AKP’nin ‘kısıtlı seçmen’ iddiası da elinde kaldı!

4 Mayıs 2019
AKP’nin ‘kısıtlı seçmen’ iddiası da elinde kaldı!

Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) AKP’nin “İstanbul’da 41.132 kısıtlı seçmen var” iddiasına dair yaptığı araştırma sonuçlandı. YSK’nın bulgularına göre İstanbul’un tüm ilçelerinde 766  “kısıtlı seçmen” bulunuyor.

Eskİ CHP Milletvekili Barış Yarkadaş, sosyal medya hesabından, ortaya çıkan bulgulara ilişkin olarak “YSK, 39 ilçenin çizelgesi sonrası kararını hemen açıklamalı ve tartışmaları bitirmelidir” çağrısında bulundu.

Yeniçağ yazarı Murat Ağırel ise çizelgeleri eklediği paylaşımda “YSK AKP’nin iddialarını araştırdı ve sonuçlandırdı. AKP 21.782 zihinsel engelli, 19350 kısıtlı seçmen toplamda ise 41.132 kısıtlı seçmen var demişti. Tüm İlçelerden araştırma sonuçları geldi.Sonuç 766 kişi! Başka iddia kaldı mı? Bitti bu iş!” diye yazdı.

AKP, YSK’ya yaptığı itirazda 21 bin 782’si zihinsel engelli olmak üzere toplam 41 bin 132 kısıtlı seçmenin olduğunu iddia etmişti.

YSK ise, AKP’nin itirazı sonrası 2 bin 732 kısıtlı, bin 229 ölü, 10 bin 290 hem cezaevi hem de İstanbul seçmen listesinde kayıtlı olan, 5 bin 287 hükümlü olmasına rağmen, İstanbul seçmen listesinde kayıtlı olan, 236 yerleşim yeri adresi cezaevi olan, 21 bin 782 kişi 18 yaş üstü zihinsel engelli olan olmak üzere, toplam 41 bin 556 seçmenle ilgili araştırma kararı vermişti.

Öte yandan AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, dillerinden düşürmedikleri ‘milli iradeyi’ bir kez daha yok saydı. İstanbul seçimleriyle ilgili “Ortada bir yolsuzluk var ve bu yolsuzluğun ortadan kaldırılması hem Yüksek Seçim Kurulu’nu aklayacaktır hem de milletimizin gönlü ferah hale gelecektir” dedi.

‘YSK başkanı niçin ‘siz nasıl olur da bizi tehdit edersiniz’ demiyor’

Seçimlere itiraz süreciyle ilgili açıklamalarda bulunan Erdoğan, “Bütün çabamız milletin oyunun kıymetini millete iadedir. Usulsüzlüklerle, yolsuzluklarla, hukuksuzluklarla bir 31 Mart’ı kurban etmek istemiyoruz. Çıkmış ana muhalefet temsilcisi YSK’ya ‘Kızılay’a çıkamazsınız’ diyorlar. Tehdit ediyorlar. Anayasa’nın 138. maddesine bu tamamen aykırıdır. Bırakın bu şekilde bir uyarıyı imada dahi bulunamazsınız der Anayasa’nın 138. maddesi. Şu anda YSK sayın başkanı kendilerine yapılan bu tehdit karşısında şu ana kadar niçin acaba bir yazılı açıklama yapmak suretiyle ‘siz nasıl olur da bizi tehdit edersiniz’ demiyor” ifadelerini kullandı.

‘Yolsuzluğun olduğu apaçık ortadayken bunu kovalamayalım mı’

İstanbul seçimlerinde büyük yolsuzluklar olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:
“İstanbul’da Ankara’da seçimler yapılmıştır. Biz Ankara’ya herhangi bir itirazda ileri derecede bulunmadık. İstanbul’da oynanan bir oyun var ve yolsuzluklar var. Bütün bu yolsuzluklar karşısında bir genel başkan olarak halkımın iradesini takip etmek, onun sonucunu kovalamak zorundayım. Düşünebiliyor musunuz 27 binden 13 bine kadar bu sayımlarda oylar düşüyorsa burada bir yolsuzluğun olduğu apaçık ortadayken bunu kovalamayalım mı. Vatandaşım bana şunu söylüyor ‘Başkanım bu seçim yenilenmeli’. Dünyanın birçok yerinde öyle ki yarım puan, bir puan olduğu yerlerde bile seçimler yenilenmiştir. Niye gönüller huzur bulacak. 1963’te 1999’da ülkemizde buna benzer kararları YSK almıştır. Hele hele burası İstanbul. Bir kasaba değil. Bugüne kadar konuşmadım, diğerleri konuştu. Vurun abalıya dediler vurdular ama artık yetti. Burada bir şaibe var açık ortada. Gelin millete, milli irade nasıl bir karar veriyorsa başımız gözümüz üstüne deriz kabulleniriz.”

‘Yasa ‘memur’ diyor, bunlar bankada çalışan işçi’

Seçimlerde banka çalışanlarının görevlendirildiğini vurgulayan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Memur noktasında sandıkta memur değil de bankadaki sözleşmeli işçiler o sandıklarda görevlendirilirse ve bunun üzerinde hala neyi düşünüyoruz. Maalesef 4-5 bankanın işçileri sandıklarda görevlendiriliyor. Peki ne diyorlar. Diyorlar ki bunu kaymakamlar istedi. Eğer Kaymakam böyle bir yanlış yaptıysa uygulamak zorunda değilsin. Bu yanlışa da hak vermek durumunda değilsin. Yasa ortada. Memur diyor yasa. Bunlar bankada çalışan bir işçi. Bunları kabul mu edelim. Ondan sonra bunların verdikleri kararlara eyvallah mı diyelim. Bizim şu anda buradaki gayretimiz sadece YSK’nın bu şaibeyi ortadan kaldıracak milli iradeye bu zemini hazırlamaktır. Ortada bir şaibe var, yolsuzluk var. Bu yolsuzluğun, bu şaibenin ortadan kaldırılması ve hem YSK’yı aklayacaktır, hem milletimizin gönlü ferah hale gelecektir.”

“Ortada bir şaibe var, bir yolsuzluk var, biz bunun ortadan kalkmasını istiyoruz” diyen Erdoğan, “Bizim hayatımız desteğini ve gücünü milletten almayan vesayetle mücadeleyle geçmiştir. Böyle bir müktesebata sahip Tayyip Erdoğan hakkı olmayan seçimi almaya çalıştığın iddia etmek bize yapılmış en büyük bühtandır. İstanbul 39 ilçenin 25’ini bize vermiş. İş daha buradan kopuyor zaten. İBB Meclisi’nin kahir ekseriyeti partimin meclis üyelerine verilmiş. Bütün bunlar apaçık ortadayken kalkıp daha ileri gitmek suretiyle orada başkan vekillerinin odalarının kilitlerinin göbeklerini sökecek bir anlayış var. Sonunda bütün çalışmalar yapıldı. Başkan Vekillikleri hepsi seçimlerle ilan edildi. Herkes geldi odalarına yerleşti. Komisyonlar seçildi. Bütün bu çalışmalar bu şekilde başladı. Bunlar başlarken her şeyden önce beyefendi genel başkanları hak hukuk adalet diyor 23 Nisan konuşmasında. Nerede hak hukuk adalet. Hak hukuk adalet istediğiniz şeyler size sunulduğu zaman mı olacak. Her şey ortada. Hak hukuk adalet diyorsan buyurun meclis de ortada, komisyon seçimleri ortada. Sana kimse kalkıp o seçimlerde sana da bir şeyler verelim demek zorunda değil. Biz burada YSK’nın vereceği kararı bekliyoruz. Tüm belge bilgiler evraklar her şey teslime dildi. Temenni ediyorum ki adil bir kararla olur. Bizim tehdidimiz yok. Onlar ‘Kızılaya çıkamaz’ diyorsa da biz bunu demedik. Kızılay herkesindir. Bunların hayatları böyle geçti. Sürekli tehditlerle geçti. Ne yaparlarsa yapsınlar biz adil bir karar bekliyoruz. Sadece milletin emanetine sahip çıkmanın çabası içindeyiz. Sadece milli iradenin gasp edilmesine engel olmaya çalışıyoruz. AK Parti’yi hukuki haklarını kullandığı için suçlayanların geçmişte sandıktan çıkan iradenin bizatihi kendisine nasıl savaş açtıklarını iyi hatırlıyoruz. Tarihleri boyunca milletle kavga edenlerin bugün suskunluk içine girmelerinin gerisindeki stratejiyi de iyi biliyoruz” ifadelerini kullandı.

‘Bedel ödeyecekler’

Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:

Bu mesele beka meselesidir. Kandil’den nasıl talimatlar verildiğini gördünüz. Böyle bir beka meselesi ortadayken buna karşı biz sessiz mi kalacağız. Böyle kolay kabul edilebilir bir şey değil. İstiklal Marşımızı okumaktan çekinenler bu ülkede beka meselesinin taklitçileri değil de nedir? Bunun HDP’de olmasına alıştık ama CHP’de de artık aynısı oluyor. İşte CHP’nin Adalar’da ki adayı… İstiklal Marşımızın karşısında dahi duruşu olanlar. Allah’ın izniyle bir bedel ödeyecek 31 Mart seçimlerinin sounçları üzerinden yeni hayaller kuruyorlar.

‘Bahçeli ile yolumuza devam edeceğiz’

Cumhur İttifakı üzerinde spekülasyona girmek isteyenlere de sesleniyorum. Boşuna uğraşmayın. Siz bizim ittifakımızı bozamayacaksınız. Biz Sayın Bahçeli ile bundan sonra da aynı kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…