Mahkeme Diktatörün isteğine göre karar verdi..

26 Kasım 2015
Mahkeme Diktatörün isteğine göre karar verdi..

CB'nın önceki gün "Silah taşınsa ne olur taşınmasa ne olur" ifadesinde bulunduğunu söyleyen Dündar, "Ben de aynı şekilde yayınlansa ne olur yayınlanmasa ne olur diyorum" dedi. TIRlar için önce gıda yardımı dediklerini, sonra içinde silah çıktığını, bunun da Türkmenlere gittiğini söylediklerini hatırlatan Dündar, "Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş 'Vallahi de billahi de Türkmenlere gitmiyordu' açıklamasını yaptı.

Erdoğan, Can Dündar için geçtiğimiz mayıs ayında yaptığı açıklamada, "Bu casusluk faaliyetinin içine o gazete de girmiştir. Haberi yapan bedelini ağır ödeyecek, öyle bırakmam onu" ifadelerini kullanmıştı.

Can Dündar ve Erdem Gül'ün ifadesinin alınmasının ardından davada mahkeme karar vermek için ara verdi.

Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, sosyal paylaşım sitesi Twitter'daki resmi hesabından mahkemenin kararı öncesi açıklama yaptı.
İşte Can Dündar'ın attığı son tweet:

"3 saat savunma yaptık. Asıl yargılanması gereken, suçu işleyendir; yazan değil.
Mahkemenin kararını bekliyoruz. Tüm desteğinize teşekkürler."

Dündar, Erdoğan'a mahkeme kapısından, ifade öncesi yanıt verdi

Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül, Suriye’ye Milli İstihbarat Teşkilatı’na ait TIR’larla silah ve cihatçı sevk edildiğine dair yaptıkları haberler ve yayımladıkları görüntüler nedeniyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ifade vermeye çağrıldı.

O ZAMAN YAYINLANSA NE OLUR YAYIMLANMASA NE OLUR?

Duruşma öncesi basına açıklama yapan Dündar ve Gül’e CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin, CHP Genel Başkan Yardımcıları Sezgin Tanrıkulu, Enis Berberoğlu, CHP Milletvekilleri Barış Yarkadaş, Onursal Adıgüzel, Mahmut Tanal, Hilmi Yarayıcı, Utku Çakırözer, Gamze Akkuş İlgezdi, Ali Şeker, Eren Erdem, CHP eski milletvekili Melda Onur, Parti Meclisi Üyesi Sera Kadıgil ve çok sayıdaki CHP’li destek amacıyla Çağlayan Adliyesi’ne geldi.

Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'ne ifade vermeye giden Dündar, adliye önünde gazetecilere açıklama yaptı.

"BU SIR DEVLETE AİT BİR SIR MI?"

Cumhurbaşkanı'nın bu durumu kendi kişisel davası olarak ele aldığını, "Takipçisi olacağım" dediğini söyleyen Dündar, Cumhurbaşkanı'nın tek başına şikayetçi olmasının nedenini bilmediğini söyledi. Dündar, "Bu sır devlete ait bir sır mı? Kendi şahsi sırrı mı? Bunu da herhalde bu soruşturma gösterecek" dedi. Casuslukla suçlandıklarını ve Cumhurbaşkanı'nın "Vatana ihanet" dediğini belirten Dündar, "Bizler casus değiliz, hain değiliz, kahraman değiliz. Bizler gazeteciyiz. Burada yapılan şey de baştan sona gazetecilik faaliyetidir" diye konuştu. Cumhurbaşkanı'nın iddialarına ilişkin haklarında iki kez müebbet istendiğini belirten Dündar, olayın bu çapta büyümesini anlayabildiğini, çünkü ortada bir suçüstü olduğunu söyledi. Dündar, "Suçüstü yakalanmış bir hükümet var. Bunun yarattığı bir panik var. Bu anlaşılabilir birşey. Ama bütün bu soruşturma sürecinin bu paniği daha da büyüteceğini düşünüyorum. Bunu uluslararası boyuta taşıyacağını ve bize de burada gizli ibaresi altında yapılan silah ticaretini, insan ticaretini belgeleme ve bütün dünyaya kanıtlama şansı vereceğini düşünüyorum" dedi.

"ASIL SUÇU ORTAYA SERENLERİ SORUŞTURMA KONUSU YAPTILAR"

Cumhurbaşkanı'nın önceki gün "Silah taşınsa ne olur taşınmasa ne olur" ifadesinde bulunduğunu söyleyen Dündar, "Ben de aynı şekilde yayınlansa ne olur yayınlanmasa ne olur diyorum" dedi. TIRlar için önce gıda yardımı dediklerini, sonra içinde silah çıktığını, bunun da Türkmenlere gittiğini söylediklerini hatırlatan Dündar, "Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş 'Vallahi de billahi de Türkmenlere gitmiyordu' açıklamasını yaptı. Herhalde bizim soruşturmamızda gelip tanıklık yapacaktır. Bugünkü hükümet adına o sözünü tekrarlayacaktır diye düşünüyorum" diye konuştu. Dündar, "Türkmenler'in de bize gelmediğini söylemeleri üzerine bu kez asıl suçluları değil, bu suçu ortaya serenleri soruşturma konusu yaptılar" dedi.

"DEVLET BİR ŞEY YAPIYORSA MİLLETİN BUNU BİLMEYE HAKKI VAR"

Can Dündar, bir gazetecinin "Rus uçağının düşürülmesinin ardından MİT tırlarının, Türkmenler'e gittiği yönünde yapılan iddianın tekrar gündeme getirildiği gün ifadeye çağrılmasını nasıl değerlendirdiğini" sorması üzerine ise "Hikmet diyelim. Biliyorsunuz bazı tırlar tekrar bombalandı Rus uçakları tarafından. Devlet birşey yapıyorsa milletin bunu bilmeye hakkı var. Çünkü bu devlet bizim devletimiz. Ve biz de gazeteci olarak milet adına kamuyu denetlemekle görevliyiz. Bu kez karşılarında hemen sinmeye hazır gazeteciler yok. Bu kez kararlılıkla bu işi takip edecek, dik duracak, sonuna kadar arkasında duracak gazeteciler var" diye konuştu.

"GAZETECİ BUNU YAZMAKLA GÖREVLİDİR"

Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Erdem Gül de, "Gazeteci aynı zamanda, eğer ülke tehdit ve tehlike altındaysa bu tehlikeyi halka bildirmek zorundadır. Geriye doğru dönersek, Suruç katliamı ve Ankara katliamı var. Bu haberler biraz da bununla ilgili haberler. Dolaysıyla halk tehlike altındaysa gazeteci bunu yazmakla görevlidir" diye konuştu. Açıklamanın ardından Can Dündar ve Erdem Gül, ifadelerini vermek üzere adliyeye girdiler. Dündar ve Gül, saat 11.20 sıralarında İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili İrfan Fidan'ın odasına alındılar. Bu arada savcının odasının bulunduğu 5. kattaki koridor gazetecilere kapatıldı.

4 AYRI SUÇLAMA

MİT TIR’ları haberi, Cumhuriyet Gazetesi’nde “İşte Erdoğan’ın yok dediği silahlar” manşetiyle 29 Mayıs tarihinde yayımlanmıştı.

Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu, bu haber hakkında “Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme”, “Siyasi ve askeri casusluk”, “Gizli kalması gereken bilgileri açıklama”, “Terör örgütünün propagandasını yapma” suçlamalarıyla soruşturma başlatıldığını bir basın açıklamasıyla duyurmuştu.

ŞİKÂYETÇİ: ERDOĞAN

Hemen ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet ve Dündar'dan kişisel olarak da şikayetçi olmuştu. Cumhurbaşkanı dilekçesinde, “Devletin menfaatlerini gerçeğe aykırı görüntü ve bilgileri yayınlamak suretiyle hedef alan şüphelinin bu eylemi kesinlikle gazetecilik olarak değerlendirilemez” denilmiş ve Dündar’ın bir kez ağırlaştırılmış müebbet, bir müebbet ve 42 yıl hapsi cezası ile cezalandırılması istenmişti.

KİRLİ OPERASYON

Bu haberden 2 hafta sonra da Erdem Gül’ün “Kirli Operasyon” başlıklı haberi yayınlanmış, orada da IŞİD bayrağının dalgalandığı Atme kampına nasıl cihatçı taşındığı, görüntülerle belgelenmişti. Haberde cihatçıları taşıyan otobüs şoförlerinin ifadelerine de yerverilmişti. Gül, 12 Haziran’daki haberinde de Erdoğan’ın yok dediği silahların, Jandarma Genel Komutanlığı laboratuvarında yapılan inceleme raporunu yayımlamıştı.

Bu haberlerden 5,5 ay sonra önceki gün İstanbul Başsavcılığı, Dündar ve Gül’ü, ifade vermeye çağırdı.

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…