Yalanlanmayan dünkü haberlerde Erdoğan'ın "Benimle ilgili muta nikahını gündeme getirebilirler' ifadesinin AKP'nin basına kapalı toplantısında dile getirdiği ifade edilmişti. Buna ilişkin ses ve görüntü kayıtlarının yayınlancağı duyumunu alan Erdoğan "İran'a iki kez gittiğini ve birinde kızının, diğerinde eşinin yanında olduğunu" söylemişti..

Benzer bir iddianın, bu kez kimi bakanlarla ilgili olarak Suriye basınında ifade edildiği bildiriliyor. Suriye istihbaratı, "Elimizde Ortadoğu'daki bazı siyasetçilerin önemli görüntüleri var. Bunları İran'dan temin ettik'' açıklamasını yaptı.

Büyük skandal yaratabilecek bu tür iddia ve suçlamaların gündeme gelmesi karşısında Erdoğan'ın taktik değiştirdiği gözleniyor. Bu yüzzden bazı telefon kayıtlarını kabul ediyor. Mesela eski Adalet bakanı Sadullah Ergin'le yaptığı konuşmaları.. Bununla, onümüzdeki günlerde gündeme gelebilecek ve büyük skandallara, siyasi gelişmelere yol açabilecek suçlamaları kolayca reddetmeyi hesaplıyor.. Böylece 'Erdoğan şu iddiaları kabul etti, bu doğru olsa onu da ederdi' gibi bir algı yaratılmak isteniyor. Açıkçası, bundan sonra, Erdoğan'ın taktiği, toplumun algılarını "yönetmek" şeklinde devam edecek...

Ancak Ankara kulislerinde dile getirilen öyle iddialar var ki, Erdoğan'ın işinin "Bunlar montaj, bunlar dublaj'' denilerek geçiştirilemeyecek denli zor olduğunu gösteriyor. Çünkü seçimin kaderini belirleyecek "altın vuruşların' gündeme gelmesi sözkonusu..İki önemli vuruştan birinin Muta nikahı olduğu anlaşılıyor.. Diğeri ise..

İddialara göre, Erdoğan'ın PKK lideri Abdullah Öcalan'la görüştüğüne dair bazı görüntü ve ses kayıtları da yakında ortaya çıkacak. AKP'li bazı kaynaklar, "Erdoğan Öcalan'la görüşmedi. Bildiğimiz kadarıyla Binali Yıldırım Bursa'da Öcalan'la görüştü'' diyor. Kulislerdeki iddialara göre ise Erdoğan, PKK lideri Öcalan'la hem telefonda hem de yüz yüze görüştü. Bu görüşme de Bursa - Mudanya civarlarında gerçekleşti. Görüşmenin 2013 yılında yapıldığı belirtiliyor.

BU iddiayi Gerçek Gündem yayın yönetmeni Barış Yarkardaş dünkü yazısında gündeme getirdi..

Ancak böyle bir ses ve görüntü kaydının gündeme getirilmesi, bir yandan AKP'den milliyetçi oyları koparmaya hizmet edebileceği gibi, bir yıldır sağlanan ateşkes ve barış ortamının dinamitlenmesine de yol açabilir. Zaten HDP'nin Karadeniz'deki seçim çalışmalarına ülkücülerin saldırması, Ordu'da linç girişiminde bulunmaları, Eş genel başkanı Ertuğrul Kürkçü'yü hedef almaları: Urla'da daha önce 100 HDP'liye karşı, miliiyetçi-şoven unsurların oluşturduğ bin kişinin saldırıları barış ortamının dinamitlenmek istendigi izlenimini veriyor.Adeta Erdoğan sonrası iktidarın hangi zeminde kurulacağının ipuçlarını veriyor.

Tabii bunun ters tepmesi de ihtimallerden biridir.. Erdoğan, "Evet görüştüm, barış için yaptım" diyerek birden bire barış havarisi pozisyonuna sıçrayabilir. Gündem değiştirmek onun sanatı.. Böylece yeni bir gündem yaratarak, rüşvet-yolsuzluk suçlamalarına hedef olmaktan bir anda çıkabilir.. CHP liderinin Erdoğan'a haklı olarak yüklediği "Başçalan" sıfatı etkisini yitirebilir. İKtidar hesapları yapan, ama Kürt hareketine 'müzakereleri biz yürütürüz' güvencesi vermekten kaçınan CHP'nin planları altüst olabilir..

Ancak öte yandan sözü edilen altın vuruş niteliğindeki tapelerin yayınlanmadan önce kulislere yansıtılması da bir nabız yoklaması olabilir. Yani algı yöneticisi yalnızca Erdoğan değil..

Mehmet Özgen