Deniz Gezmiş terörist miydi?

Rahmi Yıldırım

14 Temmuz 2019
Deniz Gezmiş terörist miydi?

Balıkesir adliyesinde çok ilginç bir dava görülüyor. Davanın konusu Deniz Gezmiş’i övmek. Sanık sandalyesinde 26’ncı dönem CHP Balıkesir Milletvekili Mehmet Tüm var.

Tek sayfalık iddianameye göre Mehmet, partisinin Balıkesir Altıeylül ilçe kongresinde “Deniz Gezmiş bu ülkenin bağımsızlığı için demokratik bir Türkiye için emperyalizme karşı idam sehpasına gitti, o bir kahramandır, o bir devrimcidir, o bir sosyalisttir…” demiş.

Savcı, bu sözlerin “silahlı terör eylemlerine katılması dolayısıyla hüküm giyen Deniz Gezmiş’i övmek” olduğunu savunuyor ve Mehmet’in iki yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istiyor.

Savcı, ayrıca İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya “Adı soylu olan o soysuz adam”, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye “dönek” dediği için Mehmet’i “kamu görevlisine hakaret etmek”le suçluyor ve ikişer yıl hapisle cezalandırılmasını istiyor.

*** 

Davanın ilginçliği İçişleri Bakanı sıfatını taşıyan zatın soylu mu soysuz mu olup olmadığında değil. MHP Genel Başkanı ünvanlı unsurun dönek olup olmadığı da bana göre ilginç değil. İlginç olan, 12 Mart faşizmi döneminde darağacında katledilen Deniz Gezmiş’in (ve tabii yoldaşlarının) aradan 47 yıl geçtikten sonra “terörist” olarak gündeme getirilmesi ve suçlanması.

Duruşma günü Balıkesir adliyesi belki de tarihinde görmediği kadar kalabalık. CHP Altıeylül ve Karesi ilçe örgütleri adliye yerleşkesini doldurmuş. CHP Genel Başkan Yardımcıları Muharrem Erkek, Orhan Sarıbal, İzmir Milletvekili Murat Bakan, Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer, Balıkesir Milletvekilleri Ahmet Akın, Namık Havutça, EMEP ve ÖDP temsilcileri de Mehmet’e desteğe gelmişler. Hiç abartısız bin dolayında kişi, “Deniz Gezmiş’e kahraman demek suç sayıldı!”, “Bu suça ortağız”, “Mehmet Tüm yalnız değildir”, “Halkın Vekiline sahip çıkıyoruz” yazılı pankartlar taşıyor; “Hak hukuk adalet” diye slogan atıyor.

ADAM-DER Kurucu Başkanı, Genel Başkan ve Örgütlenme Sekreteri, Mehmet Tüm’ün dünürü Feruzan / Abdullah Şener dahil, biz de ADAM-DER’i temsilen 18 kişilik bir topluluk olarak arkadaşımız dostumuz Mehmet’in yanındayız. Sadece Balıkesir Barosu’ndan değil diğer illerden çok sayıda avukat Mehmet’i savunmaya gelmiş. Kızı Helin de avukat cübbesini giymiş, babasının yanında.

Duruşma salonu daracık, en fazla 20 kişiyi alır. Üşenmeyip saydım, 50’den fazla avukat ve izleyici var, iğne atsan yere düşmez. Balıkesir, Antalya ve Mersin’i aratmayacak sıcakta kavruluyor. Daracık salon saunadan farksız. ADAM-DER topluluğu, o saunada izleyici ve gözlemci olarak kurucu başkanı feda etmiş. Aralıksız üç saat süren duruşmada çekilir dert değildi!!!

***

Davanın gelişimini özetle anlatmak gerekirse: 2017 yılında MAN Adaları Belgeleri dolayısıyla siyasi atmosfer gerilimli. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, belgeleri açıklayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na “şerefsiz, alçak, sahtekâr, edepsiz” diyerek yüklenmiş. CHP Balıkesir Milletvekili Mehmet Tüm de partisinin ilçe kongrelerinde Soylu’nun sözlerine karşılık vermiş.

Yine o günlerde futbol yorumcusu Rıdvan Dilmen, Recep Tayyip Erdoğan için “Parkasız Deniz Gezmiş” demiş. Devlet Bahçeli, “Sahadaki şeytanlığını siyasete taşımasın, Cumhurbaşkanı bir dönemin teröristi ile özdeş tutulamaz” diyerek Rıdvan’ı kınamış ve özür dilemeye çağırmış. Mehmet Tüm de ilçe kongrelerindeki konuşmalarında bu polemiği anımsatarak, “Devlet Bahçeli çıkmış Deniz Gezmiş için terörist diyor. Ben buradan Devlet Bahçeli’ye sesleniyorum, O senin gibi dönek değil, bir yıl önce Tayyip Erdoğan’a söylediklerini hatırla...” diye karşılık vermiş; devamında (iddianameye aktarıldığı gibi) Deniz Gezmiş’in kahraman olduğunu söylemiş.

Bu olayda gerek Mehmet Tüm’ün gerekse avukatların döne döne vurguladıkları üzere, Süleyman Soylu ve Devlet Bahçeli’ye yönelik sözler, siyasi eleştiriden ibaret; asla ve asla kamu görevlisine hakaret suçu değil. Devlet Bahçeli kamu görevlisi değil, “dönek” sıfatı da bugüne değin hiçbir siyasi tartışmada ve mahkeme kararında hakaret olarak görülmedi.

Süleyman Soylu’nun Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik “şerefsiz, alçak, sahtekâr, edepsiz” sözleri de kamu görevi kapsamında değil, karşılıklı siyasi atışma çerçevesindedir. Zira İçişleri Bakanı’nın görevleri arasında muhalefet liderini hakaretamiz sözlerle aşağılamak yoktur. Mehmet Tüm duruşmada bu konuya değinirken bir ara, “İçişleri Bakanı kendisine yakışmayan bir üslupla partimin genel başkanına ağza alınmayacak sözler söyledi, partimin milletvekili olarak kayıtsız kalamazdım” dedi. İçimden gülümsedim, “Kendisine yakışmayan bir üslup ne demek, tam da kendisine yakışan bir üslup” diye kendi kendime söylendim. Neyse ki bir avukat “Eski TBMM Başkanlarından Cemil Çiçek’in bir cümlesi siyasi tarihe geçmiştir” diyerek, konuya açıklık getirdi: “Siyaset kürsüsünde her şey konuşulabilir, fıkra da anlatılır, atışma da yapılır, atasözleri de söylenir, şiir de okunur. Herkes istediğini söyler, ama İstediğini söyleyen istemediğini de işitir.”

***

Dediğim gibi davada ilginç olan, idam edildikten 47 yıl sonra Deniz Gezmiş ve yoldaşlarının “terörist” olarak yaftalanması ve övülmesinin suç olarak nitelendirilmesi. Mehmet, bu suçlamaya yanıt verirken coşkulu ve heyecanlıydı. Bir saate yakın ayakta, sauna sıcaklığında kan ter içinde Denizler’i savundu:

Sadrazam Damat Ferit’in mahkemesinde Mustafa Kemal suçludur.

Hızır Paşa’nın mahkemesinde Pir Sultan Abdal suçludur.

Amerikan mahkemelerinde Martin Luther King suçludur.

Cahiliye dönemine göre Hz. Muhammed suçludur.

Yezid’in mahkemelerinde Kerbelada katledilen Hz. Hüseyin suçludur.

12 Mart faşizminin mahkemesinde de Denizler suçludur.”

Mehmet, Recep Tayyip Erdoğan’ın 2010 Anayasa değişikliği kampanyasını başlatırken, 12 Eylül faşizmi döneminde idam edilen Erdal Eren ve Mustafa Pehlivanoğlu’nun son mektuplarını okuduğunu, hem ağladığını hem ağlattığını anlattı. İdamın ceza değil devlet eliyle işlenmiş cinayet olduğunu vurguladı; Denizler’in bugün milyonlarca ailenin evlatlarına verdikleri isimlerde, türkülerde, şiirlerde yaşatıldığını belirtti.

Avukatlar da Mehmet’ten geri kalmadılar. Harbiye 1979 devresinden dostumuz Avukat Cemal Korzay, “35 yıl önce doğan oğluma Deniz adını verdim” diye söze girdi.

Başka bir avukat, “Benim kızımın adı da Deniz” diye sürdürdü.

Başka bir avukat, Denizler için yakılan türkünün “Deniz mahkemeye düşmüş, avukatı ben olaydım” dizelerini mırıldandı.

Bir avukat ise Mahir Çayan ve arkadaşlarına yakılmış “Oy dere Kızıldere, Böyle Akışın nere, Bizde hal mı bıraktın, Sana can vere vere” türküsünü okudu.

Bir avukat da, Deniz Gezmiş ve arkadaşları Dolmabahçe önlerine demirlemiş Amerikan filosunu protesto ederken, İslamcıların ve milliyetçilerin kıbleyi Amerikan filosuna çevirip namaza durduklarını ve devrimcilere saldırdıklarını; Amerikan donanmasına secde edenlerin bugün iktidarda olduklarını, 47 yıl sonra Deniz Gezmiş’i terörist ilan etmenin bu tarihsel saflaşma bağlamında görülmesi gerektiğini vurguladı.

(Keşke bir avukat da İbrahim Kaypakkaya’dan, Sinan Cemgil’den, Taylan Özgür’den  söz etseydi.)

Son sözlerin kayda geçmesinin ardından mahkeme duruşmayı 11 Kasım’a erteledi. Duruşma çıkışında Mehmet alkışlarla karşılandı. Mehmet, o sıcakta kendisini bekleyen kalabalığa, coşkulu bir konuşmayla teşekkür etti.

***

Başlıktaki soruyu yinelemek gerekirse, Deniz Gezmiş terörist miydi?

Eski deyişle tedhiş, terör, terörist, terörizm, tanımlayanın gücüne göre anlam kazanan ideolojik kavramlar; anlamı ve içeriği, kişilerin, örgütlerin, toplumsal sınıfların, devletlerin konumuna ve çıkarlarına göre farklılaşıyor. Her şeye karşın, “terörizm, siyasal amaçlar için örgütlü, sistemli ve sürekli şiddet kullanmayı yöntem olarak benimsemektir” tanımında geniş görüş birliği bulunuyor.

Tarihin hiçbir döneminde terörizm, devletler, uluslar, sınıflar, dinler ve siyasetler üstü bir anlam kazanmadı. Tanımında yüzde yüz görüş birliği olmasa da terör, dehşete düşürme, yıldırma, korkutma anlamlarına geliyor. Sözcük olarak tarihte ilk kez Fransız Devrimi sırasında cumhuriyetçi liderlerden Robespierre tarafından telaffuz edildiği söylenir. Fransız devrimcileri, kraliyetin despotizmine ve zulmüne karşı terör uyguladıklarını söylüyorlardı.

Türkiye’de terör ve terörizm kavramları siyasal bağlamından koparılarak, şiddet ve cinayet anlamında 12 Eylül 1980 darbesinden sonra dolaşıma sokuldu. Ondan önce yine siyasal bağlamından kopuk şekilde anarşi ve eşkıya kavramları vardı.

Deniz Gezmiş ve yoldaşlarının başlıca eylemleri şöyle sıralanabilir:

  • Tam Bağımsız ve Gerçekten Demokratik Türkiye için yürüyüşler mitingler.
  • ABD Emperyalizmine, NATO’ya ve 6. Filo’ya Hayır gösterileri.
  • Filistin’de İsrail’e karşı savaş.
  • Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu’nun kurulması.
  • Ankara’da ABD Büyükelçiliği güvenlik kulübesinin silahla taranması.
  • Ankara İş Bankası Emek Şubesi’nin soyulması.
  • Ankara Gölbaşı’ndaki Amerikan askerlerinin kaçırılıp fidye istenmesi; fidye verilmeyince askerlerin serbest bırakılması.

12 Mart faşizminin mahkemesi, Denizler’i bu eylemlerden yargılayıp mahkûm etmedi. Öyle olsaydı, Denizler idam edilmezlerdi; eylemlerine karşılık gelen hapis cezalarını yatıp çıkarlardı.

Mahkeme Denizler’i TCK’nin ünlü 146/1 maddesinden yargılayıp idama mahkûm etti; yani anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüs suçundan. 

Denizler 6 Mayıs 1972’nin sabahında katledildiler. İdam sehpasında korkmadan haykırdıkları son sözleri anarşist, eşkıya veya terörist olup olmadıklarını kavramaya yeterlidir:

Yaşasın tam bağımsız Türkiye! Yaşasın Marksizm-Leninizmin yüce ideolojisi! Yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği! Yaşasın işçiler, köylüler! Kahrolsun emperyalizm!” (Deniz)

Ben ülkemin bağımsızlığı ve halkımın mutluluğu için şerefimle bir defa ölüyorum! Sizler bizi asanlar şerefsizliğinizle her gün öleceksiniz! Biz halkımızın hizmetindeyiz! Sizler Amerika'nın hizmetindesiniz! Yaşasın devrimciler! Kahrolsun faşizm!” (Yusuf) 

Ben şahsi hiçbir çıkar gözetmeden halkımın mutluluğu ve bağımsızlığı için savaştım! Bu bayrağı bu ana kadar şerefle taşıdım! Bundan sonra bu bayrağı Türkiye halkına emanet ediyorum! Yaşasın işçiler, köylüler ve yaşasın devrimciler. Kahrolsun faşizm!” (Hüseyin) 

Denizler nasıl bir mücadele verdiklerini, niçin asıldıklarını idam sehpasını tekmelerken bu sözlerle haykırdılar. Buna karşın devlet psikolojik harp cephesinde Denizler’i siyasal ve hukuki bağlamından kopuk şekilde anarşist ve eşkıya diye yaftaladı. O günlerde Dolmabahçe’de Amerikan filosu için namaza duranlar bugün iktidardalar ve Denizler’i terörist diye yaftalıyorlar.

Belirtmeli ki, Osmanlı’nın Bolu Bey’i karşısında Köroğlu eşkıya idi!

İşgalcilerin kuklası Padişah ve İstanbul hükümeti karşısında Mustafa Kemal eşkıya idi!

Amerikan uşağı darbeciler karşısında Denizler de anarşist, eşkıya idiler; bugün de terörist!

Ezilen halkların kahramanı Che Guevara ne kadar teröristse Deniz, İbo ve Çayan da o kadar teröristtir!

~ Deniz Gezmiş~ Mahir Çayan~ İbrahim Kaypakkaya....#denizgezmiş#ahmetkaya#batman#yilmazguney#diyarbakir#baris#adalet#kadın#özgürlük#devrim#tekyoldevrim#taksim#gezi#cheguevara#isyan#sosyalizm#carlmarx#mahircayan#genclik#günaydın#fredoom#yoldas#istanbul#sistem#selehaddindemirtas#rojbas#dersim#nopasaran#halk#emekçi

Yazıyı noktalarken eklemeden edemiyorum. Tayyip Erdoğan parkasız Deniz Gezmiş değildir. Omuzlarının üzerinde kafa yerine top taşıyan Rıdvan Dilmen’in aklı bu konulara ermez. Ne kadar zorlanırsa zorlansın, Amerikan emperyalizminin taşeronu olarak komşu Müslüman ülkelere çullanan Erdoğan’dan Deniz çıkmaz, tekeden de süt sağılmaz! Denizler’e devlet ağzıyla anarşist, terörist diyen sağcılar, dinciler, milliyetçiler de kendi kahramanlarının (Çatlılar, Muhsinler, Kırcılar, Çakıcılar filan…) hangi suçlardan hüküm giydiklerine kafa yormalıdırlar!

Yazarın Dİğer Yazıları

  1. Can'ları Bağlıyorlar İtleri Salıyorlar
    ''Mevcut Cumhurbaşkanı, Anayasa’nın yorum gerektirmeyecek açık hükmüne, yani bir kimsenin en fazla iki kere seçilebileceği hükmüne karşın üçüncü kez aday oldu; şaibeli seçimle tekrar seçildi. Milletvekili seçilen Can Atalay da,…
  2. Vatan Haini Bile Sayılmamıştık
    Kaç haftadır çeşitli tarihsel kişiler üzerinden vatana ihanet tartışması yapılıyor ya. Tam 40 yıl önce vatana ihanetle suçlanmıştık. Hatta, vatan haini bile sayılmamıştık. Devir 12 Eylül faşizmi devriydi. Solcu yani…
  3. Askeri Faşizmden Dİnci Faşizme Cezaevleri
    ''Cezaevlerinde dünden bugüne, askeri faşizmden İslamcı faşizme, özde değişiklik yok. Hukuku vicdandan adaletten insandan bu denli uzaklaştırmak, İslamcı iktidara nasip oldu. Bir kere daha anlaşıldı ki, cehalet ve kötülük iktidarı,…
  4. 'Müslümanların Ahlakla İmtihanı'
    Prof. Dr. Hüseyin Çelik, İslam coğrafyasında ahlakın zerresinin kalmadığını, İslami Hayat Endeksi’ne göre dünyanın en iyi ülkelerinin Yeni Zelanda, İzlanda, Hollanda, Finlandiya, İsveç, Norveç, Kanada gibi ülkeler olduğunu; Türkiye’nin 100’üncü sırada…
  5. Müslümanların Ahlakla Bitmeyen İmtihanı
    AKP iktidarı döneminde memleket tarihte hiç olmadığı kadar Müslümanlaştı ama hayatın hemen her alanında o ölçüde yozlaştı çürüdü, yarım yamalak da olsa var olan aklını ahlakını yitirdi. Gün geçmiyor ki…
  6. Gazze İçin Timsah Gözyaşları
    ''Her şeye karşın İsrail destekçisi Batı ülkelerinde halklar İsrail’in gaddarlığını, hükümetlerinin İsrail’e desteğini protesto ediyorlar. Yahudi sermayeli şirketlerde işçiler greve gidiyor. Protesto gösterileri çoğu kez polis tarafından dağıtılıyor; “liberal demokrasi”…
  7. Kutlanacak Cumhuriyet Kaldımıki?
    Cumhuriyet, egemenliğin cumhura yani halka ait olduğu devlet biçimi demek. Böyle bir devlette halk, egemenliğini ya doğrudan ya da seçtiği temsilciler aracılığıyla kullanır. Bu yönetim tarzı demokrasi olarak adlandırılır. Yani…
  8. Firanvunlardan Netanyahu'ya ve Erdoğan'a
    ''Akıl ve tarih, ırkçı dinci ümmetçi milliyetçi politikaların ve politikacıların halklar arasında düşmanlık ve vahşet dışında bir sonuç üretmediğini, bu politikacıların pençesine düşen halkların gün yüzü görmediklerini, başka ulusları ezen…
  9. Dİnci Faşizmin Kabusu Gezi Direnişi
    Hapishaneden dışarıya adımını atmak, yani tahliye olmak, bir insanın yaşayabileceği en derin sevinç ve mutluluklardan biridir. Ancak yaşayanlar bilir. Ne var ki siyasi mahpuslar, bu sevinci doyasıya yaşayamazlar, mutlulukları yarım…
  10. Ordu gözbebeğimizdir!
    Ordu gözbebeğimizdir!
    28 Eylül 2023
    CHF ALLAHKULU’NU KURTLARIN ÖNÜNE ATTI: “Ordu milletimizin gözbebeğidir. Allahkulu Sezgin Bey’in sözleri şahsi görüşüdür, fırkamızı bağlamaz. Gözbebeğimiz şanlı ordumuzu töhmet altında bırakan ifadeleri kabul edilemez. Bu konu yetkili organlarımızda görüşülecektir.” Tayyiban…
  11. İslam Temizlik Diniyse Neden Ortalığı..?
     Söz temizliğe gelince, bizden temizi yoktur. İslam temizlik dinidir, Peygamber’in deyişiyle “Temizlik imanın yarısıdır, cennete ancak temiz olanlar girecektir.” Rivayet odur ki, Peygamber’in nasihatine uygun olarak atalarımız hamamda yıkanırdı, misvak kullanırdı,…
  12. Barış da Düşman Ceza Hukukunun Kurbanı
    ''Barış Pehlivan son yazısında, “Siyah kölelerin yargılandığı bir düzen bu. Beyaz olsaydım, zengin olsaydım, dalkavuk olsaydım içeride olmazdım” demiş.'' Okur yazar herkes Barış Pehlivan’ı bilir herhalde. Şahsen tanışmak kısmet olmadı; ben…
  13. İslami Magandalık
    İslami Magandalık
    15 Ağustos 2023
    ''Nazım’dan bu yana değişen sadece lümpenleşme ve magandalaşmanın İslam ile ambalajlanması oldu. İslami lümpenleşmenin ve magandalaşmanın en acı sonucu kadınlara, çocuklara ve doğaya yönelik saldırganlıktır ki, ne yazılsa eksik kalır'' “Türkiye…
  14. Maganda Politik
    Maganda Politik
    7 Ağustos 2023
    ''Zaten doğru düzgün bir feodalizm yaşamadığımız gibi hızlandırılmış alaturka-arabesk lümpen (ve dahi artık abdestli) kapitalizmle birlikte kültürel doku çürüdü; kitabına uygun bir burjuva-proleter ayrışması olmadı; değer yargıları alt üst oldu; magandalık…
  15. Mizah Bahçelerindeki Sararmanın Hüznü
     Mizah, alışılmış sıradan hayata ve olağan düşünceye kurulan tuzaklarla gülümsetmek, gülümsetirken düşündürmek demek. Tuzağın temel malzemesi zıtlıklardır, talihsiz rastlantılardır. Ancak, herkesin gözü önünde cereyan eden bir zıtlığı kopyalayıp temsil etmek…
  16. Halkçı Hayal Kırıklığı
    ''CHP yanlısı medyada da durum farklı değil. Kılıçdaroğlu’nun başını istemeyen kanal ya da köşe yazarı yok gibi. CHP genel başkanlığından istifa etmedi diye neler neler demiyorlar Bay Kemal için. “Haysiyetsiz”,…
  17. Şu Zalim Zamcının Ettiği İşler
    ''Vergiyi ve fiyatları tayin eden Allah olunca, imanı kuvvetli emekçiye şükretmekten başka bir şey kalmıyor. Oysa, imanı kuvvetli emekçi, merkezin solunda sayılan Ecevit’i bir kalemde silip atmıştı. Hatta Demirel bile,…
  18. Tayyip NATO'yu Dİze Getirdi!
    ''1950’lerde Başbakan Adnan Menderes’in Amerika gezisini izleyen Anadolu Ajansı Genel Müdürü’nün haberi(!)  “dalkavukluk başyapıtı” olarak basın tarihine geçmiştir. Genel Müdür’ün yazdığına göre Menderes Amerikalıları öyle etkilemişti ki, “Amerikalılar 'Allahım, bize neden böyle…
  19. Osmanlı Nasıl Savaşıyordu, Rus Nasıl Savaşıyor?
    ''Wagner, ezici çoğunlukla, savaşmak üzere cezaevlerinden salıverilen mahkumlardan oluşuyor. Kurucusu Yevgeniy Prigojin Sovyet döneminde gasp ve hırsızlık suçundan 10 yıl hapis yatmış. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra sosisli sandviç satışıyla yola…
  20. Merdan'a Namerdan Hukuk
    Merdan'a Namerdan Hukuk
    4 Temmuz 2023
    ''Merdan Yanardağ, düşman ceza hukukunun son kurbanı olarak tutsak edildi. Tutuklamanın resmi gerekçesi “terör örgütü propagandası yapmak” diye açıklansa da biliniyor ki Merdan, Cumhur İttifakı iktidarının Abdullah Öcalan ile yeniden…

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…