Noam Chomsky'ye 5 Nisan'da verdiği röportajda Chris Hedges'in "Aydınların ihaneti" adlı kitabındaki, artık aydınların halkın vicdani olamadıkları çünkü çoğunun maddi veya politik çıkar peşinde oldukları görüşü hakkında ne düşündüğü soruluyor.
Chomsky cevabında aydın (ıntellectual) teriminin Dreyfuss olayından sonra ortaya çıktığını ve o zamandan beri hiçbir zaman, horlanan, kötülenen, hatta öldürülen ufak bir aydın kesimin dışında (Rosa Luxemburg, Bertrand Russel gibi) hepsinin zaten devlet yanlısı olduğunu söylüyor ve örnekler veriyor. Modern zamanlarda ise buna bir tek istisna olduğunu, bunun da Türkiye'nin Aydınları olduğunu gözlemlediğini söylüyor: "Türkiye bildiğim kadarıyla tek ülkedir ki önemli akademisyenleri, gazetecileri, basimcilari, sanatçıları ile geniş bir aydın kesim sadece devletin suçlarını eleştirip yermiyor, dahası sivil bir itaatsizlik içindeler ve devamlı cezalandirilmalarla karşı karşıyalar. Avrupa'ya geldiğimde, Türkler yeteri kadar medeni değil, toplumumuza entegre olamıyorlar filan diyenlere gülmek zorunda kalıyorum" diyor.
Gerçekten de ABD'ye ilk geldiğimde muhafazakar aydın, sağcı aydın diye duyduğumda bu iki kelime birbirleriyle çelişiyor, hem aydın hem muhafazakar veya sağcı nasıl olunur ki diye sormuştum kendime. Zamanla, çoğunun öyle olduğuna şahit oldum. Sol'da gözüken Nobel ekonomi ödüllü Paul Krugman bile Enron'un danışmanlığını yapmıştı. 11 Eylülden sonra milyonları bulan savaş karşıtı gösterilere rağmen ırak savaşına karşı duran pek aydın yoktu. Karşı duran Phil Donahue, Bill Maher, Peter Arnett gibi bir iki televizyoncu da Amerikan karşıtı hainler diye damgalanarak işten atılmıştı. ABD, sol gözüken, fakat devletin ana arter politikalarını değiştirmeyecek konularda oldukça özgürlükçü davranır. Kürtaj, homofobi, yaratılış teorisi, ölüm cezası gibi konularda negatif eleştirilere pek baskı getirmez ama iş ABD'nin yüksek çıkarlarını ilgilendiren konulara gelince (petrol savaşları gibi) orda baskı başlar, hem de bu baskı dolaylı olur ki demokrat çehre zarar görmesin. işte o noktada aydınlar topyekün devlet yanlısı propagandaya başlarlar. Uymayanlar yukarıda belirttiğim gibi sistem dışına itilirler.
Ne yazık ki buna benzer bir süreç Türkiye'de de işlemeye başladı. Bir takım liberal demokrat aydınlar din soslu iktidarla çok mutlu bir ilişki içerisine girdi. Özgürlükçü gozukurlerken, iktidarla ters düşenler olursa, savundukları kesimleri bile top ateşine tutuyor, hemen iktidarın kanatları altına koşuyorlar. Alevilerin, Kürtlerin ve diğer azınlıkların haklarını iktidarın izin verdiği kadar savunurlarken, iznin dışına çıkıldığında savundukları bu grupları hemen ergenekoncu ilan edebiliyorlar. Umarız iktidarlarla sarmaş dolaş olan bu aydın kesim su anda olduğu gibi azınlıkta kalmaya devam eder ve Chomsky'nin bahsettiği gerçek aydınlar ülkemizin gözakı olmaya devam eder.
Murat Balkır
Yazarın Dİğer Yazıları
Yeni papa neden ayak yikadi?
9 Nisan 2013ABD'de dehşetengiz hapishane endüstrisi
3 Nisan 2012ABD'de Rudy Efsanesi, Kürtaj ve Suç
4 Ekim 2011Umutsuzluğa düşmenin anlamı yok!
30 Haziran 2011Heykel ve Ilkel
31 Mayıs 2011