nda bir mahzur görülmez. Futbol iktidar özde?li?inin en tipik örnekleri 12 Eylül askeri fa?ist cuntas? döneminde ya?an?r. Spordan sorumlu askerî kurmaylar futbolun kullan?l??l? bir araç olmas? bahsinde seleflerini aratmayacak i?lere imza atarlar. Her devrin, her muktedirin tak?m? oldu?u gibi her dönemin kendine özgü kupalar? vard?r. Karde? kavgas?na son vermek için yönetime el koyduklar?n? söyleyen cuntan?n yapt??? ilk i?lerden biri “Bar?? Kupas?” organize etmek olur. (8) 25 Ocak 1981 tarihinde Fenerbahçe ve Galatasaray’?n kar?? kar??ya geldi?i maçta kupa Galatasaray’?n müzesine gider. Ama futbolun parçalanmaz bir bütün olarak devam etmesi gereken i?leyi?inde bir eksik vard?r. 1. Lig’de tek bir ba?kent tak?m? bile yoktur. Cunta lideri Evren’in, “Ankaragücü 1. Lig’de neden yok?” sorusuyla birlikte futbol tarihine kara bir leke olarak geçecek i?lerden birinin kap?s? aralan?r. 2. Lig’de mücadele eden Ankaragücü’nü 1. Lig’e ç?kartmak ad?na özel bir yasa ç?kart?l?r. Bu yasaya göre, hangi ligde oynuyor olursa olsun, Türkiye Kupas?’n? kazanan tak?m oynad??? lige bak?lmaks?z?n 1. Lig’e ç?kabilecektir. Emir demiri keser. ?aibeli hakem karar?n?n sonunda Ankaragücü Türkiye Kupas?’n? kazanarak 1. Lig’e ç?kar. Kenan Evren, Ankaragücü üyelik defterine “?eref üyesi” olarak kaydedilir.

Cunta sonras? yeni dönem, bireysel kurtulu? reçetelerinin ba? tac? edildi?i liberalizmin ekonomiden siyasete tüm topluma egemen oldu?u bir süreç olarak ya?an?r. “Ne sa?c?y?m ne solcu, futbolcuyum futbolcu” jargonu, en popüler ifadelerden biri olarak dile yerle?ir. ?leti?im teknolojisindeki geli?melerin h?zl? adaptasyonunun gündelik hayat?n seyrini de?i?tirdi?i y?llard?r. 1990’larla birlikte devlet tekelindeki resmî televizyon yay?nc?l???n?n yan?nda özel sektöre ait televizyonlar yay?n hayat?na ba?lar. Tüketim ekonomisi her yere sirayet eder. Televizyon girmeyen ev kalmaz. Dünya futbolunun ekrandan takip edilebilir hale gelmesi futbola olan ilgiyi daha da art?r?r. Art arda aç?lan hal? sahalar yeni bir sektörün ve me?galenin kap?s?n? aralar. Ama aç?lan bu kap?, futbolun “e?lence” içerikli bir oyun olmas?n? daha da katmerle?tirmekten öte bir sonuç üretmez. Taraftar, futbolu fiilen oynayan bir futbolsever olmaktan giderek ç?kar. O art?k esas olarak bu büyük e?lence endüstrisinin bir parças?, devasa bütçelere sahip yay?n kurulu?lar?n?n beklentisine uygun bir izleyici, “seyirci”dir. Bir zamanlar dizlerini kanatarak top ko?turdu?u bu güzel oyun, iktidar?n ve iktidar içindeki kliklerin birbirine galebe çalmas?nda rol oynayan bir rekabet sahas?, asl?na yabanc?la?m?? mümbit kullan??l?l?kta bir toprakt?r art?k. 

Türkiye sa?? bu mümbit topra??n getirilerinin oya tahvili konusunda her zaman soldan daha uyan?k, daha atak davranm??, siyaset taraf?ndan istila edilmi? bu mücavir alan? gönlünce sürmü?, ekmi?, biçmi?tir. Bunda 50’li y?llar?n ba??ndan itibaren birkaç ara dönem hariç kesintisiz denilebilecek biçimde ülke yönetiminde bulunmas?n?n rolü büyüktür. Sol, futbolda dönen her türlü dolab? ba?tan bilen örtük bir tepeden bak??la futbola ve futbolun etki alanlar?na mesafeli dururken, sa? siyaset futbolu co?kun bir popülizmle, hem?ericilikle, bölgeye dönük yat?r?m ve gizli aç?k ?ampiyonluk vaadiyle oya tahvil etmeyi becermi?tir.

Bu gerçe?i hakk?yla kavrayan ve gereklerini ba?ar?yla uygulayan Özal olmu?, ard?llar? da açt??? yoldan yürümü?tür.

(Devam edecek)

-------------------------------

Dipnotlar

(1)   Erdo?an, 18 Mart 2019 tarihinde kat?ld??? bir televizyon program?nda bu sözleri sarf etmi?ti. Ba?ak?ehir puan fark?n? açm?? ve lider durumdayd?. Son haftalara girilirken puan fark? kapand?. Ligin bitmesine iki hafta kala Galatasaray’a yenilerek ?ampiyonluk rüyas?na veda etti. 2018-19 sezonunun ?ampiyonu Galatasaray oldu.

(2)  Goltz Pa?a: Mare?al von der Goltz. Abdülhamit döneminde, orduyu modernle?tirme kapsam?nda ça?r?lan Alman heyetinde yer alan askerlerdendir. 1910’lu y?llarda Mare?al rütbesiyle Osmanl? ordusunda Kurmay Ba?kan Yard?mc?s? olarak da görev yapan Goltz’un en ünlü çal??mas?, 1885 tarihli, Türkçeye “Millet-i Müsellaha” olarak çevrilen eseridir. Silahlanm??, silahland?r?lm?? millet anlam?na gelen millet-i müsellaha, kurucu irade ideolojisine ordu-millet, ordula?m?? millet olarak tercüme edilmi?; özellikle 2. Dünya Sava?? y?llar?nda - topyekûn sava?a haz?r olma ad?na, Goltz’un profesyonel ordunun vatanda? askerlerle (citizen soldier) desteklenmesi fikri, ilham verici bir i?lev görmü?tür.

(3)  ?zmir Ligi tak?mlar?ndan örne?in Alt?nordu, tarihteki Türk imparatorluklar?ndan birinin ad?n? tercih ederek köklere göndermede bulunurken Ülküspor “Türk ülküsüne” sahip ç?k?yor, Menemen ?dman Oca?? ve Buca ?dman Yurdu ise seçtikleri isimle Atatürk’ün “Sa?lam kafa sa?lam vücutta bulunur” sözlerini göndere çekiyordu.

(4)   Rejimin ihtiyaçlar? ve sportif ba?ar? aras?ndaki ili?ki bir kez daha tecelli bulacak ve Harbiye, uzun bir aradan sonra, 1938 ile 1945 aras?ndaki ola?anüstü dönemde, Harp Okulu’na dönü?mü? haliyle, 1942 ve 1945’de Türkiye Futbol ?ampiyonas? birincisi, 1944’de ise ikincisi olacakt?r.

(5)  Fenerbahçe’de 16 y?ll?k Saraço?lu yönetiminin yerine 1950’de önce Ali Muhittin Hac? Bekir, ard?ndan da DP milletvekili Osman Kavrako?lu gelirken, Galatasaray ba?kanl???na da gecikmeli olarak da olsa 1957 y?l?nda DP’li bir vekil, ?zmir milletvekili Sad?k Giz seçilir.

(6)  Macarlar? 3-1 yendi?imiz maçta gollerin ikisini “Ordinaryüs” lakapl?, Rum as?ll? oyuncumuz Lefter Küçükandonyadis atar. Bu galibiyeti anlatan, o dönem gençli?inin k?zl? erkekli ezbere bildi?i bir mar? yaz?lm??, ta? plaklara okunan bu mar?ta Küçükandonyadis, “Sen Lefter’i Macarlara sor” sözleriyle onurland?r?lm??t?r. Oysa ayn? Lefter, bu büyük “destan”?n bir numaral? kahraman?, alt? ay önce vuku bulan 6-7 Eylül pogromunda kör milliyetçili?in sald?r?s?ndan can?n? zor kurtarm??t?r.

(7)  “?stanbul dükal???n?n” iktidar?na son veren Trabzonspor, 1975-1984 y?llar? aras?nda alt? kez Türkiye 1. Ligi ?ampiyonu olur. Tüm bu y?llar boyunca Trabzonspor ba?kanl???n? yapan ?amil Ekinci, Trabzonspor’un temelinin Trabzonlu futbolculardan olu?mas? gerekti?ini savunan “öze dönü? hareketi” temsilcilerindendir. ?? adam? Ekinci, yönetimde bulundu?u sürece, “68’den itibaren kendisini Trabzonspor’un sigortas?” olarak gören Cevahir Holding’in kurucusu ?brahim Cevahirler’in, sonraki y?llarda Spordan Sorumlu Devlet Bakanl??? yapacak Mehmet Ali Y?lmazlar’?n, sülale içinden TFF Ba?kan? ç?karacak Ulusoylar’?n deste?iyle alt yap? yat?r?mlar?n? gerçekle?tirir.

(8)Futbol iktidar özde?li?inin en önemli gösterenlerinden biri olan kupa isimleri bahsinde, 12 Eylül cuntas? oldukça istikrarl?d?r. 1981 Bar?? Kupas?’n? yine ayn? y?l gerçekle?tirilen Devlet Ba?kanl??? Kupas? ve 1982-1986 aras?nda her y?l yap?lan Donanma Kupas? izler. Dönem kupalar?, iktidar ideolojisini yans?tan özellikleriyle siyaset tarihiyle ilgili olarak görmek isteyene çok ?ey söyler. 1914 ?ttihat ve Terakki Kupas?, 1923 -i?gal ordular? komutan? ad?na düzenlenen- General Harrington Kupas?, 1928 Gazi Büstü Kupas?, 1960 Cemal Gürsel Kupas?, 1975 K?br?s Bar?? Kupas? bu tür kupalardand?r. Mevcut iktidar?n bu konuda da iyi bir tilmiz oldu?una ku?ku yoktur. 2020 Haziran ay? içinde gündeme getirilen, TFF öncülü?ünde on bir Türk devletinin kat?l?m?yla gerçekle?tirilmesi dü?ünülen “Turan Kupas?” bu gözle, Türkçü ve ?slamc? bir iktidar?n ihtiyaçlar? temel al?narak de?erlendirilmelidir.

Yazarın Dİğer Yazıları

  1. Ay Çıkınca Ölüm Susar!
    Yaz biterken bir k?z?l gül daha soldu. Üzgünüz. Oysa öfkeli olmam?z gerekirdi. Bir Sisyphos yazg?s? gibi kendini tekrarlayarak dü?tü topra?a en dire?ken olanlar?m?z. Yaz ba??yd?. Haziran’da ölmek zordu. Genç zamanlard?.…
  2. Esas Hadise O Kiraz Ağaçları*
    ''Yolumuzu ayırdıklarımızdandı Mihri Belli. Çok sonra, kendi hikâyemizin ve onun hikâyesinin aslında aynı "kiraz zamanı"na adanmış hayatları içerdiğini anladığımızda Mihri Belli yetmişli yaşlarındaydı, bizse otuzlu yaşlarımızda'' Düş bekleyene gelmez, ona…
  3. Katları Düşerken
    Katları Düşerken
    3 Temmuz 2020
    Muktedir her ne istiyorsa onu söyleme mecburiyetinin hükümran oldu?u bir distopya ülkesi bu ülke art?k. Söz yasak. Dislike yasak. Maskesiz dola?mak yasak... Nefes alam?yoruz... ?talyan yazar Dino Buzzati, “Yedi Kat” adl?…
  4. Haziran’da Bir Fidan: Berkin Elvan*
     Berkin Elvan’ın bir gaz fişeği ile vurulmasının üzerinden yedi yıl geçti. Adalet tecelli etmedi. Katili halâ aramızda. Berkin’den sonra naaşı günlerce buzdolabında bekletilen, koyun otlatırken öldürülen, üzerinden panzer geçirilen başka…
  5. Bir İktidar Aracı ve Muhalefet İmkânı Olarak Futbol-1
    Simgeler, semboller önemlidir. Futbol, içinde çokça simge bar?nd?ran toplumsal bir aynad?r. Sesi k?s?lm??, muhalefet etme araçlar? elinden al?nm?? bir toplum, farkl? bir taraftar profiliyle kendisini futbol üzerinden pekala ifade edebilir.…
  6. Siyasette ve Gündelik Hayatta
    Siyaset ve gündelik hayat?n "yeni normal" i genel bir kapatma, yal?tma, varl??? sürekli hissettirilen bir dü?man, muhtelif vaka tekrarlar?yla unutulmas?na izin verilmeyen bir tehdit ve her an ba??ma bir ?ey…
  7. Fotoğrafın ve Şiddetin Dili: Siyahi İsyan ve Gezi
    ''Yan yanalar. Bir tür yazgı birliği. “Nefes alamıyorum” diyerek ölen Floyd’un fotoğrafı, son sözleri “Vurmayın, öldüm!” olan Ali İsmail’le, Kemal Kurkut’la, Dilek Doğan’la, Berkin’le, Gezi’nin güzel yüzlü çocuklarıyla buluşuyor'' George Floyd. Yeryüzünün lanetlilerinden. Siyah. Irkçı…
  8. Çiğdem koyduk çocukların adını
    Devrimle Çiğdem yer değiştiriyor. Hatırlıyorum: Çiğdem koymuştuk çocukların adını. Çünkü Çiğdem, düşlerimizin devrime değdiği bir evvel zamandı. Şişli Meydanı’nda üç kız biri çiğdem biri nergis vuruldular güpegündüz sorarlar bir gün sorarlar……

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…