Batı'ya hizmet eden Beyaz Miğferler Kanada, Almanya ve İngiltere'ye gitti

23 Temmuz 2018
Batı'ya hizmet eden Beyaz Miğferler Kanada, Almanya ve İngiltere'ye gitti

'Ancak yeniden bu coğrafyada görevlendirilebilirler' --ABD, Kanada, İngiltere ve Fransa'nın aralarında yer aldığı Batılı ülkelerin Beyaz Miğferler'i Suriye'den çıkarma çabaları İsrail Başbakanı Netanyahu tarafından doğrulandı. "Kimyasal provokasyonları" ile bilinen Beyaz Miğferler'in Suriye'den tahliyesi hamlesini iki tecrübeli gazeteci, Musa Özuğurlu ve Ramazan Bursa, Sputnik'e değerlendirdi.

ABD ile müttefiklerinin, "yardım örgütü" olduğu iddia edilen ancak El Nusra Cephesi gibi çeşitli örgütlerle bağlantıları ortaya çıkarılan Beyaz Miğferler'i Suriye'den tahliye etme planlarının ortaya çıkmasının ardından İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'dan süreci doğrulayan bir açıklama geldi. Netanyahu, "Beyaz Baretler" olarak da bilinen Beyaz Miğferler'in tahliyesi için ABD Başkanı Donald Trump, Kanada Başbakanı Justin Trudeau ve başka liderlerin kendilerinden ricada bulunduğunu söyledi. İsrail Başbakanı "Bunlar, hayat kurtaran insanlar ve hayatları şimdi tehlikede. Önemli bir insani jest olarak onların İsrail üzerinden diğer ülkelere götürülmeleri için yetki verdim" açıklaması yaptı. Netanyahu'nun açıklaması, defalarca kez Suriye hükümetini suçlamaların hedef tahtasına oturtmaya yönelik olan ve kurgu olduğu ortaya çıkarılan saldırıların arkasındaki Beyaz Miğferler'in Suriye'den derhal çıkarılması için neden bu denli yoğun çaba sarf edildiği sorusunu gündeme getirdi.

Birkaç hafta önce Amerikan CNN televizyonu da ABD, Kanada, İngiltere ve Fransa'nın aralarında yer aldığı Batılı ülkelerin, Beyaz Miğferler'in Suriye'den çıkarılması için adeta seferber olduğuna işaret etmişti. Heyet Tahrir el-Şam'ın ismi açıklanmayan yetkilileri ise ABD, İngiltere ve Kanada'nın Beyaz Miğferler üyelerini önce Suriye'ye komşu ülkelere, daha sonra İngiltere, Almanya, Hollanda ve muhtemelen Kanada'ya tahliye etmeyi planlandığını açıklamıştı. Hatta AP ajansına konuşan bir Beyaz Miğferler üyesi "Zor saatlerden ve dakikalardan geçiyoruz. Bu, hayatımın en kötü günü. Umarım, bizi çok geç olmadan kurtarırlar" ifadelerini kullanmıştı. Konuyu, söz konusu gelişmeler ışığında Gazeteci Musa Özuğurlu ve Ramazan Bursa Sputnik'e değerlendirdi.

Beyaz Miğferler

‘BEYAZ MİĞFERLER, BATILI ÜLKELERİN ÇIKARLARINA HİZMET İÇİN SURİYE'DEYDİ'

Beyaz Miğferler'in Batılı ülkelerin Suriye'deki çıkarları için çalıştığına işaret eden Gazeteci Bursa "Beyaz Miğferler, Suriye krizi çerçevesinde önemli rol oynadı. Bilhassa Şam yönetiminin Doğu Guta ve Han Şeyhun'da kimyasal silah kullandığı yalanları, Beyaz Miğferler'in paylaşımlarıyla duyuruldu. Aslında bu grup, Suriye'de Batı'nın desteklediği ve Batı'nın çıkarlarına dönük bir grup idi. Bilhassa, Doğu Guta'da kimyasal saldırı yapıldığının iddia edilmesinin amacının ne olduğu açıkça ortada. Zira Doğu Guta saldırısının ardından yayınlanan videoda kimyasal saldırıdan etkilenmiş gibi gösterilen çocukların bir kısmı medyaya çıkıp Doğu Guta tezgâhına ilişkin çok ciddi birçok ifşaat yaptı. Beyaz Miğferliler'in Suriye'de bilinçli bir şekilde Amerika, İngiltere ve diğer Batılı ülkelerin çıkarına uygun hareket etmek için eğitildiği ve onlara, bu çıkarlara hizmet etmek için sivil savunma eğitimi verildiği net bir şekilde ortada" dedi.

‘BLACKWATER BATI'NIN SERT GÜCÜYDÜ, BEYAZ MİĞFERLER İSE YUMUŞAK GÜCÜ'

Beyaz Miğferler'in Suriye'de defalarca kez "kimyasal provokasyonlar" aracılığıyla Suriye yönetimini hedef haline getiren faaliyetlerde bulunduğunun altını çizen Gazeteci Bursa "Aslında ABD, hem Irak işgalinde hem de şimdi de Yemen saldırılarında Blackwater ve benzeri şirketleri veya oluşumları kullandı. Bu Blackwater ve benzeri silahlı oluşumlar, ABD ve diğer Batılı ülkelerin ‘hard power'ı (sert gücü) idi. Beyaz Miğferler ise ABD ve diğer Batılı ülkelerin ‘soft power'ı (yumuşak gücü) olarak görev yaptı. Aslında Beyaz Miğferler,  ‘hard power' olarak görev yapan Blackwater'dan bile daha etkili oldu. Beyaz Miğferler'in etkisini, Doğu Guta'daki kimyasal silah iddiaları taşıyan paylaşımlarını değerlendirdiğimiz zaman, daha net bir şekilde anlayabiliriz. Blackwater'ın faaliyetleri dünya kamuoyunun tepkisini çekerken; Beyaz Miğferler'in yaptıkları dünya kamuoyunda Şam yönetimine karşı tepkinin oluşmasına neden oldu. Tabii, sonradan ortaya çıkan görüntüler, bunların yalan olduğunu ortaya çıkardı" değerlendirmesinde bulundu.

‘BEYAZ MİĞFERLER DAĞITILMADI, YEMEN VEYA BİR AFRİKA ÜLKESİNDE YENİDEN KARŞIMIZA ÇIKABİLİR'

Beyaz Miğferler'in Suriye'den çıkartılmasının, örgütün dağıtılması anlamına gelmediğine dikkat çeken Bursa "Şimdi Beyaz Miğferler, Suriye'den sağ salim çıkartıldılar ve Kanada, Almanya ve İngiltere'ye gittiler. Ancak Beyaz Miğferler ekibi lağvedilmedi; sadece Suriye'de saha farklı bir şekilde şekillendiğinden ve artık anayasa yazım süreci de başlayacağı için Suriye'de yapacakları fazla bir şey kalmadığı için tahliye edildiler. Ondan dolayı Amerika ve İngiltere yumuşak güç olarak görev yapan bu güçleri yalnızca geri çekti. Belki bu Beyaz Miğferler, coğrafyanın başka ülkelerinde yine aynı görevi ifa etmek için karşımıza çıkabilir. Belki Yemen ve belki de başka bir Afrika ülkesinde bu oluşumla yeniden karşılaşabiliriz" ifadelerini kullandı.

‘BEYAZ MİĞFERLER, 2012-2013'TEN BU YANA SURİYE HÜKÜMETİNİ SAHADA VE MASADA SIKIŞTIRMAK İÇİN KULLANILDI'

Gazeteci Musa Özuğurlu ise, Batılı ülkelerin Beyaz Miğferler için giriştiği seferberliğin olası nedenlerini, örgütün ortaya çıktığı dönemden bu yana içinde bulundukları faaliyetlere işaret ederek yorumladı.

Özuğurlu "Beyaz Miğferler, 2012-2013'ten itibaren ortaya çıkmaya başladılar. Batı dünyasının Suriye'ye karşı savaşında kullandığı bir takım gruplar var ve bu grupların kullanılmasının arkasında Suriye'ye müdahaleye temel oluşturmak yatıyordu. Beyaz Miğferler de, ülkenin her tarafında çatışmalar meydana gelmeye başlayıp Suriye ordusu operasyonlarını yoğunlaştırınca Suriye ordusuna karşı provokasyonlar yapacak, örneğin kimyasal saldırılar gibi bir takım olaylara imza atacak ve yine aynı şekilde birtakım dönüm noktaları öncesi Suriye yönetimini hem sahada hem masada zor durumda bırakacak icraatlara imza atacaktı" diye anlattı.

‘SURİYELİLERİN TEK BAŞINA OLUŞTURDUĞU BİR GRUP OLMADIĞI ORTADA'

Beyaz Miğferler'in ardından çeşitli devlet veya istihbarat örgütlerinin olduğu yönündeki kuvvetli kanıya işaret eden Özuğurlu "Beyaz Miğferler'in Batı basını tarafından ‘insanlık adına çalıştıkları' iddiasıyla çok büyütüldüğünü, övüldüğünü gördük. Hatta kendilerini konu alan bir filmin de ödül almasına şahit olduk. Ancak doğrulamak mümkün olmasa da, bu grupla ilgili çeşitli iddialar var. Örneğin bu grubun İngiliz istihbaratıyla bağlantılı olduğu iddia ediliyor. Ayrıca El Nusra'da militan olduğunu fotoğrafları, isimleriyle bildiğimiz bazı insanların, aynı şekilde Beyaz Miğferler'le de fotoğraflarını görüyorduk. Tabii, Beyaz Miğferler'in çok geniş imkânlarla çalışması da dikkat çekiciydi. Herhangi bir sivili toplum kuruluşunun, savaşın ve ağır bombardımanın olduğu bir yerde, bu şekilde imkânla, belli bir takım kıyafetler, lüks sayılabilecek müdahale aracı ve ambulanslarla oralarda bulunmaları (normal şartlarda) imkânsız. Bir örgüt kendisine ancak bir devlet veya istihbarat örgütü yardım ederse bunu gerçekleştirebilir. Dolayısıyla Beyaz Baretliler'in Suriyelilerin kendi başlarına oluşturduğu bir sivil toplum kuruluşu olduğunu mantık kabul etmiyor" diye konuştu.

Özuğurlu "Bu grupla ilgili bir diğer iddia ise, çeşitli Körfez ülkelerinin istihbarat örgütü görevlilerin de bu grubun içerisinde yer alıyor olduğuydu ki savaşın en başından beri pek çok yabancı istihbarat yetkilisi Suriye'de yakalandı. Bir kısmı çeşitli pazarlıklar sonucu iade edildi. Kısacası Beyaz Miğferler ile ilgili olumlu bir şey söylemek pek mümkün değil. Öte yandan, İsrail'in bu gibi kişileri oradan çıkarmış olması bile başlı başına bunun uluslararası bir mesele olduğunu gösterir nitelikte" dedi.

Beyaz Miğferler
 
‘SURİYE ORDUSUNUN ZAFERİ SÖZ KONUSU DEVLETLER TARAFINDAN KABUL EDİLMİŞE BENZİYOR'

Beyaz Miğferler'in tahliyesinin Suriye'deki savaşın bittiği şeklinde yorumlanabileceğine işaret eden Özuğurlu "Bu gelişmenin bir anlamı grubun Suriye'deki işinin bittiği, bir diğer anlamı ise Suriye'deki savaşın artık sonuna gelindiği ve Suriye hükümetinin operasyon düzenlenecek bir kaç bölge hariç ülkenin önemli bölümüne hâkim olduğunun kabul edildiği. Çünkü eğer bu durum kabul edilmemiş olsaydı, bu gibi örgütlerin faaliyeti devam ederdi; onu destekleyen ülkeler, bu örgütlerin faaliyetinin devamını isterdi. Bu meselenin bitirilmesi hususundaki uluslararası pazarlıkların da bu sonuçta etkili olduğu görüşündeyim" ifadelerini kullandı.

"Suriye'de Beyaz Miğferler yerine başka isimde bir örgüt yerleştirilir mi veya söz konusu örgüt bir başka bölgede kullanılabilir mi?" sorusuna ise Özuğurlu şöyle yanıt verdi:

"Suriye içerisinde bunların yerine yeni bir örgüt geleceğini ben zannetmiyorum çünkü artık sürecin sonuna gelindi. Ama önümüzde İdlib örneği var. Türkiye'nin hâkim olduğu topraklar ile Kürtlerin hakim olduğu bölgeler var. Buralara yönelik operasyonlarda, Beyaz Baretler yeniden sahneye çıkar mı, bunu kestirmek mümkün değil. Ama diğer yandan ‘Bu örgüt başka yerlerde kullanılır mı?' sorusuna şu an net cevap vermek pek mümkün olmasa da; bu, oldukça yerinde bir soru. Çünkü bu örgüttekiler önemli tecrübe kazandılar ve eğer bunların kullanılabilirlik değeri olmasaydı devlet bunları Suriye dışına çıkarmazdı. Eğer öyle olmasaydı ya kaderlerine terk edilirlerdi ya da İdlib'e nakledilen örgüttekilerin kılığına girip oraya nakledilirlerdi. Belki de, içlerinde bulunan istihbarat elemanlarının açığa çıkmaması için bu hassasiyet gösterilmiş olabilir. Daha sonrasında Yemen'de veya Irak'ta ya da bir başka adreste kullanılıp kullanılmayacağı şu an için belirsiz, şu an için yalnızca düşük bir ihtimal" diye ekledi.

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…