Covid-19 bahanesiyle ötekileştirilen kadınlar

Gamze Şimşek

8 Nisan 2020
Covid-19 bahanesiyle ötekileştirilen kadınlar

Hangi birini konuşalım, evde şiddete maruz kalınca darp raporu almak için  “ya virüs bulaşırsa” korkusuyla doktora gidemeyen kadınları mı, yoksa  annesine şiddet uygulayan babasını, ”ya virüs bulaşırsa” korkusuyla  vicdanen şikayet edemeyen kız çocuklarını mı, yoksa  “beni şikayet edersen sana koronavirüsü bulaştırırım” diyen eşlerine karşı savunmasız halde olan kadınları mı?

Neden her kriz sonrası mağdur bırakılan kadınları konuşmak zorunda kalıyoruz biz? Covid 19 olarak adlandırılan bu virüs tüm dünyayı etkisi altına almışken, ve en yakın örneği olarak Çin’de aile içi şiddetin 30% oranında arttığını raporlardan okumuşken, üstüne üstlük kadın örgütleri durmaksızın hükümeti alması gereken önlemler konusunda defaatle uyarmışken ve uyarmaya devam ediyorken bu aymazlık neden?

İspanya’da maske 19 kod ile bütün eczanelerle anlaşma yapıldığını, şiddete uğrayan kadınların maske 19 deyince,  eczacının  polisi arayıp olaya müdahil olduğunu, Whats app ağı ile kadına psikolojik destek verildiğini uluslararası basın aracılığıyla duyduk.

Kanada hükümeti 4 gün önce; öncelikli olarak kadın sığınma evlerinin acil taleplerini gidermek ve cinsel istismarla mücadele eden derneklere dağıtılması için Kadın ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kanada‘ya 50 milyon dolarlık destek paketi açıkladı.

Avustralya'da da ev içi, aile içi ve cinsel şiddet mağdurları için 92 milyon doları bulan paket açıklandı; Almanya, yeni sığınma evleri açacağını duyurdu.

Fransa hükümeti şiddet mağdurları için otellerde konaklama imkanı sağlayacağını ve alışveriş merkezlerinde 20 destek merkezi kurulduğunu duyurdu.

Peki Türk hükümeti ne yaptı?

Kadın düşmanlığının hükümet aracılığıyla bu kadar ayan beyan yapılmasını izlemek çok yaralayıcı, hayat eve sığar mottosunun tersine işlediği, kadınların en çok evlerinde (2019 yılında öldürülen 474 kadının yüzde 60,91’i evlerinde öldürülmüştür) ve eşleri tarafından öldürüldüğü bir Türkiye gerçeğinde ev içi şiddetin artacağı bu denli ayan beyan ortada iken kadınların görmezden gelinerek ötekileştirilmesini izlemek gerçekten çok yaralayıcı.

Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu 30 Mart 2020 tarihi’nde "COVID-19 kapsamında ilave tedbirler açıkladı. Kısaca bu tedbirlere  bazıları için küçük bazıları için ise hayati derecede büyük bir madde eklendi. Düzenlemeye göre "6284 Sayılı Kanun kapsamında verilen tedbir kararlarının yükümlülerin koronavirüs kapsamında sağlığını tehdit etmeyecek şekilde değerlendirilmesi gerekiyor."

Bu maddenin yoruma açık olduğunu vurgulayan Av. Selin Nakıpoğlu, uygulamada kadınların ve çocukların aleyhine olacağı görüşünde. Nakıpoğlu, "Salgın sürecinde şiddet yasasını uygulamasan da olur, uzaklaştırma kararı vermesen daha iyi, diye bile anlaşılabilir. Bunu uygulayıcıların keyfiyetine bırakamazsınız. Bu karar geri alınmalı" diyor.

Ülkedeki  salgın hastalığı bahane ederek eril düzeninizin erkeklerini koruyacaksınız diye, binlerce kadının hayatını görmezden gelemezsiniz. 

Nafaka platformu avukatları bir yandan, kadın örgüt temsilcileri diğer yandan günlerdir seslerini duyurmaya çalışadursunlar, hükümet kadın örgütlerinin çağrılarına karşı hala 3 maymunu oynamaya devam ediyor.

Kadın hak savunucularının talepleri o kadar net, o kadar insani ve uygulanabilir ki.

– Kadına şiddetle mücadele için yetersiz kalan Alo 155 ve Alo 183 hatlarınının yanına sadece kadına şiddetle ilgili talepleri alacak bir hattın açıklanması mesela.

– Bakanlığın mevcut uygulaması KADES programından tüm kadınların haberdar edilebilmeleri için kamu spotları ve toplumsal bilgilendirmelerin yapılması.

– Sığınakların kapasitelerinin yetersizliği nedeniyle, şiddet mağduru kadınların otellerde, ya da devlete ait olan misafirhanelerde konaklatılmaları.

– Kolluk kuvvetlerinin  şiddet olaylarına zamanında ve korona virüs salgını bahanelerine sığınmadan en doğru şekilde ve en kısa zamanda müdahale etmeleri gibi kolaylıkla uygulanabilecek talepler bunlar.

Çok değil 2 gün önce İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün verilerinden toparlanan bilgiye göre, Covid-19 çerçevesinde alınan tedbirler ve "evde kal" çağrısı sonucu kentte hırsızlık, cinayet, gasp, kapkaç, yankesicilik ve dolandırıcılık gibi asayiş suçları %14,5 oranında azaldı.

Buna keza İstanbul'da, 2019 Mart'ta 1804 aile içi şiddet olayı yaşanırken, bu yıl aynı ayda ise olay sayısı 2493'e yükselerek, geçen yıla göre %38,2 artış gösterdi.

Veriler tüm çıplaklığıyla ortadayken, maalesef ki, hükümet yetkilileri tıp oynamakta kararlı.

Hoş, hali hazırdaki infaz yasa tasarısı kanunlaşırsa, bu günleri kastederek onlar iyi günlerimizdi diyeceğiz hep birlikte.  Kadınların suratına asit atarak onları yaralayan saldırganlar salıverilecek çünkü aramıza. Kadınları silahla yaralayanlar, kadınları her ortamda tehdit edenler, aklınıza gelebilecek ne kadar psikopat ruhlu, katil ruhlu, sadist ruhlu insan görünümlüler varsa onlar salıverilecekler. Ve bunlar ülkenin  her yerinde aramızda dolaşacaklar, kah ansızın bir kadını darp edecek, kah bir diğerinin suratına asit atacak, bir diğerini bıçaklayacaklar.

Ceren Özdemir’in katili hapisten kaçarak cinayeti işlediğinde tepki veren tüm insanlar...

Şimdi neredesiniz? Emine Bulut çocuğunun önünde bıçaklandığında günlerce sosyal medyayı felç eden tün insanlar... Şimdi neredesiniz? 

Günlerdir twitterda  #infazyasasıgericekilsin hashtagi ile  tweetler atılmasına rağmen, Corona nedeniyle kuşatılmış halde evlerinde kalmak zorunda olan ve  tek imkanları sosyal medya  aracılığı ile seslerini duyurmaya çalışan kadınların sesine bir tweet ile  dahi olsa destek veremez miydiniz?

AKP Grup Başkan Vekili Cahit Özkan AKP ve MHP gruplarının ortak hazırladığı infaz düzenlemesine ilişkin kanun teklifini TBMM Başkanlığına sunduğunda “Toplum vicdanını yaralayan cinsel suçlar, uyuşturucu madde suçları, kasten adam öldürme, kadına karşı şiddet ve terör suçları, kapsamın dışına çıkarılmıştır.”  beyanında bulunmuştu.

“Türk Ceza Kanunu'nda ‘kadına şiddet suçu’ diye bir suç tarifi veya kategori yok” diyen Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Bakırcı, kasten yaralama suçu işleyenlerin de düzenlemeden yararlanacağını hatırlatarak şu uyarıda bulunmuştu:

TCK 86/3’ün a bendi ile TCK 87/1’in e bendinde, kasten yaralama suçu eğer üst soya, alt soya eşe, kardeşe ve gebe kadına karşı işlenmişse verilecek ceza yarı oranında artırılır diyor. Yani bunlar infaz paketinden yararlanamayacak ama bunun dışındaki kasten yaralama suçu kadına ve çocuğa karşı işlenmiş olsa dahi bu suçu işleyenler infaz paketinden yararlanabilecek.

"Ama dünya öyle kurulmuştu ki, gerçeğin ortaya çıkması için çoğu kez öncesinde yalanlarla maskelenmesi gerekiyordu" diyen Jose Saramigo’yu anımsayarak,

Adalet komisyonunda kabul edilmiş olan infaz Yasa Tasarısı’nın bugün, yani 8  Nisan 2020 itibariyle  Genel Kurul’da görüşülecek olduğunu hatırlatıyor ve son sözü Cumhuriyet Halk Partisi’nden Bülent Tezcan’a bırakıyorum:

”Bunun özel af olduğunu herkes biliyor ancak ısrarla ‘af değil infaz düzenlemesi’ deniyor. Bize yutturmaya çalışıyorsunuz." “Siyasi mahpusları affetmeyen, cezaevinde coronadan ölsün, nerede ölürse ölsün diyen bir anlayış, tecavüzcü, çete kuran kim varsa bunları rahatça dışarı çıkarmanın derdinde.”

 

Yazarın Dİğer Yazıları

  1. Çölde Vaha Misali Bir Etkinlik
    ''Bir yer düşünün; cep telefonu, bilgisayar, cüzdan gibi eşyaların çadırların önündeki masalara bırakıldığı, masanızdaki bir tava menemene gelen geçenlerin ekmek bandırıp yollarına devam ettikleri, bir yer düşünün herkesin tanısın tanımasın…
  2. Afetler Ayrımcılık Yapmaz, İnsanlar Yapar
    Depremlerde, cinsiyetlerinin savunmasızlığından ötürü kadınların karşılaşabileceği sorunlar çok daha fazladır ve unutmayalım ki bu deprem, küresel cinsiyet eşitsizliği sıralamasında 156 ülke arasında 133. sırada yer alan Türkiye’de gerçekleşti. Afetler ayrımcılık…
  3. Afgan kadınlar köleyken biz özgür olabilir miyiz?
    “15 Ağustos 2021 sonrasında her şey gözlerimin önünde oldu: 20 yıldır uğruna çalıştığımız bir demokrasi 24 saat içinde yerle bir oldu. Açıklığa kavuşturmak istediğim bir nokta var: Afganistanlı kadınların başına gelenler her…
  4. Suçlu bulundu : İç Barışı Tehdit Eden Kadınlar!
    “Ey insanlık dinle ve anla. On ikiye beş kaldı, aç gözünü tetikte ol, hırsız çaldı zamanı. Gel Pazar günü saat üçte, öğren de kurtar canını.” Michael Ende’nin, dinlemeyi bilen küçük…
  5. Kafeslere sığmayan bedenler
    Dürüst olalım, bir gün zayıflarım diye sakladığın o elbisenin içine on yıldır giremiyorsan, ne olur biraz gerçekçi ol ve içine girebileceğin başka bir elbise al da, ruhun da, gardırobunda ferahlasın.…
  6. Savaş, Hafıza ve Toplumsal Cinsiyet
    Dün Sırbistan, Japonya, bugün Rusya ya da yarın herhangi başka bir yer. Ülkeler değişir ama asla değişmeyense eril zihniyetin savaş meydanlarındaki tezahürüdür. Bir bakmışsınız bugün kurban gibi görünen bir ulus,…
  7. Eril Aktörlerin Yitik Kurbanları
    Kadınları namus, ahlak ve sadakat kemerleriyle eve bağlayan Nazilerin erkeklerinin lugatlarında sadakat, sadece birer propaganda aracıymış tabi ki. Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi’nin liderlerinden Heinrich Himmler’in sekreteri Hedwig Potthast ile…
  8. Dünya emekçi kadınlar gününde elleri düşünmek
    Hey sen, oradaki… Ne yapıyorsun ellerinle? Tıkış pıkış bindirildikleri arabada Corona önlemlerine uyulmayıp, maske takılmamasına itiraz ettiği ve bu olayı görüntülemeye çalıştığı için gözünün kör olmasına neden olduğun 60 yasındaki…
  9. Metaverse dünyasında kadınlar ve taciz.
    Gece dışarı çıkma, kalabalıklara karışma, onu bunu giyme derken şimdi de sanal âlemde kimliğini gizle. Peki, ama neden? Kadınlar bin yıllardan beri kendilerine reva görülen sessizlik ve toplumun dışında tutulmayla…
  10. Sen Ne Çektin Be Havva
    Sen ne çektin be Havva… Canın çekti bir elma yedin. Sonra Âdem’e de ikram ettin. Âdem de hayır demeyip yedi. Üstüne kovuldun cennetten ama ikramiye sana kaldı, o gün bir…
  11. Başarılı kadınların enselerinde vızıldayan erkekler
    Tamer Karadağlı Türkiyeli izleyiciler tarafından kültürel kodlarımızın bir tezahürü olan taş fırın erkeği tiplemesi ile akıllarda kalmış bir sanatçıdır.  Yaşanan böylesi bir olayda,  taş fırın erkek kimliğinden soyunup sanatçı kimliğine…
  12. Özgürlüğe Pedallayın Kadınlar!
    Sufrajetlerin önemli ismi Susan Anthony: “Bisikleti yönetmeyi başaran bir kadın, hayatı da yönetmeyi başaracaktır” sözü ile kadınların bisiklet mücadelelerine verdiği destek ile güç katmış ve  “Dünyadaki kadınların eşit haklara ulaşması…
  13. Kadın Katillerini Yetiştiren Kim?
    Her gün en az 3 kadının öldürüldüğü, kadın katillerinin korunduğu, kadınların yaşam haklarını savunmak için kuş misali çırpındıkları bir ülkede yukarıdaki sözleri söyleyenin bir kadın olmamasını çok isterdim ama gene…
  14. Kadınların Sahnesi Yeni Başlıyor
    Son zamanlarda tüm dünya kadınlarını da içine alarak belki, ama en çok da kendi ülkemin kadınlarını düşününce görüyorum ki, hep kanlı oyunların başrolünü oynamak biz kadınlara düşüyor. Ve maalesef ki,…
  15. Makbul Analık Sorgusu
    Makbul Analık Sorgusu
    9 Şubat 2021
    Aile yapısının sağlamlığının göstergesi, AKP hükümetinin 2012-2019 yılları arasında %1400 artış göstermiş olan kadın cinayetleri midir? Evlenme oranları azalırken, boşanma sayılarının her geçen gün hızla artış göstermesi midir? Yoksa, aile…
  16. Bir Sonra Katledilecek Kadın Ya Sen İsen?
    Evet, bir sonrakinin sen olma olasılığı çok yüksek, senin olası katilinin de bir kravat, iki pişmanlıkla davasının en kısa sürede kapanması da çok olası. Velev ki, katledilen sen olmasan dahi,…

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…