Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Jagland, YSK Başkanı Güven'e mektup yazdı. Jagland mektubunda, "Adaylıkları onaylanan ve seçmenler tarafından seçilen kişilerin KHK'li oldukları gerekçesiyle göreve başlamalarına izin verilmemesi, ikincilerin birinci kabul edilmesi hukuk devletine ve demokrasiye aykırıdır" ifadelerini kullandı.

31 Mart yerel seçimlerinin üzerinden iki haftayı aşkın bir süre geçerken İstanbul seçimleri hâlâ resmi bir sonuca bağlanmadı. CHP adayı Ekrem İmamoğlu'na mazbata verilmemesinin yanı sıra KHK'li seçilmişlerin elinden mazbatanın alınması Avrupa'da da kaygıya yol açıyor.

Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland, gözlerin çevrildiği Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Sadi Güven'e bir mektup yazdı.

31 Mart seçimlerinde belediye başkanı seçilen ancak daha önce KHK ile kamudaki görevlerinden ihraç edilmiş oldukları gerekçesiyle mazbata verilmeyen HDP'li belediye başkanlarının durumuna ilişkin yazılan mektupta Jagland, söz konusu adaylara mazbatalarının verilmesi çağrısı yapıyor.

T24'ün aktardığına göre Jagland, mektubunda hukukun üstünlüğü ilkesinin demokrasinin en temel şartlarından olduğu vurgulayarak, "Bu temel demokrasi prensibinin yıkılmasını görmek, toplumun demokratik kurumlara olan güveninin altını oyar" ifadesini kullanıyor.

Thorbjorn Jagland'ın mektubunun tam metni şöyle:

"Avrupa Konseyi, 31 Mart yerel seçimlerinde belediye başkanı olarak seçilmiş bazı adayların, mahkemenizce seçilme yeterliliği bulunmadığını açıkladığınıza dair raporlar aldı. Bu nedenle, makamları ve seçimler onlara devredildiği varsayılan görevleri alamıyorlar. Onların yetersizliği belli ki, daha önce olağanüstü hal altında KHK ile kamu görevlerinden atılmalarına dayandırılıyor.

YSK Bağlar'da HDP'li Ceylan'ın KHK'lı olmasını gerekçe gösterdi, mazbatayı AK Partili Beyoğlu’na verdi
Bunlarla birlikte, bizim anlayışımız, bu adayların tamamının seçimden önce aralarında YSK'nin da bulunduğu çeşitli otoritelerce kontrol edildiği ve onaylandığını gösteriyor. Bu nedenle YSK'nin seçilmiş adayların kendilerine vaat edilen makamlara gelmesine izin vermemesi hukukun üstünlüğüne dair soruları yükseltiyor.
Aynı zamanda, YSK'nin ikinci en yüksek oyu alanları, seçimin kazananı olarak tanıma kararını not ettik. Bu demokrasinin genel prensiplerine aykırılığa gider. Hukukun yasal kesinliği ve öngörülebilirliği, seçim mevzuatı açısından zaruridir. Demokraside seçim kanunlarının amacı, toplumun iradesine saygı gösterilmesini ve engellenmemesini sağlamaktır.

Türkiye, Avrupa Konseyi'nin önemli bir üyesidir ve halk iradesinin egemenliğine saygı duyulması zaruridir. Bu temel demokrasi prensibinin yıkılmasını görmek, toplumun demokratik kurumlara olan güveninin altını oyar".