İç Savaş fermanına karşı direnme hakkı

Rahmi Yıldırım

3 Ocak 2018
İç Savaş fermanına karşı direnme hakkı

İç savaş söylemi iktidar partisinin örgütüne öyle sinmiş ki, 16 Nisan 2017 referandumu öncesinde bir yerel parti yöneticisi örgütüne “referandum oylamasında başarısız olursak iç savaşa hazır olun!” diye talimat vermişti.

Hatırlayalım, 2011 Haziran seçimi öncesinde AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan diyordu ki, “Bazı kitaplar bombadan daha tehlikelidir”.

Aynı yıl Erdoğan’ın taklacı İçişleri Bakanı da “bilimsel ve psikolojik terör” suçundan söz ediyordu; “Üniversitede, partide, dernekte, sivil toplum kuruluşunda, düşünce üretim merkezinde resim yaparak, şiir ve makale yazarak” şeklinde ayrıntılı bir tarifini de vermişti “bilimsel ve psikolojik” terörün.

Bu zihniyetle yönetilen Türkiye’nin cezaevlerinde eline hiç silah almamış on binlerce “terörist” vardır nitekim. Gazeteci Ahmet Şık, en kıdemli teröristtir! Zaten gerek Erdoğan gerekse taklacı bakan, Ahmet Şık’ı hedefleyerek “bilimsel ve psikolojik terör” suçunu tanımlamışlardı. Ahmet Şık o yıl yargıç ve savcı kılıklı Fetullahçılar tarafından tutuklanmıştı; Recep Tayyip Erdoğan o davaların savcısıydı. Ahmet Şık son bir yıldır da OHAL faşizminin tutuklusudur.

***

Yine Tayyip Erdoğan 2014 Esnaf Şurası’nda diyordu ki, “Esnaf ve sanatkar gerektiğinde askerdir, alperendir; gerektiğinde asayişi tesis eden polistir, adaleti sağlayan hâkimdir.”

Bir de Erdoğan’ın emekliye ayrılan üst düzey bir bürokratı uğurlarken söylediği sözlerin haberi yayımlanmıştı gazetelerde. Yalanlanmayan o haberlere göre, Erdoğan bürokrata projelerinden söz etmiş. Bürokrat “Bunların yarısını yapsanız iç savaş çıkar” demiş. Erdoğan da “Çıksınezer geçeriz” diye vurgulamış.

İç savaş söylemi iktidar partisinin örgütüne öyle sinmiş ki, 16 Nisan 2017 referandumu öncesinde bir yerel parti yöneticisi örgütüne “referandum oylamasında başarısız olursak iç savaşa hazır olun!” diye talimat vermişti.

Her türden muhalefeti terör torbasına dolduran iktidar şimdi bir adım daha ileri gitti, 696 sayılı kararnameyle “ezip geçeceği”(!) iç savaşa yasal kılıf geçirdi. 15 Temmuz darbe girişimini bahane ederek, “Resmi bir sıfat taşıyıp taşımadıklarına, resmi bir görevi yerine getirip getirmediklerine bakılmaksızın darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında hareket eden kişiler” için af getirdi.

İktidar sözcüleri ne kadar demagoji yaparlarsa yapsınlar, bu hükmün hangi niyet ve amaçla kararnameye konduğu açıktır. Esasen kimi partililer sosyal medya mesajlarında bu niyet ve amacı itiraf etmekten kendilerini alamamaktadırlar.

Türkiye’yi “Dârü'l-harp” olarak gören iktidarın böyle bir kararnameye niçin ihtiyaç duyduğu sır değildir. Son on yıllık siyaset pratiğinin gösterdiği üzere, gerilim, kutuplaştırma, şiddet, iktidarı sürdürmenin vazgeçilmez şartı haline geldi. 7 Haziran 2015 seçimi ve 16 Nisan referandumu gibi toplumsal muhalefetin bir parça nefes alıp verebildiği durumlarda iktidar güç yitirmektedir. İktidarda kalmaya mahkûm muktedir bunun bilinciyle, kutuplaştırma ve şiddet siyasetini daha ileriye taşıyıp iç savaşa hazırlık kararnamesi çıkarttı. Bu kararname ile girilen yolda muhalif her türlü barışçı eylem terör suçu sayılacak, ne tür bir eylemin darbe ve terörün devamı olduğuna muktedirin emrindeki savcılar ve yargıçlar karar vereceklerdir. AK polisler ve AK silahlı kuvvetlerin yetmediği durumlarda devlet destekli esnaf kılıklı AK milisler sahaya sürülecektir.

***

Epeydir söyleyegeldiğimiz üzere Türkiye’de eskisi gibi bir sınıf veya parti diktatörlüğü değil, tek adam diktatörlüğüdür söz konusu olan. Bugüne değin referandum veya seçim yapılabilmiş olması, Türkiye’nin diktatörlükle değil demokrasiyle yönetildiğini göstermiyor. Seçimlerin dürüst ve adil olup olmaması bir yana, bir daha seçim yapılıp yapılmayacağı, her şeye karşın seçim yapılır da yenilirse muktedirin iktidarı teslim edip etmeyeceği sorusu ciddiyet kazanmıştır. Böyle bir sorunun gündeme girmiş olması bile ülkenin ne denli tehlikeli bir yolda olduğunun göstergesidir.

Seçim yapıldı ve her şeye, her şeye karşın muktedir yenildi diyelim; 696 sayılı kararnameye o hükmün neden eklendiği sorusunun yanıtı işte o zaman daha net anlaşılacaktır. Hatırlayalım, Adolf Hitler’in diktatörlüğe adım attığı referanduma tıpa tıp benzeyen 16 Nisan 2017 referandumu, Yüksek Seçim Kurulu kararıyla muktedir lehine sonuçlandırıldı. Ana muhalefet partisi hileyi meşrulaştıran YSK’yi protesto için sokağa çıkmaya çekindi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, protesto için YSK’nin kapısına neden gitmediğini, “Sokaklarda sopalı, hatta silahlı kişilerin olacağına ilişkin çok ciddi duyumlar vardı” diyerek açıkladı.

Özetle muktedir bu kararnamelerle 12 Eylül faşizminin mirasçısı olduğunu bir kere daha gösterdi. OHAL gerekçesiyle temel hak ve özgürlükler 12 Eylül dönemindeki gibi askıdadır. Toplanma, gösteri yürüyüşü ve örgütlenme hakkı kullanılamamaktadır. Ankara’daki insan hakları anıtı bile tutukludur. Üniversiteler, medya ve yargı, 12 Eylül faşizmi dönemindeki kadar baskı altında olmanın ötesinde muktedirin emir erlerine dönüştürüldü. Kişi diktatörlüğüne karşı seçimin kurtuluş olup olmadığı artık tartışmalıdır. OHAL faşizminin 12 Eylül faşizminden tek eksiği, TBMM’nin ve siyasi partilerin açık olmasıdır. Ne var ki, TBMM’nin 12 Eylül dönemindeki Danışma Meclisi’nden bir farkı yoktur.

1930’larda Adolf Hitler Almanya’da kişisel diktatörlüğünü nasıl kurduysa, Türkiye’de de bugün aynı yoldan gidilerek kişi diktatörlüğü tahkim edilmektedir. Bu amaçla, Hitler’in yaptığı gibi iç savaşa hazırlık kararnamesi bile çıkarılmıştır. Muktedirin iç savaş fermanına karşı direnme hakkını kullanmak yurttaşlık ve insanlık görevidir.

Yazarın Dİğer Yazıları

  1. Can'ları Bağlıyorlar İtleri Salıyorlar
    ''Mevcut Cumhurbaşkanı, Anayasa’nın yorum gerektirmeyecek açık hükmüne, yani bir kimsenin en fazla iki kere seçilebileceği hükmüne karşın üçüncü kez aday oldu; şaibeli seçimle tekrar seçildi. Milletvekili seçilen Can Atalay da,…
  2. Vatan Haini Bile Sayılmamıştık
    Kaç haftadır çeşitli tarihsel kişiler üzerinden vatana ihanet tartışması yapılıyor ya. Tam 40 yıl önce vatana ihanetle suçlanmıştık. Hatta, vatan haini bile sayılmamıştık. Devir 12 Eylül faşizmi devriydi. Solcu yani…
  3. Askeri Faşizmden Dİnci Faşizme Cezaevleri
    ''Cezaevlerinde dünden bugüne, askeri faşizmden İslamcı faşizme, özde değişiklik yok. Hukuku vicdandan adaletten insandan bu denli uzaklaştırmak, İslamcı iktidara nasip oldu. Bir kere daha anlaşıldı ki, cehalet ve kötülük iktidarı,…
  4. 'Müslümanların Ahlakla İmtihanı'
    Prof. Dr. Hüseyin Çelik, İslam coğrafyasında ahlakın zerresinin kalmadığını, İslami Hayat Endeksi’ne göre dünyanın en iyi ülkelerinin Yeni Zelanda, İzlanda, Hollanda, Finlandiya, İsveç, Norveç, Kanada gibi ülkeler olduğunu; Türkiye’nin 100’üncü sırada…
  5. Müslümanların Ahlakla Bitmeyen İmtihanı
    AKP iktidarı döneminde memleket tarihte hiç olmadığı kadar Müslümanlaştı ama hayatın hemen her alanında o ölçüde yozlaştı çürüdü, yarım yamalak da olsa var olan aklını ahlakını yitirdi. Gün geçmiyor ki…
  6. Gazze İçin Timsah Gözyaşları
    ''Her şeye karşın İsrail destekçisi Batı ülkelerinde halklar İsrail’in gaddarlığını, hükümetlerinin İsrail’e desteğini protesto ediyorlar. Yahudi sermayeli şirketlerde işçiler greve gidiyor. Protesto gösterileri çoğu kez polis tarafından dağıtılıyor; “liberal demokrasi”…
  7. Kutlanacak Cumhuriyet Kaldımıki?
    Cumhuriyet, egemenliğin cumhura yani halka ait olduğu devlet biçimi demek. Böyle bir devlette halk, egemenliğini ya doğrudan ya da seçtiği temsilciler aracılığıyla kullanır. Bu yönetim tarzı demokrasi olarak adlandırılır. Yani…
  8. Firanvunlardan Netanyahu'ya ve Erdoğan'a
    ''Akıl ve tarih, ırkçı dinci ümmetçi milliyetçi politikaların ve politikacıların halklar arasında düşmanlık ve vahşet dışında bir sonuç üretmediğini, bu politikacıların pençesine düşen halkların gün yüzü görmediklerini, başka ulusları ezen…
  9. Dİnci Faşizmin Kabusu Gezi Direnişi
    Hapishaneden dışarıya adımını atmak, yani tahliye olmak, bir insanın yaşayabileceği en derin sevinç ve mutluluklardan biridir. Ancak yaşayanlar bilir. Ne var ki siyasi mahpuslar, bu sevinci doyasıya yaşayamazlar, mutlulukları yarım…
  10. Ordu gözbebeğimizdir!
    Ordu gözbebeğimizdir!
    28 Eylül 2023
    CHF ALLAHKULU’NU KURTLARIN ÖNÜNE ATTI: “Ordu milletimizin gözbebeğidir. Allahkulu Sezgin Bey’in sözleri şahsi görüşüdür, fırkamızı bağlamaz. Gözbebeğimiz şanlı ordumuzu töhmet altında bırakan ifadeleri kabul edilemez. Bu konu yetkili organlarımızda görüşülecektir.” Tayyiban…
  11. İslam Temizlik Diniyse Neden Ortalığı..?
     Söz temizliğe gelince, bizden temizi yoktur. İslam temizlik dinidir, Peygamber’in deyişiyle “Temizlik imanın yarısıdır, cennete ancak temiz olanlar girecektir.” Rivayet odur ki, Peygamber’in nasihatine uygun olarak atalarımız hamamda yıkanırdı, misvak kullanırdı,…
  12. Barış da Düşman Ceza Hukukunun Kurbanı
    ''Barış Pehlivan son yazısında, “Siyah kölelerin yargılandığı bir düzen bu. Beyaz olsaydım, zengin olsaydım, dalkavuk olsaydım içeride olmazdım” demiş.'' Okur yazar herkes Barış Pehlivan’ı bilir herhalde. Şahsen tanışmak kısmet olmadı; ben…
  13. İslami Magandalık
    İslami Magandalık
    15 Ağustos 2023
    ''Nazım’dan bu yana değişen sadece lümpenleşme ve magandalaşmanın İslam ile ambalajlanması oldu. İslami lümpenleşmenin ve magandalaşmanın en acı sonucu kadınlara, çocuklara ve doğaya yönelik saldırganlıktır ki, ne yazılsa eksik kalır'' “Türkiye…
  14. Maganda Politik
    Maganda Politik
    7 Ağustos 2023
    ''Zaten doğru düzgün bir feodalizm yaşamadığımız gibi hızlandırılmış alaturka-arabesk lümpen (ve dahi artık abdestli) kapitalizmle birlikte kültürel doku çürüdü; kitabına uygun bir burjuva-proleter ayrışması olmadı; değer yargıları alt üst oldu; magandalık…
  15. Mizah Bahçelerindeki Sararmanın Hüznü
     Mizah, alışılmış sıradan hayata ve olağan düşünceye kurulan tuzaklarla gülümsetmek, gülümsetirken düşündürmek demek. Tuzağın temel malzemesi zıtlıklardır, talihsiz rastlantılardır. Ancak, herkesin gözü önünde cereyan eden bir zıtlığı kopyalayıp temsil etmek…
  16. Halkçı Hayal Kırıklığı
    ''CHP yanlısı medyada da durum farklı değil. Kılıçdaroğlu’nun başını istemeyen kanal ya da köşe yazarı yok gibi. CHP genel başkanlığından istifa etmedi diye neler neler demiyorlar Bay Kemal için. “Haysiyetsiz”,…
  17. Şu Zalim Zamcının Ettiği İşler
    ''Vergiyi ve fiyatları tayin eden Allah olunca, imanı kuvvetli emekçiye şükretmekten başka bir şey kalmıyor. Oysa, imanı kuvvetli emekçi, merkezin solunda sayılan Ecevit’i bir kalemde silip atmıştı. Hatta Demirel bile,…
  18. Tayyip NATO'yu Dİze Getirdi!
    ''1950’lerde Başbakan Adnan Menderes’in Amerika gezisini izleyen Anadolu Ajansı Genel Müdürü’nün haberi(!)  “dalkavukluk başyapıtı” olarak basın tarihine geçmiştir. Genel Müdür’ün yazdığına göre Menderes Amerikalıları öyle etkilemişti ki, “Amerikalılar 'Allahım, bize neden böyle…
  19. Osmanlı Nasıl Savaşıyordu, Rus Nasıl Savaşıyor?
    ''Wagner, ezici çoğunlukla, savaşmak üzere cezaevlerinden salıverilen mahkumlardan oluşuyor. Kurucusu Yevgeniy Prigojin Sovyet döneminde gasp ve hırsızlık suçundan 10 yıl hapis yatmış. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra sosisli sandviç satışıyla yola…
  20. Merdan'a Namerdan Hukuk
    Merdan'a Namerdan Hukuk
    4 Temmuz 2023
    ''Merdan Yanardağ, düşman ceza hukukunun son kurbanı olarak tutsak edildi. Tutuklamanın resmi gerekçesi “terör örgütü propagandası yapmak” diye açıklansa da biliniyor ki Merdan, Cumhur İttifakı iktidarının Abdullah Öcalan ile yeniden…

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…