Adalet Bakanlığı TTB’nin Leyla Güven talebini reddetti

22 Ocak 2019
Adalet Bakanlığı TTB’nin Leyla Güven talebini reddetti

LEYLA GÜVEN NEDEN AÇLIK GREVİNDE? --TTB Açlık Grevi İzleme Heyeti, hukuksuzluklara ve tecrite karşı açlık grevinin 76. gününde olan Leyla Güven’in sağlık durumunun bağımsız heyet tarafından tespit edilmesi talebinin reddedildiğini açıkladı. Doktor Cegerğun Polat, 'Güven'i kritik aşamada olduğunu' belirtti.

Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in açlık grevi eylemi 76’ncı günde, tutukluların açlık grevi ise 38’inci günde devam ediyor. Leyla Güven, artık sıvı almakta zorlanırken, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Açlık Grevi İzleme Heyeti Üyesi Cegerğun Polat, sağlık sorunlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

ADALET BAKANLIĞI CEVABI

MA’da yer alan habere göre, Leyla Güven’in sürdürdüğü açlık grevi nedeniyle, avukatları aracılığıyla yakınlarının Diyarbakır Tabipler Odası’na başvurması üzerine Diyarbakır E Tipi Cezaevi savcısıyla görüştüklerini aktaran Polat, “Leyle Güven için bağımsız bir hekim heyetinin oluşturulmasını ve sağlık durumuna dair tespitleri yapmasını talep ettik; ancak Adalet Bakanlığı tarafında ret cevabı aldık. Gerekçe olarak bunu uygun bulmadıklarını, gereken müdahaleleri kendilerinin yaptıklarını ifade ettiler” diye konuştu.

Adalet Bakanlığı’nın verdiği ret cevabının şaşırtıcı olmadığını belirten Polat, “Devletin, ne yazık ki geçmişten de bildiğimiz gibi tutumu belli, ancak biz TTB olarak bize yapılan başvuruları sonuçlandırmakla yükümlüyüz” dedi.

‘KRİTİK OLMADIĞI ANLAMINA GELMEZ’
Açlık grevlerinin 60’ıncı gününden itibaren ölümlerin yaşanabileceğine dikkat çeken Polat, Türkiye’de 2000’li yıllardan sonra açlık grevi eylemcilerinin B1 vitaminini kullanmasıyla beraber ölüm sıklığının azalmaya başladığını kaydetti. B1 vitaminin verilmesinin şu anda gelinen aşamanın kritik olmadığı anlamına gelmediğini vurgulayan Polat, 60’lı günlerin önemli bir dönem olduğunu ve çok yoğun semptomların olabileceği bir aşama olduğunu belirtti.

Güven’in Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde başladığı açlık grevinin 76’ncı gününde olduğunu hatırlatan Polat, değişik cezaevlerinde çok sayıda tutuklunun da açlık grevinde olduğunu hatırlattı.

Açlık grevlerinin kalp üzerindeki etkilerine dikkat çeken Polat, açlık grevinde yaşanabilecek sağlık sorunlarını şöyle anlattı:

“Kişi yeterince gıda tüketemediği için tansiyon değerlerinde ciddi düşüklükler meydana gelir. Bununla beraber eğer varsa zeminde bir sorun tansiyon düşüklüğü kalbi daha da zorlayabilir ve çarpıntı tarzında yakınmalar meydana gelir. Eğer kalp sorunu da varsa büsbütün kalbi sıkıntıya sokacak bir sürece evirilebilir. Bu yoğun bir şikayeti de birlikte getiriyor. Özellikle mide bağırsak sisteminde sindirimle ilgili ciddi sorunları beraberinde getiriyor. Eğer katı bir gıda almazsanız, bağırsaklarınızı çalıştıracak gıdaları alamamış olursunuz. Bu bağırsakta gıda emilimini sağlayan yapıların zaman içinde bozulması sindirim sisteminde ağır tahribatlara yol açabilecek sonuçları doğurabilir. Beraberinde vücut yeterli miktarda gıda tüketemediği için enerji metabolizmasını değiştirir. Yine diğer vitaminleri ve besin değerlerini de almadıkları için görme bozuklukları, baş dönmeleri, hafıza ve bilinç sorunları yaşayabilir.”

LEYLA GÜVEN KİMDİR, NEDEN AÇLIK GREVİNDE?

Leyla Güven 55 yaşında, Kürt siyasi hareketinde aktif rol oynamış, hayatının büyük bölümünü hak ve kadın mücadelesine ayırmış bir politikacı. 22 Ocak 2018’de gözaltına alındığında Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı’ydı. Hükümetin Afrin operasyonuna karşı açıklamaları üzerine, “Örgüt kurduğu ve yönettiği” iddiasıyla 31 Ocak 2018’de tutuklandı.

Leyla Güven, 24 Haziran seçimlerinde HDP'den Hakkâri milletvekili seçildi. Mazbatasını aldı, ama meclisteki yerini bir türlü alamadı. Anayasa’nın 83’üncü maddesi üçüncü fıkrasında “TBMM üyesi hakkındaki ceza hükmünün yerine getirilmesi, üyelik sıfatının sona ermesine bırakılır” deniyordu.

Ne var ki bu hüküm HDP Hakkâri Milletvekili seçilen Leyla Güven’e uygulanmadı. Seçimin hemen ardından Diyarbakır’daki mahkemenin verdiği tahliye kararını bir üst mahkeme bozmuştu. “Tahliye edilmeden yeniden tutuklandı” başlığıyla haber duyuruldu. Bu başlığı ne ilk, ne de son görüşümüzdü. Yargıtay’ın, hakkında MİT-Tırları davasından hüküm verilen CHP miletvekili Enis Berberoğlu kararına rağmen yargı daha hüküm bile giymemiş olan milletvekilini serbest bırakmamakta direndi. Leyla Güven de “Anayasası çalınan bir milletvekili” olarak, seçmenin onu göndermek istediği meclise gitmek yerine, iktidarın onu tutmak istediği cezaevinde kaldı.

Leyla Güven, hakkında açılan davanın 7 Kasım 2018’de Diyarbakır’da görülen üçüncü duruşmasına kelepçeli şekilde götürülmek istendi. Bunu kabul etmedi, bu yüzden E-Tipi Kapalı Cezaevi’nden duruşmaya götürülmedi. Güven, SEGBİS yoluyla katıldığı o duruşmada süresiz ve dönüşümsüz açlık grevine başladığını duyurdu. “Yargı hukuksuz kararlarına son verene kadar ve tecrit kaldırılana kadar eylemime devam edeceğim” dedi. “Hukuksuz kararlar” derken sadece kendi durumunu değil, bu hukuksuzlukla karşılaşan herkesin mağduriyetini belirtiyordu. “Tecrit” derken de, 2016’dan itibaren dış dünyayla bağlantısı tamamen kesilen Abdullah Öcalan’a uygulanan muameleyi. Leyla Güven’e göre bu muamele Öcalan’ın şahsında “Sadece bir kişiye değil, bir halka uygulanıyordu”.

 

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…