Çilingir Sofrasına Sabotaj

Rahmi Yıldırım

15 Aralık 2015
Çilingir Sofrasına Sabotaj

“Sermaye, güvenli yüzde10 kâr ile her yerde çalışmaya razıdır; kesin yüzde 20, iştahını kabartır; yüzde 50, küstahlaştırır; yüzde 100, bütün insani yasaları ayaklar altına aldırır; yüzde 300 kâr uğruna işlemeyeceği cinayet, atılmayacağı tehlike yoktur, sahibini bile astırır.” 

Memleketin yüklü gündeminde öne çıkma şansı bulamadı. İstanbul, Ankara, İzmir ve öteki illerde sahte içki faciasında ölenlerin sayısı 30’u geçmiş. Tam on yıl önce de aynı facia yaşanmıştı.

O facia üzerine kaleme alınmış yazıdır.

ÇİLİNGİR SOFRASINA SABOTAJ

Ehli keyfin sofrası çilingir sofrası olarak biliniyor.

Çilingir sofralarında anlatılan bir efsaneye göre, bu deyim Osmanlı döneminden kalmış. Osmanlı sarayında padişaha sunulacak yemeği önceden tadan görevlilere, Farsça bir sözcükle çeşnigir deniyor. Çeşnigirin tadına bakacağı yemekler küçük tabaklarda önüne geliyor. İşte tadımlık yemeklerin bulunduğu bu sofraya çeşnigir sofrası deniyor.

Rakı sofraları da küçük tabaklarda -karın doyurmalık değil- tadımlık mezelerden oluştuğu için, önceleri çeşnigir sofrası olarak adlandırılmış. Sonraları bu deyimin yerini çilingir sofrası almış.

Başka bir efsaneye göre ise, çilingir sofrası deyiminin mezelerin tadımlık olmasıyla pek ilgisi yok. Deyimin kökeni rakının marifetinde gizli. Rakı masasında insanın sır kapıları birer birer açılır, insanlar yüzlerindeki maskeyi atarak kendileri olurlar, yani kendi özlerini gerçek kişiliklerini ortaya sererler. İşte rakı, bir çilingir marifetiyle insanın kişiliğini sergilemesini sağladığı için rakı içilen sofralara da çilingir sofrası denir.

Şahsen, rakının insanın gizli dünyasının kapılarını çilingir gibi açtığı efsanesini daha gerçekçi ve sevimli buluyorum. Çünkü, ayık sohbetlerde uygulanan sansür, çilingir sofralarındaki sohbetlerde ikinci üçüncü kadehten sonra etkisini yitirir, sohbet samimileşir.
Ayıkken sahip olunan önyargı, sevgisizlik ve öfke kadehler boşaldıkça kaybolur; çilingir sofraları demokratik ve sansürsüz bir foruma, hatta daha ileri bir deyişle toplu terapi seanslarına dönüşür. Bu yüzden şair Metin Eloğlu, rakıya “Şişede durduğu gibi durmaz ki kafir / tutar insana yaşamayı sevdirir” diye kaside yazar.

Rakının bu çilingir marifetinden olsa gerek, sofrada ilk kadehler “İçelim açılalım güzelleşelim” temennisiyle tokuşturulur.
***

Çilingir sofralarında hüzün var

Çilingir sofrasına “İçelim açılalım güzelleşelim” temennisiyle oturulsa da, sahte rakı faciasından bu yana artık pek öyle değil. Sahte rakıya gerçek yaşamları kaptıranların sayısı bir haftada 25’e ulaşınca, çilingir sofralarının dilek ve temennileri hayli değişti.
Değişen dilek, temenni ve davranış kalıplarını Günaydın gazetesinden Hakan Köksal ve Utku Gürtunca derlemişler. (Günaydın, 4 Mart 2005)

İki kafadarın tespitlerine göre, gerçek rakı dolu ilk kadehler kaldırılırken, “Haydi beyler hoş geldiniz” denirdi. Sahte rakıdan bu yana artık ilk kadehlerde “Hakkınızı helal edin” deniyor.

Çilingir sofralarındaki değişim sadece bu kadar değil. Gerçek rakı içilirken, hoş geldin faslından sonra, “İçelim güzelleşelim” denirdi. Sahte rakıdan bu yana artık sofra ehli, “İçelim helalleşelim” temennisinde bulunuyor.

Gerçek rakı içilirken “En kötü günümüz böyle olsun” denir. Sahte rakıda ise en son gün olacağı hemen hemen kesindir.
Gerçek rakı, içene keyif verir. Sahte rakının olduğu sofrada ise içenin hayatı bir film şeridi gibi gözlerinin önünden akıp gider.
Gerçek rakıya su katıldığında beyazlaşır. Sahte rakıda ise beyazlaşan rakı değildir, içenin yüzü bembeyaz olur.
Gerçek rakı adamı en fazla küfelik yapar. Sahte rakı ise adamı tabutluk yapar.

Kadehteki rakı gerçekse kadeh boşaldığında garson, “Tazeleyim mi abi?” diye sorar. Sahte rakıda ise sorulacak soru, “Hangi yakınınızı arayalım abi?” sorusudur.

Gerçek rakı içilirken, masaların arasında çiğ köfteci ya da buzlu bademci dolaşır. Sahte rakıda ise masaların arasında dolaşan satıcı, “İrmik helvanıza fıstık ister misiniz?” diye sorar.

Özetle, sahte rakıyla ilgili her anlatımın sonunda ölüm var; çilingir sofralarında 25 sofra ehlini sahte rakıya kaptırmanın hüznü var.

Kimi tuttuğu futbol takımının galibiyetini kutlarken sahte rakıya kurban gitmiş.

Kimi sevgilisinden ayrılmanın hüznünü dağıtmak isterken bilmeden sahte rakıya saldırmış.

Bir diğeri işten atılmanın kederini arkadaşlarıyla dostlarıyla paylaşmak isterken patrondan sonra bu kez sahte rakının kurbanı olmuş.

Bir baba, oğlunun bilerek ikram ettiği sahte rakıyla hayata veda etmiş.

Gazetelerin yazdığı doğruysa en ilginci de, müşterilerine sahte rakı satan lokanta sahibi de aynı rakıdan içmiş, sizlere ömür…
***

Akıl da iptal

Vahşi kapitalizm deyip geçilecek basitlikte değil. İngiliz sendikacı T. J. Dunning diyordu ki:
“Sermaye, güvenli yüzde10 kâr ile her yerde çalışmaya razıdır; kesin yüzde 20, iştahını kabartır; yüzde 50, küstahlaştırır; yüzde 100, bütün insani yasaları ayaklar altına aldırır; yüzde 300 kâr uğruna işlemeyeceği cinayet, atılmayacağı tehlike yoktur, sahibini bile astırır.” (Aktaran Karl Marks, Kapital, Cilt: I, s. 779)

Kapitalisti insanlıktan çıkaracak kâr oranı, 19’uncu yüzyılın gariban İngiliz sendikacısının havsalasında en fazla yüzde 300’de kalmış. Türkiye’de hükümetin kaçak sahte rakıdaki kâr marjını yüzde 1000’e yükseltmesini görse kim bilir ne derdi.

Kâr oranı yükseldikçe kapitalistin göze alacağı tehlike de büyür. Bunda anlaşılmayacak bir şey yok. İngiliz sendikacının demesine göre kapitalist, ucunda öldürülmek olsa bile yüzde 300 kâr uğruna her tehlikeyi göze alır.

Fakat, şu da anlaşılır bir şeydir ki, en vahşi kapitalist bile aklını tümüyle yitirmez, “Yarın ne olur, başka nereye yatırım yaparım?” hesabıyla hareket eder.

Bizim lokantacı küçük kapitalistin anlaşılan böyle bir hesabı olmamış. Ya da, İngiliz sendikacının bile tahmin edemediği yüzde 1000 kâr, sadece insani duygularını değil, aklını da başından almış; müşterisine ikram ettiği zehri kendisi de içmiş.
Lokantacı küçük kapitalist bilmeden sahte rakı ikram etmiş ve kendisi de içmiş olamaz. Sahte rakıyı 100 metre uzaktan tanımayacak bir lokantacı herhalde yoktur.

Bu durumda sahte rakıyı niçin lokantasına soktuğu ve kendisi de içtiği sorusunun yanıtını sadece kendisi bilir; ama, küfelik değil tabutluk olduğuna göre öğrenme olanağı yok.

Kim bilir, belki de eski günlerin sahte rakı vukuatlarından bir farkı olmadığını sanmıştır.

Okuldan arkadaşım kıdemli Hâkim Albay Hasan Mutlu’nun gerçek bir mahkeme dosyasından anlattığına göre, Cumhuriyet’in ilk yıllarında yine İstanbul’da yüklü miktarda sahte rakı ele geçirilir. Yakalanan zanlılar apar topar mahkemeye sevk edilirler. Mahkeme, ele geçirilen rakıların sahte olup olmadığını belirlemek için bilirkişi incelemesi ister. Ancak, ele geçirilen rakıyı tahlil edecek ne laboratuvar vardır, ne de kimya mühendisi. Zorunluluk karşısında, bir eczacı ile rakıdan anlayan kişi olarak üç akşamcı bilirkişi diye atanır. Bilirkişi heyetinin incelemesi iki hafta sürer. Ele geçen sahte rakının çoğu tahlil çalışmalarında tüketilir. Nihayet hazırlanan rapor mahkemeye sunulur. Bilirkişi raporu kısa ve özdür: “Yakalanan rakılar kesinlikle sahtedir. TEKEL bu kadar güzel rakı yapamaz.”

Sahte içki kurbanlarına rahmet olsun.

Burası Türkiye!

Yazarın Dİğer Yazıları

  1. Can'ları Bağlıyorlar İtleri Salıyorlar
    ''Mevcut Cumhurbaşkanı, Anayasa’nın yorum gerektirmeyecek açık hükmüne, yani bir kimsenin en fazla iki kere seçilebileceği hükmüne karşın üçüncü kez aday oldu; şaibeli seçimle tekrar seçildi. Milletvekili seçilen Can Atalay da,…
  2. Vatan Haini Bile Sayılmamıştık
    Kaç haftadır çeşitli tarihsel kişiler üzerinden vatana ihanet tartışması yapılıyor ya. Tam 40 yıl önce vatana ihanetle suçlanmıştık. Hatta, vatan haini bile sayılmamıştık. Devir 12 Eylül faşizmi devriydi. Solcu yani…
  3. Askeri Faşizmden Dİnci Faşizme Cezaevleri
    ''Cezaevlerinde dünden bugüne, askeri faşizmden İslamcı faşizme, özde değişiklik yok. Hukuku vicdandan adaletten insandan bu denli uzaklaştırmak, İslamcı iktidara nasip oldu. Bir kere daha anlaşıldı ki, cehalet ve kötülük iktidarı,…
  4. 'Müslümanların Ahlakla İmtihanı'
    Prof. Dr. Hüseyin Çelik, İslam coğrafyasında ahlakın zerresinin kalmadığını, İslami Hayat Endeksi’ne göre dünyanın en iyi ülkelerinin Yeni Zelanda, İzlanda, Hollanda, Finlandiya, İsveç, Norveç, Kanada gibi ülkeler olduğunu; Türkiye’nin 100’üncü sırada…
  5. Müslümanların Ahlakla Bitmeyen İmtihanı
    AKP iktidarı döneminde memleket tarihte hiç olmadığı kadar Müslümanlaştı ama hayatın hemen her alanında o ölçüde yozlaştı çürüdü, yarım yamalak da olsa var olan aklını ahlakını yitirdi. Gün geçmiyor ki…
  6. Gazze İçin Timsah Gözyaşları
    ''Her şeye karşın İsrail destekçisi Batı ülkelerinde halklar İsrail’in gaddarlığını, hükümetlerinin İsrail’e desteğini protesto ediyorlar. Yahudi sermayeli şirketlerde işçiler greve gidiyor. Protesto gösterileri çoğu kez polis tarafından dağıtılıyor; “liberal demokrasi”…
  7. Kutlanacak Cumhuriyet Kaldımıki?
    Cumhuriyet, egemenliğin cumhura yani halka ait olduğu devlet biçimi demek. Böyle bir devlette halk, egemenliğini ya doğrudan ya da seçtiği temsilciler aracılığıyla kullanır. Bu yönetim tarzı demokrasi olarak adlandırılır. Yani…
  8. Firanvunlardan Netanyahu'ya ve Erdoğan'a
    ''Akıl ve tarih, ırkçı dinci ümmetçi milliyetçi politikaların ve politikacıların halklar arasında düşmanlık ve vahşet dışında bir sonuç üretmediğini, bu politikacıların pençesine düşen halkların gün yüzü görmediklerini, başka ulusları ezen…
  9. Dİnci Faşizmin Kabusu Gezi Direnişi
    Hapishaneden dışarıya adımını atmak, yani tahliye olmak, bir insanın yaşayabileceği en derin sevinç ve mutluluklardan biridir. Ancak yaşayanlar bilir. Ne var ki siyasi mahpuslar, bu sevinci doyasıya yaşayamazlar, mutlulukları yarım…
  10. Ordu gözbebeğimizdir!
    Ordu gözbebeğimizdir!
    28 Eylül 2023
    CHF ALLAHKULU’NU KURTLARIN ÖNÜNE ATTI: “Ordu milletimizin gözbebeğidir. Allahkulu Sezgin Bey’in sözleri şahsi görüşüdür, fırkamızı bağlamaz. Gözbebeğimiz şanlı ordumuzu töhmet altında bırakan ifadeleri kabul edilemez. Bu konu yetkili organlarımızda görüşülecektir.” Tayyiban…
  11. İslam Temizlik Diniyse Neden Ortalığı..?
     Söz temizliğe gelince, bizden temizi yoktur. İslam temizlik dinidir, Peygamber’in deyişiyle “Temizlik imanın yarısıdır, cennete ancak temiz olanlar girecektir.” Rivayet odur ki, Peygamber’in nasihatine uygun olarak atalarımız hamamda yıkanırdı, misvak kullanırdı,…
  12. Barış da Düşman Ceza Hukukunun Kurbanı
    ''Barış Pehlivan son yazısında, “Siyah kölelerin yargılandığı bir düzen bu. Beyaz olsaydım, zengin olsaydım, dalkavuk olsaydım içeride olmazdım” demiş.'' Okur yazar herkes Barış Pehlivan’ı bilir herhalde. Şahsen tanışmak kısmet olmadı; ben…
  13. İslami Magandalık
    İslami Magandalık
    15 Ağustos 2023
    ''Nazım’dan bu yana değişen sadece lümpenleşme ve magandalaşmanın İslam ile ambalajlanması oldu. İslami lümpenleşmenin ve magandalaşmanın en acı sonucu kadınlara, çocuklara ve doğaya yönelik saldırganlıktır ki, ne yazılsa eksik kalır'' “Türkiye…
  14. Maganda Politik
    Maganda Politik
    7 Ağustos 2023
    ''Zaten doğru düzgün bir feodalizm yaşamadığımız gibi hızlandırılmış alaturka-arabesk lümpen (ve dahi artık abdestli) kapitalizmle birlikte kültürel doku çürüdü; kitabına uygun bir burjuva-proleter ayrışması olmadı; değer yargıları alt üst oldu; magandalık…
  15. Mizah Bahçelerindeki Sararmanın Hüznü
     Mizah, alışılmış sıradan hayata ve olağan düşünceye kurulan tuzaklarla gülümsetmek, gülümsetirken düşündürmek demek. Tuzağın temel malzemesi zıtlıklardır, talihsiz rastlantılardır. Ancak, herkesin gözü önünde cereyan eden bir zıtlığı kopyalayıp temsil etmek…
  16. Halkçı Hayal Kırıklığı
    ''CHP yanlısı medyada da durum farklı değil. Kılıçdaroğlu’nun başını istemeyen kanal ya da köşe yazarı yok gibi. CHP genel başkanlığından istifa etmedi diye neler neler demiyorlar Bay Kemal için. “Haysiyetsiz”,…
  17. Şu Zalim Zamcının Ettiği İşler
    ''Vergiyi ve fiyatları tayin eden Allah olunca, imanı kuvvetli emekçiye şükretmekten başka bir şey kalmıyor. Oysa, imanı kuvvetli emekçi, merkezin solunda sayılan Ecevit’i bir kalemde silip atmıştı. Hatta Demirel bile,…
  18. Tayyip NATO'yu Dİze Getirdi!
    ''1950’lerde Başbakan Adnan Menderes’in Amerika gezisini izleyen Anadolu Ajansı Genel Müdürü’nün haberi(!)  “dalkavukluk başyapıtı” olarak basın tarihine geçmiştir. Genel Müdür’ün yazdığına göre Menderes Amerikalıları öyle etkilemişti ki, “Amerikalılar 'Allahım, bize neden böyle…
  19. Osmanlı Nasıl Savaşıyordu, Rus Nasıl Savaşıyor?
    ''Wagner, ezici çoğunlukla, savaşmak üzere cezaevlerinden salıverilen mahkumlardan oluşuyor. Kurucusu Yevgeniy Prigojin Sovyet döneminde gasp ve hırsızlık suçundan 10 yıl hapis yatmış. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra sosisli sandviç satışıyla yola…
  20. Merdan'a Namerdan Hukuk
    Merdan'a Namerdan Hukuk
    4 Temmuz 2023
    ''Merdan Yanardağ, düşman ceza hukukunun son kurbanı olarak tutsak edildi. Tutuklamanın resmi gerekçesi “terör örgütü propagandası yapmak” diye açıklansa da biliniyor ki Merdan, Cumhur İttifakı iktidarının Abdullah Öcalan ile yeniden…

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…