Oy Trabzon Trabzon

Rahmi Yıldırım

21 Ocak 2016
Oy Trabzon Trabzon

Hrant Dink deyince akla ilk olarak, çocuk yaştaki katili ve katilin memleketi Trabzon geliyor. Rahip cinayetleri söz konusu olduğunda da öyle. Trabzon’da Santa Maria Katolik Kilisesi Rahibi Andrea Santoro da 2006’da öldürülmüş, cinayeti 16 yaşında bir çocuğun işlediği açıklanmıştı.

Bu ülkenin yüzakı insanlarından Hrant Dink katledileli dokuz yıl olmuş.

Bunca yılın ardından Hrant’ın göz göre göre değil, yani ihmalkârlıkla seyredilen değil, devlet eliyle ilmek ilmek işlenen bir cinayete kurban gittiği anlaşılıyor. Öyle ki, artık resmi belgelere de yansıdığına göre, tetikçi çocuk cinayetin hiçbir aşamasında yalnız bırakılmamış, yarım düzine resmi “güvenlik” görevlileri cinayet mahallinde de tetikçiye nezaret etmişler.

AKP ile Cemaat kapışmasa, Hrant Dink cinayeti üzerindeki perde bu kadar aralanmayacaktı kuşkusuz. Yine de cinayetin üzerindeki sis bulutu tümüyle dağılmış değil. AKP iktidarı cinayeti Cemaate’e yükleyerek kendisini temize çıkarmaya çalışıyor. Cinayetin üzerindeki örtünün tümüyle kaldırılması için ısrarcı olmak, demokratların sosyalistlerin boynuna borçtur!

***

Hrant Dink deyince akla ilk olarak, çocuk yaştaki katili ve katilin memleketi Trabzon geliyor. Rahip cinayetleri söz konusu olduğunda da öyle. Trabzon’da Santa Maria Katolik Kilisesi Rahibi Andrea Santoro da 2006’da öldürülmüş, cinayeti 16 yaşında bir çocuğun işlediği açıklanmıştı.

Evet, Trabzon deyince de artık akla ilk olarak ırkçı ümmetçi milliyetçi güdülerle işletilen cinayetlerin tetikçileri, ülkücü mafya şefleri, iğrenç maço söylem sahibi kulüp başkanları, holigan futbol tutsakları geliyor ne yazık ki. Trabzon sevdalısı gazeteci yazar Attila Aşut da acı acı aynı şeyden yakınıyor Günlerin Kıyısından adlı kitabında.

Attila Aşut sürekli basın kartı sahibi bir basın emekçisi. Sol mücadeleyle örülü ömrünün gazetecilikte geçen bölümü altmış yıla yaklaştı. Trabzon’da Gazeteciler Sendikası’nın, Devrim Ocağı’nın ve Türkiye İşçi Partisi'nin kurucuları arasında yer aldı. 12 Mart darbesinden sonra yurtdışına çıktı, 12 Eylül döneminde Mamak Askeri Cezaevi’nde 37 ay tutuklu kaldı. Halen BirGün gazetesinde yazıyor. Günlerin Kıyısından adlı kitabında “artık anılarımızda düşlerimizde kaldı” dediği çocukluk ve gençlik dönemi Trabzon’unu, kentin yerel ve evrensel değerlerini anlatırken, “bir bebekten katil yaratan karanlığın” nasıl olup da doğup büyüdüğü kenti teslim aldığı sorusuna da yanıt arıyor.

Ksenophon’dan Evliya Çelebi’ye ünlü gezginlerin seyahatnamelerinde Trabzon’u “Doğu’nun masal kenti” ya da “Şair ruhlu insanların yaşadığı kent” olarak betimlediklerini vurguluyor Attila Aşut ve sözü bugünlere getiriyor: “Trabzon’un yok edilmekte olan kültürel kimliğinin yerini, şimdi ne yazık ki başka figürler doldurmak üzere. Yasin Hayal’ler, Ogün Samast’lar, işte bu boşluğun ürünleri...

Şair ruhlu insanların yaşadığı masal kenti” Trabzon’un “kültür başkenti” olmaktan çıkıp tutuculuğun başkentlerinden birine dönüşmesine ağıt yakarken Aşut, küresel kapitalizmin doymak bilmeyen kâr hırsının kentin tarihsel-kültürel dokusunu bozduğunu vurguluyor ve şunları kaydediyor: Vahşi bir kent yağması, tarihsel kenti yıkarak “dönüştürme” barbarlığı, anıların üzerinden geçen buldozerler, kenti ta ortasından delip geçen beton yığını viyadükler, Trabzon’u tanınmaz duruma getiren “tanjant yol” rezaleti, doğal çevreyi bozan düzensiz yerleşimler, insanlara denizi yasak eden “sahil yolu” cinayeti... Sonuçta artık anılarda düşlerde kalan, yalnız tarihsel dokusunu ve belleklerdeki görünümünü değil, ruhunu da yitiren bir Trabzon!

Trabzon’dan büyük kentlere ve yurt dışına önemli boyutlarda “beyin göçü” yaşandığına,  kentin düşünsel-sanatsal yoksullaşmasına bu göçün de etki ettiğine dikkati çekiyor Attila Aşut.

***

Attila Aşut’un anlattığına göre, Karadeniz insanı görünüşte sert, gerçekte yufka yürekli, sevecen ve hoşgörülüdür. Karadenizlinin asabi mizacı biraz da yaşadıkları coğrafyanın çetin koşullarından kaynaklanır. Ne var ki onların öfkesi saman alevi gibidir; tez sinirlenirler ama kızgınlıkları çabuk geçer. Karadenizliler genellikle yaşamı “ti”ye alan engin bir mizah duygusuna sahiptirler. Öyle olmasa dillere destan “Temel fıkraları” nasıl üretilirdi? Karadenizli kendisiyle bile dalga geçmekten çekinmez. Karadeniz insanı, tarihten devraldığı kimi korkuları içinde barındırsa da, hiçbir zaman ayrımcı ve şoven duygulara kapılmamış, etnik kökeninden dolayı insanları yabancı görme ve ötekileştirme yaklaşımı içinde olmamıştır...

Hemşehrilerine yönelik bu iltifatların ardından “Son yıllarda Trabzon’da yaşanan üzücü olaylar, ucu çok derinlere giden ‘karanlık odaklar’ca tezgâhlanmıştır; Trabzon halkının bu provokatif cinayetlerle uzaktan yakından ilgisi yoktur” hükmüne varıyor Attila Aşut.

***

Peki üzerine yapışan “bir bebekten katil yaratan karanlığa teslim olmuş, tutuculuğun başkenti” algısını silebilmek için Trabzonlu ne yapmalı?

Attila Aşut, okuyucunun kafasındaki bu soruya, Trabzon’un tarihsel kültürel köklerine dönmesi gerektiğini vurgulayarak yanıt veriyor: “Trabzon bu karabasandan hızla kurtulmak, zengin kültürel geçmişine ve tarihsel köklerine dönmek zorunda. İnanıyorum ki, Trabzonlunun her daim içinde taşıdığı sağduyu ve gizilgüç, bu darboğazı aşmasında yardımcı olacaktır. Tarihsel ve toplumsal koşulların yöre halkına armağan ettiği bu zenginliği birlikte özümsemek, içselleştirmek ve kardeşçe paylaşmak en gerçekçi yoldur.

Eklemek gerekirse, tarihsel dokusunu, belleklerdeki görünümünü ve ruhunu yitiren Trabzon değil sadece. Anadolu coğrafyası tümüyle küresel kapitalizmin doymak bilmeyen kâr hırsına yenik düştü, tarihsel dokusunu, aklını, ahlakını ve ruhunu yitirdi. Bugün Trabzon’a mal edilen kıyıcı tetikçi damar memleketin her yerinde var. Maraş'ta, Çorum'da, Sivas'ta katliam yapanlar, 6/7 Eylül'de İstanbul'u gayrimüslimlere dar edenler, gazeteci katilleri Malatyalı gençler ve daha niceleri Trabzon'da doğup büyümediler. Memleketin tamamı aklını, ahlakını, ruhunu yitirdi.  Ülkenin yüzakı Hrant Dink(ler), bu akıl, ahlak ve ruh yitimine kurban gitti(ler). Kültürel mirasını ve tarihsel köklerini kapitalizmin yağmasından kurtarması gereken sadece Trabzon değil, tümüyle Anadolu’dur.

Hrant Dink(ler)’in anısına, Attila Aşut’un emeğine saygıyla!

Yazarın Dİğer Yazıları

  1. Can'ları Bağlıyorlar İtleri Salıyorlar
    ''Mevcut Cumhurbaşkanı, Anayasa’nın yorum gerektirmeyecek açık hükmüne, yani bir kimsenin en fazla iki kere seçilebileceği hükmüne karşın üçüncü kez aday oldu; şaibeli seçimle tekrar seçildi. Milletvekili seçilen Can Atalay da,…
  2. Vatan Haini Bile Sayılmamıştık
    Kaç haftadır çeşitli tarihsel kişiler üzerinden vatana ihanet tartışması yapılıyor ya. Tam 40 yıl önce vatana ihanetle suçlanmıştık. Hatta, vatan haini bile sayılmamıştık. Devir 12 Eylül faşizmi devriydi. Solcu yani…
  3. Askeri Faşizmden Dİnci Faşizme Cezaevleri
    ''Cezaevlerinde dünden bugüne, askeri faşizmden İslamcı faşizme, özde değişiklik yok. Hukuku vicdandan adaletten insandan bu denli uzaklaştırmak, İslamcı iktidara nasip oldu. Bir kere daha anlaşıldı ki, cehalet ve kötülük iktidarı,…
  4. 'Müslümanların Ahlakla İmtihanı'
    Prof. Dr. Hüseyin Çelik, İslam coğrafyasında ahlakın zerresinin kalmadığını, İslami Hayat Endeksi’ne göre dünyanın en iyi ülkelerinin Yeni Zelanda, İzlanda, Hollanda, Finlandiya, İsveç, Norveç, Kanada gibi ülkeler olduğunu; Türkiye’nin 100’üncü sırada…
  5. Müslümanların Ahlakla Bitmeyen İmtihanı
    AKP iktidarı döneminde memleket tarihte hiç olmadığı kadar Müslümanlaştı ama hayatın hemen her alanında o ölçüde yozlaştı çürüdü, yarım yamalak da olsa var olan aklını ahlakını yitirdi. Gün geçmiyor ki…
  6. Gazze İçin Timsah Gözyaşları
    ''Her şeye karşın İsrail destekçisi Batı ülkelerinde halklar İsrail’in gaddarlığını, hükümetlerinin İsrail’e desteğini protesto ediyorlar. Yahudi sermayeli şirketlerde işçiler greve gidiyor. Protesto gösterileri çoğu kez polis tarafından dağıtılıyor; “liberal demokrasi”…
  7. Kutlanacak Cumhuriyet Kaldımıki?
    Cumhuriyet, egemenliğin cumhura yani halka ait olduğu devlet biçimi demek. Böyle bir devlette halk, egemenliğini ya doğrudan ya da seçtiği temsilciler aracılığıyla kullanır. Bu yönetim tarzı demokrasi olarak adlandırılır. Yani…
  8. Firanvunlardan Netanyahu'ya ve Erdoğan'a
    ''Akıl ve tarih, ırkçı dinci ümmetçi milliyetçi politikaların ve politikacıların halklar arasında düşmanlık ve vahşet dışında bir sonuç üretmediğini, bu politikacıların pençesine düşen halkların gün yüzü görmediklerini, başka ulusları ezen…
  9. Dİnci Faşizmin Kabusu Gezi Direnişi
    Hapishaneden dışarıya adımını atmak, yani tahliye olmak, bir insanın yaşayabileceği en derin sevinç ve mutluluklardan biridir. Ancak yaşayanlar bilir. Ne var ki siyasi mahpuslar, bu sevinci doyasıya yaşayamazlar, mutlulukları yarım…
  10. Ordu gözbebeğimizdir!
    Ordu gözbebeğimizdir!
    28 Eylül 2023
    CHF ALLAHKULU’NU KURTLARIN ÖNÜNE ATTI: “Ordu milletimizin gözbebeğidir. Allahkulu Sezgin Bey’in sözleri şahsi görüşüdür, fırkamızı bağlamaz. Gözbebeğimiz şanlı ordumuzu töhmet altında bırakan ifadeleri kabul edilemez. Bu konu yetkili organlarımızda görüşülecektir.” Tayyiban…
  11. İslam Temizlik Diniyse Neden Ortalığı..?
     Söz temizliğe gelince, bizden temizi yoktur. İslam temizlik dinidir, Peygamber’in deyişiyle “Temizlik imanın yarısıdır, cennete ancak temiz olanlar girecektir.” Rivayet odur ki, Peygamber’in nasihatine uygun olarak atalarımız hamamda yıkanırdı, misvak kullanırdı,…
  12. Barış da Düşman Ceza Hukukunun Kurbanı
    ''Barış Pehlivan son yazısında, “Siyah kölelerin yargılandığı bir düzen bu. Beyaz olsaydım, zengin olsaydım, dalkavuk olsaydım içeride olmazdım” demiş.'' Okur yazar herkes Barış Pehlivan’ı bilir herhalde. Şahsen tanışmak kısmet olmadı; ben…
  13. İslami Magandalık
    İslami Magandalık
    15 Ağustos 2023
    ''Nazım’dan bu yana değişen sadece lümpenleşme ve magandalaşmanın İslam ile ambalajlanması oldu. İslami lümpenleşmenin ve magandalaşmanın en acı sonucu kadınlara, çocuklara ve doğaya yönelik saldırganlıktır ki, ne yazılsa eksik kalır'' “Türkiye…
  14. Maganda Politik
    Maganda Politik
    7 Ağustos 2023
    ''Zaten doğru düzgün bir feodalizm yaşamadığımız gibi hızlandırılmış alaturka-arabesk lümpen (ve dahi artık abdestli) kapitalizmle birlikte kültürel doku çürüdü; kitabına uygun bir burjuva-proleter ayrışması olmadı; değer yargıları alt üst oldu; magandalık…
  15. Mizah Bahçelerindeki Sararmanın Hüznü
     Mizah, alışılmış sıradan hayata ve olağan düşünceye kurulan tuzaklarla gülümsetmek, gülümsetirken düşündürmek demek. Tuzağın temel malzemesi zıtlıklardır, talihsiz rastlantılardır. Ancak, herkesin gözü önünde cereyan eden bir zıtlığı kopyalayıp temsil etmek…
  16. Halkçı Hayal Kırıklığı
    ''CHP yanlısı medyada da durum farklı değil. Kılıçdaroğlu’nun başını istemeyen kanal ya da köşe yazarı yok gibi. CHP genel başkanlığından istifa etmedi diye neler neler demiyorlar Bay Kemal için. “Haysiyetsiz”,…
  17. Şu Zalim Zamcının Ettiği İşler
    ''Vergiyi ve fiyatları tayin eden Allah olunca, imanı kuvvetli emekçiye şükretmekten başka bir şey kalmıyor. Oysa, imanı kuvvetli emekçi, merkezin solunda sayılan Ecevit’i bir kalemde silip atmıştı. Hatta Demirel bile,…
  18. Tayyip NATO'yu Dİze Getirdi!
    ''1950’lerde Başbakan Adnan Menderes’in Amerika gezisini izleyen Anadolu Ajansı Genel Müdürü’nün haberi(!)  “dalkavukluk başyapıtı” olarak basın tarihine geçmiştir. Genel Müdür’ün yazdığına göre Menderes Amerikalıları öyle etkilemişti ki, “Amerikalılar 'Allahım, bize neden böyle…
  19. Osmanlı Nasıl Savaşıyordu, Rus Nasıl Savaşıyor?
    ''Wagner, ezici çoğunlukla, savaşmak üzere cezaevlerinden salıverilen mahkumlardan oluşuyor. Kurucusu Yevgeniy Prigojin Sovyet döneminde gasp ve hırsızlık suçundan 10 yıl hapis yatmış. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra sosisli sandviç satışıyla yola…
  20. Merdan'a Namerdan Hukuk
    Merdan'a Namerdan Hukuk
    4 Temmuz 2023
    ''Merdan Yanardağ, düşman ceza hukukunun son kurbanı olarak tutsak edildi. Tutuklamanın resmi gerekçesi “terör örgütü propagandası yapmak” diye açıklansa da biliniyor ki Merdan, Cumhur İttifakı iktidarının Abdullah Öcalan ile yeniden…

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…