Galiba sürü bağışıklığı politikasının denekleriyiz

Rahmi Yıldırım

2 Nisan 2020
Galiba sürü bağışıklığı politikasının denekleriyiz

“Gerekirse Suriyeliler için 40 milyar dolar daha harcarız, gerekirse Kanal İstanbul’u devlet yapar” diyordu; şimdi vatandaştan para dileniyor. AKP iktidarı kendi yandaşlarını bir şekilde korurken, adını koymadan sürü bağışıklığı politikası izliyor.

CORONA TARİHİ, 1. Yıl, 20. Gün. Dünya tarihiyle 31 Mart 2020, Saat: 21.00 Evde gönüllü corona hapsinin 20’nci günü geride kaldı. Parklar kapalı olduğundan sabah yürüyüşü artık sokaklarda.

Bulvar ve caddelerde trafik yoğun ama Ankara sokakları günün her saatinde terk edilmiş gibi.

Yürüyüşün ardından gönüllü ev hapsine devam.

Okumak yazmak için vakit bol ama motivasyon kaybından miskinlik ağır basıyor.

İnternetten gazete okumak, sosyal medyada dedikodulara bakmak, paylaşılan videoları izlemekle vakit geçiyor.

En anlamlı etkinlik ise, haber yazmak.

***

Gündemde tek konu var: Coronavirüs.

Üç haftalık gidişata bakılırsa, iktidar sürü bağışıklığı politikası izliyor.

Sürü bağışıklığında salgının denetimli yayılmasına göz yumulur.

Konunun uzmanlarına göre, halkın 3’te 2’si enfekte olup iyileştiğinde salgının hızı kesilir ve toplum olarak salgına karşı bağışıklık kazanılmış olur. Bu sürü bağışıklığı demektir.

Buna Türkçe’de “ölen ölür kalan sağlar bizimdir” denir.

Söylemeye insanın dili varmıyor ama, Türkiye’de galiba bu politika izleniyor.

Salgının İran ve İtalya’da felaket boyutuna varmasına karşın,

  • Sınırların kapatılmaması ve 300 bin dolayında kişinin ülkeye girişine engel olunmaması;
  • Üstelik Kâbe kapatıldığı halde 21 bin kişinin umreye gönderilmesi,
  • Umrecilerin dönüşlerinde karantinaya alınmak yerine evlerine gönderilmesi, sadece 5 bin kadarının öğrenci yurtlarında misafir edilmeleri;
  • Salgının ülkemize de geleceğinin kesin olmasına karşılık teşhis ve tedavi için ciddi hazırlık yapılmaması;
  • Salgının ülkemize de sıçradığının nihayet kabul edilmesinden sonra, diğer ülkelerde yapıldığı gibi karantina ve sokağa çıkma yasağı dahil halkı koruyucu önlem paketi açıklamak yerine sadece sermaye çevrelerini gözeten paket açıklanması; (O paket açıklanırken sermayenin şemsiye örgütünün başkanına “Neşen yerinde!” diye kompliman yapılması da ihmal edilmedi.)
  • Sürü bağışıklığı politikasına karşı özellikle Ankara, İstanbul, İzmir belediyelerinin dayanışma ve yardımlaşma programlarının ardından, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın rol çalarak “Milli Dayanışma Kampanyası” diyerek halktan para istemesi;
  • İçişleri Bakanı’nın (adı lazım değil) belediyelerin kampanyalarını yasa dışı ilan etmesi ve Ankara, İstanbul belediyelerinin hesaplarına Vakıfbank tarafından blokaj konması…

***

Muhalefet salgının yavaşlatılması için sokağa çıkma yasağı ilan edilmesini öneriyor ama AKP iktidarı yanaşmıyor. Yanaşmadığı gibi bütün devletler vatandaşlarına para aktarırken bizde iktidar vatandaşa “Pamuk eller cebe!” diyor.

Daha düne kadar, “Gerekirse Suriyeliler için 40 milyar dolar daha harcarız, gerekirse Kanal İstanbul’u devlet yapar” diyordu; şimdi vatandaştan para dileniyor.

Bana öyle geliyor ki, vatandaştan para dilenmesinin nedeni salt Hazine’nin tam takır kuru bakır olması değil.

AKP iktidarı kendi yandaşlarını bir şekilde korurken, adını koymadan sürü bağışıklığı politikası izliyor.

Belediye hizmetlerine ilişkin iki ayrı yasada (5393 ve 5216 sayılı yasalar), gerektiğinde yardım ve bağış toplamak, belediyenin görev ve yetkileri arasında sayılmış; vali izni şart koşulmamış. Yardım toplama yasasına göre, vakıf, dernek, sendika, gazete ve dergilerin, gerçek kişilerin kampanyaları vali iznine bağlı.

Buna karşın salgın hastalık durumunda bile siyasi husumetten geri durulmaması, kendiliğinden başlatılan yardım kampanyalarına engel olunması tam bir vicdansızlık.

Sürü bağışıklığı politikasından başka bir anlama gelmiyor.

Nasıl olsa yandaş vakıflar ve kütle, Hazine’den besleniyorlar.

Sözün özü,

Biat etmeyen kitlenin başının çaresine bakmaktan başka çıkar yolu yok.

Coronasız günler olsun!

Aşk ile!

Yazarın Dİğer Yazıları

  1. Can'ları Bağlıyorlar İtleri Salıyorlar
    ''Mevcut Cumhurbaşkanı, Anayasa’nın yorum gerektirmeyecek açık hükmüne, yani bir kimsenin en fazla iki kere seçilebileceği hükmüne karşın üçüncü kez aday oldu; şaibeli seçimle tekrar seçildi. Milletvekili seçilen Can Atalay da,…
  2. Vatan Haini Bile Sayılmamıştık
    Kaç haftadır çeşitli tarihsel kişiler üzerinden vatana ihanet tartışması yapılıyor ya. Tam 40 yıl önce vatana ihanetle suçlanmıştık. Hatta, vatan haini bile sayılmamıştık. Devir 12 Eylül faşizmi devriydi. Solcu yani…
  3. Askeri Faşizmden Dİnci Faşizme Cezaevleri
    ''Cezaevlerinde dünden bugüne, askeri faşizmden İslamcı faşizme, özde değişiklik yok. Hukuku vicdandan adaletten insandan bu denli uzaklaştırmak, İslamcı iktidara nasip oldu. Bir kere daha anlaşıldı ki, cehalet ve kötülük iktidarı,…
  4. 'Müslümanların Ahlakla İmtihanı'
    Prof. Dr. Hüseyin Çelik, İslam coğrafyasında ahlakın zerresinin kalmadığını, İslami Hayat Endeksi’ne göre dünyanın en iyi ülkelerinin Yeni Zelanda, İzlanda, Hollanda, Finlandiya, İsveç, Norveç, Kanada gibi ülkeler olduğunu; Türkiye’nin 100’üncü sırada…
  5. Müslümanların Ahlakla Bitmeyen İmtihanı
    AKP iktidarı döneminde memleket tarihte hiç olmadığı kadar Müslümanlaştı ama hayatın hemen her alanında o ölçüde yozlaştı çürüdü, yarım yamalak da olsa var olan aklını ahlakını yitirdi. Gün geçmiyor ki…
  6. Gazze İçin Timsah Gözyaşları
    ''Her şeye karşın İsrail destekçisi Batı ülkelerinde halklar İsrail’in gaddarlığını, hükümetlerinin İsrail’e desteğini protesto ediyorlar. Yahudi sermayeli şirketlerde işçiler greve gidiyor. Protesto gösterileri çoğu kez polis tarafından dağıtılıyor; “liberal demokrasi”…
  7. Kutlanacak Cumhuriyet Kaldımıki?
    Cumhuriyet, egemenliğin cumhura yani halka ait olduğu devlet biçimi demek. Böyle bir devlette halk, egemenliğini ya doğrudan ya da seçtiği temsilciler aracılığıyla kullanır. Bu yönetim tarzı demokrasi olarak adlandırılır. Yani…
  8. Firanvunlardan Netanyahu'ya ve Erdoğan'a
    ''Akıl ve tarih, ırkçı dinci ümmetçi milliyetçi politikaların ve politikacıların halklar arasında düşmanlık ve vahşet dışında bir sonuç üretmediğini, bu politikacıların pençesine düşen halkların gün yüzü görmediklerini, başka ulusları ezen…
  9. Dİnci Faşizmin Kabusu Gezi Direnişi
    Hapishaneden dışarıya adımını atmak, yani tahliye olmak, bir insanın yaşayabileceği en derin sevinç ve mutluluklardan biridir. Ancak yaşayanlar bilir. Ne var ki siyasi mahpuslar, bu sevinci doyasıya yaşayamazlar, mutlulukları yarım…
  10. Ordu gözbebeğimizdir!
    Ordu gözbebeğimizdir!
    28 Eylül 2023
    CHF ALLAHKULU’NU KURTLARIN ÖNÜNE ATTI: “Ordu milletimizin gözbebeğidir. Allahkulu Sezgin Bey’in sözleri şahsi görüşüdür, fırkamızı bağlamaz. Gözbebeğimiz şanlı ordumuzu töhmet altında bırakan ifadeleri kabul edilemez. Bu konu yetkili organlarımızda görüşülecektir.” Tayyiban…
  11. İslam Temizlik Diniyse Neden Ortalığı..?
     Söz temizliğe gelince, bizden temizi yoktur. İslam temizlik dinidir, Peygamber’in deyişiyle “Temizlik imanın yarısıdır, cennete ancak temiz olanlar girecektir.” Rivayet odur ki, Peygamber’in nasihatine uygun olarak atalarımız hamamda yıkanırdı, misvak kullanırdı,…
  12. Barış da Düşman Ceza Hukukunun Kurbanı
    ''Barış Pehlivan son yazısında, “Siyah kölelerin yargılandığı bir düzen bu. Beyaz olsaydım, zengin olsaydım, dalkavuk olsaydım içeride olmazdım” demiş.'' Okur yazar herkes Barış Pehlivan’ı bilir herhalde. Şahsen tanışmak kısmet olmadı; ben…
  13. İslami Magandalık
    İslami Magandalık
    15 Ağustos 2023
    ''Nazım’dan bu yana değişen sadece lümpenleşme ve magandalaşmanın İslam ile ambalajlanması oldu. İslami lümpenleşmenin ve magandalaşmanın en acı sonucu kadınlara, çocuklara ve doğaya yönelik saldırganlıktır ki, ne yazılsa eksik kalır'' “Türkiye…
  14. Maganda Politik
    Maganda Politik
    7 Ağustos 2023
    ''Zaten doğru düzgün bir feodalizm yaşamadığımız gibi hızlandırılmış alaturka-arabesk lümpen (ve dahi artık abdestli) kapitalizmle birlikte kültürel doku çürüdü; kitabına uygun bir burjuva-proleter ayrışması olmadı; değer yargıları alt üst oldu; magandalık…
  15. Mizah Bahçelerindeki Sararmanın Hüznü
     Mizah, alışılmış sıradan hayata ve olağan düşünceye kurulan tuzaklarla gülümsetmek, gülümsetirken düşündürmek demek. Tuzağın temel malzemesi zıtlıklardır, talihsiz rastlantılardır. Ancak, herkesin gözü önünde cereyan eden bir zıtlığı kopyalayıp temsil etmek…
  16. Halkçı Hayal Kırıklığı
    ''CHP yanlısı medyada da durum farklı değil. Kılıçdaroğlu’nun başını istemeyen kanal ya da köşe yazarı yok gibi. CHP genel başkanlığından istifa etmedi diye neler neler demiyorlar Bay Kemal için. “Haysiyetsiz”,…
  17. Şu Zalim Zamcının Ettiği İşler
    ''Vergiyi ve fiyatları tayin eden Allah olunca, imanı kuvvetli emekçiye şükretmekten başka bir şey kalmıyor. Oysa, imanı kuvvetli emekçi, merkezin solunda sayılan Ecevit’i bir kalemde silip atmıştı. Hatta Demirel bile,…
  18. Tayyip NATO'yu Dİze Getirdi!
    ''1950’lerde Başbakan Adnan Menderes’in Amerika gezisini izleyen Anadolu Ajansı Genel Müdürü’nün haberi(!)  “dalkavukluk başyapıtı” olarak basın tarihine geçmiştir. Genel Müdür’ün yazdığına göre Menderes Amerikalıları öyle etkilemişti ki, “Amerikalılar 'Allahım, bize neden böyle…
  19. Osmanlı Nasıl Savaşıyordu, Rus Nasıl Savaşıyor?
    ''Wagner, ezici çoğunlukla, savaşmak üzere cezaevlerinden salıverilen mahkumlardan oluşuyor. Kurucusu Yevgeniy Prigojin Sovyet döneminde gasp ve hırsızlık suçundan 10 yıl hapis yatmış. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra sosisli sandviç satışıyla yola…
  20. Merdan'a Namerdan Hukuk
    Merdan'a Namerdan Hukuk
    4 Temmuz 2023
    ''Merdan Yanardağ, düşman ceza hukukunun son kurbanı olarak tutsak edildi. Tutuklamanın resmi gerekçesi “terör örgütü propagandası yapmak” diye açıklansa da biliniyor ki Merdan, Cumhur İttifakı iktidarının Abdullah Öcalan ile yeniden…

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…