Ekonomi Tıkırında!

Rahmi Yıldırım

21 Şubat 2019
Ekonomi Tıkırında!

Kişisel görüşüm, AKP hükümetinin dramatik bir oy kaybına uğramayacağı yönünde. Öyle bir seçmen kitlesi ki, ekonomik krizden ve hayat pahalılığından bile iktidarı değil muhalefeti sorumlu tutmaktadır.

Döviz kurları düşüşte, faiz oranları da öyle.

Merkezi yönetim bütçesi Ocak ayında 5,1 milyar lira fazla verdi.

Cari işlemler dengesinde dış ticaret açığı ve cari işlem açığı hiç görülmemiş ölçüde daraldı. Dış ticaret açığı 2018’de, 2017’ye göre yüzde 28,4 azalarak, 76,8 milyar dolardan 55,0 milyar dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 60’tan yüzde 83,8’e yükseldi. Cari açık da 47,4 milyar dolardan 27,63 milyar dolara geriledi.

Tanzim sopasını yiyen sebze ve gıda teröristleri teslim bayrağını çektiler, fiyatlar (kâr şöyle dursun) üretim maliyetinin de altına düştü.

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P da Türkiye’nin kredi notunu ve görünümünü değiştirmedi, yani daha kötüye gitmediğini bildirdi.

Bunlar geçen hafta açıklanan rakamlar ve haberler. Ne güzel rakamlar ne güzel haberler değil mi? Ekonomi tıkırında! Krizde denilen ekonomi darboğazdan çıkıyor, toparlanıyor!

***

İşsizlik çığ gibi!

Hükümet adamları böyle deseler, besleme medyadaki uşakları böyle propaganda etseler de, ekonominin toparlanıp darboğazdan çıktığı yok.

Döviz kurlarının düşüşü, “düşük döviz kuru / yüksek TL faizi” avantajından yararlanmak isteyen sıcak para girişinden kaynaklanıyor.

Merkez Bankası’nın, kamu kuruluşlarının ve kamu bankalarının Nisan ayında dağıtmaları gereken kâr payı ödemeleri Ocak ayına çekilince bütçe fazla vermiş göründü.

Dış ticaret ve cari işlem açıklarındaki azalma da, dışa bağımlı sanayideki daralmanın eseri.

Olan biteni anlamak için derin ekonomi bilgisi gerekmiyor. Ekonomi toparlanıyorsa istihdam düzeyi yükseliyor, yani işsizlik azalıyor demektir; buna bağlı olarak üretim de artar. Üretim artınca ticaret hacmi genişler; milli gelirdeki artışla birlikte genel refah düzeyi de yükselir…

 O halde istatistik rakamlarına aldanmadan ama yine de resmi istatistik rakamlarıyla ekonominin durumuna yakından bakalım.

Geçen hafta sadece yukarıda sıraladığım rakamlar açıkanmadı; Kasım ayı işsizlik rakamları da açıklandı. Buna göre, (İş bulmaktan umudunu kestiği için iş aramayanlar hariç), işsiz sayısı Kasım ayı sonunda 706 bin artarak 3 milyon 981 bin kişiye, genel işsizlik oranı da (yani 15-64 yaş grubundaki işsizlik oranı) 2.1 puanlık artış ile yüzde 12,6’ya yükseldi. İşsizlik oranı tarım dışında yüzde 14,3, genç nüfusta ise (15-24 yaş) 4,3 puan artarak yüzde 23,6 düzeyine çıktı.

 Belirtmeli ki, işsizlik AKP döneminde zaten hiç düşmedi. İşsiz sayısı sürekli arttığı gibi istihdam düzeyi, 1980’ler ve 1990’lardakinin de gerisine düştü. ANAP hükümetleri döneminde çalışma çağındaki nüfusun yüzde 56’sı işgücüne katılıyordu. İşgücüne katılım oranı 1992-2002 döneminde yüzde 51’e düştü; AKP döneminde ise yüzde 49’a kadar geriledi. Yani toplumun çalışma isteği son 30 yılda 7 puan azaldı. İşsiz sayısı ise geçmişle kıyaslanmayacak ölçüde arttı.

Kasım ayında, çalışmak isteyip de iş bulamayan kişi sayısı 4 milyon; genel işsizlik oranı yüzde 12,6’dır. 2017 yılında işsizlik oranı yüzde 10,9 idi. Hatırlanmalı ki, çok kişinin canının yandığı ağır ekonomik kriz yılı 2001 yılında genel işsizlik oranı yüzde 10,6 olarak açıklanmıştı.

İşsizlik çığ gibi ama ekonomi tıkırında!

***

Üretim azalıyor

İşsizlik azalmak yerine arttığına göre üretim de artmamış demektir. Nitekim, TÜİK’in geçen hafta açıkladığına göre, takvim etkilerinden arındırılmış İmalat Sanayi üretimi Eylül 2018’de yüzde 3,0, Ekimde yüzde 6,8 ve Kasımda yüzde 7,2 daralmanın ardından Aralık ayında yüzde10,8 düştü. Yılın son çeyreğinde imalat sanayinde daralma ise yüzde 8,3. (Bu daralmanın 2018’in tamamına nasıl yansıyacağı Mart ayında belli olacak.)

Hatırlanmalı ki, imalat sanayi üretimi 1994 krizinde yüzde 8,6 oranında, 2001 krizinde ise yüzde 9,5 oranında daralmıştı. Yani, göstere göstere 1994 ve 2001 krizlerini yeniden yaşıyoruz.

İşsizlik artıyor, üretim hacmi daralıyor ama ekonomi tıkırında!

***

İşsizlik çığ gibi büyürken, üretim güneşe yakalanmış Şubat karı gibi erirken, ticaret artmış olabilir mi? Devletin resmi rakamları öyle demiyor.

TÜİK’in geçen hafta açıkladığı verilere göre, perakende satış hacmi, Aralık 2018’de bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 9,2 geriledi. Satış hacmindeki gerileme bilgisayar, kitap ve iletişim aygıtları satışlarında yüzde 21,7, elektrikli eşya ve mobilyada yüzde 19’u buldu. 

***     

İşsizlik çığ gibi, üretim azalıyor, ticaret hacmi daralıyor ama ekonomi tıkırında!

1994 ve 2001 krizlerinde de hükümet adamları ekonominin toparlandığını söylüyorlardı. Ne ki, 1994 krizi DYP/SHP hükümetinin sonunu getirmiş; 2001 krizi ise DSP/MHP/ANAP hükümetini sandığa gömmüştü. 2018 krizi de belediye seçimlerinde AKP hükümetini sandığa gömer mi?

Kişisel görüşüm, AKP hükümetinin dramatik bir oy kaybına uğramayacağı yönünde. Nedenleri apayrı bir yazı konusudur. Yine de kısaca değinmek gerekirse, muhalefetin dağınıklığından ve güven uyandırmamasından, demokratik seçim koşullarının kalmayışından, medyanın yüzde 100 denebilecek ölçüde denetim ve baskı altında olmasından, en önemlisi de ekonomik krizde bile siyasi tercihini değiştirmeye yanaşmayacak bir seçmen kitlesinin oluştuğundan söz edilebilir. Öyle bir seçmen kitlesi ki, ekonomik krizden ve hayat pahalılığından bile iktidarı değil muhalefeti sorumlu tutmaktadır.

Yazarın Dİğer Yazıları

  1. Can'ları Bağlıyorlar İtleri Salıyorlar
    ''Mevcut Cumhurbaşkanı, Anayasa’nın yorum gerektirmeyecek açık hükmüne, yani bir kimsenin en fazla iki kere seçilebileceği hükmüne karşın üçüncü kez aday oldu; şaibeli seçimle tekrar seçildi. Milletvekili seçilen Can Atalay da,…
  2. Vatan Haini Bile Sayılmamıştık
    Kaç haftadır çeşitli tarihsel kişiler üzerinden vatana ihanet tartışması yapılıyor ya. Tam 40 yıl önce vatana ihanetle suçlanmıştık. Hatta, vatan haini bile sayılmamıştık. Devir 12 Eylül faşizmi devriydi. Solcu yani…
  3. Askeri Faşizmden Dİnci Faşizme Cezaevleri
    ''Cezaevlerinde dünden bugüne, askeri faşizmden İslamcı faşizme, özde değişiklik yok. Hukuku vicdandan adaletten insandan bu denli uzaklaştırmak, İslamcı iktidara nasip oldu. Bir kere daha anlaşıldı ki, cehalet ve kötülük iktidarı,…
  4. 'Müslümanların Ahlakla İmtihanı'
    Prof. Dr. Hüseyin Çelik, İslam coğrafyasında ahlakın zerresinin kalmadığını, İslami Hayat Endeksi’ne göre dünyanın en iyi ülkelerinin Yeni Zelanda, İzlanda, Hollanda, Finlandiya, İsveç, Norveç, Kanada gibi ülkeler olduğunu; Türkiye’nin 100’üncü sırada…
  5. Müslümanların Ahlakla Bitmeyen İmtihanı
    AKP iktidarı döneminde memleket tarihte hiç olmadığı kadar Müslümanlaştı ama hayatın hemen her alanında o ölçüde yozlaştı çürüdü, yarım yamalak da olsa var olan aklını ahlakını yitirdi. Gün geçmiyor ki…
  6. Gazze İçin Timsah Gözyaşları
    ''Her şeye karşın İsrail destekçisi Batı ülkelerinde halklar İsrail’in gaddarlığını, hükümetlerinin İsrail’e desteğini protesto ediyorlar. Yahudi sermayeli şirketlerde işçiler greve gidiyor. Protesto gösterileri çoğu kez polis tarafından dağıtılıyor; “liberal demokrasi”…
  7. Kutlanacak Cumhuriyet Kaldımıki?
    Cumhuriyet, egemenliğin cumhura yani halka ait olduğu devlet biçimi demek. Böyle bir devlette halk, egemenliğini ya doğrudan ya da seçtiği temsilciler aracılığıyla kullanır. Bu yönetim tarzı demokrasi olarak adlandırılır. Yani…
  8. Firanvunlardan Netanyahu'ya ve Erdoğan'a
    ''Akıl ve tarih, ırkçı dinci ümmetçi milliyetçi politikaların ve politikacıların halklar arasında düşmanlık ve vahşet dışında bir sonuç üretmediğini, bu politikacıların pençesine düşen halkların gün yüzü görmediklerini, başka ulusları ezen…
  9. Dİnci Faşizmin Kabusu Gezi Direnişi
    Hapishaneden dışarıya adımını atmak, yani tahliye olmak, bir insanın yaşayabileceği en derin sevinç ve mutluluklardan biridir. Ancak yaşayanlar bilir. Ne var ki siyasi mahpuslar, bu sevinci doyasıya yaşayamazlar, mutlulukları yarım…
  10. Ordu gözbebeğimizdir!
    Ordu gözbebeğimizdir!
    28 Eylül 2023
    CHF ALLAHKULU’NU KURTLARIN ÖNÜNE ATTI: “Ordu milletimizin gözbebeğidir. Allahkulu Sezgin Bey’in sözleri şahsi görüşüdür, fırkamızı bağlamaz. Gözbebeğimiz şanlı ordumuzu töhmet altında bırakan ifadeleri kabul edilemez. Bu konu yetkili organlarımızda görüşülecektir.” Tayyiban…
  11. İslam Temizlik Diniyse Neden Ortalığı..?
     Söz temizliğe gelince, bizden temizi yoktur. İslam temizlik dinidir, Peygamber’in deyişiyle “Temizlik imanın yarısıdır, cennete ancak temiz olanlar girecektir.” Rivayet odur ki, Peygamber’in nasihatine uygun olarak atalarımız hamamda yıkanırdı, misvak kullanırdı,…
  12. Barış da Düşman Ceza Hukukunun Kurbanı
    ''Barış Pehlivan son yazısında, “Siyah kölelerin yargılandığı bir düzen bu. Beyaz olsaydım, zengin olsaydım, dalkavuk olsaydım içeride olmazdım” demiş.'' Okur yazar herkes Barış Pehlivan’ı bilir herhalde. Şahsen tanışmak kısmet olmadı; ben…
  13. İslami Magandalık
    İslami Magandalık
    15 Ağustos 2023
    ''Nazım’dan bu yana değişen sadece lümpenleşme ve magandalaşmanın İslam ile ambalajlanması oldu. İslami lümpenleşmenin ve magandalaşmanın en acı sonucu kadınlara, çocuklara ve doğaya yönelik saldırganlıktır ki, ne yazılsa eksik kalır'' “Türkiye…
  14. Maganda Politik
    Maganda Politik
    7 Ağustos 2023
    ''Zaten doğru düzgün bir feodalizm yaşamadığımız gibi hızlandırılmış alaturka-arabesk lümpen (ve dahi artık abdestli) kapitalizmle birlikte kültürel doku çürüdü; kitabına uygun bir burjuva-proleter ayrışması olmadı; değer yargıları alt üst oldu; magandalık…
  15. Mizah Bahçelerindeki Sararmanın Hüznü
     Mizah, alışılmış sıradan hayata ve olağan düşünceye kurulan tuzaklarla gülümsetmek, gülümsetirken düşündürmek demek. Tuzağın temel malzemesi zıtlıklardır, talihsiz rastlantılardır. Ancak, herkesin gözü önünde cereyan eden bir zıtlığı kopyalayıp temsil etmek…
  16. Halkçı Hayal Kırıklığı
    ''CHP yanlısı medyada da durum farklı değil. Kılıçdaroğlu’nun başını istemeyen kanal ya da köşe yazarı yok gibi. CHP genel başkanlığından istifa etmedi diye neler neler demiyorlar Bay Kemal için. “Haysiyetsiz”,…
  17. Şu Zalim Zamcının Ettiği İşler
    ''Vergiyi ve fiyatları tayin eden Allah olunca, imanı kuvvetli emekçiye şükretmekten başka bir şey kalmıyor. Oysa, imanı kuvvetli emekçi, merkezin solunda sayılan Ecevit’i bir kalemde silip atmıştı. Hatta Demirel bile,…
  18. Tayyip NATO'yu Dİze Getirdi!
    ''1950’lerde Başbakan Adnan Menderes’in Amerika gezisini izleyen Anadolu Ajansı Genel Müdürü’nün haberi(!)  “dalkavukluk başyapıtı” olarak basın tarihine geçmiştir. Genel Müdür’ün yazdığına göre Menderes Amerikalıları öyle etkilemişti ki, “Amerikalılar 'Allahım, bize neden böyle…
  19. Osmanlı Nasıl Savaşıyordu, Rus Nasıl Savaşıyor?
    ''Wagner, ezici çoğunlukla, savaşmak üzere cezaevlerinden salıverilen mahkumlardan oluşuyor. Kurucusu Yevgeniy Prigojin Sovyet döneminde gasp ve hırsızlık suçundan 10 yıl hapis yatmış. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra sosisli sandviç satışıyla yola…
  20. Merdan'a Namerdan Hukuk
    Merdan'a Namerdan Hukuk
    4 Temmuz 2023
    ''Merdan Yanardağ, düşman ceza hukukunun son kurbanı olarak tutsak edildi. Tutuklamanın resmi gerekçesi “terör örgütü propagandası yapmak” diye açıklansa da biliniyor ki Merdan, Cumhur İttifakı iktidarının Abdullah Öcalan ile yeniden…

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…