Esra ile Berat'ın düğünü

Rahmi Yıldırım

24 Haziran 2019
Esra ile Berat'ın düğünü

Yunan filozofu Sokrates ve karısı Ksantippe bir türlü geçinemezlermiş. Tarihçiler geçimsizlikte asıl kabahatlinin Ksantippe olduğunu söylüyorlar. Ansiklopedilerde Ksantippe maddesinin karşısında aynen, “Sokrates’in şirretliği ve hırçınlığıyla ünlü karısı” diye yazıyor. 

Karı koca bir gün yine kavgaya tutuşmuşlar. Daha doğrusu Ksantippe bir bahaneyle Sokrates’e açmış ağzını yummuş gözünü. Sokrates hiçbir tepki vermeyince, Ksantippe daha da öfkelenmiş, bir kova suyu alıp filozofun başından aşağı boşaltmış. Sokrates nihayet ses vermiş:

- Bu kadar gök gürültüsünden sonra bir sağanak kaçınılmazdı. 

Sokrates’in bu cevabından sonra Ksantippe sakinleşti mi, yoksa daha mı azdı, bilmiyorum. Platon bu konuda bir şeyler yazmışsa bile ben görmedim. Kesin olan bir şey varsa Sokrates’in karısından yana hiç de mutlu olmadığı. Hatta Sokrates’in evliliğinde mutlu olamadığı için filozof olduğuna dair rivayetler bile var! Sokrates’in evlilik aleyhindeki sözleri belki de bu yüzdendir.

Öğrencileri Sokrates’e sormuşlar:

- Evlenmek mi iyidir, yoksa bekâr kalmak mı?

Sokrates duraksamadan yanıtlamış:

- Hiç fark etmez!

Öğrenciler şaşırmışlar. İçlerinden biri üstelemiş:

- Nasıl fark etmez üstadım? Birinde tek başınasınız, ötekinde hayat yoluna iki kişi devam ediyorsunuz?

Sokrates söylediğinden şaşmamış:

- Fark etmez. Çünkü ikisinde de pişman olursunuz.

Sokrates’in öğrencileri bu yanıttan tatmin oldular mı olmadılar mı bilinmiyor. Bilinen bir şey varsa, evliliğin lehinde ve aleyhindeki evrensel külliyatın çok zengin olduğudur. Tayland ahalisine göre, “Evlilik, dışarıdakilerin içine girmek için, içindekilerin de dışına çıkmak için uğraşıp durdukları bir mapusane gibidir!”

Türkler ise “Bekârlık sultanlık, evlilik krallıktır!” deyip avunurlar.

*** 

Sözü Başbakan Tayyip Erdoğan’ın pazar günü evlenecek kızının düğününe getirmek için aslında evlilik felsefesinden dem vurmaya, Sokrates’i filan malzeme yapmaya hiç lüzum yoktu; ama oldu bir kere. Artık Sokrates affetsin!…

Allah mesut bahtiyar mutlu etsin! Tayyip Bey, kerimesi Esra’yı pazar günü evlendiriyor. Damat adayı, gazeteci-yazar Sadık Albayrak’ın oğlu Berat Albayrak.

Nikâh, İstanbul’da Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda kıyılacak. Salon çevresinde NATO zirvesini aratmayacak tedbirler alındı ki, civarda oturanlara Allah sabır ve kolaylık versin.

Nikâha tam 7 bin kişi davet edildi. Davetliler arasında krallar başbakanlar bile var. Muhtemelen Tayyip Bey’in Kasımpaşa’daki bakkalı ve manavı ile Ankara’da oturduğu mahallenin terzisi, berberi, kasabı ve çöpçüsü de vardır. Ne de olsa Tayyip halk adamı, geldiği yeri unutmadı!

Nikâhta, Gece Yolcuları adlı gruba sipariş edilen, “bir peri kızı ile prensin düğünü” hayal edilerek bestelenen “Vuslat” adlı parça çalınacakmış. Yani öyle ilahi milahi söylenmeyecek.  Aslında, Tayyip Bey’in benzincisi Adnan Şenses Mozart’tan bir arya icra etse, daha şenlikli olurdu; ama akıl edememişler.

Medya, haliyle pazar günü kıyılacak nikâha odaklandı. Şaşmamalı. Çünkü, her zaman başbakan kızı evlenmiyor. Topluluklar, peri masallarını, görkemli düğünleri severler, gelin ve damatla kendilerini özdeşleştirirler. Medyanın ilgisi biraz da toplumun talebinden kaynaklanır. 

Fakat medya ne kadar çabalarsa çabalasın, Esra’dan bir “tesettürlü Stephanie” (Monaco Prensesi) çıkarması mümkün değil. Çünkü, her ne kadar nikâhta ilahi filan söylenmeyecekse de “Esra Banu” yabancıya gitmiyor; mütedeyyin bir aileye gelin gidiyor.

Bu noktada Esra için endişelenmemek mümkün değil. Çünkü, adı nikâh töreni olsa da pazar günü aslında siyasal ve dinsel bir gösteri olacak.

Siyasal gösteri. Çünkü, Türkiye’de padişahlık dönemi dışında, bakanlar, başbakanlar, cumhurbaşkanları, düğün törenlerini böyle kitlesel ve medyatik bir gösteriye çevirmediler, kralları yabancı devlet adamlarını çağırmadılar, memleketi ayağa kaldırmadılar.

Dinsel bir gösteri. Çünkü, gelin türbanlı, kaynanalar türbanlı. Medyatik şovun ana mesajı, dönüp dolaşacak dinci siyasetin simgesini zihinlere nakşedecek.

Esra’nın ve müstakbel kocası Berat’ın, politik-dinsel gösterinin figüranı haline geldiklerinin bilincinde olmadıkları ortada. Olsalar, şov malzemesi olmak yerine “evlenecek olan bizleriz, sizler değil” diye seslerini yükseltirler; hazır, ikisi de Amerika’da tahsildeyken gözlerden uzak şekilde birbirlerine sevgilerini armağan ederler, ortalığı telaşa vermezlerdi.

İkincisi, gerek dünürler gerekse gelin ve damat mütedeyyin insanlar. İnşallah gül gibi geçinip giderler, Sokrates ve Ksantippe gibi saçsaça başbaşa kavga etmezler. Ama insanlık hali. Hiç kavga etmeyecekler de değil. Bu noktada Berat damat, postmodern halife kayınpederi Tayyip Erdoğan’ın fetvasına dayanarak hükmi ilahiyi hatırlatır ve Esra’nın üstüne ikinci üçüncü dördüncü bir gül koklama hakkını kullanmaya kalkarsa; ya da ne bileyim, “Serkeşlik etmelerinden kaygılandığınız kadınlara öğüt verin, yataklarında onları yalnız bırakın, nihayet onları dövün!..” ayeti kerimesinin hakkını vermeye kalkarsa ne olur? Doğrusu Esra adına kaygılanmamak mümkün değil.

Ancak, bana sorarsanız bu endişeler de yersiz. Nedenini sonra anlatırım. Şair İsmet Özel’in “Müslüman arayanlar, ancak mezarlarda bulabilir” sözlerini aktarayım da şimdilik idare edin.

***

Pazar günü sadece politik ve dinsel bir gösteri olmayacak. Tecrübeyle sabit ki, pazar günü bir ailenin serveti bir kez daha katlanacak.

Tayyip Erdoğan, 1994 yılında belediye başkanı seçildiğinde cüz’i bir mal varlığına sahipti. “Kasımpaşa’da bir daire, Maltepe’de bir kooperatif dairesi, Bolluca'da (Gaziosmanpaşa) 346 metrekare arsa, Burak Gıda ve Ticaret Ltd. Şirketi’nde yüzde 10 hisse...”

Dört yıl sonra belediye başkanlığından ayrıldığı tarihte, servetindeki artışın 360 milyar liralık bölümünü, oğlu Burak Erdoğan’ın düğününde verilen hediyelerle açıklamıştı. (Tansu Çiller de, yalının çatı katında vefat eden annesinin yastığında çıkan dolarla açıklamıştı zenginliğini.)

Tayyip Erdoğan geçen yıl oğlu Necmettin Bilal’i evlendirdi ve 7 bin kişi çağırdı.  Nikâhtan sonra tebrik faslında, Başbakan’ın hemen yanında duran sekreter Müge Gülbaran’ın tuttuğu takı torbasının kaç defa dolup boşaldığını hiçbir gazeteci yazmadı.

Pazar günü nikâha çağrılan 7 bin kişinin de aynı şekilde servete bereket getireceği kesin. Artık Esra gelinin kesesine mi yazılır, Berat damadın kesesine mi kaydedilir, kendileri bilir.

Onlar ersin muradına, biz çıkalım kerevetine ve bir fıkrayla vedalaşalım.

***

 

Karı koca 100 km hızla gidiyorlar, arabayı koca kullanıyor. Kadın birden “Hayatım” demiş... “Seninle 15 yıl güzel bir beraberlik yaşadık. Ama, artık boşanmak istiyorum.”

Adam sesini çıkarmamış, arabanın hızını 110’a çıkarmış.

Karısı, “Neden diye soracağını biliyorum. Nasıl söyleyeyim. Artık seni sevmiyorum, başkasını seviyorum.”

Adam yine ses çıkarmadan hızı 120’ ye çıkarmış. 

Kadın devam etmiş: “Evi, bütün çekleri, kredi kartlarını, arabayı ben istiyorum..”

Adam sesini çıkarmadan arabanın hızını 140’a çıkarmış.  Kadın sormuş: “Hiçbir şey söylemeyecek misin? Sen hiçbir şey istemiyor musun?”

Kilometre saati 180’i gösterirken adam yanıtlamış: “Hayır. Hiçbir şey istemiyorum.”

Karısı şaşırmış, “Neden?” diye sormuş. Araba karşıdaki duvara saatte 200 kilometre hızla çarpmadan önce adam yanıtlamış:

- Çünkü, airbag bende canım! ... 

Burası Türkiye

Rahmi Yıldırım

9 Temmuz 2004

 

Not: Hollanda Devlet Radyo Televizyonu NPS’nin Türkçe yayın saati vardı.

2007 yılında kapanıncaya değin, Türkiye’den haber ve yorum iletirdim.

Cuma günleri ise “Burası Türkiye” başlıklı söyleşi programı yayımlanırdı.

Yukarıdaki metin, “Burası Türkiye” programında seslendirdiğim söyleşinin metnidir.

Yazarın Dİğer Yazıları

  1. Can'ları Bağlıyorlar İtleri Salıyorlar
    ''Mevcut Cumhurbaşkanı, Anayasa’nın yorum gerektirmeyecek açık hükmüne, yani bir kimsenin en fazla iki kere seçilebileceği hükmüne karşın üçüncü kez aday oldu; şaibeli seçimle tekrar seçildi. Milletvekili seçilen Can Atalay da,…
  2. Vatan Haini Bile Sayılmamıştık
    Kaç haftadır çeşitli tarihsel kişiler üzerinden vatana ihanet tartışması yapılıyor ya. Tam 40 yıl önce vatana ihanetle suçlanmıştık. Hatta, vatan haini bile sayılmamıştık. Devir 12 Eylül faşizmi devriydi. Solcu yani…
  3. Askeri Faşizmden Dİnci Faşizme Cezaevleri
    ''Cezaevlerinde dünden bugüne, askeri faşizmden İslamcı faşizme, özde değişiklik yok. Hukuku vicdandan adaletten insandan bu denli uzaklaştırmak, İslamcı iktidara nasip oldu. Bir kere daha anlaşıldı ki, cehalet ve kötülük iktidarı,…
  4. 'Müslümanların Ahlakla İmtihanı'
    Prof. Dr. Hüseyin Çelik, İslam coğrafyasında ahlakın zerresinin kalmadığını, İslami Hayat Endeksi’ne göre dünyanın en iyi ülkelerinin Yeni Zelanda, İzlanda, Hollanda, Finlandiya, İsveç, Norveç, Kanada gibi ülkeler olduğunu; Türkiye’nin 100’üncü sırada…
  5. Müslümanların Ahlakla Bitmeyen İmtihanı
    AKP iktidarı döneminde memleket tarihte hiç olmadığı kadar Müslümanlaştı ama hayatın hemen her alanında o ölçüde yozlaştı çürüdü, yarım yamalak da olsa var olan aklını ahlakını yitirdi. Gün geçmiyor ki…
  6. Gazze İçin Timsah Gözyaşları
    ''Her şeye karşın İsrail destekçisi Batı ülkelerinde halklar İsrail’in gaddarlığını, hükümetlerinin İsrail’e desteğini protesto ediyorlar. Yahudi sermayeli şirketlerde işçiler greve gidiyor. Protesto gösterileri çoğu kez polis tarafından dağıtılıyor; “liberal demokrasi”…
  7. Kutlanacak Cumhuriyet Kaldımıki?
    Cumhuriyet, egemenliğin cumhura yani halka ait olduğu devlet biçimi demek. Böyle bir devlette halk, egemenliğini ya doğrudan ya da seçtiği temsilciler aracılığıyla kullanır. Bu yönetim tarzı demokrasi olarak adlandırılır. Yani…
  8. Firanvunlardan Netanyahu'ya ve Erdoğan'a
    ''Akıl ve tarih, ırkçı dinci ümmetçi milliyetçi politikaların ve politikacıların halklar arasında düşmanlık ve vahşet dışında bir sonuç üretmediğini, bu politikacıların pençesine düşen halkların gün yüzü görmediklerini, başka ulusları ezen…
  9. Dİnci Faşizmin Kabusu Gezi Direnişi
    Hapishaneden dışarıya adımını atmak, yani tahliye olmak, bir insanın yaşayabileceği en derin sevinç ve mutluluklardan biridir. Ancak yaşayanlar bilir. Ne var ki siyasi mahpuslar, bu sevinci doyasıya yaşayamazlar, mutlulukları yarım…
  10. Ordu gözbebeğimizdir!
    Ordu gözbebeğimizdir!
    28 Eylül 2023
    CHF ALLAHKULU’NU KURTLARIN ÖNÜNE ATTI: “Ordu milletimizin gözbebeğidir. Allahkulu Sezgin Bey’in sözleri şahsi görüşüdür, fırkamızı bağlamaz. Gözbebeğimiz şanlı ordumuzu töhmet altında bırakan ifadeleri kabul edilemez. Bu konu yetkili organlarımızda görüşülecektir.” Tayyiban…
  11. İslam Temizlik Diniyse Neden Ortalığı..?
     Söz temizliğe gelince, bizden temizi yoktur. İslam temizlik dinidir, Peygamber’in deyişiyle “Temizlik imanın yarısıdır, cennete ancak temiz olanlar girecektir.” Rivayet odur ki, Peygamber’in nasihatine uygun olarak atalarımız hamamda yıkanırdı, misvak kullanırdı,…
  12. Barış da Düşman Ceza Hukukunun Kurbanı
    ''Barış Pehlivan son yazısında, “Siyah kölelerin yargılandığı bir düzen bu. Beyaz olsaydım, zengin olsaydım, dalkavuk olsaydım içeride olmazdım” demiş.'' Okur yazar herkes Barış Pehlivan’ı bilir herhalde. Şahsen tanışmak kısmet olmadı; ben…
  13. İslami Magandalık
    İslami Magandalık
    15 Ağustos 2023
    ''Nazım’dan bu yana değişen sadece lümpenleşme ve magandalaşmanın İslam ile ambalajlanması oldu. İslami lümpenleşmenin ve magandalaşmanın en acı sonucu kadınlara, çocuklara ve doğaya yönelik saldırganlıktır ki, ne yazılsa eksik kalır'' “Türkiye…
  14. Maganda Politik
    Maganda Politik
    7 Ağustos 2023
    ''Zaten doğru düzgün bir feodalizm yaşamadığımız gibi hızlandırılmış alaturka-arabesk lümpen (ve dahi artık abdestli) kapitalizmle birlikte kültürel doku çürüdü; kitabına uygun bir burjuva-proleter ayrışması olmadı; değer yargıları alt üst oldu; magandalık…
  15. Mizah Bahçelerindeki Sararmanın Hüznü
     Mizah, alışılmış sıradan hayata ve olağan düşünceye kurulan tuzaklarla gülümsetmek, gülümsetirken düşündürmek demek. Tuzağın temel malzemesi zıtlıklardır, talihsiz rastlantılardır. Ancak, herkesin gözü önünde cereyan eden bir zıtlığı kopyalayıp temsil etmek…
  16. Halkçı Hayal Kırıklığı
    ''CHP yanlısı medyada da durum farklı değil. Kılıçdaroğlu’nun başını istemeyen kanal ya da köşe yazarı yok gibi. CHP genel başkanlığından istifa etmedi diye neler neler demiyorlar Bay Kemal için. “Haysiyetsiz”,…
  17. Şu Zalim Zamcının Ettiği İşler
    ''Vergiyi ve fiyatları tayin eden Allah olunca, imanı kuvvetli emekçiye şükretmekten başka bir şey kalmıyor. Oysa, imanı kuvvetli emekçi, merkezin solunda sayılan Ecevit’i bir kalemde silip atmıştı. Hatta Demirel bile,…
  18. Tayyip NATO'yu Dİze Getirdi!
    ''1950’lerde Başbakan Adnan Menderes’in Amerika gezisini izleyen Anadolu Ajansı Genel Müdürü’nün haberi(!)  “dalkavukluk başyapıtı” olarak basın tarihine geçmiştir. Genel Müdür’ün yazdığına göre Menderes Amerikalıları öyle etkilemişti ki, “Amerikalılar 'Allahım, bize neden böyle…
  19. Osmanlı Nasıl Savaşıyordu, Rus Nasıl Savaşıyor?
    ''Wagner, ezici çoğunlukla, savaşmak üzere cezaevlerinden salıverilen mahkumlardan oluşuyor. Kurucusu Yevgeniy Prigojin Sovyet döneminde gasp ve hırsızlık suçundan 10 yıl hapis yatmış. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra sosisli sandviç satışıyla yola…
  20. Merdan'a Namerdan Hukuk
    Merdan'a Namerdan Hukuk
    4 Temmuz 2023
    ''Merdan Yanardağ, düşman ceza hukukunun son kurbanı olarak tutsak edildi. Tutuklamanın resmi gerekçesi “terör örgütü propagandası yapmak” diye açıklansa da biliniyor ki Merdan, Cumhur İttifakı iktidarının Abdullah Öcalan ile yeniden…

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…