Hükümet yetkilileri, Af Örgütü'ne toplantıda bir şey olmadığını biliyoruz' dedi

27 Ekim 2017
Hükümet yetkilileri, Af Örgütü'ne toplantıda bir şey olmadığını biliyoruz' dedi

KÜRESEL LİDERLİK İŞTE BU (!!!) --Almanya, İnsan hakları savunucularına 'ajan-provokatör' diyen CB Tayyip Erdoğan'la yakın ilişkileri olan eski Almanya Başbakanı Gerhard Schröder'i arabulucu olarak görevlendirdiği ortaya çıktı. Schröder'in Erdoğan'la görüşmesinden sonratahliyele gerçekleşti..

Büyükada'da toplantı yaparken gözaltına alınıp tutuklanan ve önceki gün yapılan duruşmayla tahliye edilen insan hakları savunucularının avukatlarından Oya Aydın, RS FM'de yayınlanan Yavuz Oğhan'dan Bidebunudinle programına konuk oldu. Aydın, hükümetin Af Örgütü'yle görüşmesinde "O toplantıda bir şey olmadığını biz de biliyoruz" dediğini aktardı.

Büyükada'da insan hakları savunucularının yaptığı toplantıda gözaltına alınan 11 kişiden 8'i tutuklanarak cezaevine konuldu. Yabancı uyruklu kişilerin de aralarında olduğu insan hakları savunucuları tutuklanınca, özellikle Avrupa Birliği ve uluslarası kamuoyundan Türkiye'ye sert tepkiler geldi.

Bizzat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 'ajan, provokatör' ilân edilen insan hakları savunucuları hakkında, iktidara yakın medyanın 'Yeni Gezi planlıyorlardı' yayınlarının ardından hazırlanan iddianamede, 'ajanlık' suçlaması olmadığı görüldü. İnsan hakları savunucularına yöneltilen suçlama, 'terör örgütü propogandası'ydı. Önceki gün İstanbul'daki Çağlayan Adliyesi'nde görülen duruşmada, 8'i tutuklu insan hakları savunucusunun tahliye edilemesine karar verildi. Tahliye edilen insan hakları savunucularından Özlem Dalkıran ve Veli Acu'ya adli kontrol şartı getirildi.

Tutuklu insan hakları savunucularının arasında yer alan Alman vatandaşı Peter Steudtner için devreye giren Almanya, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'la yakın ilişkileri olan eski Almanya Başbakanı Gerhard Schröder'i arabulucu olarak görevlendirdiği ortaya çıktı. Schröder'in Erdoğan'la görüşmesinden sonra gelen tahliyelerin ardından Peter Steudtner ülkesine döndü.

İnsan hakları savunucularının avukatlarından Oya Aydın, RS FM'de yayınlanan Yavuz Oğhan'dan Bidebunudinle programına konuk olarak, yargılama sürecini anlattı. Aydın, "Avukatlar olarak kendimizi işlevsiz hissediyoruz bir süredir. Çünkü mahkemelerde verilen kararların, aslında mahkemelerin dışında verildiğini düşünüyoruz artık. Müvekkillerimiz, mafya gözaltısı şeklinde alındırlar ve inanılmaz bir karar propoganda yapıldı yandaş gazetelerde" dedi.

'YANILMIŞIM…'

Aydın, operasyonun Türkiye'yi uluslararası arenada zor duruma düşürdüğünü de ifade ederek, şöyle konuştu: "Bu operasyon, bütün dünyanın Türkiye'nin karşısında olmasına yol açtı. Çünkü insan hakları savunucuları, bütün dünyada özel olarak korunurlar. Bu operasyonun bir yanlış anlama ya da hükümete karşı bir komplo olabileceğini söylemiştim. Yanılmışım, bu dosya hazırlanıp önümüze konulduğunda ne kadar boş olduğu, en ufak bir kuşku duymayı gerektirecek zerre bilgi olmadığını, dosyanın içinden basına sızdırılan, harita denilen şeyin stresi anlatan bir resim olduğu, tercüman tarafından daha ilk gün savcılara açıklandığını, oradaki tercümanların ikisinin de 'bilişim güvenliği' konuşuyorlardı dediğini şimdi gördük. Bu kadar propoganda varken, aralarına ajan yerleştirildi diye düşündük. Gördük ki orada, herkesin görebileceği şekilde bilişim güvenliği ve stresten kendimizi nasıl koruruz konuları konuşuluyormuş."

'SAVCININ YETKİSİ YOKTU'

Aydın, operasyon talimatını veren savcının yetkisinin dışına çıktığına dikkati çekerek, şu bilgileri verdi: "Adalar savcısı, 8 aylık bir savcıyken, kendi yetki alanına girmeyen, terör ve özel güvenlik bürosunun yetkisindeki bir meselede, gece 04.30'da, bir muhbirin ihbarını ciddiye alarak soruşturma başlatmış. Bu komedi değil, trajikomedi. Otelde kalan bir kişi, ihbarda bulunup, 'Elimizdeki evraklar polisin eline geçerse ne yaparız diye konuşuyorlardı. Ben de gizli bir şey yaptıklarını düşünüp ihbar ettim' demiş."

'TÜRKİYE CUMHURİYETİ, AVRUPALI DEVLETLERDEN AZAR İŞİTTİ'

Hükümet yetkilileriyle Af Örgütü'nün yaptığı görüşmede, hükümetin 'Biz de biliyoruz orada bir şey olmadığını' dediğini ileri süren Aydın şöyle konuştu:

"Gözaltına alınanlar arasında tüm dünyada çok etkin ve çok saygın olan Uluslararası Af Örgütü'nün temsilcisi de vardı. Af Örgütü'nün orada olması diğer hak savunucuları için bir şanstı. Dünya çapında çok büyük bir kampanya yürütüp 1 milyon imza topladılar. Diğer hükümet yetkilileri, Af Örgütü'yle görüşmelerinde 'Biz de biliyoruz orada bir şey olmadığını. Elimizden geleni yapıyoruz' dediler. Bu tutuklamalar Türkiye'ye ne kadar zarar verdi. Böyle bir devlet olabilir mi? Madem biliyordunuz bir şey olmadığını, bu insanlara 3.5 ay boyunca yapılan bu zulmü nasıl reva gördünüz? Bu insanlara yaptığınız zulüm dışında, Türkiye Cumhuriyeti, Avrupalı devletlerden azar işitti. Bunu yaptırtmamak gerekir."

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…