Uluslararası medyada, “IŞİD lideri Türkiye’nin kapısının önünde öldü, açıklanması gereken bazı şeyler var” tartışması devam edereken ABD istihbaratının analistlerinin, Bağdadi operasyonunda ele geçirilen elektronik ve yazılı belgeleri incelerken, “IŞİD lideri, Türk ordusu ve islamcı müttefikleri tarafından korunan Suriye eyaletinde (İdlib) kendine nasıl bir sığınak bulabildi?” sorusu üzerine yoğunlaştığı belirtiliyor.
Eli Lake, Bloomberg’te yayımlanan makalesinde, üç ABD ulusal güvenlik yetkilisinin, Türkiye’nin Bağdadi’nin bulunduğu yerlere ilişkin bilgisi hakkında daha fazla bilgi edinmek istediklerini söylediklerini yazdı.
Lake'in belirttiğine göre 'ekip, Bağdadi ve örgütün sözcüsü Abul Hassan al-Muhajir’in öldürüldüğü operasyonda ele geçirilen materyaller üzerinden Türk istihbarat servisi ve IŞİD arasındaki bağlantıyı ortaya çıkarmak için çalışıyor.
''Her iki adam da Suriye topraklarında Türkiye sınırına yakın saklanıyordu. Muhajir, Halep ilinde Türk kuvvetleri tarafından devriye gezen bir kasaba olan Cerablus'ta bulundu. Bağdadi ise çok sayıda Türk askeri kontrol noktasının bulunduğu İdlib ilinde bulundu.''
'Elbette, dünyadaki en çok aranan teröristlerden ikisinin NATO müttefiki burnunun altına girmesi de mümkün. Fakat ABD istihbarat yetkilileri şüpheli. Ve bu kuşku, Suriye'de Muhajir ve Bağdadi'nin bulunduğu yere dayanmıyor.''
''Suriye iç savaşının başlangıcında, Türk istihbarat servisinin, Avrupa ve Afrika'dan gelerek silahlanan yabancıların Türkiye üzerinden Suriye'ye geçiş yapmasına izin verdiğini'' hatırlatan yazar, “Türkiye, Suriye’de Beşar Esad hükümetine karşı birçok cihatçı savaşçıyı destekleyen bir rejim değişikliği politikası izledi” diyor.
Lake, yakın zamanda Amerikan hükümetinin en az bir üst düzey IŞİD yöneticisinin Türkiye’de olduğunu belirlediğini söylüyor. ABD Hazine Bakanlığının, örgütün maliye bakanının 2017’nin başlarında Irak’tan Türkiye’ye geçiş yaptığına dair Ağustos 2017’de not geçtiğini kaydediyor.
Demokrasileri Savunma Vakfı'nın kıdemli bir üyesi olan Tom Joscelyn, “Türklerin, El Kaide ve IŞİD'in güvenli evlerine baskın yaptıkları biliniyor. ABD kaynakları çoğu kez, Türkiye’nin IŞİD üzerindeki gerçek politikasının ne olduğu sorusunu gündeme getiren cihatçıların serbest dolaşımına dair şüpheli vakalar buldu” diyor.
Pakistan ve Taliban, Türkiye ve IŞİD
Bu yaşananları Pakistan'ın tutumu ve konumuyla karşılaştıran Lake şöyle devam ediyor:
''1980'lerde, CIA, Afganistan'daki Sovyetler'le savaşan cihatçı isyancıları desteklemek için Pakistan'la birlikte çalıştı, tıpkı Suriye iç savaşının ilk yıllarında olduğu gibi, CIA, Esad rejimi ile mücadele eden cihatçı unsurları dolaylı olarak destekledi.
Zaman içinde, ABD’nin çıkarları Pakistan’da El Kaide’nin, Taliban’ın ve Türkiye’de IŞİD’in yükselişiyle müttefiklerinin çıkarlarından ayrıldı. Bin Laden, 2011’de Pakistan’ın en prestijli askeri akademisinin bulunduğu Abbottabad’da bulundu. Bağdadi de, Türkiye’nin sorumluluğu altındaki bir alan olan İdlib’de bulundu.
ABD ordusu, Pakistan’ın Afganistan’da Taliban’la birlikte çalıştığını iddia etmesine rağmen, ABD hükümeti, Pakistan’ın istihbarat servisini Bin Ladin’i gizlemekle suçlamıyor. Ve Abbottabad’a yapılan baskından bu yana geçen sekiz yılda, bir zamanlar gergin ABD-Pakistan ilişkileri istikrara kavuşmuş; Bu yılın başlarında Trump, Pakistan başbakanını Beyaz Saray'a davet etti.
Benzer bir dinamik yakında Türkiye ile de vuku bulabilir. Trump’ın, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Beyaz Saray’a davet etmesine rağmen Ermeni Soykırımı yasa tasarısının Temsilciler Meclisi’nde kabulü sonrası Erdoğan kabul etmeyebileceğini söyledi. Bu sırada, Türk ordusu, Suriye'nin kuzeyindeki ateşkes anlaşmasını erkenden ihlal etti ve Suriyeli Kürt liderlere göre, Kürt sivillere karşı savaşını sürdürdü.
Hatırlayın… Bağdadi’yi bulabilen kaynağı yetiştiren (IŞİD'in yerini belirleyen casus )Kürt liderliğindeki Suriye Demokratik Güçleriydi. ABD istihbarat analistleri yakında Türklerin en başından bu yana (Bağdadinin) nerede olduğunu bilip bilmediklerini öğrenebilirler.”
