Dünyanın Bütün Müslümanları ne istiyor

6 Mayıs 2013
Dünyanın Bütün Müslümanları ne istiyor

TÜRKİYE'DE NÜFUSUN %12'Sİ ŞERİATTAN YANA-ÜLKEYİ ÖRGÜTLÜ BİR AZINLIK YÖNETİYOR. ---Pew Araştırma Merkezi'nin dünya çapında Müslümanlar arasında yapmış olduğu ankete göre, dünyanın ikinci büyük dininin mensupları, inançlarına derinden bağlı olmalarının yanı sıra, bu dinin öğretilerinin, yalnızca kendi kişisel yaşamlarını değil, aynı zamanda toplumlarını ve politikalarını da şekillendirmesini de istiyorlar.

Anketin yapıldığı 39 ülkenin birkaçı dışındaki tüm ülkelerde Müslümanların çoğunluğu İslamın, insanı cennetteki sonsuz yaşama götüren tek gerçek inanç olduğunu ve Allah inancının, ahlaklı bir insan olmak için gerekli olduğunu söylüyorlar. Ayrıca birçoğu, kendi dini liderlerinin, siyasi konular üzerinde hiç olmazsa biraz etkiye sahip olmaları gerektiğini düşünüyorlar. Ve birçoğu, şeriatın - geleneksel İslam hukuku - kendi ülkelerinin resmi hukuku olarak tanınmasını istediklerini ifade ediyorlar.

ŞERİATI EN ÇOK HANGİ ÜLKELER İSTİYOR
Şeriatın "ülkelerinin resmi yasası" olmasını istediklerini söyleyen Müslümanların oranı, dünya çapında büyük ölçüde değişiyor; Azerbaycan'da onda birden az ( % 8) iken, Afganistan'da hemen hemen tam bir oybirliği ( % 99) ortaya çıkıyor. Ancak Orta Doğu ve Kuzey Afrika, Sahra-altı Afrika, Güney ve Güneydoğu Asya'da anketin yapıldığı ülkelerin büyük bir kısmında, Nijerya'da Müslümanların % 71'ini, Endonezya'da % 72'sini, Mısır'da % 74'ünü ve Filistin topraklarında % 89'unu içeren asıl çoğunluk, şeriat düzeninin kurulmasını uygun görüyordu.

Anket, aynı zamanda şeriatın güçlü destek bulduğu ülkelerde bile Müslümanların çoğunun, diğer inançtan insanlar için de dinsel özgürlük istediklerine işaret ediyor. Örneğin Pakistan'da Müslümanların dörtte üçü, Müslüman olmayanların kendi dini gereklerini yerine getirmede çok özgür olduklarını söylüyorlar ve bu düşüncede olanların % 96'sı, bunun "iyi bir şey" olduğunu belirtiyor. Yine de Pakistanlı Müslümanların % 84'ü, şeriatın, resmi hukuk olarak kabul edilmesinden yana. Görünüşteki bu farklı düşüncelerin nedeni kısmen Pakistan'da şeriatı destekleyenlerin çoğunun - diğer birçok ülkede olduğu gibi - İslam hukukunun yalnızca Müslümanlara uygulanması gerektiğine inanmalarıdır.

TÜRKİYE'DE DURUM NE?

PEW'in araştırma verilerine göre Türkiye'de nüfsun %12'si toplumun şeriatla yönetilmesinden yana. Bu kesimin %43'ü şeriatın Müslüman-olmayanlara da uygulanmasını istiyor. % 17'si İslamı terkeedenlere ölüm cezasından yana (Katli vaciptir). Müslümanların %36'sı dini liderlerln politik konularda da etkili olmasını istiyor. Nüfusun %30'u İslami partilerin veya partinin diğerlerinden daha iyi olduğunu düşünüyor. Yine toplumun %65'i, şeriat isteyenlerin %84'ü kadınların daima kocalarına itaat etmesinden yana. %13 poligamiyi (çokeşlilik) ahlaki buluyor. Nüfusun %66'sı içki içmeyi ahlaka aykırı görüyor..

(Endişeli.org'un notu: Toplumun %12'sinin düşük bir oran olduğu düşünülmemelidir. Çünkü bu %12, örgütlü bür azınlıktır. Devlet aygıtlarını elinde bulunduran partinin çekirdeğini oluşturmaktadır. Böylece toplumun tümünü yÖnetme pozisyonu elde etmiştir. Bütün verileri bir arada değerlendirdiğimizde bu kesimin kurduğu ideolojik hegemonya ile toplumu islami esaslara göre dönüştürmekte olduğunu söyleyebiliriz.)

HER ÜLKEDE ŞERİAPRATİKTE FARKLI ANCAK KADININ KOCASINA İTAAT ZORUNLULUĞU AYNI

Ayrıca, dünya çapında Müslümanlar, şeriatın pratikte ne anlama geldiği konusunda farklı anlayışlara sahipler.

Avrupa, Asya, Orta Doğu ve Afrika'daki Müslümanlarla 80'den fazla dilde, 38.000 'den fazla yüz-yüze görüşmeyi kapsayan anket, Müslümanların, şeriatın ev içi alanda, aile veya mal anlaşmazlıklarında kullanılmasını daha tatmin edici bulma eğiliminde olduklarını göstermektedir. Ankete katılan ülkelerin çoğunda, hırsızların ellerinin kesilmesi veya İslam dininden diğer inançlara dönenlerin öldürülmesi gibi ağır cezalar, dikkate değer ölçüde daha az destek görüyor. Ve ev - içi konularda bile, Müslümanların düşünceleri, çok eşlilik, boşanma ve aile planlamasının ahlâken kabul edilebilir olup olmadığı, ya da kız çocukların da, miras paylaşımında erkek çocuklarla aynı haklara sahip olup olmamaları konularında büyük farklılıklar göstermektedir.

Anketin yapıldığı ülkelerin çoğunda, erkeklerin çoğunluğu gibi, kadınlarında çoğunluğu, kadının her zaman kocasına itaat etmek zorunda olduğunu kabul ediyorlar. Gerçekten de Irak'ta (% 92), Fas'ta (% 92), Tunus'ta (% 93), Endonezya'da (% 92), Afganistan'da (% 94) ve Malezya'da (% 96), Müslümanların onda dokuzundan fazlası bu görüşü ifade ediyor. Aynı zamanda, araştırılan birçok ülkede çoğunluk, bir kadının peçe takmak isteyip istemediğine kendisinin karar verebilmesi gerektiğini belirtiyor.

Genel olarak anket, Müslümanların çoğunun, dindar olmakla, modern bir toplumda yaşamak arasında doğal bir gerilim olduğunu düşünmediklerini gösteriyor. Din ile bilim arasında da bir çelişki görmüyorlar. Birçoğu demokrasiyi, otoriter yönetime yeğliyor ve insanlar ve diğer canlıların zaman içerisinde evrime uğradıklarına inanıyor ve - çoğu, Batı'daki popüler kültürün genel ahlâkı zayıflattığına inansa bile - kişisel olarak Batı'nın filmlerinden, müzik ve televizyonundan hoşlandıklarını söylüyorlar.

Yeni Anket ayrıca Pew Araştırma Merkezi'nin ABD'deki Müslümanlar arasında daha önce yaptığı anketlerle bazı karşılaştırmalar yapılmasını sağlıyor. Dünya çapında Müslümanların çoğu gibi, ABD Müslümanları, genellikle inançlarına olan güçlü bağlılıklarını ifade ediyorlar ve dindar olmakla, modern bir toplumda yaşamak arasında doğal bir çatışma görmeme eğilimindedirler. Ancak Amerikalı Müslümanlar büyük olasılıkla, diğer ülkelerdeki Müslümanlardan daha fazla kendi inançlarını paylaşmayan yakın arkadaşlara sahiptirler ve bunlar, - sadece İslam'ın değil - birçok dinin, cennetteki sonsuz yaşama götürebileceği düşüncesine diğerlerinden daha açıktırlar. Aynı zamanda, ABD'li Müslümanlar, daha az evrime inanmaya dünya üzerindeki kendi diğer dindaşlarından daha az eğilimlidirler; bu konuda, onlar ABD'deki Hıristiyanlara daha yakındırlar.

MÜSLÜMANLARIN ÖNEMLİ BİR YÜZDESİ İSLAM ADINA İNTİHAR SALDIRISINI VE DİĞER TERÖR BİÇİMLERİNİ DESTEKLİYOR
Çok az sayıda Amerikalı Müslüman, İslam adına intihar saldırısı veya sivillere karşı diğer şiddet biçimlerini desteklerini ifade ediyor; % 81 bu eylemlerin asla haklı olmadıklarını söylerken, onda birden azı, İslamı desteklemek adına ya haklı olduklarını ( % 1), ya da bazen haklı olduklarını ( % 7) belirtiyor. Dünyanın her yerinde, Müslümanların çoğu da intihar bombalamalarını ve sivillere karşı diğer saldırıları kabul etmiyorlar. Ancak, Müslümanların Bengaldeş'de % 26'sı, Mısır'da % 29'u, Afganistan'da % 39'u ve Filistin topraklarında % 40'ı olmak üzere, bazı ülkelerde önemli ölçüde azınlıklar bu şiddet eylemlerinin haklı olduğunu söylüyorlar.

Anket iki yönlü olarak yapılmıştır. 2008-2009 yıllarında önemli sayılabilecek bir Müslüman nüfusa sahip olan on beş Sahra-altı Afrika ülkesi araştırılmış ve bu sonuçların bazıları daha önce Pew Araştırma Merkezi'nin "Hoşgörü ve Gerilim:. Sahra-altı Afrika'da Hıristiyanlık" başlığını taşıyan 2010 yılı raporunda analiz edilmişti. Buna ek olarak 2011-2012 yıllarında Avrupa, Asya, Orta Doğu ve Afrika ülkeleri araştırıldı, dini inanç ve uygulamalarla ilgili sonuçları Pew Araştırma Merkezi'nin "Dünya Müslümanları: Birlik ve Çeşitlilik" başlıklı 2012 yılı raporunda yayınlandı. Şu anki rapor Müslümanların sosyal ve siyasal tutumlarına odaklanmaktadır ve anketin iki yönünde elde edilen bulguları birleştirmektedir.

Elde edilen diğer önemli sonuçlar şöyledir:

• Ankete katılan pek çok ülkede Müslümanların en az yarısı, Mısır'da (% 67), Tunus'ta (% 67), Irak'ta (%68), Gine Bissau'da (%72) ve Endonezya'da (%78) Müslümanların üçte ikisi dahil olmak üzere, kendi ülkelerinde dinsel aşırılık yanlısı gruplar konusunda endişe duyduklarını söylüyorlar.

ÇOK EŞLİLİK BATIDAN DOĞUYA GİTTİKÇE ARTIYOR
• Dünya üzerindeki Müslümanlar, ezici bir çoğunlukla - fuhuş, eşcinsellik, intihar, kürtaj, ötenazi ve alkol tüketimi de dahil olmak üzere - bazı davranışları ahlâksızlık olarak görüyor. Fakat çok eşlilik, boşanma ve doğum kontrolü konularında farklı tutumlara sahipler. Örneğin çok eşlilik, Bosna-Hersek ve Azerbaycan'da Müslümanların sadece % 4'ü tarafından ahlaki açıdan kabul edilebilir olarak görülmekte iken bu oran Filistin topraklarında % 48, Malezya'da % 49 ve bazı Sahra - altı ülkelerde örneğin Senegal'de % 86 ve Nijer'de % 87 olmaktadır.

• "Namus" cinayeti denilen öldürmelerle ilgili soruya birçok ülkede Müslümanların çoğu, bunların asla haklı olmadıklarını söylemektedirler. Sadece iki ülkede, Afganistan ve Irak'ta, çoğunluk, evlilik öncesi cinsel ilişki veya zina yaparak ailelerine utanç getirdikleri iddia edilen kadınların yargısız infazlarını tasvip ediyor.

• Kendi ülkelerinde daha dindar olanlarla, dini gerekleri daha az yerine getirenler arasındaki gerginliklerin büyük olduğunu söyleyen Müslümanların sayısı görece az. Ayrıca, bu sorunun sorulduğu çoğu ülkede Müslümanlar aynı zamanda İslamın iki ana mezhebine mensup olanlar, Sünniler ve Şiiler arasındaki gerilimin de hafif olduğunu düşünüyorlar. Ancak Pakistan (%34) ve Lübnan'daki (% 38) Müslümanların üçte biri veya fazlası, Sünni - Şii çatışmasını çok büyük bir sorun olarak görmektedirler.

• Sahra-altı Afrika'daki Müslümanların, diğer bölgelerde ankete katılan Müslümanlardan daha fazla dinlerarası toplantılara katıldıklarını ve diğer inançlar hakkında bilgi sahibi olduklarını söyleyebiliriz. Fakat Sahra-altı Afrika'daki Müslümanların önemli bir oranı da Müslümanlar ve Hıristiyanlar arasında düşmanlık algılamaktadırlar. Örneğin Gine Bissau'da Müslümanların % 41'i Hıristiyanların "ekseriyetinin" veya "birçoğunun" Müslümanlara karşı düşmanca bir tutum sahibi olduklarını ve % 49'u, Müslümanların "ekseriyetinin" veya "birçoğunun" Hırıstiyanlara karşı düşmanca bir tutum sahibi olduklarını söylüyorlar.

• Bu sorunun sorulduğu ülkelerin yarısında, Müslümanların çoğunluğu dini liderlerin siyasi konularda en azından "biraz etkileri" olmasını istiyorlar ve Asya, Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da oldukça büyük azınlıklar dini liderlerin çok büyük siyasi etkilerinin olması gerektiğini düşünmekteler. Örneğin, Ürdün'deki Müslümanların % 37'si, Malezya'da % 41'i ve Afganistan'da % 53'ü, dini liderlerin politikada "büyük" bir rol oynamaları gerektiğini ifade ediyorlar.

• Şeriatın ülkenin resmi hukuku olmasına verilen destek, anayasa veya temel yasaların İslamı diğer dinlerin üzerinde saydığı Pakistan ( % 84) ve Fas ( % 83) gibi ülkelerde daha yüksek olma eğilimi göstermektedir.

• Birçok ülkede, günde beş vakit ibadet eden Müslümanların, şeriatın ülkelerinin resmi hukuku olmasına verdikleri destek, o sıklıkta ibadet etmeyenlerden daha fazladır. Örneğin, Rusya, Lübnan, Filistin toprakları ve Tunus'ta günde beş vakit ibadet eden Müslümanlar, şeriatın resmi hukuk olarak kabul edilmesini, diğerlerinden % 25 oranında daha fazla destekliyorlar. Ancak genel olarak, şeriata verilen destekte, yaş, cinsiyet veya eğitim bakımlarından çok az fark bulunmaktadır.

PewResearchCenter'dan Endişeli.org için Adnan Köymen çevirdi

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…