''Yolumuzu ayırdıklarımızdandı Mihri Belli. Çok sonra, kendi hikâyemizin ve onun hikâyesinin aslında aynı "kiraz zamanı"na adanmış hayatları içerdiğini anladığımızda Mihri Belli yetmişli yaşlarındaydı, bizse otuzlu yaşlarımızda''
Düş bekleyene gelmez, ona şarkılarla gitmek gerekir.
Bunu bilip gereğini yerine getirenlerdendi Mihri Belli.
Son günlerinde, bilinci kapalıyken de olsa, son komünarlarla birlikte "kiraz zamanı" türküsünü (1) söylemiş olmalı.
"Esas hadise” onun için, hangi coğrafyada olursa olsun bu dünyanın ne kadar yaşanılası bir yer olduğunu gösteren, başka bir mevsimin mümkün olduğunu bize hatırlatan "o kiraz ağaçları" idi. 95 yıl süren ve ülkemiz insan ömrü ortalaması dikkate alındığında uzunca sayılabilecek yaşamında, o muhteşem “kiraz mevsimi”nin gerçekleşmesi için çok sayıda etkinlik içinde yer aldı Mihri Belli. Amerikan Komünist Partisi'inde Şikago'da ajitatör, TKP Merkez Komite üyeliği, Yunan İç Savaşında Demokratik Ordu'da gerilla komutanı (Kapetan Kemal), sonrasında Yön, Türk Solu, Aydınlık Sosyalist Dergi, Yurtsever, Emekçi ve Bağımsız Türkiye gibi dergilerde yazarlık ve yöneticilik; TEP, Faşizme Karşı Direniş Cephesi, ÖDP ve SDP kuruculuğu, Emek Barış Demokrasi Bloğu DEHAP milletvekili adaylığı. Biyografisinde ömrünün 11 yılını hapislikte, 18 yılını da zorunlu sürgün olarak yurtdışında geçirdiği bilgisi yer alıyor.
Bizim kuşak onu daha çok Mahir Çayan'ın Türkiye devrimci hareketinde bir yol ayrımına işaret eden "ASD'ye Açık Mektup" adlı yazısıyla tanıdı. Yolumuzu ayırdıklarımızdandı Mihri Belli. Çok sonra, kendi hikâyemizin ve onun hikâyesinin aslında aynı "kiraz zamanı"na adanmış hayatları içerdiğini anladığımızda Mihri Belli yetmişli yaşlarındaydı, bizse otuzlu yaşlarımızda. Şimdi geriye dönüp baktığımda, bizi yenilgiye götüren sürecin kendinden olmayanı muteber kabul etmeyen o iptidai bakış açısıyla son derece ilişkili olduğunu görebiliyorum. Tek tesellim, değişik geleneklerden gelen insanlar nezdinde bunun biliniyor olması. Mihri Belli, yoldaşları Şefik Hüsnü Değmer, Reşat Fuat Baraner ve Şevki Akşit'in yer aldığı Feriköy Mezarlığı'na gömülmüştü. Cenazesinde farklı kuşak ve geleneklerden gelen devrimciler de yer almıştı.
O günden bu güne çok alametler belirdi. Dalgaları karşılayan gemiler gibi yan yana durduk, güç olduk, lakin çok geçmedi her birimiz dağlara vuran gölgeyi kendi gölgemiz sandık. Karanlığın bir düşman gözü gibi yolumuzu beklediğini, gücümüzün birliğimizden geldiğini unuttuk. Şimdi yine pare pareyiz, bir tuhaf “muhafaza hali” içindeyiz!
Güneşin sofrası... Bakır taslar... Göğüs kafesinden koparılıp ateşe fırlatılan yürek... Kiraz zamanından kalma yara, hatıra...
Evvel ve ahir olan için söylenmiş sözdür, vasiyettir:
“Kızıldere ne anlam taşır? Ne var Kızıldere’de? Devrimci özveri var. Direniş ruhu var. Ülkeyi emperyalizmin uydusu durumuna düşüren, emekçiye düşman bir düzene karşı isyan var. Yoldaşlar arası dayanışma var. Yurtseverliğin doruğa yükselişi, halkın davası uğruna ölüme meydan okuyuş var. Saflarda bölünmenin mahkûm edilişi, birlik mesajı var Kızıldere’de.” (2)
"Kapetan Kemal"in karşı kıyıya vuran gölgesi ve bizden önce gelip geçmiş olanların hatırası birlikte yapmanın mümkün ve tek devrimci yol olduğunu söylemeye devam ediyor.
Esas hadise çünkü o kiraz ağaçları!..
Dipnotlar
(*) Mihri Belli'nin, "Türkiye Sol Hareketi"nin tarihini kendi tanıklığı ekseninde anlattığı "Esas Hadise O Kiraz Ağaçları" adlı kitabı, Chiviyazıları yayınevinden yayınlanmıştı.
(1) Paris Komünü (1871) partizanlarından Baptiste Clément’in “Kiraz Zamanı” şiiri, 28 Mayıs 1871’de Fontaine-au-Roi sokağının hastabakıcı görevlisi olan “yiğit yurttaş” Louise’e adanmıştır. 1871’de Antoine Renaud tarafından bestelenen Kiraz Zamanı, (Le temps Des Cerises) Paris komününü simgeleyen, en çok bilinen türkülerden biridir.
KİRAZ ZAMANI
Gelince bize kiraz zamanı, / sevinçli bülbülle alaycı karatavuk / bayram ederler. / Güzellerin başında kavak yelleri, / sevdalıların yüreğinde güneş dolaşır. / Gelince bize kiraz zamanı,/ alaycı karatavuk ne güzel şakır. // Ama kiraz zamanı ne kadar da kısa. / Gider çiftler düş kura kura / kirazları toplamaya, / bir örnek giysiler içinde aşk kirazları / düşer yapraklar / altından damla damla, kan gibi. / Ama kiraz zamanı ne kadar da kısa, / toplanır düş kura kura mercan taneleri. // Gelince size kiraz zamanı, / korkunuz varsa aşkın acısından, / sakının güzellerden. / Ben ki ağır acılardan hiç korkmam, / istemem bir gün bile yaşamak acısız. / Gelince size kiraz zamanı, / aşkın acılarını da tadacaksınız. // Hep seveceğim ben kiraz zamanını / Taşırım kiraz zamanından / yüreğimde bir yara. / Ve kader sunarken bana kendini / bilmez acımı dindirmesini. / Kiraz zamanını hep seveceğim ben, / ve içimde sakladığım anıyı.
Türkçesi: A.Kadir – Afşar Timuçin
(2) Mihri Belli, Kızıldere’ye Varan Yol s.5, Yaşam Yayıncılık
Yazarın Dİğer Yazıları
Ay Çıkınca Ölüm Susar!
27 Ağustos 2020Futbol hep futboldan fazlasıydı: Muktedirin gölgesinde sakatlanan 'Güzel Oyun'-3
22 Temmuz 2020Futbol Hep Futboldan Fazlasıydı: Siyasetin Mücavir Alanı Olarak Futbol-2
10 Temmuz 2020Katları Düşerken
3 Temmuz 2020Haziran’da Bir Fidan: Berkin Elvan*
16 Haziran 2020Bir İktidar Aracı ve Muhalefet İmkânı Olarak Futbol-1
14 Haziran 2020Siyasette ve Gündelik Hayatta "Yeni Normal"
6 Haziran 2020Fotoğrafın ve Şiddetin Dili: Siyahi İsyan ve Gezi
31 Mayıs 2020Bir Şarkı, Bir Şiir ve Birkaç Yoldaş:Geçmişi Sahiplenirken Çoğalan Mesafelerimiz
23 Mayıs 2020Haramilerin Saltanatına Karşı Sıkılmış Yumruk: Vedat Türkali
14 Mayıs 2020Çiğdem koyduk çocukların adını
30 Nisan 2020