'Sağlıkçıların Yardım Çabası Yargılanmamalı'

28 Eylül 2018
'Sağlıkçıların Yardım Çabası Yargılanmamalı'

Cizre’deki bodrumlarda bulunan yaralılara tedavi sağlamak istedikleri için haklarında dava açılan sağlıkçılarla ilgili açıklamada, “Mesleklerinin gereğini yerine getiren sağlık çalışanlarının yargılanmalar mesleki ilkelerine aykırı” dendi.

Cizre'deki operasyon sırasında bodrumlarda mahsur kalan sivil yaralılara sağlık koridoru açmak isterken engellenen sağlıkçılara açılan davanın ilk duruşması bugün Mardin 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde.

Duruşma öncesi bir araya gelen sağlıkçılar ile onlara destek olmak amacıyla Mardin’de bulunan sendikacılar ve siyasetçiler, basın açıklaması düzenledi. Açıklamada, “Sağlık çalışanının ihtiyacı olana yardım etme çabası yargılanmamalıdır” çağrısı yapıldı.

Şırnak’ın Cizre ilçesinde operasyon ve sokağa çıkma yasağı sırasında sivil yurttaşlara yardım etmek için 31 Ocak 2016’da ilçeye gitmek isteyen Türk Tabipler Birliği (TTB) ve Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) üyesi 9 hekim, 4 hemşire ve 1 ambulans şoförünün bulunduğu gönüllü 14 sağlıkçının bulunduğu ambulans, Cizre yolunda askerlerce durdurulmuştu.

14 sağlık çalışanı hakkında “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla Mardin 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.

İnsan hakları savunucusu ve Doktor Serdar Küni de Cizre’de hastalara tedavi sağlamakla ilgili tutuklu yargılanmış, “örgüte yardım etmekten” suçlu bulunarak 4 yıl 2 ay hapis cezasına mahkum edilmişti.

“Yardım bekleyen hastaya duyarsız kalamayız”

Mardin, Karayolları Parkı’ndaki basın açıklamasına, çok sayıda sağlık çalışanının yanı sıra şu isimler katıldı: Türk Tabipler Birliği (TTB) Genel Başkanı Sinan Adıyaman, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Onur Hamzaoğlu, İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, Halkevleri Eş Genel Başkanı Dilşad Aktaş, KESK Eşbaşkanı Mehmet Bozgeyik, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Eş Genel Başkanı Gönül Erden, Türkiye İnsan Hakları Vakfı’ndan (TİHV) Dr. Necdet İpekyüz ile Tabip Odaları ve SES yöneticileri. Duruşmayı, HDP milletvekilleri ile HDP ve DBP Mardin il ve ilçe örgütleri de takip ediyor.

Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre, basın açıklamasını SES Eş Genel Başkanı Gönül Erden okudu:

“İnsan yaşamına en üst düzeyde saygı göstermek, mesleklerimizi uygularken gözettiğimiz temel ilkedir. Bu nedenle yaş, hastalık ya da engellilik, inanç, etnik köken, milliyet, cinsiyet, ırk, politik düşünce, cinsel yönelim, toplumsal konum ya da başka herhangi bir özelliğin hastalarımızla aramıza girmesine izin veremeyiz.

“Toplum yeminimizin farkındadır ve bizlerin bu yeminlerin içeriklerine uygun davranacağımıza olan güvenle bizden yardım ister, kendini, bedenini bize teslim eder ve en gizli sırlarını bizimle paylaşır.

“Gezi eylemleri sırasında yaralananlara ilkyardım desteği sağladık, bu nedenle de yargılandık. Yardım bekleyen bir hastaya hangi sağlık çalışanı duyarsız kalabilir ki. Aynı sorumluluğu Kocaeli ve Van depremlerinde,  Soma ve Ermenek katliamlarında da yerine getiren yine bizdik.”

“Mesleklerini yapan sağlıkçılar yargılanıyor”

14 sağlıkçının Cizre bodrumlarında mahsur kalan yaralıların yardım çığlıklarına duyarsız kalmadığı için yola çıktığını ama engellendiklerini hatırlatan Erden, sözlerine şöyle devam etti:

“Yüzlerce kişinin ölmesine tanık olduğumuz günler yaşandı. İnsan yaşamını büyük bir adanmışlıkla her şeyin önünde tutan, insanın sağlığını öncelemeye özen gösteren sağlık çalışanları ne yazık ki yargılanacak.

“Mesleklerinin gereğini yerine getiren sağlık çalışanlarının yargılanmalarını mesleki ilkelerimize aykırı buluyoruz. Sağlık çalışanının ihtiyacı olana yardım etme çabası yargılanmamalı.”

Cizre’de ne olmuştu?

Şırnak’ın Cizre ilçesinde 14 Aralık 2015’te başlayan sokağa çıkma yasağı devam ederken, İçişleri Bakanı Efkan Ala 11 Şubat 2016’da Cizre’deki abluka operasyonlarının sona erdiğini ifade etti. Fakat Cizre’deki yasaklar 2 Mart 2016 tarihinde akşamları devam edecek şekilde yeniden düzenlendi ve 2 Mart'a kadar ilçeye giriş-çıkışlar yasaklandı.

Cizre’nin Cudi ve Sur mahallelerinde, sokağa çıkma yasağının sona ermesinin ardından, büyük çoğunluğu 3 binanın enkazından ve civardaki evlerden, sokaklardan 25’i çocuk toplam 177 cenaze çıkarıldı.

Hayatını kaybedenlerden 103 kişinin kimliği tespit edilirken 74 kişi kimliği teşhis edilmeden defnedildi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) raporuna göre, cenazelerin neredeyse tamamı ya yanmış ya da parçalandığı için tanınamaz haldeydi. Bodrumlarda insan kemikleri ve askeri mühimmat atıkları görüldü. Adli Tıp Uzmanları, bodrumlarda çocuklara ait olduğu kabul edilen kemik parçaları buldu.

Raporda, Cudi Mahallesi’nde 75 yaşında bir yurttaş şu tanıklıkta bulundu: “Vahşet bodrumlarını asla unutmayacağız. Çünkü unutursak tarih içinde kayboluruz. Tarihte buna benzer nice kıyımlar ile tekrar karşılaşabiliriz. Bu vahşeti sürekli hatırlamalıyız. Ancak hatırlarsak geleceğimizi sağlam bir şekilde inşa edebiliriz…”

Kaynak: Bianet

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…