Bu resme iyi bakın..
Dikkatle bakmak gerçekliğin tümünü görmeyi sağlar. Çünkü anlamak ve anlamlandırmak için eksik olan bir şey yok.. Çünkü görüntüyle aranızda hiç bir perde yok..
Yerde yatanların giysileri, birinin sırtındaki balta, ötekinin ayağındaki ip ve duvardaki yazılar..
Gerekli olan tek şey, görme biçiminizin sağlamlığı.. Yani insan olmanız, vicdanlı olmanız, kendinize karşı dürüst olmanız.. Yani aklınızın algınızı çelmemesi, aklın oyunlarına, hilelerine, "ama"larına kanmamanız.. Vicdanınızın sesini boğmaya yönelen hiç bir şeye izin vermemeniz yani. Gerçekten de "fikri hür, vicdanı hür" olmanız.
Filozof olmanız, analist ya da köşe yazarı olmanız gerekmiyor.. İnsanlık denen kavramın bütün yüklemlerini hatırlayarak, içinizde hissederek bakın.
Sıyrilin bir an için ideolojik ve siyasi kimliklerinizden. Sadece ve sadece insan olduğunuzu düşünün. Bin yıllık kardeş idiyseniz eğer, kardeşliğin prizmasından geçirin gördüğünüzü..
Bazen tek bir şey herşeyin açıklamasını verebilir bize. O tek şey, gerçekliği inkar, yalan ve riya ile örten perdeyi yırtıp atabilir. İşte bu fotoğraf böyle bir tek şeydir, görünmeyeni de gösteren.
Görünmeyen nedir diye soraranız, algınızın da size ileteceği gibi, fotoğrafın Niçin çekildiğidir. Zihin görüntüyü aldıktan sonra cevabını arayacağı ilk soru "niçin" dir. Bunu söylemekle fotoğrafla aranıza girmiş olduğumu sanmıyorum. En basit insan zihni bile bunu sorar çünkü, yüreğinin gözleri körleşmemiş her insan sorar.
Ama direnin, soruyu zihninizden kovmayın. Bu sorudan kaçmak insan olmaktan kaçmaktır çünkü; kuşatmaya boyun eğmektir, sizi "büyük sorun"un öteki yüzü kılan ve yenememektir özgürlük korkusunu.
"Niçin" diye sormayı başardığınızda inanıyorum ki, siz de göreceksiniz yerdeki "hain"lerin bedenlerinde, yalnızca kardeşliğin değil, aslında insanlığın katledildiğini..
Resimdeki vahşetin nerede, ne zaman olduğunu bilmeseniz bile, hatırlıyacaksınız Bismil'de Halil İbrahim'i vuran polislerden birinin yerde cansız yatan liseli gencin ağzına yüzüne, büyük bir hınçla tekmeler savurduğunu. Daha çoğunu göreceksiniz vicdanınız özgür olduğunda, keşfedeceksiniz toplu mezarları da.
Ve eminim düşüneceksinizdir, haklı olanların savaşında barbarlık ve vahşetin yeri olabilir mi? Vahşice intikam alır mı ölü bedenlerden haklı olan? O zaman insansız "insanlıktan" sözedenleri, "yaradılanı severiz, yaradandan ötürü" diyenleri tanıyacaksınız. O zaman adını siz koyacaksınız gördüğünüz şeyin. Tükürmek isteyeceksiniz ciğerim yanıyor diyenlerin riyakarlığına..
Yazarın Dİğer Yazıları
Fareler, Muktedirler ve Seçim
12 Mayıs 2023TİP’in kararı, HDP’nin Çengiz Çandar Tercihi
28 Nisan 2023Faşizm ve İç Savaş
30 Haziran 2022Devrimci durum ve Emek Cephesi
8 Kasım 2021Kurucu Meclis, Halk ittifakı ve HDP
23 Eylül 2021Mihri Belli’den kalan: Devrimin güncelliği
16 Ağustos 2021Güzel bir insan, kararlı bir devrimci: Şaban Ormanlar
13 Temmuz 2021Faşist MHP Kapatılmalıdır!
4 Temmuz 2021Finale Doğru
26 Nisan 2021Yeni-Osmanlı Galaksi İmparatorluğu:)
13 Şubat 2021Demokrasi Manifestosu, Geçici Hükümet’le Erdoğan’sız seçim!
11 Aralık 2020Seçimler Amerikan toplumundaki yarılmayı açığa çıkardı
11 Kasım 2020Egemen paradigmanın içindeki ‘Muhalefet’
3 Eylül 2020Devletin emperyalist siyaseti, faşizm ve Kürt sorunu
8 Temmuz 2020Dayanışma
21 Mayıs 2020AKP-MHP’li vekiller deyyusların ‘siyasi’ temsilcileri mi?
16 Nisan 2020Cumhuriyeti mi, tasfiyesini mi kutluyorsunuz!
31 Ekim 2019Marksist Devrimci olarak Mihri Belli
16 Ağustos 2019Cumhur ittifakı değil Cürüm ittifakı
13 Mayıs 2019İkili kriz: hem iktidar hem muhalefet
27 Şubat 2019