Peygamberler Günahsız masumlar mıdır?

Rahmi Yıldırım

23 Mart 2017
Peygamberler Günahsız masumlar mıdır?

Hz. Muhammed, günah işlemiş olabilir mi? Yanıtı Kur’ân-ı Kerim’de --“Ey Muhammed! Sabret. Allah’ın va’di şüphesiz gerçektir. Günahının bağışlanmasını iste. Akşam-sabah Rabbini hamd ederek tespih et.” 

Toprağı bol olsun, Georgi Dimitrov faşizmi “finans kapitalin en gerici, en şovenist, en emperyalist unsurlarının açık terörcü diktatörlüğü” olarak tanımlamıştı.

Siyaset biliminde faşizmin karakteristik özellikleri olarak düşmanlaştırma, ulusal güvenlik takıntısı, sermaye korunurken emek güçlerinin baskı altına alınması, cinsel ayrımcılığın şahlanması, aydınların ve sanatın küçümsenmesi gibi pratiklerin yanı sıra medyanın denetimi, hileli seçimler ve din ile yönetimin bütünleşmesi de vurgulanır.

20’nci yüzyılın faşist rejimleri incelenerek yapılan bu tanımlamalar Türkiye’de AKP iktidarınca da doğrulanıyor. AKP, ülkeyi barışçıl yollardan yönetemediği son dört beş yılda faşist karakterini saklayamaz hale geldi. Toplumsal muhalefet yükseldikçe AKP’nin faşizmi de koyulaşıyor. Son referandum süreci de AKP faşizmini olanca çirkinliğiyle gözler önüne seriyor.

Tek adam diktatörlüğü için dayatılan referandum, önceki referandum ve seçimlerden nispeten farklı bir süreç olarak gelişiyor. Seçmen listeleri ne kadar sağlıklı, bilinmiyor. 7 Haziran ve 1 Kasım 2015 seçimleri arasında geçen beş ayda seçmen sayısı 2 milyon artmıştı. Aradan on beş ay geçti, 16 Nisan referandumu için seçmen sayısı 2 milyon artmış.

Kentleri yakılıp yıkıldığı için göç etmek zorunda kalan yüz binlerce insan oy kullanabilecek mi, bilinmiyor. Sayısı 100’ün üzerinde özel güvenlik bölgelerinde nasıl oy kullanılacak, kullanılan oylar nasıl sayılacak, o da belirsiz.

Öte yandan iktidar partisi, önceki seçim ve referandumları da geride bırakacak derecede siyasi ahlaka tümüyle aykırı bir kampanya yürütüyor. Başta Cumhurbaşkanı sıfatını taşıyan zat olmak üzere, iktidar partisi sözcüleri devletin her türlü olanağını propaganda için kullanıyorlar. Daha alt düzeydeki kamu görevlileri iktidar partisinin militanı gibi propaganda çalışmalarına katılıyorlar. Öyle ki, ana muhalefet partisinin başını isteyecek kadar gözlerini karartmışlar.

Yetmiyor, hayır kampanyasını devlet terörüyle engelliyorlar, muhalif milletvekillerini hapse atıyorlar; ondan sonra da topraklarında propagandaya izin vermeyen yabancı ülkeleri nazi veya faşist olmakla suçluyorlar.

Yetmiyor, bir elin beş parmağını bulmayacak sayıda gazeteler dışındaki tüm medyayı kendi propagandaları için kullanıyorlar, muhalif medya mecralarını kapatıyorlar.

Yetmiyor, açıkça iç savaşla kaosla tehdit ediyorlar; “hayır” diyecek olanların terörist olduklarını, Çanakkale’de yenilenlerin torunları olduklarını söyleyecek kadar iğrençleşiyorlar.

Yine de yetmiyor, yalanın demagojinin din istismarının en iğrenç örneklerini sergiliyorlar. Reisleri için “Allah’ın bütün vasıflarını üzerinde taşıyan lider, O’na dokunmak bile ibadettir” diyerek şirke batıyorlar; daha mütevazı olanları “Allah’ın elçisi” diyorlar, peygambere saygı için okunan salavatı reise uyarlıyorlar. Referandumdan evet çıkacağına ilişkin ayet ve hadisler bulunduğunu söyleyecek kadar alçalabiliyorlar. “Bakara makara” diyerek Kur’an ile dalga geçen hırsıza bile sahip çıkıyorlar. Bu kadar alçaldıktan, günaha battıktan sonra, tek adam yetkilerinin nasıl yoldan çıkarıcı olabileceğini anlatmaya çalışırken peygamberden örnek veren muhalefet sözcüsüne sırtlanlar gibi saldırıyorlar...

*** 

DİNİ SİYASETE ALET ETMENİN DAYANILMAZ AHLAKSIZLIĞI

İşte Deniz Baykal’ın başına gelenler. Baykal dedi ki, “Beşer şaşar. Bu kadar yetkiyi peygambere verseniz, peygamberi bozar.

Sen misin böyle diyen! Kendi mahallelerinde onca din istismarı yapılırken alkışlayanlar, onca günaha ortak olanlar Baykal’a demediklerini bırakmıyorlar.

Bıyık güzeli Adalet Bakanı BB “Cahilliğin dışavurumundan başka bir şey değil” dedi. 

Şehircilik Bakanı MÖ “Sapık, ne dediğini bilmiyor” diye konuştu.

İçişleri Bakanı SS, “Ayıptır, kutsallarımıza, kutsallarımız üzerinden değerlendirmelere girmemeliyiz, bu yanlıştır” diyerek çullandı. 

İktidar partisinden ve hükümetten Baykal’a çullanmayan kalmadı gibi. En ilginç saldırı ise Başbakan Yardımcısı’ndan geldi. Peygamber üzerinden benzetmeyi doğru bulmadığını, referandum kampanyasına Peygamber’i karıştırmanın vicdansızlık olduğunu söyledi Numan Kurtulmuş: “Bu doğrudan doğruya dinin siyasete alet edilmesidir” diye üste çıktı. Çok daha ilginci, “Bizim peygamber inancımızın aslı, peygamberlerin masumiyetidir, günahsızlığıdır. Peygamber şaşmaz. Peygamberlerin hiçbirisi şaşmaz.” diyerek kendince ilahiyat dersi verdi.

Hani nasıl derler, “profesör olmuş ama...

Amadan sonrasını olmuş mu olmamış mı önemli değil de, Prof. Dr. Numan Kurtulmuş’un ahlaki ve siyasi tutarlılığı bu kadar işte. Recep Tayyip Erdoğan’a onca ağır sözler söyledikten sonra gidip biat edince, ahlaki ve siyasi tutarlılığını sıfırlamıştı. Meğer, ilahiyat bilgisi zaten sıfırmış.

*** 

PEYGAMBERLER GÜNAH İŞLER Mİ?

Prof. Dr. Numan Kurtulmuş olmak için zaten ilahiyat bilgisinin sıfır olması gerekiyor. Ünlü özdeyiştir: Kutsal kitabı okuyup anlayan ateist, okuyup anlamayan dindar olur, ne okuyan ne de anlayan ise yobaz...

Akademik unvanına bakarak Numan Kurtulmuş’un ateist olduğunu sanmak abesle iştigaldir. Takva ehli dindar veya yobaz mıdır, en iyi bilecek olan Allah’tır! Bu anda üzerinde durulması gereken, peygamberlerin masumiyetine ilişkin söylediklerinin gerçek olup olmadığıdır.

Başka bir ifadeyle “Peygamberler masum mudur, hiç günah işlemediler mi?

Günah demek, “Tanrı buyruklarına karşı olan, dince suç sayılan amel ya da davranış” demek. Örneğin, kul hakkı yemek günahtır. En büyük 72 günahın ilki Allah’a şirk koşmaktır.

Günah böyle tanımlandığına göre, semavi dinlerde insanlığın atası kabul edilen Adem peygamber ve eşi Havva, niçin cennetten kovuldular? Tanrı buyruğuna karşı Adem ile Havva ne yapmışlardı da insanlık hâlâ bu ilk günahın cezasını çekiyor?

İnsanlığın ikinci atası sayılan Nuh peygamber ne yaptı da kendinden geçti, şuurunu yitirdi? Şuurunu yitirdiğinde küçük oğlu, babası Nuh peygambere ne yaptı?

Lut peygamberin kendisini sakınamadığı amelleri yazmaya konuşmaya kim cesaret edebilir?

İbrahim peygamberin karısıyla akrabalık derecesi neydi?

Ya Davud peygamber? Kur’ân-ı Kerîm’de anlatılıyor. Sâd suresinde anlatıldığına göre, Allah Muhammed’e Davud’u hatırlatıyor. Dağlar taşlar kuşlar Davud’un emrine verilmiş, mülkü artırılmış. Derken, iki kardeş Davud’a geliyor. Biri, diğerinin doksan dokuz koyunu olduğunu ve kendisinin tek koyununa göz diktiğini anlatıyor, Davud’dan adaletle hüküm vermesini istiyor. Davud, doksan dokuz koyun sahibinin tek koyuna göz dikmesinin haksızlık olduğunu söylüyor. Bunu söyler söylemez de Allah’tan af diliyor. Allah da Davud’u bağışlıyor, yeryüzüne halife yaptığını bildiriyor...

Kur’an’da bu kadar anlatılıyor. Peki Kur’an’da ayrıntısı verilmeyen bu olay nedir ki, Davud af diliyor? Eski Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Süleyman Ateş’in tefsirine göre, Davud peygamberin af dilediği olay, Kitabı Mukaddes’in II. Samuel, bab:12’de anlatılan zina olayıdır; peygamberler hakkında kuşku uyanmaması için bu zina olayı Kur’an’da ayrıntısıyla anlatılmamıştır.

Prof. Dr. Süleyman Ateş bu kadarla yetiniyor. Ayrıntısına girmeden aktarmak gerekirse, onca dünya nimeti bahşedilen Davud peygamber, evinin çatısında dolaşırken, ordusunun generallerinden Uriya’nın karısı Betşeba’yı bahçesinde banyo yaparken görür. Kadını arzulayan Davud, Uriya’nın savaşta ön saflarda yer almasını emreder, Uriya savaşta ölür; Davud da Betşeba’yı haremine katar...

Buna benzer şekilde Kur’ân-ı Kerîm’de ayrıntısına girilmeden ima edilen, Kitabı Mukaddes’te ayrıntısıyla anlatılan nice amel, daha doğrusu günah vardır.

Peki Kur’ân’ın vahyedildiği Hz. Muhammed, günah işlemiş olabilir mi? Yanıtı Kur’ân-ı Kerim’de. Örneğin, Mü’min 55’te Allah, Muhammed’e şöyle hitap ediyor:

Ey Muhammed! Sabret. Allah’ın va’di şüphesiz gerçektir. Günahının bağışlanmasını iste. Akşam-sabah Rabbini hamd ederek tespih et.”

Mekke’nin fethinin, fetih öncesinde Hudeybiye anlaşmasının anlatıldığı Fetih suresinde de Allah Muhammed’e şöyle vahyediyor:

Doğrusu biz sana apaçık bir fetih ihsân ettik. Böylece Allah senin geçmiş ve gelecek günahını bağışlar. Sana olan nimetini tamamlar ve seni doğru yola iletir. Ve sana Allah, şanlı bir zaferle yardım eder.” (Fetih / 1,2,3)

Demek ki neymiş? Muhammed peygamber de günahının bağışlanması için dua etmekle emrolunmuştur. Muhammed peygamberin geçmiş gelecek günahları bağışlanmış ve kendisine şanlı bir zafer müjdelenmiştir...

Tabii söz buraya gelmişken, SS’den önceki İçişleri Bakanı Efkan Bey’in bir konuşmasını hatırlamamak mümkün değil. Ala Bakan şöyle konuşmuştu: “Hazreti Muhammed Mekke’nin fethinde kendisine pay çıkardı, gurura kibre kapıldı; ama biz kendimize pay çıkarmıyoruz başörtüsü yasağını kaldırdık diye.

Belirtmeli ki, İslami inanışta gurur ve kibir, en büyük günahlardandır, Şeytan’ın ziyneti sayılır. İktidar partisinin bir veziri böyle konuşmakla Muhammed’e şeytani bir günah atfetmişti. Buna bile sessiz kalan iktidar partisi mensupları, Deniz Baykal’ın son derece dikkatli cümlesi üzerine kıyametler koparıyorlar, Prof. unvanlı kubbe altı veziri ise peygamberlerin günah işlemedikleri, masum oldukları demagojisine sarılıyor. Maksat, İslam’ın beş şartından ötesini bilmeyen yoksulların soyut peygamber sevgisini siyasal ranta çevirmek.

Netice-i kelam, “Peygamberler günah işlemezler” iddiası gerçek dışıdır. Muhammed dahil, bütün peygamberler beşerdir, bazen şaşmışlardır, günah kabul edilen ameller işlemişlerdir. En muteber müfessirlerin ortak ifadesiyle, Allah o günahları kullarına ibret olsun diye peygamberlerine işletmiş, bu yolla kullarını uyarmıştır. “Peygamberler günah işlemez” diye iddia ve ısrar edenler, aklı, imanı ve ahlakı kıt olanlardır. Aklı, imanı ve ahlakı yetmeyenleri Allah ıslah etsin amin!

(İşbu risale İbnü’l Sallama Hükümran Beyefendi tarafından kaleme alınmıştır!)

 

Yazarın Dİğer Yazıları

  1. Can'ları Bağlıyorlar İtleri Salıyorlar
    ''Mevcut Cumhurbaşkanı, Anayasa’nın yorum gerektirmeyecek açık hükmüne, yani bir kimsenin en fazla iki kere seçilebileceği hükmüne karşın üçüncü kez aday oldu; şaibeli seçimle tekrar seçildi. Milletvekili seçilen Can Atalay da,…
  2. Vatan Haini Bile Sayılmamıştık
    Kaç haftadır çeşitli tarihsel kişiler üzerinden vatana ihanet tartışması yapılıyor ya. Tam 40 yıl önce vatana ihanetle suçlanmıştık. Hatta, vatan haini bile sayılmamıştık. Devir 12 Eylül faşizmi devriydi. Solcu yani…
  3. Askeri Faşizmden Dİnci Faşizme Cezaevleri
    ''Cezaevlerinde dünden bugüne, askeri faşizmden İslamcı faşizme, özde değişiklik yok. Hukuku vicdandan adaletten insandan bu denli uzaklaştırmak, İslamcı iktidara nasip oldu. Bir kere daha anlaşıldı ki, cehalet ve kötülük iktidarı,…
  4. 'Müslümanların Ahlakla İmtihanı'
    Prof. Dr. Hüseyin Çelik, İslam coğrafyasında ahlakın zerresinin kalmadığını, İslami Hayat Endeksi’ne göre dünyanın en iyi ülkelerinin Yeni Zelanda, İzlanda, Hollanda, Finlandiya, İsveç, Norveç, Kanada gibi ülkeler olduğunu; Türkiye’nin 100’üncü sırada…
  5. Müslümanların Ahlakla Bitmeyen İmtihanı
    AKP iktidarı döneminde memleket tarihte hiç olmadığı kadar Müslümanlaştı ama hayatın hemen her alanında o ölçüde yozlaştı çürüdü, yarım yamalak da olsa var olan aklını ahlakını yitirdi. Gün geçmiyor ki…
  6. Gazze İçin Timsah Gözyaşları
    ''Her şeye karşın İsrail destekçisi Batı ülkelerinde halklar İsrail’in gaddarlığını, hükümetlerinin İsrail’e desteğini protesto ediyorlar. Yahudi sermayeli şirketlerde işçiler greve gidiyor. Protesto gösterileri çoğu kez polis tarafından dağıtılıyor; “liberal demokrasi”…
  7. Kutlanacak Cumhuriyet Kaldımıki?
    Cumhuriyet, egemenliğin cumhura yani halka ait olduğu devlet biçimi demek. Böyle bir devlette halk, egemenliğini ya doğrudan ya da seçtiği temsilciler aracılığıyla kullanır. Bu yönetim tarzı demokrasi olarak adlandırılır. Yani…
  8. Firanvunlardan Netanyahu'ya ve Erdoğan'a
    ''Akıl ve tarih, ırkçı dinci ümmetçi milliyetçi politikaların ve politikacıların halklar arasında düşmanlık ve vahşet dışında bir sonuç üretmediğini, bu politikacıların pençesine düşen halkların gün yüzü görmediklerini, başka ulusları ezen…
  9. Dİnci Faşizmin Kabusu Gezi Direnişi
    Hapishaneden dışarıya adımını atmak, yani tahliye olmak, bir insanın yaşayabileceği en derin sevinç ve mutluluklardan biridir. Ancak yaşayanlar bilir. Ne var ki siyasi mahpuslar, bu sevinci doyasıya yaşayamazlar, mutlulukları yarım…
  10. Ordu gözbebeğimizdir!
    Ordu gözbebeğimizdir!
    28 Eylül 2023
    CHF ALLAHKULU’NU KURTLARIN ÖNÜNE ATTI: “Ordu milletimizin gözbebeğidir. Allahkulu Sezgin Bey’in sözleri şahsi görüşüdür, fırkamızı bağlamaz. Gözbebeğimiz şanlı ordumuzu töhmet altında bırakan ifadeleri kabul edilemez. Bu konu yetkili organlarımızda görüşülecektir.” Tayyiban…
  11. İslam Temizlik Diniyse Neden Ortalığı..?
     Söz temizliğe gelince, bizden temizi yoktur. İslam temizlik dinidir, Peygamber’in deyişiyle “Temizlik imanın yarısıdır, cennete ancak temiz olanlar girecektir.” Rivayet odur ki, Peygamber’in nasihatine uygun olarak atalarımız hamamda yıkanırdı, misvak kullanırdı,…
  12. Barış da Düşman Ceza Hukukunun Kurbanı
    ''Barış Pehlivan son yazısında, “Siyah kölelerin yargılandığı bir düzen bu. Beyaz olsaydım, zengin olsaydım, dalkavuk olsaydım içeride olmazdım” demiş.'' Okur yazar herkes Barış Pehlivan’ı bilir herhalde. Şahsen tanışmak kısmet olmadı; ben…
  13. İslami Magandalık
    İslami Magandalık
    15 Ağustos 2023
    ''Nazım’dan bu yana değişen sadece lümpenleşme ve magandalaşmanın İslam ile ambalajlanması oldu. İslami lümpenleşmenin ve magandalaşmanın en acı sonucu kadınlara, çocuklara ve doğaya yönelik saldırganlıktır ki, ne yazılsa eksik kalır'' “Türkiye…
  14. Maganda Politik
    Maganda Politik
    7 Ağustos 2023
    ''Zaten doğru düzgün bir feodalizm yaşamadığımız gibi hızlandırılmış alaturka-arabesk lümpen (ve dahi artık abdestli) kapitalizmle birlikte kültürel doku çürüdü; kitabına uygun bir burjuva-proleter ayrışması olmadı; değer yargıları alt üst oldu; magandalık…
  15. Mizah Bahçelerindeki Sararmanın Hüznü
     Mizah, alışılmış sıradan hayata ve olağan düşünceye kurulan tuzaklarla gülümsetmek, gülümsetirken düşündürmek demek. Tuzağın temel malzemesi zıtlıklardır, talihsiz rastlantılardır. Ancak, herkesin gözü önünde cereyan eden bir zıtlığı kopyalayıp temsil etmek…
  16. Halkçı Hayal Kırıklığı
    ''CHP yanlısı medyada da durum farklı değil. Kılıçdaroğlu’nun başını istemeyen kanal ya da köşe yazarı yok gibi. CHP genel başkanlığından istifa etmedi diye neler neler demiyorlar Bay Kemal için. “Haysiyetsiz”,…
  17. Şu Zalim Zamcının Ettiği İşler
    ''Vergiyi ve fiyatları tayin eden Allah olunca, imanı kuvvetli emekçiye şükretmekten başka bir şey kalmıyor. Oysa, imanı kuvvetli emekçi, merkezin solunda sayılan Ecevit’i bir kalemde silip atmıştı. Hatta Demirel bile,…
  18. Tayyip NATO'yu Dİze Getirdi!
    ''1950’lerde Başbakan Adnan Menderes’in Amerika gezisini izleyen Anadolu Ajansı Genel Müdürü’nün haberi(!)  “dalkavukluk başyapıtı” olarak basın tarihine geçmiştir. Genel Müdür’ün yazdığına göre Menderes Amerikalıları öyle etkilemişti ki, “Amerikalılar 'Allahım, bize neden böyle…
  19. Osmanlı Nasıl Savaşıyordu, Rus Nasıl Savaşıyor?
    ''Wagner, ezici çoğunlukla, savaşmak üzere cezaevlerinden salıverilen mahkumlardan oluşuyor. Kurucusu Yevgeniy Prigojin Sovyet döneminde gasp ve hırsızlık suçundan 10 yıl hapis yatmış. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra sosisli sandviç satışıyla yola…
  20. Merdan'a Namerdan Hukuk
    Merdan'a Namerdan Hukuk
    4 Temmuz 2023
    ''Merdan Yanardağ, düşman ceza hukukunun son kurbanı olarak tutsak edildi. Tutuklamanın resmi gerekçesi “terör örgütü propagandası yapmak” diye açıklansa da biliniyor ki Merdan, Cumhur İttifakı iktidarının Abdullah Öcalan ile yeniden…

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…