Maganda politik

Rahmi Yıldırım

20 Eylül 2018
Maganda politik

Bir dünya şampiyonluğu haberiydi. Haber, gazete sayfalarında “Türkiye maganda liginde şampiyon”, “Türkiye 'dünya maganda ligi'nde zirvede” başlıklarıyla yankılanmıştı (4 Ocak 2006 tarihli gazeteler).

Habere göre, ABD’de kurulu Ateşli Silahlardan Korunma Merkezi Ajansı bir araştırma yapmış. Kutlama ve benzeri nedenlerle ateş açılması sonucu serseri kurşuna en çok kurban veren ülke Türkiye çıkmış. Serseri kurşunlara verdiğimiz kurban sayısı yılda ortalama 700.

Amerikan ajansının araştırması doğruysa, bu yarışta hakikaten açık arayla öndeyiz. Bizden sonra Orta Amerika ülkelerinden Porto Riko geliyor. Serseri kurşunla ölen Porto Rikoluların sayısı yılda sadece 300, o da ölünün ardından mezar başında ateş açma geleneği yüzündenmiş.

ABD’de serseri kurşunla ölenlerin sayısı da yılda 100’ü aşıyormuş.

Gazete sayfalarında habere uygun görülen “Dünya maganda liginde zirvedeyiz” başlığı, yerli yerine oturan bir ifade. Çünkü, Türk Dil Kurumu sözlüğünde, ‘serseri kurşun’un karşılığında aynen ‘maganda kurşunu’ yazılı.

 ***

Dinime küfreden

Maganda kurşunuyla kim vurduya gidenler liginde, kovboyların ülkesindeki bir ajansın bizi şampiyon ilan etmesi yeterince tirajikomik.

Hani, western filmlerinde  kovboy hasmını haklamak niyetiyle bara girer. Etrafta tedirginlik ve sessizlik. Yardakçısı kovboya sorar:

- Kimi vuracaksın George?

George silahını çekip bardakileri haklar, geriye bir kişi kalınca hınk deyicisini yanıtlar:

- İşte bu sona kalanı.

Kovboy zihniyeti Teksas barlarında kalmadı. ABD dünyayı kovboy barlarına çevirdi.

Dün Vietnam, bugün Irak ve Afganistan başta olmak üzere, dünyanın şurasında burasında on binlerce insan Amerikan silahlarıyla bile bile öldürülüyor; Ateşli Silahlardan Korunma Merkezi Ajansı kalkmış, serseri kurşundan ölenlerle ilgileniyor. İlgilenmesine ilgilensin de, ABD’nin bilerek öldürdüklerine ses çıkartmıyorsa, serseri kurşundan ölenlere ilgisi, katilin kurbanına şefkatinden (!)  ibaret kalır.

İşlerin hâlâ kovboy zihniyetiyle yürüdüğü Amerika’da serseri kurşunla ölenlerin sayısının yılda sadece 100 olması da hayli şaşırtıcı.

 ***

Mikro magandalık

Öyle ya da böyle, burası da Küçük Amerika ve kendimizi biliyoruz. Aynadaki suretimizin gösterdiği, koyu bir magandalık. Benzer kabalık ve ilkelliğin şu veya bu derecede başka yerlerde de yaşanıyor olması bizim için hafifletici neden değil. Hakikat kabak gibi ortada. Büyük Amerika’dan bir kuruluşun listesinde “Dünya maganda liginde zirvedeyiz”. Hiçbir ekstra çaba sarf etmeden gelen bu şampiyonlukla övünmeli mi dövünmeli mi, artık siz karar verin!

Laf aramızda, benzer bir şampiyonluğumuz daha var. O da uluslararası tescilli, hem de BM onaylı. BM Genel Kurulu’nda ‘Kadın 2000’ başlıklı özel oturumda kadına dayaktan yana Afrika ülkelerini de geride bırakıp dünya rekoru kırdığımız ortaya çıkınca, gazete, “Kadın dövmede dünya şampiyonuyuz” diye başlık atmıştı. (Hürriyet, 7 Haziran 2000.)

Kim ne düşünürse düşünsün, ben derim ki, bu şampiyonluklar durduk yerde gelmiyor. Sonuna kadar hak edilmiş şampiyonluklar. Çünkü, zaten doğru düzgün bir feodalizm yaşamadığımız gibi hızlandırılmış alaturka-arabesk lumpen kapitalizmle birlikte kültürel doku çürüdü, kitabına uygun bir burjuva-proleter ayrışması olmadı, değer yargıları alt üst oldu, iyiden iyiye magandalaştık.

Magandalaşma lumpen kapitalizmle başlasa da maganda sözcüğü otuz yıldır var, sözlüklere yeni yeni girdi; kabalık, yontulmamışlık, görgüsüzlük, terbiyesizlik, uyumsuzluk anlamına geliyor.

Magandalık, çok kanallı televizyon devrinde ‘delikanlılığın’ kitabının hep yeniden yazıldığı popüler kültür programlarıyla hücrelerimize sindi. Şu anda milletvekili başına 6 ruhsatlı silah düşüyor ki, asil nasılsa vekil de aynen öyle.

Fakat magandalık düğünde ya da maçtan sonra silahını çekip saydırmaktan, aile bireylerine şiddet uygulamaktan ibaret değil. Artık nereye baksan, magandalıktan geçilmiyor.

Trafikte kadın sürücüyü sıkıştırmak, öne geçmek için değme kayakçılarla yarışırcasına slalom yapmak, tank gibi jiple korku salmak, hoparlörün sesini sonuna kadar açarak herkese ‘damar’dan müzik dinletmek, arabada içilen bira şişesini ve çöpü camdan fırlatmak.

Sokakta yerlere tükürmek; cep telefonuyla otobüste, dolmuşta, metroda bağıra çağıra gevezelik etmek; etrafta kim var kim yok, aldırmadan küfürlü konuşmak; parmaklarda tokmak gibi yüzükler, ayakta beyaz çoraplar; nerede olursa olsun, gömlek düğmelerini açık bırakarak kıllı göğsünü ve altın kolyesini teşhir etmek.

Ortak kullanım alanlarını ve piknik yerlerini çöplüğe çevirmek.

Sofrada ortak meze ve salatayı pay kaşığıyla değil kendi kaşığıyla almak, çorbayı ve çayı höpürdeterek içmek, ağzını su aygırı gibi açmak ve şapırdatmak, kuru fasülye pilav ve turşuyla viski içmek, dişlerini tırnaklarıyla karıştırmak.

Kadına ölesiye tutulmak, yüz bulamayınca öldürüp başkasına yar etmemek…

Magandalık hücrelerimize sinmiş olsa da bunlar yine de bireysel düzeyde mikro magandalık örnekleri. Yani, yaşamın zevklerinden ve renklerinden yoksun kalmış bireyin başkalarına çokça zararı dokunmayacak yaşam tarzı.

 ***

Makro magandlık

Asıl tehlikeli magandalık, makro düzeyde olanı. Yani, devlet yönetiminde ve politikada, bilimde ve sanatta, ekonomide ve medyada, özellikle de sporda magandalık.

Aydın Boysan’a göre politika magandası Atatürkçü söylevler döktürse de gizlice yabancı yobazdan yardım alır. Laikliği korumak için ettiği yemine bağlı kalmaz. Halk dalkavuğudur, nabza göre şerbet verir. Ağzından Allah adını düşürmediği halde Allahsızdır, çünkü ahlaksızdır. Kendisi ve yakınları kitabına uydurarak nüfuz ticareti yaparsa bu zekâ eseridir, başkaları yaparsa haydutluktur. Başka görüş sahiplerini “kökü dışarda” diye damgalar, kendi kökünün dışarda olmasını doğal bulur. Kısacası, politika magandası olduğu gibi görünmez, göründüğü gibi olmaz, ona yol gösteren en parlak ışık çıkarcılıktır. (Leke Bırakan Gölgeler, Bilgi Yayınevi, 1995.)

Aydın Boysan bunları 1980’li 90’lı yılların politikacıları için yazmış. Bugünün politikacıları için yazmış olsa ne fark eder ki?!

Demokrasiyi kendine yontmak, özgürlük adına yalnızca türbanın ve imam hatiplinin üniversitelere ve kamu kuruluşlarına girebilmesini savunmak.

Üniversiteye başı kapalı girmeyi özgürlük, camiye başı açık girmeyi bozgunculuk saymak.

Şiire benzemedik bir dörtlük yüzünden yattığı üç aylık hapsin demagojisiyle kafa ütülemek, iktidara gelince 301’inci maddeyi düşünenlerin kafasına geçirmek.

Şeriatçı Afgan lideri Hikmetyar’ın dizinin dibinde oturmak,  Anıtkabir’deki saygı duruşunu “sap gibi ayakta duruyorlar” diye aşağılamak.

İktidarda olsun muhalefette olsun Müslümanlığı kimseye bırakmamak, sonra da emperyalist kefereyle birlikte komşu müslüman ülkenin üzerine çullanmak.

Ben zenci Türklerdenim” diye fakir fukara ve mazlum edebiyatı yapmak, iktidara gelince  ‘zenci Türkler’in başında sermayenin ve IMF’nin vekilharcı kesilmek.

Seçimden önce, politikadaki yozlaşmaya ve yolsuzluklara tepkili halka dürüstlük propagandası yapmak, yolsuzlukla mücadele için dokunulmazlıkları kaldıracağına söz vermek, iktidara gelince sözünden caymak.

Maaşıyla geçinemediği için ticarete devam etmek zorunda kaldığı numarasına yatmak, çocukları eşin dostun parasıyla Amerikalarda okutmak, sonra da mal varlığını açıklamaya yüreği yetmemek, “yasalar izin vermiyor” diye kıvırtmak; şeffaflık isteyenlere, iktidarda olmanın cüretiyle “densizler edepsizler” diye küfretmek.

Hangi birini saymalı ki?

İktidardaki böyle muhalefetteki böyle.

Asil nasılsa vekil de aynen öyle.

Burası Türkiye!

3 Şubat 2006

Not: Dikkat edileceği üzere eski tarihli bir yazıdır.

Silahlı Erdoğan pankartı

8 nisan 2017'de Yenikapı'daki 'Evet' mitinginde bir grup AKP'li, Erdoğan, Yıldırım, Bahçeli ve Soylu'nun elinde silahlar olan pankartı ile alana girmişti.. 

Yazarın Dİğer Yazıları

  1. Can'ları Bağlıyorlar İtleri Salıyorlar
    ''Mevcut Cumhurbaşkanı, Anayasa’nın yorum gerektirmeyecek açık hükmüne, yani bir kimsenin en fazla iki kere seçilebileceği hükmüne karşın üçüncü kez aday oldu; şaibeli seçimle tekrar seçildi. Milletvekili seçilen Can Atalay da,…
  2. Vatan Haini Bile Sayılmamıştık
    Kaç haftadır çeşitli tarihsel kişiler üzerinden vatana ihanet tartışması yapılıyor ya. Tam 40 yıl önce vatana ihanetle suçlanmıştık. Hatta, vatan haini bile sayılmamıştık. Devir 12 Eylül faşizmi devriydi. Solcu yani…
  3. Askeri Faşizmden Dİnci Faşizme Cezaevleri
    ''Cezaevlerinde dünden bugüne, askeri faşizmden İslamcı faşizme, özde değişiklik yok. Hukuku vicdandan adaletten insandan bu denli uzaklaştırmak, İslamcı iktidara nasip oldu. Bir kere daha anlaşıldı ki, cehalet ve kötülük iktidarı,…
  4. 'Müslümanların Ahlakla İmtihanı'
    Prof. Dr. Hüseyin Çelik, İslam coğrafyasında ahlakın zerresinin kalmadığını, İslami Hayat Endeksi’ne göre dünyanın en iyi ülkelerinin Yeni Zelanda, İzlanda, Hollanda, Finlandiya, İsveç, Norveç, Kanada gibi ülkeler olduğunu; Türkiye’nin 100’üncü sırada…
  5. Müslümanların Ahlakla Bitmeyen İmtihanı
    AKP iktidarı döneminde memleket tarihte hiç olmadığı kadar Müslümanlaştı ama hayatın hemen her alanında o ölçüde yozlaştı çürüdü, yarım yamalak da olsa var olan aklını ahlakını yitirdi. Gün geçmiyor ki…
  6. Gazze İçin Timsah Gözyaşları
    ''Her şeye karşın İsrail destekçisi Batı ülkelerinde halklar İsrail’in gaddarlığını, hükümetlerinin İsrail’e desteğini protesto ediyorlar. Yahudi sermayeli şirketlerde işçiler greve gidiyor. Protesto gösterileri çoğu kez polis tarafından dağıtılıyor; “liberal demokrasi”…
  7. Kutlanacak Cumhuriyet Kaldımıki?
    Cumhuriyet, egemenliğin cumhura yani halka ait olduğu devlet biçimi demek. Böyle bir devlette halk, egemenliğini ya doğrudan ya da seçtiği temsilciler aracılığıyla kullanır. Bu yönetim tarzı demokrasi olarak adlandırılır. Yani…
  8. Firanvunlardan Netanyahu'ya ve Erdoğan'a
    ''Akıl ve tarih, ırkçı dinci ümmetçi milliyetçi politikaların ve politikacıların halklar arasında düşmanlık ve vahşet dışında bir sonuç üretmediğini, bu politikacıların pençesine düşen halkların gün yüzü görmediklerini, başka ulusları ezen…
  9. Dİnci Faşizmin Kabusu Gezi Direnişi
    Hapishaneden dışarıya adımını atmak, yani tahliye olmak, bir insanın yaşayabileceği en derin sevinç ve mutluluklardan biridir. Ancak yaşayanlar bilir. Ne var ki siyasi mahpuslar, bu sevinci doyasıya yaşayamazlar, mutlulukları yarım…
  10. Ordu gözbebeğimizdir!
    Ordu gözbebeğimizdir!
    28 Eylül 2023
    CHF ALLAHKULU’NU KURTLARIN ÖNÜNE ATTI: “Ordu milletimizin gözbebeğidir. Allahkulu Sezgin Bey’in sözleri şahsi görüşüdür, fırkamızı bağlamaz. Gözbebeğimiz şanlı ordumuzu töhmet altında bırakan ifadeleri kabul edilemez. Bu konu yetkili organlarımızda görüşülecektir.” Tayyiban…
  11. İslam Temizlik Diniyse Neden Ortalığı..?
     Söz temizliğe gelince, bizden temizi yoktur. İslam temizlik dinidir, Peygamber’in deyişiyle “Temizlik imanın yarısıdır, cennete ancak temiz olanlar girecektir.” Rivayet odur ki, Peygamber’in nasihatine uygun olarak atalarımız hamamda yıkanırdı, misvak kullanırdı,…
  12. Barış da Düşman Ceza Hukukunun Kurbanı
    ''Barış Pehlivan son yazısında, “Siyah kölelerin yargılandığı bir düzen bu. Beyaz olsaydım, zengin olsaydım, dalkavuk olsaydım içeride olmazdım” demiş.'' Okur yazar herkes Barış Pehlivan’ı bilir herhalde. Şahsen tanışmak kısmet olmadı; ben…
  13. İslami Magandalık
    İslami Magandalık
    15 Ağustos 2023
    ''Nazım’dan bu yana değişen sadece lümpenleşme ve magandalaşmanın İslam ile ambalajlanması oldu. İslami lümpenleşmenin ve magandalaşmanın en acı sonucu kadınlara, çocuklara ve doğaya yönelik saldırganlıktır ki, ne yazılsa eksik kalır'' “Türkiye…
  14. Maganda Politik
    Maganda Politik
    7 Ağustos 2023
    ''Zaten doğru düzgün bir feodalizm yaşamadığımız gibi hızlandırılmış alaturka-arabesk lümpen (ve dahi artık abdestli) kapitalizmle birlikte kültürel doku çürüdü; kitabına uygun bir burjuva-proleter ayrışması olmadı; değer yargıları alt üst oldu; magandalık…
  15. Mizah Bahçelerindeki Sararmanın Hüznü
     Mizah, alışılmış sıradan hayata ve olağan düşünceye kurulan tuzaklarla gülümsetmek, gülümsetirken düşündürmek demek. Tuzağın temel malzemesi zıtlıklardır, talihsiz rastlantılardır. Ancak, herkesin gözü önünde cereyan eden bir zıtlığı kopyalayıp temsil etmek…
  16. Halkçı Hayal Kırıklığı
    ''CHP yanlısı medyada da durum farklı değil. Kılıçdaroğlu’nun başını istemeyen kanal ya da köşe yazarı yok gibi. CHP genel başkanlığından istifa etmedi diye neler neler demiyorlar Bay Kemal için. “Haysiyetsiz”,…
  17. Şu Zalim Zamcının Ettiği İşler
    ''Vergiyi ve fiyatları tayin eden Allah olunca, imanı kuvvetli emekçiye şükretmekten başka bir şey kalmıyor. Oysa, imanı kuvvetli emekçi, merkezin solunda sayılan Ecevit’i bir kalemde silip atmıştı. Hatta Demirel bile,…
  18. Tayyip NATO'yu Dİze Getirdi!
    ''1950’lerde Başbakan Adnan Menderes’in Amerika gezisini izleyen Anadolu Ajansı Genel Müdürü’nün haberi(!)  “dalkavukluk başyapıtı” olarak basın tarihine geçmiştir. Genel Müdür’ün yazdığına göre Menderes Amerikalıları öyle etkilemişti ki, “Amerikalılar 'Allahım, bize neden böyle…
  19. Osmanlı Nasıl Savaşıyordu, Rus Nasıl Savaşıyor?
    ''Wagner, ezici çoğunlukla, savaşmak üzere cezaevlerinden salıverilen mahkumlardan oluşuyor. Kurucusu Yevgeniy Prigojin Sovyet döneminde gasp ve hırsızlık suçundan 10 yıl hapis yatmış. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra sosisli sandviç satışıyla yola…
  20. Merdan'a Namerdan Hukuk
    Merdan'a Namerdan Hukuk
    4 Temmuz 2023
    ''Merdan Yanardağ, düşman ceza hukukunun son kurbanı olarak tutsak edildi. Tutuklamanın resmi gerekçesi “terör örgütü propagandası yapmak” diye açıklansa da biliniyor ki Merdan, Cumhur İttifakı iktidarının Abdullah Öcalan ile yeniden…

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…