Eril siyasete meydan okuyan bir kadın: Benazir Butto

28 Aralık 2016
 Eril siyasete meydan okuyan bir kadın: Benazir Butto

2007’de beni Pakistan’da bekleyen belirsiz bir geleceğe dönmeye hazırlanıyorum. Sadece kendim ve memleketim için değil bütün dünya için söz konusu olan tehlikeleri çok iyi biliyorum. Tutuklanabileceğimi düşünüyorum. Ülkeme indiğimde hava alanının pistinde beni vurabileceklerini biliyorum. Her şeyin ötesinde Elkaide beni kaç defa öldürmeye kalktı. Bu kez, öylesine nefret ettikleri demokratik seçimler için mücadele etmek üzere sürgünden döndüğümde neden gene buna kalkışmasınlar. Fakat yapmak zorunda olduğum şeyleri yapacağım ve Pakistan halkına, demokrasiye duydukları hasreti paylaşmak için yanlarında olma konusunda verdiğim sözü yerine getirmek için ülkeme dönmeye kararlıyım. Pakistan’ın bütün çocukları için bu riski göze alıyorum.

Çağlar boyu değişmeyen, değişmesine izin verilmeyen bir şey varsa o da kadına dayatılandır. Nitekim ataerki, kadını baskılamakla kalmadı, bu baskının bir parçası olarak onu, tarihten, edebiyattan, siyasetten ve dahi hayatın her alanından dışlamaya, silmeye çalıştı. Kadınlar ise bu eril tahakküme inat mücadele etti, yok sayıldıkları her alanda var olduklarını gösterdiler.

Siyasetin hâlâ devam eden erilliğini aşma mücadelesi tarih boyunca verildi. Günümüzde de devam eden bu mücadelede pek çok kadın, eski zamanın kaydının tutulduğu sayfalara adını yazdırdı. Kadınların tarihi dillendirilmek istenmese de sayısız kadın, mücadeleye ışık olmak için orada duruyor.

Tarihe adını yazdıran kadınlardan biri olan Benazir, 1953 yılında Karaçi’de doğdu. Başarılı bir eğitim hayatı oldu. Eski Pakistan Başbakanı ve ülkenin eski devlet başkanı olan babası Zülfikar Ali Butto’nun, tutuklanıp idam edilmesinden sonra ev hapsinde kaldı. 1984 yılında yurt dışına çıkmasına izin verilmesiyle siyasete atılmış oldu. Büyük Britanya’da babasının partisine liderlik yapmaya başladı.

19 Kasım 1988 tarihindeki seçimleri -ki bu uzun süreden beri yapılan ilk serbest seçimdir- kazanan Butto, müslüman ülkelerinin ilk kadın başbakanı oldu. Başbakan olarak göreve başlamasıyla birlikte hakkında yolsuzluk suçlamaları yapıldı. Bu yoğun suçlamalar, Nezihe Muhiddin’e yapılan gibi “kadının siyasetten uzaklaşması” için miydi? Bunu, sadece eril tarihin belgelerinden öğrenebildiğimiz için açıklamak zor fakat yolsuzluk suçlamaları ile hükûmet, yeniden seçim yapılması gerekçesi ile devrildi. Daha sonraki seçimde bir kez daha seçilen Butto, yine aynı suçlamalara maruz kaldı. Hük3umet üç yıl sonra devrildi, Butto ve eşi ile ilgili suçlamaların gerçekliği ise kanıtlanmadı.

1999’da siyasi değişim ve askeri darbe ile yönetimin farklılaşması üzerine ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. Kendine sürgün yeri olarak Dubai’yi seçmişti. Butto, 2007’de tekrar başbakan olma ihtimalinin doğması üzerine Pakistan’a dönme kararı aldı. Kararı ile birlikte ölüm tehditleri almaya başladı. Seçim çalışmaları için Pakistan’a dönmeyi düşünen Butto’ya El Kaide, saldırı tehditleri savurdu. Buna rağmen ülkesine dönen Benazir, sevgi gösterilerinin yanı sıra ölümle de karşılaştı. 27 Aralık 2007’de seçim mitingi esnasında bombalı bir suikasta uğrayarak öldürüldü.

Hastaneye kaldırılsa da kurtarılamayan Benazir’in ölümü, dönemin ulusal ve uluslararası basınında geniş yer buldu. Defalarca aldığı ölüm tehdidine aldırmayan Butto, siyasette var olma mücadelesinden hiçbir zaman vazgeçmedi. O sömürünün olmadığı bir toplum istiyordu ve halkına demokrasiyi armağan edeceği günlerin özlemini taşıyordu.

Kaynak: Time /Çeviri: Gaia Dergi

 

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…