Hızlandırılmış zabit eğitimi reformu

Rahmi Yıldırım

6 Aralık 2017
Hızlandırılmış zabit eğitimi reformu

Gurur duydum, bir teğmenin bu kadar kısa sürede yetişmesini sağlayan eğitim inkılabını başarmış olmamızdan. En kalbi duygularla alkışladım Başkomutanımızı, bu mucizevi reformu hayata geçirmesinden dolayı. Kim bilir Amerikalısı Fransız’ı Rus’u bu reformu nasıl kıskanıyorlardır şimdi!

Eski bir zabit olarak, Dünya Lideri Başkomutan Recep Tayyip Erdoğan’ın son mucizesi karşısında hem gurur ve mutluluk duydum hem de mahcup oldum! Öyle bir gurur öyle bir mutluluk öyle bir mahcubiyet ki, kaç gün oldu, hâlâ kendime gelemedim!

Ne gururu ne mutluluğu ne mahcubiyeti mi? Okumaya dinlemeye vaktiniz sabrınız varsa anlatayım efendim.

Geçen gün Ankara Bahçelievler’de TSK Spor Akademisi’ne uğrayayım dedim. Geçen gün dediğim, 23 Kasım. Akademi’nin nizamiyesinde ne görsem iyi? Bir kalabalık bir kalabalık. Erkekler ayrı, neredeyse tümü tesettürlü kadınlar ayrı kuyruk olmuşlar. Spor Akademisi o gün için kapatılmış.

Kalabalıkla ilgilenen teşrifatçı üsteğmene “Nedir bu kalabalık, Akademi niye kapalı?” diye sordum; “Mezuniyet töreni komutanım” diye yanıt verdi. “Ne mezuniyeti evladım?” dedim; “Harp Okulu mezuniyet töreni komutanım” dedi.

Nasıl afalladım anlatamam. Kasım ayının son haftası ve Harp Okulu’nda mezuniyet töreni? Bizim zamanımızda Harp okullarında mezuniyet töreni, Büyük Zafer’in yıldönümünde, yani 30 Ağustos’ta yapılırdı. Ben de Kuleli ve Harbiye’de geçen yedi yılın ardından 30 Ağustos 1978 yılında omuzlarıma yıldız takmıştım netekim. Hey gidi günler hey! Nasıl da gururlu ve çalımlıydık.

Devir değişmiş demek. Olsun, Kasım ayında da mezun olunabilir; de, malum 15 Temmuz kalkışması ertesinde bütün askeri okullar kapatılmıştı. 2016 yazında askeri okullara öğrenci alınmadı. Derken 2017 Şubatında Harp okullarına öğrenci kaydedildiği haberleri çıktı. Hatta yemin töreninde tesettürlü bir hanım kızımızın fotoğrafı “TSK tarihinde ilk” babında hayli yankılanmıştı. İşte o yemin merasiminin üzerinden bir yıl bile geçmedi. Kartal Yuvası Harbiye, tam 855 mezun vermiş. İşte, Spor Akademisi’nin kapalı olduğu o gün gelen kalabalık, taze teğmenlerin aileleriymiş.

Eski zabit bendeniz duruma vakıf olmaya çalışırken uzaktan siren sesleri duyuldu. Trafikte bir alarm bir alarm, koskoca bulvarda kuş uçurtulmuyor. Neyse efendim, onlarca araçlık bir konvoyla Dünya Lideri Başkomutan sökün ettiler, Harbiye’deki merasimi teşrif etmek üzere geçip gittiler.

Başkomutan Recep Tayyip Bey, taze teğmenlere hitabında askeri mekteplerin son 10 yılda FETÖ’cülerin denetiminde olduğundan yakınmış, bu yüzden “tamamen yerli ve milli” olmak üzere yeniden yapılandırdıklarını, yıllar önce yapılması gereken reformu hayata geçirdiklerini, nihayet ilk mezunları verdiklerini anlatmış. Sürat çağında kaybedecek zamanımız olmadığını da vurgulamış Başkomutan, “Bunun için üniversite mezunları arasından alınan öğrencilerimize 4 yılda verilen askeri eğitimin daha fazlası 1 yıl içinde verilerek hepsi de vazifeye hazır hale getirildi” demiş.

İşte beni hem gururlandıran hem de yerin yedi kat dibine girmek istercesine mahcup eden hadise bu mezuniyet törenidir efendim.

***

KISA DÖNEM ZABİT İNKILABINA ALKIŞ

Gurur duydum, bir teğmenin bu kadar kısa sürede yetişmesini sağlayan eğitim inkılabını başarmış olmamızdan. En kalbi duygularla alkışladım Başkomutanımızı, bu mucizevi reformu hayata geçirmesinden dolayı. Kim bilir Amerikalısı Fransız’ı Rus’u bu reformu nasıl kıskanıyorlardır şimdi!

Sonraki günlerde Spor Akademisi’nde ve Sıhhiye’deki mahfilde rastladığım mütekait paşalar ve zabit arkadaşlarımla paylaşmak istedim bu gururu sevinci. O da ne, alenen terslediler. Bu kadar kısa sürede subay çıkar mıymış. Askerlik meslek olmanın ötesinde ruhsal şekillenme gerektirirmiş. Bu ruh askeri mekteplerde yedi sekiz yıl süren öğrencilikle ancak kazanılır. O bile yetmez, kıtaya çıkmadan evvel subay temel kurslarında ilave eğitim verilir. Nasıl ki üç beş ayda mühendis, doktor, veteriner, avukat olunmuyorsa, subay da olunmaz. Yarın bunlar operasyon bölgesinde zoru görünce, sapır sapır dökülürler, muharebe meydanını terk eden başıbozuk Osmanlı askerinden farkları olmaz. Hem niye sadece tesettürlü ailelerden öğrenci alınmış. Maksat subay yetiştirmek değil, imam ordusu kurmakmış. Zaten ben ne anlarmışım ki bu işlerden, ilişiğim kesileli 35 yıl olmuş filan...

Onca terslenip muaheze edilince kafam karıştı, gururum sevincim gölgelendi ama çabuk toparladım kendimi. N’olacak, eski kafalılar işte. Ne bilirler reformu ve değişen asrın gerektirdiği zabit tipini? Doğru, üç beş ayda avukat, doktor, mühendis olunmaz ama Başkomutan bu kadar kısa sürede teğmen çıkaracak inkılabı başarmış işte. Eminim üç beş ayda doktor avukat mühendis çıkaracak eğitim reformunu da kısa sürece hayata geçirecektir. Hasetliğin fesatlığın lüzumu yok. Bir eksiklik varsa kıtada tamamlanır. Zaten ne demiş atalarımız, göç yolda düzülür. Eli öpülesi ebedi Başkomutan Atatürk de “Mektebi aslî kıtalardır” dememiş miydi?

Kısa dönem zabit namzetlerinin tesettürlü ailelerden seçilmesine de kafayı o kadar takmamalı. Askerlik disiplin ve itaat, emir demiri keser mesleği değil mi? Öyleyse tesettürlü ailelerin çocukları biçilmiş kaftan. Zira o hayat tarzında kulluk ve biat itaat zihniyeti esastır ki, emir demiri keser zihniyetiyle kardeştir. Laik ailelerde öyle mi? Sorgulayan, haklarına sahip çıkan yurttaş bilinci esastır ki, kışlada bile astın üstün hukukunu ister. Öyle olunca disiplini sağla sağlayabilirsen. Ol sebeple Dünya Lideri Başkomutan yeni zabitan kadro kaynağı olarak tesettürlü aileleri seçmekle isabetli davranmıştır! Zaten partisini de öyle yönetmiyor mu allasen!

İnancını yaşamak isteyen hanım kızımıza bu imkânı sağladığı, başını örtmesine izin verdiği için de alkışlanmalıdır Dünya Lideri Başkomutan. Eminim asrı saadetteki gibi giyinip inancını yaşamak isteyen erkek zabitlere de aynı kolaylığı sağlayacaktır. Tabii o kılık kıyafetle, mesela helikopterden helikoptere atlarken nasıl şarjör değiştirecekler, bilemiyorum doğrusu. Dünya Lideri Başkomutan, hızlandırılmış zabit talim reformunda ona da bir çare uydurmuştur sanırım...

*** 

NE TALİHSİZ BİR KUŞAKMIŞIZ!

Böyle düşüne düşüne gururum sevincim yenilendi ama başta da söylediğim gibi bir o kadar da kırgın ve mahcup hissettim kendimi. Kırgınım. Madem bu kadar kısa sürede subay olunabiliyor, ne diye bizi Kuleli’de Harbiye’de yedi sekiz yıl süründürdüler. Çok kırgınım çoook!

Hele o Kuleli yılları. Saat altıda uyandırırlar, yalap şap kahvaltının ardından gün boyu ders çalıştırırlar, akşam en geç onda yatırırlardı. Çocuksun gençsin, yerinde duramazsın. Koğuşlarda yatmadan evvel günün stresini atmak için haylazlık edersin, mavra yaparsın. Hiç unutmuyorum, bir gün yine yatmadan evvel kaynatıyoruz. Derken bir arkadaşımız “Deli Ruhi geliyor” diye alarm verdi. Deli Ruhi, eli sopalı matematik öğretmeni yüzbaşı. Çil yavrusu gibi koğuşlara dar attık kendimizi, nevresimi başımıza çektik, çoktan uykuya dalmış numarası yapıyoruz. Deli Ruhi bu, yutar mı hiç? “Kim o Ruhi Bey” diye bağıran, çıksın ortaya! Çıkar mı? Ne kadar uğraştıysa da “Deli Ruhi” diye alarm veren arkadaşı bulamadı. Bulamazdı da, öyle de birbirimizi sahiplenirdik, dayanışırdık yani. Kısa dönem subay kursuyla kazanılacak ruh değil ama eminim Başkomutan’ın reformunda bunun da çaresi vardır.

Mahcubum aynı zamanda. Nasıl mahcup olmam. Yedi yıl (benden sonrakiler sekiz yıl) askeri mekteplerde dirsek çürütmüşüz, gene de askerlik ruhunu kazanamamışım ki, üsteğmenliğin ilk senesinde tasdiknameyi elime tutuşturdular. Allah kahretmesin beni! Bu kadar beceriksiz kabiliyetsiz değildim aslında. Sadece talihsizdim. Başkomutan’ın hızlandırılmış subay eğitim reformu bize de nasip olsa onca vakit kaybetmezdik, biz de kısa zamanda askerlik ruhunu kazanırdık. Nasip değilmiş işte. Kendim kazanamadığım gibi, acemi birliğinde bana teslim edilen ana kuzularına her defasında üç buçuk ay eğitim verdim, onlar da kazanamadılar. Akılları fikirleri teskeredeydi, şafak sayıp durdular.

Neyse ki, o günler geride kaldı. TSK’nin sırtı yerine gelmez gayri. Zaten kısa dönem talimin haberini bir kısım matbuat “Vatanını seven subayların dönemi” başlığıyla vermiş ki, mahcubiyetten yerin dibine giresim geldi. Demek oluyor ki, önceki devirde yetişen zabitlerin yani bizlerin vatan sevgisi şüpheli ki, Kenan Evren şahsım ve arkadaşlarım için “Onlara hain demeyi bile az bulurum” demişti.

***

BAŞKOMUTAN’IN ŞAHADET DUASINA AMİN!

Sekiz yılda alamadığımız eğitimden fazlasını kısa dönem hızlandırılmış subay kursunda alan taze meslektaşlarımı, bu reformun mimarı Dünya Lideri Başkomutanımızı, yeni sistemi itiraz etmeden derhal benimseyen kumanda heyetini tebrik...

Etsem ne yazaaar etmesem ne yazar. Sadece bir hususa daha dikkati çekmek isterim. Peygamber Ocağı’nın Başkomutanı, mezuniyet merasiminde taze teğmenlere, “Aranızdan belki şehitlik makamına ulaşacaklar çıkacak” demiş. (Tabii böyle bir durumda tabutun başında “Ne mutlu ki şehit oldular” diye teselli verecek!)

Bu olmadı işte. Evvelemirde söylemek lazım gelirse, Başkomutan imanlıdır ihlaslıdır. İhlas sahibi her Müslümanın iman ettiği üzre, gaybı Peygamber bile bilmez, “Gaybı yalnız Allah bilir”. Binaenaleyh, taze zabitlerin en yüksek rütbeye erişip erişmeyeceklerini, şahadetin içlerinden hangisine müyesser olacağını da Allah’tan başkası bilmez.

İkincisi, bir Başkomutan böyle tereddütlü konuşmaz, muallakta kalacak emir vermez. Başkomutan odur ki, ebedi Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk gibi “Ben size taarruz etmeyi değil, ölmeyi emrediyorum” diye emir verir. Tabii böyle emir verirken şehit olması için kendi evladını da (çürük raporuna tenezzül etmeden) cepheye göndermeye hazırdır ve dahi kendisini de şahadet rütbesiyle taltif etmesi, cennet-i âlâda Peygamber’e komşuluk ile mükâfatlandırması için Allah’a duacıdır ki...

Ben de, Dünya Lideri Başkomutan’ın duasını kabul etmesi, necip milletin ismetini hiçe sayanları zelilü kahru perişan eylemesi için enbiya, evliya, suleha ve şüheda hürmetine Yüce Allah’a duacıyım, amin!!!

Yazarın Dİğer Yazıları

  1. Can'ları Bağlıyorlar İtleri Salıyorlar
    ''Mevcut Cumhurbaşkanı, Anayasa’nın yorum gerektirmeyecek açık hükmüne, yani bir kimsenin en fazla iki kere seçilebileceği hükmüne karşın üçüncü kez aday oldu; şaibeli seçimle tekrar seçildi. Milletvekili seçilen Can Atalay da,…
  2. Vatan Haini Bile Sayılmamıştık
    Kaç haftadır çeşitli tarihsel kişiler üzerinden vatana ihanet tartışması yapılıyor ya. Tam 40 yıl önce vatana ihanetle suçlanmıştık. Hatta, vatan haini bile sayılmamıştık. Devir 12 Eylül faşizmi devriydi. Solcu yani…
  3. Askeri Faşizmden Dİnci Faşizme Cezaevleri
    ''Cezaevlerinde dünden bugüne, askeri faşizmden İslamcı faşizme, özde değişiklik yok. Hukuku vicdandan adaletten insandan bu denli uzaklaştırmak, İslamcı iktidara nasip oldu. Bir kere daha anlaşıldı ki, cehalet ve kötülük iktidarı,…
  4. 'Müslümanların Ahlakla İmtihanı'
    Prof. Dr. Hüseyin Çelik, İslam coğrafyasında ahlakın zerresinin kalmadığını, İslami Hayat Endeksi’ne göre dünyanın en iyi ülkelerinin Yeni Zelanda, İzlanda, Hollanda, Finlandiya, İsveç, Norveç, Kanada gibi ülkeler olduğunu; Türkiye’nin 100’üncü sırada…
  5. Müslümanların Ahlakla Bitmeyen İmtihanı
    AKP iktidarı döneminde memleket tarihte hiç olmadığı kadar Müslümanlaştı ama hayatın hemen her alanında o ölçüde yozlaştı çürüdü, yarım yamalak da olsa var olan aklını ahlakını yitirdi. Gün geçmiyor ki…
  6. Gazze İçin Timsah Gözyaşları
    ''Her şeye karşın İsrail destekçisi Batı ülkelerinde halklar İsrail’in gaddarlığını, hükümetlerinin İsrail’e desteğini protesto ediyorlar. Yahudi sermayeli şirketlerde işçiler greve gidiyor. Protesto gösterileri çoğu kez polis tarafından dağıtılıyor; “liberal demokrasi”…
  7. Kutlanacak Cumhuriyet Kaldımıki?
    Cumhuriyet, egemenliğin cumhura yani halka ait olduğu devlet biçimi demek. Böyle bir devlette halk, egemenliğini ya doğrudan ya da seçtiği temsilciler aracılığıyla kullanır. Bu yönetim tarzı demokrasi olarak adlandırılır. Yani…
  8. Firanvunlardan Netanyahu'ya ve Erdoğan'a
    ''Akıl ve tarih, ırkçı dinci ümmetçi milliyetçi politikaların ve politikacıların halklar arasında düşmanlık ve vahşet dışında bir sonuç üretmediğini, bu politikacıların pençesine düşen halkların gün yüzü görmediklerini, başka ulusları ezen…
  9. Dİnci Faşizmin Kabusu Gezi Direnişi
    Hapishaneden dışarıya adımını atmak, yani tahliye olmak, bir insanın yaşayabileceği en derin sevinç ve mutluluklardan biridir. Ancak yaşayanlar bilir. Ne var ki siyasi mahpuslar, bu sevinci doyasıya yaşayamazlar, mutlulukları yarım…
  10. Ordu gözbebeğimizdir!
    Ordu gözbebeğimizdir!
    28 Eylül 2023
    CHF ALLAHKULU’NU KURTLARIN ÖNÜNE ATTI: “Ordu milletimizin gözbebeğidir. Allahkulu Sezgin Bey’in sözleri şahsi görüşüdür, fırkamızı bağlamaz. Gözbebeğimiz şanlı ordumuzu töhmet altında bırakan ifadeleri kabul edilemez. Bu konu yetkili organlarımızda görüşülecektir.” Tayyiban…
  11. İslam Temizlik Diniyse Neden Ortalığı..?
     Söz temizliğe gelince, bizden temizi yoktur. İslam temizlik dinidir, Peygamber’in deyişiyle “Temizlik imanın yarısıdır, cennete ancak temiz olanlar girecektir.” Rivayet odur ki, Peygamber’in nasihatine uygun olarak atalarımız hamamda yıkanırdı, misvak kullanırdı,…
  12. Barış da Düşman Ceza Hukukunun Kurbanı
    ''Barış Pehlivan son yazısında, “Siyah kölelerin yargılandığı bir düzen bu. Beyaz olsaydım, zengin olsaydım, dalkavuk olsaydım içeride olmazdım” demiş.'' Okur yazar herkes Barış Pehlivan’ı bilir herhalde. Şahsen tanışmak kısmet olmadı; ben…
  13. İslami Magandalık
    İslami Magandalık
    15 Ağustos 2023
    ''Nazım’dan bu yana değişen sadece lümpenleşme ve magandalaşmanın İslam ile ambalajlanması oldu. İslami lümpenleşmenin ve magandalaşmanın en acı sonucu kadınlara, çocuklara ve doğaya yönelik saldırganlıktır ki, ne yazılsa eksik kalır'' “Türkiye…
  14. Maganda Politik
    Maganda Politik
    7 Ağustos 2023
    ''Zaten doğru düzgün bir feodalizm yaşamadığımız gibi hızlandırılmış alaturka-arabesk lümpen (ve dahi artık abdestli) kapitalizmle birlikte kültürel doku çürüdü; kitabına uygun bir burjuva-proleter ayrışması olmadı; değer yargıları alt üst oldu; magandalık…
  15. Mizah Bahçelerindeki Sararmanın Hüznü
     Mizah, alışılmış sıradan hayata ve olağan düşünceye kurulan tuzaklarla gülümsetmek, gülümsetirken düşündürmek demek. Tuzağın temel malzemesi zıtlıklardır, talihsiz rastlantılardır. Ancak, herkesin gözü önünde cereyan eden bir zıtlığı kopyalayıp temsil etmek…
  16. Halkçı Hayal Kırıklığı
    ''CHP yanlısı medyada da durum farklı değil. Kılıçdaroğlu’nun başını istemeyen kanal ya da köşe yazarı yok gibi. CHP genel başkanlığından istifa etmedi diye neler neler demiyorlar Bay Kemal için. “Haysiyetsiz”,…
  17. Şu Zalim Zamcının Ettiği İşler
    ''Vergiyi ve fiyatları tayin eden Allah olunca, imanı kuvvetli emekçiye şükretmekten başka bir şey kalmıyor. Oysa, imanı kuvvetli emekçi, merkezin solunda sayılan Ecevit’i bir kalemde silip atmıştı. Hatta Demirel bile,…
  18. Tayyip NATO'yu Dİze Getirdi!
    ''1950’lerde Başbakan Adnan Menderes’in Amerika gezisini izleyen Anadolu Ajansı Genel Müdürü’nün haberi(!)  “dalkavukluk başyapıtı” olarak basın tarihine geçmiştir. Genel Müdür’ün yazdığına göre Menderes Amerikalıları öyle etkilemişti ki, “Amerikalılar 'Allahım, bize neden böyle…
  19. Osmanlı Nasıl Savaşıyordu, Rus Nasıl Savaşıyor?
    ''Wagner, ezici çoğunlukla, savaşmak üzere cezaevlerinden salıverilen mahkumlardan oluşuyor. Kurucusu Yevgeniy Prigojin Sovyet döneminde gasp ve hırsızlık suçundan 10 yıl hapis yatmış. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra sosisli sandviç satışıyla yola…
  20. Merdan'a Namerdan Hukuk
    Merdan'a Namerdan Hukuk
    4 Temmuz 2023
    ''Merdan Yanardağ, düşman ceza hukukunun son kurbanı olarak tutsak edildi. Tutuklamanın resmi gerekçesi “terör örgütü propagandası yapmak” diye açıklansa da biliniyor ki Merdan, Cumhur İttifakı iktidarının Abdullah Öcalan ile yeniden…

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…