Ne kadar çok tutuklu o kadar çok kar! 1980lerden sonra büyük şirketler hapishanelerden yüksek karlar edilebileceğini keşfetti. Dünyadaki toplam tutuklu sayısının yüzde yirmibeşi bu ülkede.
Dünya nüfusunun sadece yüzde beşi ABD'de yaşıyor ama tüm dünyadaki toplam tutuklu sayısının yüzde yirmibeşi bu ülkede. 1980lere kadar 500 bin dolaylarında seyreden hapishane nüfusu bu tarihten sonra tarihi bir sıçrama yapıp 2 5 milyonu geçti. Karşılaştırırsak, örneğin Çin'de her 100 bin kişiden 120 kişi hapisteyken, bu ABD'de 760 kişi.
Hapistekilerin üçte biri uyuşturucu kullanmak gibi şiddet içermeyen suçlardan hükümlü (bunların çoğu diğer batı ülkelerinde para cezası veya kamuya yararlı işlerde çalıştırılarak hallediliyor). Bu oran 1980den önce yarı yarıya idi.
Neden 1980lerden sonra bu hale geldi hapishane sistemi sorusuna otoritelerin cevabı net: büyük şirketler hapishanelerden yüksek karlar edilebileceğini keşfetti. Ne kadar çok tutuklu o kadar çok kar! Kanunlar ne kadar sertleştirilirse o kadar çok tutuklu! Kanunların sertleştirilmesi için lobi faaliyetleri başlatıldı ve bugünkü tablo yaratıldı. Şimdi bildiğimiz birçok uluslararsı şirket bu işten büyük paralar kazanıyor. Bazı hapishaneler özelleştirildi, bazı tutklular boğaz tokluğuna çalıştırılıyor. Tabii ki sendikalaşma, grev, kıdem tazminatı gibi sorunlar da yok! Özel sektör harıl harıl hapishane inşa ediyor verdiğimiz vergilerle, gözetleme ve denetleme şirketleri pastadan büyük pay alıyor, hapishanelere yiyecek içecek satan şirketlerin işleri tıkırında, avukatların işlerinde patlama yaşandı, lobi grupları de tatlı paralar kazanıyor. Bu yeni yaratılmış endüstriden para kazanan şirketler, Westinghouse, Chevron gibi dev uluslararası şirketlerden Victoria' Secret'e kadar uzanıyor.
Tabi bir de işin ırkçı yani var. 1968lerin efsanevi öğrenci liderlerinden (şimdi akademisyen) Angela Davis'in ''Prison-İndustrial Complex'' adli çalışmasında belirttiği gibi tutukluların yarısı zenci. Bu her ondört zenciden birinin hapiste olması ve her dört zenciden birinin hayatının bir döneminde tutuklu olacağı demek. Bunların çoğu da uyuşturucu kullanmaktan hapiste, halbuki istatistiklere göre beyazlarla zenciler aynı oranlarda kullanıyorlar uyuşturucuyu. Bu arada Mümia Abu Cemal (zenci aktivist) ve Leonard Peltier (kızılderili) gibi üzerlerine kanıtsız cinayet suçları atılmış politik simaların yıllardır hapiste tutulduğunu anımsayalım.
Bu yeni endüstrinin ırkçı özelliklerinin yanında cinsel ayrımcı tutumunu da istatistklere bakarak anlıyabiliyoruz. 1980lerden sonra hapishane kadın nüfusu 12 misli artırılıyor ve bunların yüzde yetmişi şiddet içermeyen suçlardan tutuklu ve çoğunun çocuğu var. E tabi Victoria's Secret'e iç çamaşırı dikecek kadınlar da gerekli!
Kaliforniya ve daha birçok eyalet artık hapishanelere, yüksek öğretime harcadığı paradan daha çok para harcıyor. Acaba bu ABD imparatorluğunun ekonomik çöküşüne eşlik eden ahlaki bir çöküntünün habercisi mi diye düşünmeden edemiyor insan.
Yazarın Dİğer Yazıları
Yeni papa neden ayak yikadi?
9 Nisan 2013ABD'de Rudy Efsanesi, Kürtaj ve Suç
4 Ekim 2011Umutsuzluğa düşmenin anlamı yok!
30 Haziran 2011Heykel ve Ilkel
31 Mayıs 2011Chomsky'nin ağzından Türkiye'nin aydınları
25 Mayıs 2011