Annenin dağa kaçırıldığını iddia ettiği oğlu hapiste intihara kalkıştı!

7 Eylül 2019
Annenin dağa kaçırıldığını iddia ettiği oğlu hapiste intihara kalkıştı!

HDP Diyarbakır İl binası önünde, çocuğunun dağa gönderildiğini iddia ederek oturma eylemi yapan Remziye Akkoyunlu’nun Bolu Hapishanesi’nde bulunan siyasi tutuklu oğlu Mecrun Akkoyunlu’nun intihar girişiminde bulundu.

Çocuğunun dağa kaçırıldığını iddia eden annenin oğlu hapishanede intihara kalkıştı!

HDP Diyarbakır İl binası önünde, çocuğunun dağa gönderildiğini iddia ederek oturma eylemi yapan Remziye Akkoyunlu’nun Bolu Hapishanesi’nde bulunan siyasi tutuklu oğlu Mecrun Akkoyunlu’nun intihar girişiminde bulunduğu öğrenildi.

Çocuklarının dağa gönderildiğini iddia ederek Halkların Demokratik Partisi (HDP) önünde, Pazartesi gününden bu yana oturan ailelerden Remziye Akkoyunlu’nun, Bolu F Tipi Kapalı Hapishanesi’nde hükümlü olan oğlu Mecrun Akkoyunlu’nun, annesinin televizyonda çıkan görüntüleri karşısında intihar girişiminde bulunduğu belirtildi.

Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre, 4 yıl önce oğlu Azad Akkoyunlu’nun dağa gönderildiğini iddia ederek HDP binası önüne gelen ve basına demeçler veren anne Akkoyunlu’yu bulunduğu hapishanede televizyonda izleyen, 6-7 Ekim olaylarından yargılanıp ceza alan Mecrun Akkoyunlu ilaç alarak intihar etti.

Salı akşamı intihara kalkışan Mecrun Akkoyunlu’yu koğuş arkadaşlarının fark etmesi sonucu müdahale edilerek Bolu Devlet Hastanesi’ne kaldırıldığı ve midesinin yıkandığı öğrenildi. Çarşamba günü açık görüşe giden aileler aracılığı ile ailesine bilgi verildiği ve tekrar intihar etme teşebbüsünde bulunma ihtimali ile tek kişilik hücreye konulduğu belirtildi.

Tedavisi tamamlanan Akkoyunlu’nun koğuş arkadaşları aracılığı ile annesine bir mesaj ilettiği ve “Eğer HDP binası önünden kalkmazsa tekrar intihar edeceğim. Bugün olmazsa yarın” dediği belirtildi.(ABC gazetessi)

Karamollaoğlu: Cumartesi annelerine kulaklarınızı kapattınız, HDP önünde eylem yapan anneleri televizyonlardan indirmiyorsunuz

Çocukları dağa kaçırılan Diyarbakırlı annelerin HDP il binası önünde başlattığı oturma eylemine değinen Karamollaoğlu, "Siz 'Cumartesi Anneleri'ni bir kenara attınız, onların sesine kulaklarınızı kapattınız. Şimdi HDP önünde bekleyen anneleri her gün televizyonlardan indirmiyorsunuz. Biz terörün her çeşidine karşıyız. Teröre geçit vermeyecek tek anlayışa da Milli Görüş'ün sahip olduğu kanaatindeyiz. Biz ne FETÖ yanlısı olduk ne de teröre destek verdik." değerlendirmesini yaptı.

'KİM BUNLARIN HAKLARINI KORUYACAK?'

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun yargılandığı davada ceza almasını eleştiren Karamollaoğlu, "Geçmişte söylediği sözlerden dolayı ağır bir ceza geldi. Buna sevinenler, alkışlayanlar var. Peki onu sevenler, alkışlayanlar ne olacak? Kendileri şu anda mağdur olan yüz binlerce Kanun Hükmünde Kararname mağdurları var. Bunlar ne olacak? Kim bunların haklarını koruyacak?" ifadelerini kullandı.

Karamollaoğlu, hükümete yönelik eleştirilerinin nedeninin 'husumet' olmadığını dile getirerek, partisinin ülkede huzur, barış, kalkınma ve adalet olmasını istediğini vurguladı. (sputnik)

AKŞENER: ÇÖZÜM BİR SİYASİ PARTİNİN DEĞİL, DEVLETİN KAPISIDIR

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Diyarbakır annelerinin oturma eylemine ilişkin, "Bir anne olmanın yanında, Türkiye Cumhuriyetinde İçişleri Bakanlığı yapmış bir siyasetçi olarak uyarıyorum, o annelerin feryadının çözüm adresi bir partinin kapısı değil, devletin kapısıdır" değerlendirmesinde bulundu.

Akşener yazılı açıklamasında özetle şu görüşleri savundu:

Türkiye Cumhuriyetinde İçişleri Bakanlığı yapmış bir siyasetçi olarak uyarıyorum, o annelerin feryadının çözüm adresi, bir partinin kapısı değil, devletin kapısıdır. Eğer bu ülkenin anneleri, devletin çözüm bulması gereken bir acıya, bir parti kapısında derman aramak durumunda kalıyorsa iktidar da borazan medyası da düşünmek ve şu soruya cevap vermek zorundadır; 'Liyakatle yönetilen bir ülkede, bir anne, evladının geleceğini bir partiden mi yoksa devletten mi talep eder?' Dikkat buyurun, anneler 'Evlatlarımızı kurtarın' değil, 'Evlatlarımızı geri verin' diyor."  

Devletin görevinin, bu çaresizlikten propaganda üretmek değil, hukuken gereğini yapmak ve anneleri evlatlarına kavuşturmak olduğunun altını çizen Akşener, açıklamasını şöyle sürdürdü:

"Evlatlarımızı korumak ve kollamakla görevli bir devlet varken, vatandaşı bir siyasi partiden talepte bulunmak zorunda bırakmak ciddiyetsizliktir, yönetim zaafiyetidir. O annelerin vicdanı üzerinden kurgu yapanları uyarıyorum, annelerimiz, devletin kapısı yerine, parti kapısına gittikçe o partiye devlet misyonu biçiyorsunuz. Türkiye böylesine sahipsiz, insanımız böylesine çaresiz duruma düşürülemez. Devlet kapısından beklenmesi gerekenler, bir parti kapısında çaresizlik feryadına dönüşemez. Devlet etmek devletin de ülkenin de geleceği olan evlatlarımızı koruyup, kollayabilmektir. Devlet etmek tek bir vatandaşının ayağına taş değdirmeme görevidir. Devlet etmek terör mağduru vatandaşını, terörle iş birliği yaptığını bizzat ilan ettiğin bir partinin kapısına mecbur etmemektir."  (Duvar)

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…