Hangisi vatansever? Vahdettin mi, Atatürk mü?

Rahmi Yıldırım

20 Mayıs 2020
Hangisi vatansever? Vahdettin mi, Atatürk mü?

Bir 17 Kasım günü İngiliz zırhlısıyla ülkeyi terk eden Padişah Vahdettin'in hain olup olmadığı tartışmasını Bülent Ecevit başlattı. Vahdettin’le uzaktan akraba olduğunu söyleyen Ecevit’e göre, “Vahdettin, Kurtuluş Savaşı’na açıktan olmasa bile belirgin şekilde destek oldu. İstanbul’dan ayrılacağı zaman devletin elinde külliyetli altın ve para vardı. O, çok az bir miktar aldı. İstese tümünü alabilirdi. ” (Zaman, 16 Temmuz 2005)

Vahdettin’i hiçbir zaman “hain” olarak görmediğini söyleyen Ecevit, “Atatürk, padişahın ve sadrazamın bilgisi ve onayı olmasaydı Ankara’ya gidemezdi” (Milliyet, 19 Temmuz 2005) diyerek sözlerini pekiştirdi; “Vahdettin olmasa Kurtuluş Savaşı başlamazdı” demeye getirdi.

Ecevit’in bu çıkışından sonra kanaat önderleri işi gücü bıraktı, Vahdettin’i tartışmaya başladı. Hâlâ da Vahdettin tartışılıyor.

İslamcı çevreler sevinçli, “80 yıllık bir tabuyu yıktı” diye Ecevit’e alkış tutuyor; Türkiye’nin tarihiyle yüzleşmesine ve barışmasına Ecevit’in büyük hizmet ettiğini yazıp çiziyor.

Sözüm ona laik medya ve yönetici elit ise çoğunlukla, Atatürk’e sahip çıkıyor.

Beni asıl şaşırtan da, medyanın ve yönetici elitin Atatürk’e sahip çıkması oldu.

Şaşırtıcı! Çünkü, zaman makinesi gerçek olsa ve mütareke günlerine gidebilsek, hiç kuşkusuz, bugünün yönetici eliti ve sermaye medyası, Mustafa Kemal’in ve Kurtuluş Savaşı’nın karşısında, Vahdettin’in yanında yer alırdı.

Bir çelişkiden söz etmiyorum.

Fikrimde ısrarlıyım. Bugünün yönetici eliti ve sermaye medyası, Mustafa Kemal’in ve Kurtuluş Savaşı’nın karşısında, Vahdettin’in yanında yer alırdı. Çünkü, zaman makinesi gerçek olsa Vahdettin de bugünlere gelebilse, ülkeyi aynen bugünkü gibi yönetirdi.

Yani, o günlerde ülkeyi İngiliz mandasına sokmak istediği gibi bugün de Avrupa Birliği’ne sokmaya çalışırdı.

O günlerde işgalcilerle işbirliği yaptığı gibi bugün de ülke topraklarını ABD’ye üs olarak verirdi; ABD’nin Irak’taki cinayetine ortak olmak isterdi; Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş anlaşmasını imzalamayan ABD ile sözüm ona stratejik ortaklık peşine düşerdi.

Birinci Dünya Savaşı koşullarında kaldırılan kapitülasyonları yeniden kabul ettiği gibi bugün ekonomiyi IMF’ye teslim ederdi; kamu malı işletmeleri yerli yabancı özel sermayeye peşkeş çekerdi.

Türkiye bugün Vahdettin kafasıyla yönetiliyor; ama, yönetici elit ve sermaye medyası Vahdettin’i değil Atatürk’ü bayrak ediniyor. Çünkü, Ecevit’in yaptığı gibi henüz açıktan açığa Vahdettin’i vatansever ilan edecek moral güce sahip değil. Bir süre daha (Süleyman Demirel’e göre 100 yıl daha) Atatürk’e ihtiyaçları var. İhtiyaç kalmadığında asıl hainin Vahdettin değil, Atatürk olduğunu da söyleyecekler.

İhtiyaçları kalmadığında Atatürk’ü hain ilan edeceklerinden kuşku duymuyorum. Nitekim, eşine az rastlanır bir takiyye ile Atatürk’e sahip çıkan sermaye medyası, Vahdettin’in dürüst ve namuslu olduğunda, İngilizlere sığınırken Hazine’yi talan etmediğinde, böyle dürüst ve namuslu bir padişahın hain değil, olsa olsa aciz olabileceğinde ağız birliği etti. Böylece, ilerde Vahdettin’in vatansever olduğunu söyleyebilmenin ön hazırlığını yaptı.

 ***

“Dürüst ve namuslu” hainSöylendiği gibi Vahdettin dürüst ve namuslu olsa bile, Kurtuluş Savaşı karşısındaki tutumu hiç de dürüst ve namusluca değil.

Doğru, Mustafa Kemal’i Samsun’a gönderen Vahdettin ama Kurtuluş Savaşı vermesi için değil, kendi mülkü saydığı devleti kurtarması için.

Mustafa Kemal’i Samsun’a gönderen Vahdettin ama gerçek niyeti ortaya çıkıncı peşinden idam fermanı gönderen de Vahdettin.

Mustafa Kemal ülkeyi işgalden kurtarmak için savaş verirken, işgalcilerle işbirliği yapıp ülkeyi İngiliz mandasına teslim etmek için teklifte bulunan da Vahdettin.

Nihayet, Kurtuluş Savaşı başarıya ulaşınca, işgalciye sığınıp ülkeden kaçan da Vahdettin.

 

Tarih, elbette galipler tarafından yazılır ve galiplerin yazdığı tarihte birçok nokta karanlıkta bırakılır. Bu bakımdan kurtuluştan sonra yazılan resmi tarihte her şeyin yüzde yüz doğru anlatıldığı savunulamaz. Ama, tarihin karanlık bölgesi aydınlatılsa bile, Vahdettin’in Kurtuluş Savaşı karşısındaki konumunu değiştirecek bilgi belge çıkmaz. Hangi bilgi belge gizlenmiş olursa olsun, Vahdettin’in Kurtuluş Savaşı karşısındaki reel tutumu sadece galiplerin tarihinde değil, mağlup işgalcilerin tarihinde de böyle kayıtlıdır.

 

Anlaşmazlık, bu tutumun nasıl adlandırılacağında çıkar. Taraflar, kendi dünya görüşlerine göre adlandırırlar. Sınıfsal ve ulusal pencereden, sosyalizm ve yurtseverlik penceresinden bakarak sormak gerekir: Ülkeyi, halkın ortak evini işgal eden zorba ile işbirliği yapmak ihanet değilse nedir

***

Vahdettin’e neden “vatansever” diyorlar?

Peki bunca yılın politikacısı devlet adamı Ecevit birden bire neden bu çıkışı yaptı?

Sermaye medyası ve yönetici elite göre, Ecevit yazmakta olduğu tarih kitabına şimdiden müşteri çekmek için böyle bir çıkış yapmış olabilir. Ecevit’in ahir ömründe bile siyasetten kopamadığını, İslamcı çevrelere şirin gözükmek için Vahdettin meselesini ortaya attığını söyleyenler olduğu gibi, yaşlılıktaki zihinsel performans düşüklüğü nedeniyle böyle dediğini söyleyenler de oldu.

Bana sorulursa, Ecevit’in Vahdettin’le ilgili çıkışı bir acizler dayanışması.

Vahdettin ve Ecevit, fiziki benzerliğin yanı sıra karakter olarak da benziyorlar.

İkisi de birey olarak kibar, ürkek, kararsız, dürüst, namuslu, ama aciz.

Aciz oldukları için ülkeye kötülük etmekte birbirlerinden geri kalmadılar.

Vahdettin zamanında dış zorbalar ülke topraklarını paylaşmaya giriştiler, başaramadılar. Ecevit zamanında dış zorbaların uzantısı iç zorbalar ülke ekonomisini talan etmeyi başardılar.

İkisi de acizliklerini kabul etmeyip, memleketi batırma pahasına koltuğa yapıştılar. Vahdettin Damat Ferit’in hainliğini fark edemedi; iki yıl birlikte çalıştığı Kemal Derviş’in tıynetini fark edemeyen Ecevit de yolsuzluk suçlamasıyla Yüce Divan’a en çok bakan kaptıran başbakan oldu.

Sonuçta Ecevit, bilinçli ya da bilinçsiz, belki de ilerde Vahdettin muamelesi görmemek için, acizlerin dayanışması refleksiyle akrabası Vahdettin’i aklama çaresine sarıldı.

Dinci çevreler Ecevit’e müteşekkir.

Yönetici elit ve sermaye medyası mütereddit; Vahdettin’in dürüst ve namuslu olduğunu söylüyor, “vatanseverdi” demeye hazırlanıyor.

Peki, neden dürüst davranıp, Vahdettin’e şimdiden “vatansever” demiyorlar?

Yanıt: Mustafa Kemal’e henüz “hain” diyemedikleri için!

29 Temmuz 2005

Not: 12 yıl önce bir televizyon programında Bülent Ecevit'in "Bana göre Vahdettin hain değildi" demesiyle başlayan tartışma üzerine kaleme alınmıştır.

 

 

 

Yazarın Dİğer Yazıları

  1. Can'ları Bağlıyorlar İtleri Salıyorlar
    ''Mevcut Cumhurbaşkanı, Anayasa’nın yorum gerektirmeyecek açık hükmüne, yani bir kimsenin en fazla iki kere seçilebileceği hükmüne karşın üçüncü kez aday oldu; şaibeli seçimle tekrar seçildi. Milletvekili seçilen Can Atalay da,…
  2. Vatan Haini Bile Sayılmamıştık
    Kaç haftadır çeşitli tarihsel kişiler üzerinden vatana ihanet tartışması yapılıyor ya. Tam 40 yıl önce vatana ihanetle suçlanmıştık. Hatta, vatan haini bile sayılmamıştık. Devir 12 Eylül faşizmi devriydi. Solcu yani…
  3. Askeri Faşizmden Dİnci Faşizme Cezaevleri
    ''Cezaevlerinde dünden bugüne, askeri faşizmden İslamcı faşizme, özde değişiklik yok. Hukuku vicdandan adaletten insandan bu denli uzaklaştırmak, İslamcı iktidara nasip oldu. Bir kere daha anlaşıldı ki, cehalet ve kötülük iktidarı,…
  4. 'Müslümanların Ahlakla İmtihanı'
    Prof. Dr. Hüseyin Çelik, İslam coğrafyasında ahlakın zerresinin kalmadığını, İslami Hayat Endeksi’ne göre dünyanın en iyi ülkelerinin Yeni Zelanda, İzlanda, Hollanda, Finlandiya, İsveç, Norveç, Kanada gibi ülkeler olduğunu; Türkiye’nin 100’üncü sırada…
  5. Müslümanların Ahlakla Bitmeyen İmtihanı
    AKP iktidarı döneminde memleket tarihte hiç olmadığı kadar Müslümanlaştı ama hayatın hemen her alanında o ölçüde yozlaştı çürüdü, yarım yamalak da olsa var olan aklını ahlakını yitirdi. Gün geçmiyor ki…
  6. Gazze İçin Timsah Gözyaşları
    ''Her şeye karşın İsrail destekçisi Batı ülkelerinde halklar İsrail’in gaddarlığını, hükümetlerinin İsrail’e desteğini protesto ediyorlar. Yahudi sermayeli şirketlerde işçiler greve gidiyor. Protesto gösterileri çoğu kez polis tarafından dağıtılıyor; “liberal demokrasi”…
  7. Kutlanacak Cumhuriyet Kaldımıki?
    Cumhuriyet, egemenliğin cumhura yani halka ait olduğu devlet biçimi demek. Böyle bir devlette halk, egemenliğini ya doğrudan ya da seçtiği temsilciler aracılığıyla kullanır. Bu yönetim tarzı demokrasi olarak adlandırılır. Yani…
  8. Firanvunlardan Netanyahu'ya ve Erdoğan'a
    ''Akıl ve tarih, ırkçı dinci ümmetçi milliyetçi politikaların ve politikacıların halklar arasında düşmanlık ve vahşet dışında bir sonuç üretmediğini, bu politikacıların pençesine düşen halkların gün yüzü görmediklerini, başka ulusları ezen…
  9. Dİnci Faşizmin Kabusu Gezi Direnişi
    Hapishaneden dışarıya adımını atmak, yani tahliye olmak, bir insanın yaşayabileceği en derin sevinç ve mutluluklardan biridir. Ancak yaşayanlar bilir. Ne var ki siyasi mahpuslar, bu sevinci doyasıya yaşayamazlar, mutlulukları yarım…
  10. Ordu gözbebeğimizdir!
    Ordu gözbebeğimizdir!
    28 Eylül 2023
    CHF ALLAHKULU’NU KURTLARIN ÖNÜNE ATTI: “Ordu milletimizin gözbebeğidir. Allahkulu Sezgin Bey’in sözleri şahsi görüşüdür, fırkamızı bağlamaz. Gözbebeğimiz şanlı ordumuzu töhmet altında bırakan ifadeleri kabul edilemez. Bu konu yetkili organlarımızda görüşülecektir.” Tayyiban…
  11. İslam Temizlik Diniyse Neden Ortalığı..?
     Söz temizliğe gelince, bizden temizi yoktur. İslam temizlik dinidir, Peygamber’in deyişiyle “Temizlik imanın yarısıdır, cennete ancak temiz olanlar girecektir.” Rivayet odur ki, Peygamber’in nasihatine uygun olarak atalarımız hamamda yıkanırdı, misvak kullanırdı,…
  12. Barış da Düşman Ceza Hukukunun Kurbanı
    ''Barış Pehlivan son yazısında, “Siyah kölelerin yargılandığı bir düzen bu. Beyaz olsaydım, zengin olsaydım, dalkavuk olsaydım içeride olmazdım” demiş.'' Okur yazar herkes Barış Pehlivan’ı bilir herhalde. Şahsen tanışmak kısmet olmadı; ben…
  13. İslami Magandalık
    İslami Magandalık
    15 Ağustos 2023
    ''Nazım’dan bu yana değişen sadece lümpenleşme ve magandalaşmanın İslam ile ambalajlanması oldu. İslami lümpenleşmenin ve magandalaşmanın en acı sonucu kadınlara, çocuklara ve doğaya yönelik saldırganlıktır ki, ne yazılsa eksik kalır'' “Türkiye…
  14. Maganda Politik
    Maganda Politik
    7 Ağustos 2023
    ''Zaten doğru düzgün bir feodalizm yaşamadığımız gibi hızlandırılmış alaturka-arabesk lümpen (ve dahi artık abdestli) kapitalizmle birlikte kültürel doku çürüdü; kitabına uygun bir burjuva-proleter ayrışması olmadı; değer yargıları alt üst oldu; magandalık…
  15. Mizah Bahçelerindeki Sararmanın Hüznü
     Mizah, alışılmış sıradan hayata ve olağan düşünceye kurulan tuzaklarla gülümsetmek, gülümsetirken düşündürmek demek. Tuzağın temel malzemesi zıtlıklardır, talihsiz rastlantılardır. Ancak, herkesin gözü önünde cereyan eden bir zıtlığı kopyalayıp temsil etmek…
  16. Halkçı Hayal Kırıklığı
    ''CHP yanlısı medyada da durum farklı değil. Kılıçdaroğlu’nun başını istemeyen kanal ya da köşe yazarı yok gibi. CHP genel başkanlığından istifa etmedi diye neler neler demiyorlar Bay Kemal için. “Haysiyetsiz”,…
  17. Şu Zalim Zamcının Ettiği İşler
    ''Vergiyi ve fiyatları tayin eden Allah olunca, imanı kuvvetli emekçiye şükretmekten başka bir şey kalmıyor. Oysa, imanı kuvvetli emekçi, merkezin solunda sayılan Ecevit’i bir kalemde silip atmıştı. Hatta Demirel bile,…
  18. Tayyip NATO'yu Dİze Getirdi!
    ''1950’lerde Başbakan Adnan Menderes’in Amerika gezisini izleyen Anadolu Ajansı Genel Müdürü’nün haberi(!)  “dalkavukluk başyapıtı” olarak basın tarihine geçmiştir. Genel Müdür’ün yazdığına göre Menderes Amerikalıları öyle etkilemişti ki, “Amerikalılar 'Allahım, bize neden böyle…
  19. Osmanlı Nasıl Savaşıyordu, Rus Nasıl Savaşıyor?
    ''Wagner, ezici çoğunlukla, savaşmak üzere cezaevlerinden salıverilen mahkumlardan oluşuyor. Kurucusu Yevgeniy Prigojin Sovyet döneminde gasp ve hırsızlık suçundan 10 yıl hapis yatmış. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra sosisli sandviç satışıyla yola…
  20. Merdan'a Namerdan Hukuk
    Merdan'a Namerdan Hukuk
    4 Temmuz 2023
    ''Merdan Yanardağ, düşman ceza hukukunun son kurbanı olarak tutsak edildi. Tutuklamanın resmi gerekçesi “terör örgütü propagandası yapmak” diye açıklansa da biliniyor ki Merdan, Cumhur İttifakı iktidarının Abdullah Öcalan ile yeniden…

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…