600. defa aynı yerde aynı saatte

24 Eylül 2016
600. defa aynı yerde aynı saatte

Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sorgulamak amacıyla her hafta Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen Cumartesi Anneleri/İnsanları, adalet arayışlarına 600’ncü haftada da devam etti.

Aralarında milletvekilleri, siyasi parti ve sendika temsilcileri, pek çok aydın ve sanatçının yer aldığı binler 600. haftada "Gözaltında kayıpların akıbeti açıklansın, kaybedenler yargılansın, bir daha hiç kimse gözaltında kaybedilmesin" dedi.

'BAŞKA ÇOCUKLAR ÖLMESİN DİYE'

1995 yılında gözaltında kaybedilen Hasan Ocak'ın annesi Emine Ocak "22 senedir ben burada oturuyorum. sadece Hasan için oturmuyorum, başka gençler ölmesin başka çocuklar ölmesin diye" dedi.

Yine gözaltında kaybedilen Murat Yıldız'ın annesi Hanife Yıldız da 600 haftadır burada olduğunu belirterek "Böyle giderse bir 600 hafta daha burada otururuz" diye konuştu.

1995'te gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun'un kızı Besna Tosun da gözaltında kaybetmenin çok ağır bir suç olduğuna dikkat çekerek 600 haftadır bu meydanda yakınlarının akıbetini soruyor olmalarının bu ülke için çok büyük bir ayıp olduğunu söyledi.

Tosun, Cumartesi Annelerinin bu meydanda ilk oturmaya başladığı zamanlarda yüz binlerin onlara destek vermesi gerektiğini vurgulayarak "Hesap sorsaydık bugün burada hâlâ yakınlarımızı soruyor olmazdık. Annelerimiz '90'larda bu meydanda saçlarından sürüklendiklerinde korkmadılar. Geri adım atmadılarsa bizim korkmaya şansımız yok" dedi.

Eyleme Arjantin'den 'Plaza De Mayo anneleri' de ses kaydı yollayarak destek verdi. Eylemde kayıplarını arayan ve akıbetlerini öğrenemeden hayatlarını kaybeden kayıp yakınlarının da adları okunarak, onlara selam yollandı.

'TALEPLERİMİZ AÇIK VE NET"

Basın açıklamasını, 1993'te Urfa Siverek'te kaybedilen Hüseyin Taşkaya'nın kızı Serpil Taşkaya okudu. Taşkaya "Talebimiz açık ve net; gözaltında kaybedilenlerin akıbeti açıklansın. Kaybedenler yargılansın. Bir daha hiç kimse gözaltında kaybedilmesin. 600 haftadır bunun için mücadele ediyoruz. Ama 600 haftadır kayıpların bulunması ve kaybedilenlerin ortaya çıkarılıp cezalandırılmasına yönelik siyasi bir irade ortaya konmuyor" diye konuştu.

Taşkaya "Devletin tüm organları Türkiye'nin hukuk devleti olmasi karşısında direnç gösteriyor. İktidar, toplumsal sorunları hak temelli çözmek yerine; baskıyla şiddetle yok sayıyor. Hukukun, demokrasinin ve barışın değerlerini egemen kılmak yerine, hukuksuzluğun ve şiddetin bataklığında tüm insanlik değerlerini çürütmek istiyor.

Çok sayida AİHM mahkûmiyetine rağmen, meclis raporlarına rağmen kayıp davaları sonuçsuz bırakılıyor "dedi. Taşkaya 600. haftalarinda devleti yönetenlere seslenerek, "Taleplerimiz bizim yurttaşlık hakkımızdır, bu talepleri yerine getirmek sizin hukukî yükümlülüğünüzdür. Bu yükümlülüğü derhal yerine getirin " dedi. 

 “21 SENEDİR BURADA OTURUYORUM”

Kayıp Hayrettin Eren’in annesi Elmas Eren “Kaç senedir benim gözümün yaşı kurudu. Araya araya canımız çıktı. Bu sona ersin artık. Bu kadar pırıl pırıl çocuklarımızın suçu neydi? Çocuklarımızı niye bulamıyorlar? Ne yaparlarsa yapsınlar yavrularımızın kemiklerini bulsunlar. Biz çok bir şey istemiyoruz yavrularımızın kemiklerini istiyoruz. Bir anne olarak 36 senedir gözyaşım kurudu. Bunun sonu gelmeyecek mi? Ben artık dayanamıyorum, gücüm kalmadı demiyorum. Yıkılmadım ayaktayım. Allaha şükür. Bütün anneler benim gibi. Bir taraftan Allah kuvvet veriyor.

4 yıl önce şimdinin Cumhurbaşkanı o zamanın başbakanı bize söz verdi. Haziran'dan sonra sizin işinizi halledeceğim dedi. Kaç haziran geçti ses seda yok. 36 senedir evladımı arıyorum. Artık dayanamıyorum demiyorum, yıkılmadım ayaktayım. Ne yaptı bizim evlatlarımız, hırsızlık mı yaptı.” dedi.

 

 

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…