Çin, 5 yıl içinde Amerika Birleşik Devletleri'ni Global Ticarette Yakaladı

9 Aralık 2012
Çin, 5 yıl içinde  Amerika Birleşik Devletleri'ni Global Ticarette Yakaladı

Sadece son beş yıl içerisinde Çin, ABD'nin müttefiki olan Güney Kore ve Avustralya da dahil olmak üzere dünyanın bir çok bölgesiyle ticaret partneri olması sonucunda Amerika Birleşik Devletleri'ni geride bırakmış durumda. 2006'da ABD 127 ülke için en büyük ticaret partneri iken, bu veri Çin için 70 ülke idi. 2011 yılımda bu sayılar tesine döndü: 124 ülke Çin ile, 76 ülke ise ABD ile ticaret yapıyordu..

Shin Cheol-soo artık geleceğini Amerika Birleşik Devletleri'nde görmüyor.

Güney Koreli iş adamı, Amerikalı araba üreticilerine on sene boyunca parça tedarik etti. Fakat bu sene ailesini Detroit'ten ayırdı ve yeni ekonomik süper güce, Çin'e, satış yapmaya odaklanmak için evini taşıdı.

Associated Press (AP) ticaret verileri analizine göre, sadece beş yıl içerisinde Çin, ABD'nin müttefiki olan Güney Kore ve Avustralya da dahil olmak üzere dünyanın bir çok bölgesiyle ticaret partneri olması sonucunda Amerika Birleşik Devletleri'ni geride bırakmış durumda.

Daha 2006'da ABD 127 ülke için en büyük ticaret partneri iken, sadece 70 ülke Çin'i en büyük ticaret partneri olarak kabul ediyordu. Geçen sene, iki ülkenin de ticaret yaptıkları bölgeler açık olarak ortadaydı: 124 ülke Çin ile, 76 ülke ise ABD ile ticaret yapıyordu.

İkinci Dünya Savaşı'ndan beri en ani ve beklenmedik küresel değişim içerisinde, günümüzdeki akım, insanların yaşama ve iş yapma biçimlerini Afrika'dan Arizona'ya dek değiştirmektedir; öyle ki, çiftçiler Çin'e satmak için daha fazla soya fasulyesi yetiştirmekte ve öğrenciler Mandarin [kuzey Çin lehçesi] öğrenmek için okullara kaydolmaktadırlar.

"Amerika Birleşik Devletleri gücü olmayan bir kaplan"

Bulgular göstermektedir ki Çin, Amerika'nın asırlarca süren dünyanın ticaretindeki hakim konumunu tehdit edecek kadar yükselmiştir; bu değişim giderek politik etkiye de dönüşmektedir. Bulgular Çin'in etkisinin ne kadar yaygın olduğunu, komşu Asya'dan Afrika'ya ve şimdi de geleneksel ABD arka bahçesi olan Latin Amerika'ya kadar nasıl yayıldığını göstermektedir.

Çin'in şu anda yavaşlayan ekonomisine rağmen, dünya üretimindeki ve ticaretindeki payının yükselmesi bekleniyor. Çin'in büyüme beklentisi, ileriki on yıl içinde yıllık yüzde sekiz genişleme tahmini ile ABD ve Avrupa seviyelerinin çok daha üzerinde yer almaktadır. Bu büyüme, diğer milletlerle gerilimi körüklese de, Çin liderleri olarak adlandırılan yeni neslin elini güçlendirecektir.

Geçen yıl, Shin'in firması Ena Industry Co. kauçuk ve plastik parçaların satışının yarısını Amerikan fabrikalarına gerçekleştirdi. Fakat planları, 2009'da en büyük araba piyasası olarak Amerika Birleşik Devletleri'ni sollayan, 2015'e kadar beş kat artarak toplamının yüzde otuzuna erişmesi planlanan Çin araba piyasasıyla iş yapmasını gerektiriyor. Kendisi ve çocukları Mandarin [kuzey Çin lehçesi] öğrenmek için çalışıyorlar.

"Amerika Birleşik Devletleri gücü olmayan bir kaplan" dedi Shin ofisinde; üç duvar da çoğu Çin hakkında yazılmış kitaplarla doluydu. "Hiç kimse şu anda yükselenin Çin olduğunu inkar edemez."

ABD ve Çin: hem rakip hem de partner
Ticaret biraz futbola benzer - ihracat ve ithalatın dengesi bir oyunun skoru gibidir, ekonomiyi oluşturan karmakarışık hareketlerin doğru düzgün çekilmiş bir enstantene fotoğrafıdır, ve her iki taraf da birbirini zaman zaman hile yapmakla suçlama eğilimindedir. Yani, ABD ve Çin hem rakip hem de partnerdirler ve birbirleri olmadan maç da olmaz, ayrıca her ikisinden de gelen yüksek performans tüm lig için yararlıdır.

Ticaret askeri ilişkiler ya da diplomasiden daha az itibar görebilir, fakat iş alanlarını yaratan ve yaşama standartlarını yükselten de ticarettir. Ticaret aynı zamanda politik güce de dönüşebilir. Dükkan sahiplerinin de dediği gibi, müşteri her zaman haklıdır: Devletler kendi mallarını satın alan ülkeleri dinlerler, ve satın almaların durma tehlikesi de en güçlü diplomatik silahlardan birisidir.

Amerika Birleşik Devletleri hala dünyanın en büyük ithalatçısı durumundadır; fakat Çin de ilerlemektedir. AP analizine göre, Çin 2000'de 20 ülkeden 2011'de 77 ülkeye yükselerek, Amerika Birleşik Devletleri'ne göre daha büyük bir piyasaya sahip durumuna geçmiştir.

AP, Çin'le ticaretin 180 ülke için önemini ölçmek ve zamanla nasıl değiştiğini takip etmek için International Monetary Fund (IMF) [Uluslararası Para Fonu] verilerini kullanmaktadır. Analiz, bir milletin Çin ile olan ticaretini ülkenin gayri safi milli hasılatına bölerek hesaplama yapmaktadır.

Gelişen hikaye, ABD'nin düşüşü değil, Çin'in son sürat yükselişidir. 2002'de Çin ile olan ticaret bir ülkenin gayri safi milli hasılasının yüzde üçüne denk gelirken, ABD ile olan ticaret yüzde 8.7'ye denk geliyordu. Fakat Çin durumu yakaladı ve 2008'de öne geçti. Geçen sene, Çin ile olan ticaret diğer ülkeler için gayri safi milli hasılanın yüzde 12.4'ini oluşturarak, Amerika ile olan ticaretin son 30 senede herhangi bir zamandaki değerinden daha yüksek konuma geçmiştir.

Tabii ki, tüm ticaret eşit değildir. Çin'in ticareti daha çok alt kalite ve değerdeki malları ve eşyaları kapsamakta iken, ABD piyasanın üst tarafında rekabet göstermektedir.

Yani, Çinli şirketler yurtdışında yatırım yapsa ve binlerce yabancı işçi çalıştırsalar da, küresel ittifaklar kurmakta ve buluşlarda Amerikan endüstrisinin arkasında kalmışlardır ki; bu özellik halen pazarda mükafatlandırılmaktadır.

Çin'in rekabet gücü ucuz-emek ve düşük  maliyetler

Çin'in rekabetçi yanı emek ve diğer maliyetlerin ucuzluğu iken, ABD araba, uçak, bilgisayar, tıp, silah, finans ve ecza alanlarındaki yenilik ve buluşlarıyla dünyanın merkezi konumundadır. Çinliler henüz ABD ya da Avrupa emisyon standartlarına uyacak bir araba üretememiş durumdadırlar.

Ayrıca, Amerika Birleşik Devletleri halen genel olarak daha fazla miktarda ticaret yapmaktadır. Fakat fark çok da büyük değildir. Eğer akım devam ederse, Çin bu sene ABD'yi geçecektir ki, bu otuz sene önce çok yoksul ve vatandaşı telefonda hiç konuşmamış durumda bulunan bir ülke için dikkate değer bir başarıdır.

"Dünya ekonomisinin ağırlık merkezi Doğuya taşındı," diyor Kolombiya Maliye Bakanı Mauricio Cardenas. Latin Amerika'nın çoğu gibi, ülkesi hala ABD'ye yakından bağlı; fakat Çin ile olan ticareti 2001'den beri on katından fazla artarak, neredeyse sıfırdan gayri safi milli hasılasının yüzde 2.5'una yükselmiş durumda. "Diyebilirim ki son 50 senede bu yükselişle boy ölçüşecek hiçbir şey yok."
Bir bakımdan, Çin'in ticaretteki büyüyen varlığı, tarihte egemen olan mevkisini Orta Krallık'a sadece geri vermektedir. Çin 1800'e kadar yüzyıllar boyunca en büyük ekonomi durumundaydı, daha sonra Sanayi Devrimi ilk önce Avrupa'yı ve daha sonra da ABD'yi ilk sıraya taşımıştır.

Çin dünya sahnesine geri dönüşüne 1990'larda tişörtten oyuncaklara düşük fiyatlı malları üreterek başladı. Diğer ülkelerdeki fabrikalar fiyatlarını iyice azaltarak "Çin fiyatı"nı yakalamaya çalıştılar ya da piyasadan dışlandılar.

Yeni milenyum doğarken, ABD dünyanın hakim ticaret ülkesi sıfatını korudu, tek bir millet ile değil, Avrupa ile toplu olarak rekabet etti. Fakat 2000'den 2008'e kadar, Çin'in ithalatı Dünya Ticaret Örgütü'ne katılması ve daha yüksek değerli üretime geçmesiyle beraber yüzde 403 artarken, ihracatı da yüzde 474 arttı.

Çin imalathaneleri dünya demir cevheri üretiminin yarısını tüketiyor!

Çin'in fabrikaları için yağ ve hammadde ithalatı, Asya, Afrika ve Latin Amerika'da kaynak alımında piyasada canlılığa yol açmıştır. Çin'in imalat ve inşaat için çelik talebi o kadar hızlı büyümüştür ki, imalathaneleri şu anda dünyanın tüm demir cevheri üretiminin yarısını tüketmektedir.

Önemli bir bakır üreticisi olan Zambia, 2000'de yolunu Çin ortaklığına çevirmiştir. Diğer bir bakır üreticisi olan Şili 2009'da Çin ortaklığına katılmıştır.

Bu arada, Apple, Samsung, Nokia ve diğer elektronik devleri üretimlerinin nihai montajını Çin'e taşımıştır. Cep telefonlarının, düz ekran televizyonların ve kişisel bilgisayarların nakliyeleri yedi kez artarak, son on senede yaklaşık 500 milyar dolara yaklaşmıştır. Bu durum Çin'i, Güney Kore gibi ülkeler tarafından üretilen yüksek teknoloji parçalarının en büyük müşterisi haline getirmiştir. Güney Kore Çin ortaklığına 2003'de katılmış, 2007'de de Malezya onu takip etmiştir.

ABD'de, Vermont merkezli üretici SBE Inc., 2006'da bilgisayarlarda, hem petrol hem elektrikle çalışabilen arabalarda ve rüzgar türbinlerinde kullanılan enerji depolayan cihazları, yani kondansatörleri ihraç etmeye başladı. Firma şu anda cirosunun yüzde 15'i ile 20'si arasındaki bir miktarı Çin'den kazanmaktadır ve Çin'de 10 çalışanı bulunmaktadır.

Soya fasülyesine artan ihityaç Latin Amerika ekonomisi ile bağları güçlendiriyor

Çin zenginleştikçe, insanları da daha fazla harcama yapmaya başladılar. Çinliler daha fazla domuz, kızarmış tavuk ve hamburger yemeye başladılar, ve bu sayede yemeklik yağ ve domuzlarla inekleri beslemek için kullanılan soya fasulyesine olan talepleri de hızla artmıştır. Latin Amerika'daki bazı sığır çiftçileri otlak alanlarını soya tarlalarına çevirmişlerdir ki, soya bölgelerinde çok az tüketilen bir ekindir. Soya fasülyesi ihracatları Brezilya'nın 2010'da Çin ortaklığına girmesine etken olmuştur. Bu ortaklık, Çin'i Arjantin'in esas ticaret partnerlerinden birisi olan ABD ile başabaş duruma getirmiştir.
Brezilya'nın Mato Grosso Eyaleti'nde, Pekin'den 10,000 mil kadar (17,000 kilometre) uzakta, çiftçi Agenor Vicente Pelissa ve ailesi 54,300 dönümlük Manhattan'ın iki katı büyüklükteki bir çiftlikte sığır ve soya yetiştiriyorlar. 21,000 tonluk soya fasulyesi mahsulünün yarısı Çin'e gitmektedir.

"Bu yükselen talebi karşılayabilmek için, teknolojiye, daha iyi makinelere ve teçhizata yatırım yaptık," diyor Pelissa. Eğer Çin için olmasaydı, çalışma şeklimizi bu denli modernleştiremezdik, en azından bu kadar hızlı bir şekilde."

ABD'de dahi, imalat konusunda daha iyi olduğu bilinmesine rağmen, çiftçiler Çin'e satış yapmak için koşturuyorlar. Amerika Birleşik Devletleri Brezilya ve Arjantin'den sonra Çin'e soya fasulyesi satışında en büyük ihracatçı durumundadır. Çin'in Amerikan soya fasulyelerini satın alımı 20 sene içerisinde neredeyse sıfırdan, ekin hasatının çeyreğine kadar yükselmiştir: 24 milyon ton 12.1 milyar değerindedir ve Amerika'nın Çin'e en büyük ihracatını teşkil etmektedir.

Bu piyasa canlılığı çiftçi cemiyetleri üzerinde derin bir etki bırakıyor, dedi Grant Kimberley. Kendisi Iowa'daki Des Moines'te bulunan aile çiftliğinde, sekiz yıl öncesindeki 3,500 dönümü arttırarak, şu anda 4,000 dönümde soya fasulyesi yetiştiriyor.

"Bu çiftçiler hayatlarında daha önce görmedikleri kadar ciro kazanmaya başladılar," diyor Kimberley. Kendisi aynı zamanda Iowa Soybean Association [Iowa Soya Fasulyesi Birliği]'nin pazar gelişimi başkanlığı görevini de yürütüyor. Bu gelişimle daha çok gencin çiftliğe döndüğüne şahit olduğunu söylüyor. "İnsanlar çitftlikte çalışmanın, aileleri için güzel bir hayat kuracak bir şans olduğunu görüyorlar."

Çin'in ihracatçılarının esnekliğini gösteren asıl olay, 2008'deki küresel krizdir.

İktisadi durgunluk herkesi geri çekti, fakat Çin ABD'den ya da Almanya gibi başlıca ticaret ülkelerinden daha az geri çekilmiştir. Çin ticaretinin büyük bir kısmını gelişmekte olan ülkeler ile gerçekleştirmektedir ki, bu ülkeler daha az zarara uğrayıp daha çabuk toparlanmışlardır. Buna karşılık, Amerika Birleşik Devletleri çırpınmakta olan zengin ekonomilere satış yapmaktadır. Çinli firmalar bu sene, zayıflayan küresel talebe rağmen ihracatlarını yüzde 7 arttırmışlardır.

İktisadi durgunluk sırasında, Güney Kore'li araba parçaları imalatçısı Shin, satışlarının yüzde 50 düştüğünü gördü. Üç üretim hattının birisini kapattı, ve bankalar ona borç para vermeyi kestiler.
Fakat Çin'in araba piyasası giderek güçlenmekteydi. Böylece Shin, Çin'de bir çalışan istihdam etti, ve şimdi de oradaki ilk fabrikasının planlarını yapmakla meşgul. Almanya'ya yaptığı bir iş gezisi sırasında, müşterileri ona Çin'deki fabrikalarının kendi ülkelerindekinden daha büyük olduğunu söylemişlerdi.

Shin gibi, Çin ile ticaret yapan firmalarda çalışan evebeynler, Teacher Ching [Öğretmen Ching] gibi - Seul'de Çince eğitim veren bir anaokulu - çocuklarını yetiştiren okullara kayıt yaptırabiliyorlar. Nancy Ching, Taiwan'lı göçmen bir ailenin kızı olarak, okulu 2004'te, Güney Kore'nin ABD ortaklığından Çin ortaklığına taşınmasından bir sene sonra, 15 öğrenci ile açtı. Şu anda 60 öğrencisi bulunuyor.

"Burada çocuğunu okula gönderen aileler, çocuklarımızın neslinin Çin nesli olduğuna inanıyor" diyor, Çin aksentiyle Korece konuşarak. "Gelecekte, Çince öğrenmeden herhangi birisi iş bulamayacak."
Çin son iki senede yükselen rotasını devam ettirdi. Anahtar Batı pazarlarında bile iş durgunluğu yaşanırken, 2009'dan beri ihracatını yüzde 58'e çıkardı. İthalatlar daha da keskin bir biçimde yüzde 73'e yükseldi.

Artan gelir şaraba ve diğer lüks mallara olan talebi arttırdı ve Çin, küresel kriz sırasında geleneksel pazarlar tahrip olurken Avrupalı ve Amerikan üzüm bağları için bir can simidine dönüştü.

Çinliler "bu geçen üç senede Bordeaux'a çok fazla yardımcı oldular", diyor Florence Cathiard, yüksek kaliteli Bordeaux şarabının evi olan, Fransa'nın güneybatısındaki Pessac-Leognan bölgesindeki Chateau Smith Haut Lafitte firmasının sahibi.

Fransa'nın Çin'e şarap ihracatı ilk olarak 2009'da artmaya başladı, ve geçen sene, müşteri Çin ABD'yi hacim olarak geçmiş durumdadır. Amerikalılar hala daha fazla para harcamaktadırlar, çünkü daha pahalı şarapları satın almaktadırlar. Fakat Çin, grand cru şarabının tadına da varmaktadır, bu "usta mahsul" şaraplar özellikle fevkalade olarak değerlendirilmekte ve daha yüksek fiyatlarla satılmaktadır.
Cathiard başlarda Çin hakkında yüksek kaliteli şarapları için güvenilir bir pazar olup olmadığı konusunda ihtiyatlıydı. Fakat 2008 onun için bir dönüm noktası oldu. Hong Kong'taki şarap fuarına gelen ve birinci sınıf chateau şaraplarıyla ilgilenen kişi sayısını görünce aklı başından gitti.

Çin şu anda Cathiard'ın satışlarının yüzde 25'inin müşterisi ve bu da Çin'i onun en büyük pazarı konumuna taşımaktadır.

Pessac-Leognan'da ikamet eden Chateau Haut-Bailly'nin sahipleri Çin'e ilk olarak 2000'de, suları test etmek amacıyla seyahat ettiler ve bu henüz çok erkendi.

"O zamanlar, mantarın ya da tirbuşonun ne olduğunu bilmiyorlardı," diyor Chateau'nun genel müdürü Veronique Sanders. Çin'in entellektüel konumu o zamandan bu yana çok hızlı şekilde gelişti, diye konuştu. "Daha önce girdiğimiz diğer yükselen pazarlardan farkı, ülkenin büyüklüğü, ki bu da kesinlikle inanılmaz bir potansiyeli olduğu anlamına geliyor."

Çin'in ticaret evriminde son adım, servis satmak, yurtdışı inşaat ve mühendislik alanlarında yatırım
Çin'in ticaret evriminde bir sonraki adım, televizyon ve bahçe mobilyası ihraç etmenin ötesine geçerek, servis satmak ve yurtdışında yatırımlarda bulunmaktır.
Yatırım trendi, devlete ait şirketlerin yabancı maden ocaklarında ve petrol bölgelerinde kambiyo senedi almalarıyla başladı. Küçük ve özel Çinli firmalar da bunu izlediler ve yabancı girişimlerde bulunarak denizaşırı pazarlarda daha büyük dayanak bölgeler kazandılar. Bu sayede, kendi gelişimleri için kaynaklara ve daha iyi teknolojiye ulaşma imkanı bulmuş oldular.

Çin şu anda, ABD'li ve Avrupalı şirketlerin uzun süredir baskın oldukları inşaat ve mühendislik alanlarına ağırlık vermektedir.
Cezayir'de, Çinli devlet şirketleri yerleşik Fransız ve Alman rakiplerini kenara iterek, 12 milyar dolarlık bir arazi otoyolu ve 1,3 milyar dolarlık Cezayir Büyük Camii'sinin inşaatı ile ilgili ihaleleri kazanmışlardır. Çinliler ayrıca gelişmekte olan ülkelerde otoyollar, barajlar ve diğer projeler inşa etmişlerdir ve ABD ile Avrupa'da da ihaleleri kazanmaya başlamaktadırlar.

Kenya'nın başkenti olan Nairobi'nin kuzeyine doğru giden 50 kilometrelik yeni bir otoyol üzerinde altı-sekiz şerit uzunluğunda koyu asfalt uzanmaktadır.
300 milyon dolarlık yol burada üç Çinli şirket tarafından inşa edilmiştir ve Afrika Kalkınma Bankası ile Çin'in İhracat-İthalat Bankası tarafından finanse edilmiştir. Bu yol sayesinde 18 ay önce saatlerce süren bir seyahat 10 dakikaya düştü, diyor profesyonel bir sürücü olan Joseph Makori.

"Amerika'dan insanları gördüğümüzde, bize "Biz Kenya'ya yardımcı olmak istiyoruz" diyorlar", diyor Makori. "Ama ben bunu görmüyorum. Çin geliyor ve bir şey görüyorum: Yol."

Çinli firmalar Kenya'da devlet ihalelerini kazanmaya başlıyorlar, ki Kenya kara ile çevrili Uganda, Güney Sudan ve Ruanda'ya ulaşım sağlayan limanlara sahip durumdadır. Afrika'daki devletler Çin'le çalışmak için istekliler; çünkü gelişmeyi insan haklarına ya da demokrasiye bağlı olarak ele almıyorlar, diyor Kenya Tüketici Federasyonu genel sekreteri Stephen Mutoro.

"Yönetim meseleleri ateşleyici güç olarak kullanılırken, Çin ekonomik çıkarlarını artttırmak için uzun dönemli planlara sahipmiş gibi görünüyor," diyor Mutoro. Kongo ile olan deneyim daha karmaşık bir durumu yansıtabilir ve Pekin diğer Afrika milletlerini de zihninde bu şekilde canlandırabilir. 2008'de iki devlet 9 milyar dolarlık bir anlaşma imzaladılar. Çinli şirketler 177 hastane ve sağlık merkezi, iki hidroelektrik baraj, binlerce mil trenyolu ve karayolu inşa edeceklerdi. Karşığında, Kongo 10,6 milyon ton bakır ve 600,000 ton kobalt sağlayacaktı.

Anlaşma o zamandan beri, Kongo'nun üzerine çok fazla borç aldığına inanan IMF'in baskısıyla 6 milyar dolara geri çekilmiştir.

2020 civarında Çin'in yurtdışı yatırımları 2 trilyon dolara ulaşacak

Çin'in yurtdışı yatırımları geçen sene 67.6 milyar dolardı - ki bu rakam Amerikanın 400 milyar dolar yatırımının neredeyse altıda biridir. Fakat New York'ta bir araştırma firması olan Rhodium Group'un tahminlerine göre, 2020 civarında Çin'in yatırımları 2 trilyon dolara ulaşabilir.

Bu nedenle, Çinli firmalar yeni bir ihracat yöntemi kullanıyorlar: İş ihracatı.
Volvo Cars'ın çalışanları, 2010'da Çinli araba üreticisi Geely Holdings'in para kaybeden İsveç markasını Ford Motor Co.'dan satın almasından sonra endişeye kapılmışlardı. Fakat iki sene sonra, iş yerlerini Çin'e taşımak yerine Geely, Volvo'nun Avrupa'daki iş gücünü 19,500'den yaklaşık 21,500'ye artttırmıştır.

Çinli firmaların ABD'de bulunan kendine bağlı ve çoğunluk mülkiyeti ile işleyen şirketleri Amerika'da 27,000 çalışana sahiptir. Rhodium'a göre, bu rakam beş sene önce 10,000'den az iken, yükselme göstermiştir.

Arizona'daki Goodyear'da Stacey Rassas, uçak ve alüminyum imalatçılarının kalite kontrolü alanında 16 senelik bir kariyerden sonra Mayıs 2010'da işten çıkarıldı. Ağustos sonlarında, kendisi ve kocası evlerini kaybetme endişesindeydiler. En sonunda Aralık'ta, dünyanın en büyük güneş enerjisiyle çalışan makina üreticilerinden birisi için güneş panelleri imal eden yeni bir fabrikada iş buldu. "Yaşadığım en güzel gündü," diyor.

Yeni iş vereni kim mi? Suntech Power Holdings Co. adlı bir Çin firması.
______________________________________
McDonald Pekin'den bildirdi. AP İş Dünyası yazarları Sarah DiLorenzo Paris'ten, Jonathan Fahey ve Scott Mayerowitz New York'tan, AP yazarları Michelle Faul Johannesburg'tan; Louise Nordstrom Stockholm'dan; Luis Andres Henao Santiago, Chile'den; Cesar Garcia Bogota, Colombia'dan; Paul Schemm Algiers, Cezayir'den; Stan Lehman Sao Paulo'dan; Troy Thibodeaux New Orleans'dan, Jason Straziuso ve Tom Odula Nairobi, Kenya'dan; ve AP interactive yapımcısı Pailin Wedel Bangkok'tan katkı verdi.

Kaynak: https://www.businessinsider.com/in-5-years-china-has-overtaken-the-us-as-a-global-trader-2012-12

Çeviri: Eda Keskin


ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…