Tayyip Erdoğan da metal yorgunudur

Rahmi Yıldırım

12 Ekim 2017
Tayyip Erdoğan da metal yorgunudur

Her kul gibi RTE de çok yoruldu hem de çok metal yoruldu. O yorgunlukla yaptığı hataların işlediği günahların sonu gelmiyor. Her biri diğerinden vahim hatalarının haddi hesabı yok.  

Metal yorgunluğu, en sade anlatımla, metal malzemenin basınç, titreşim, aşınma, sürekli kullanım, bakımsızlık vs nedenlerle kullanım değerinin azalmasıdır. Yorulan metal malzeme sık sık arızalanır, nihayet çatlar veya kırılır. Metal malzeme kaldırabileceğinden ağır, taşıyabileceğinden fazla yükün altına sokulunca da yorulur ve kırılır. 
 
İki yüz bin kilometredeki otomobilin sıfır kilometredeki otomobilden farklı olmasına da benzetilebilir metal yorgunluğu. Parçaları ne kadar değiştirilse değiştirilsin, bir süre sonra otomobil hurdaya çıkar; askeriyedeki deyimle, HEK’e (hurda eski köhne) ayrılır.
İşleyen demir ışıldar dense de, metaller gibi insanlar da yorulurlar. Zaten yorulmak en çok insana mahsustur. (Yorulmayan sadece ve sadece tanrıdır ki, semavi inanca göre o bile evreni altı günde yaratmış ve yedinci gün arşa kurularak dinlenmiştir.) İnsan da ruhen ve zihnen yorulur; fiziken bir rahatsızlığı olmadığı halde sürmenaj olup işten güçten düşebilir. Başladığı işi ne kadar severse sevsin, bir süre sonra bıkar, şevkini heyecanını yitirir. Düz memur veya işçi ise sorun yok, yorgunluğu en fazla kendisine zarar verir. Yönetici ise, astlarına maiyetine Allah yardım etsin! Her şeyi sadece o bilir, en doğru kararı sadece o verir. O emredecek, maiyeti emre uyacaktır. En ufak eleştiriye bile tahammülü yoktur; dostane uyarıları kendisine karşı tezgâhlanmış komplo, ayağını kaydırmak, kuyusunu kazmak olarak görür. Eskisi gibi sevecen değildir, her vesileyle sinirlenir, bağırır çağırır, terbiye fakiriyse küfreder, kırar geçirir. En mükemmel işlerde bile bit yeniği  arar, normalde anlayışla karşılanacak bir hata nedeniyle çok kolay adam harcar. Böyle olunca da şirkette örgütte kolektif üretim verim düşer; kriz, yöneticinin değiştirilmesiyle aşılır. 
 
Tabii tek tek insanlar yoruldukları gibi örgütler ve devletler de yorulurlar. Yorulan örgütler ve devletler toplumu da yorarlar, bıktırırlar, mutsuz ederler. Örneğin, devleti kuran CHP yirmi yedi yıl süren iktidarında yoruldu, toplumu küstürdü, kendisini yenileyemediği için iktidarı devretmek zorunda kaldı; hâlen de kendisini yenileyebilmiş değil. 
 
Bugün AKP için de metal yorgunluğundan söz ediliyor. Metal yorgunluğu deyimi ne kadar doğru tartışılır elbette. İktidar yorgunluğu çok daha açıklayıcı bir deyim. Yanı sıra iktidar zehirlenmesi veya Erdal Atabek’in ifadesiyle “haramın ağırlığı” da söz konusudur.
 
AKP’nin metal yorgunu olduğunu bizzat genel başkanı söylüyor. Oysa ki iktidarının 10’uncu yılında Kızılcahamam kampında “Partimizde birilerinin beklediği gibi bir metal yorgunluk asla yok. Tam tersine heyecanımız, dinamizmimiz, üretkenliğimiz en az iktidara geldiğimiz günkü kadar diridir” diye övünüyordu.
 
Aradan geçen beş yılda “heyecan, dinamizm, üretkenlik” tükenmiş olmalı ki, bir süredir metal yorgunluktan dem vuruyor. Çare olarak örgütün yenilenmesinden, çaptan düşen yöneticilerin değiştirilmesinden söz ediyor. Değişime İstanbul’dan başladı, Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ı istifa ettirdi. Seçimle gelen seçimle gitmeli eleştirilerine kulak asmadı. Başbakan Davutzade’yi istifa ettirdiğinde bile eleştirilere kulak asmamıştı. Tuhaftır, Davutzade kuzu kuzu istifa etti. Ülkenin en önemli kentinin belediye başkanı da kuzu kuzu istifa ederken adam yerine konmamaktan yakındı sadece. Bir tek eski TOKİ Bakanı Erdoğan Bayraktar, istifası istendiğinde “Ben ne yaptıysam Başbakan Erdoğan emrettiği için yaptım. Ben niye istifa edeyim ki! İstifa edilecekse Başbakan istifa etsin” diye itiraza yeltenmiş ama sadece bir iki saat sonra bu sözlerini geri almıştı. Bugün istifası istenenlerden Melih Gökçek nesine güvenerek direniyor, rivayetler muhtelif...
***
 
Belediye başkanlarını, partinin genel merkez ve yerel yöneticilerini değiştirmek iktidar yorgunluğuna ne kadar çare olur, bilemem. Şurası kesin ki, AKP sadece kendisi yorulmadı, devleti ve halkı da çok ama çok yordu, bıktırdı. 
 
Yasakları yolsuzlukları yoksulluğu yenme söyleminin kofluğuyla yordu.
 
Eş-dost-akraba kayırmacılığıyla, partizanlığıyla yordu bıktırdı.
 
Cumhuriyet tarihinin en ağır yolsuzluk hırsızlık iddialarını örtbas etmekle yordu.
 
İç ve dış politikada her tutarsızlığın ve tükürdüğünü yalamanın ardından “yanıldık, kandık, aldandık” mazeretine sığınmasıyla yordu, bıktırdı.
 
Çok kanallı ama tek sesli ekranlardan her saat evlerimizi işgal etmesiyle yordu bıktırdı.
Mezhepçi ortaçağ kafasıyla halkı yarı yarıya birbirinden nefret eder hale getirmesiyle yordu.
Din ticaretiyle, din istismarıyla, Alevilerin cemevlerinden yasallığı esirgerken her yere cami ve imam hatip mektebi kondurmasıyla yordu bıktırdı.
 
Nihayet Fetullah cemaatine ne istediyse verip ülkeye 15 Temmuz faciasını yaşatmasıyla yordu bıktırdı, illallah dedirtti.
***
 
RTE elbette devleti ve halkı yorduklarını kabul etmiyor, partisinin metal yorgunu olduğunu söylemekle yetiniyor. Aslında yorulan bizatihi RTE’dir. On beş yıllık kesintisiz iktidar devleti ve milleti yorduğu gibi RTE’yi de yordu yıprattı. Her kul gibi RTE de çok yoruldu hem de çok metal yoruldu. O yorgunlukla yaptığı hataların işlediği günahların sonu gelmiyor. Her biri diğerinden vahim hatalarının haddi hesabı yok. Soma’da acılı madenciyi “İsrail dölü” diyerek tokatlamasını hatırlıyorum da...
 
Yorulan her yönetici gibi RTE de özeleştiri yapmak yerine maiyetini suçluyor, astlarını “nöbet” değişimine zorluyor. Oysa değiştirilmesi gereken öncelikle zihniyettir, siyasal İslamcı siyaset anlayışıdır. Ne talihsizlik ki, demokratik laik siyaset, siyasal İslamcı siyaseti geriletip alaşağı edecek kadar güçlü ve örgütlü değil. Öyle olunca da “metal yorgunu” RTE, kendi bekası için arkadaşlarını harcamakta sakınca görmüyor. 
 
Demokratik laik siyasetin konjonktürel güçsüzlüğüne karşın naçizane önerim, iktidar zehirlenmesinin ilacı istifa ise, en başta RTE istifa etmelidir. Gönül rızasıyla çekilmiyorsa istifaya mecbur bırakılmalıdır. Yoksa, “yanıldık, kandık, aldandık, Allah affetsin” mazeretiyle daha çoook oyalanırız. Olan memlekete olur, dinci faşizmin karanlığından aydınlığa çıkış geciktikçe gecikir.

 

Yazarın Dİğer Yazıları

  1. Can'ları Bağlıyorlar İtleri Salıyorlar
    ''Mevcut Cumhurbaşkanı, Anayasa’nın yorum gerektirmeyecek açık hükmüne, yani bir kimsenin en fazla iki kere seçilebileceği hükmüne karşın üçüncü kez aday oldu; şaibeli seçimle tekrar seçildi. Milletvekili seçilen Can Atalay da,…
  2. Vatan Haini Bile Sayılmamıştık
    Kaç haftadır çeşitli tarihsel kişiler üzerinden vatana ihanet tartışması yapılıyor ya. Tam 40 yıl önce vatana ihanetle suçlanmıştık. Hatta, vatan haini bile sayılmamıştık. Devir 12 Eylül faşizmi devriydi. Solcu yani…
  3. Askeri Faşizmden Dİnci Faşizme Cezaevleri
    ''Cezaevlerinde dünden bugüne, askeri faşizmden İslamcı faşizme, özde değişiklik yok. Hukuku vicdandan adaletten insandan bu denli uzaklaştırmak, İslamcı iktidara nasip oldu. Bir kere daha anlaşıldı ki, cehalet ve kötülük iktidarı,…
  4. 'Müslümanların Ahlakla İmtihanı'
    Prof. Dr. Hüseyin Çelik, İslam coğrafyasında ahlakın zerresinin kalmadığını, İslami Hayat Endeksi’ne göre dünyanın en iyi ülkelerinin Yeni Zelanda, İzlanda, Hollanda, Finlandiya, İsveç, Norveç, Kanada gibi ülkeler olduğunu; Türkiye’nin 100’üncü sırada…
  5. Müslümanların Ahlakla Bitmeyen İmtihanı
    AKP iktidarı döneminde memleket tarihte hiç olmadığı kadar Müslümanlaştı ama hayatın hemen her alanında o ölçüde yozlaştı çürüdü, yarım yamalak da olsa var olan aklını ahlakını yitirdi. Gün geçmiyor ki…
  6. Gazze İçin Timsah Gözyaşları
    ''Her şeye karşın İsrail destekçisi Batı ülkelerinde halklar İsrail’in gaddarlığını, hükümetlerinin İsrail’e desteğini protesto ediyorlar. Yahudi sermayeli şirketlerde işçiler greve gidiyor. Protesto gösterileri çoğu kez polis tarafından dağıtılıyor; “liberal demokrasi”…
  7. Kutlanacak Cumhuriyet Kaldımıki?
    Cumhuriyet, egemenliğin cumhura yani halka ait olduğu devlet biçimi demek. Böyle bir devlette halk, egemenliğini ya doğrudan ya da seçtiği temsilciler aracılığıyla kullanır. Bu yönetim tarzı demokrasi olarak adlandırılır. Yani…
  8. Firanvunlardan Netanyahu'ya ve Erdoğan'a
    ''Akıl ve tarih, ırkçı dinci ümmetçi milliyetçi politikaların ve politikacıların halklar arasında düşmanlık ve vahşet dışında bir sonuç üretmediğini, bu politikacıların pençesine düşen halkların gün yüzü görmediklerini, başka ulusları ezen…
  9. Dİnci Faşizmin Kabusu Gezi Direnişi
    Hapishaneden dışarıya adımını atmak, yani tahliye olmak, bir insanın yaşayabileceği en derin sevinç ve mutluluklardan biridir. Ancak yaşayanlar bilir. Ne var ki siyasi mahpuslar, bu sevinci doyasıya yaşayamazlar, mutlulukları yarım…
  10. Ordu gözbebeğimizdir!
    Ordu gözbebeğimizdir!
    28 Eylül 2023
    CHF ALLAHKULU’NU KURTLARIN ÖNÜNE ATTI: “Ordu milletimizin gözbebeğidir. Allahkulu Sezgin Bey’in sözleri şahsi görüşüdür, fırkamızı bağlamaz. Gözbebeğimiz şanlı ordumuzu töhmet altında bırakan ifadeleri kabul edilemez. Bu konu yetkili organlarımızda görüşülecektir.” Tayyiban…
  11. İslam Temizlik Diniyse Neden Ortalığı..?
     Söz temizliğe gelince, bizden temizi yoktur. İslam temizlik dinidir, Peygamber’in deyişiyle “Temizlik imanın yarısıdır, cennete ancak temiz olanlar girecektir.” Rivayet odur ki, Peygamber’in nasihatine uygun olarak atalarımız hamamda yıkanırdı, misvak kullanırdı,…
  12. Barış da Düşman Ceza Hukukunun Kurbanı
    ''Barış Pehlivan son yazısında, “Siyah kölelerin yargılandığı bir düzen bu. Beyaz olsaydım, zengin olsaydım, dalkavuk olsaydım içeride olmazdım” demiş.'' Okur yazar herkes Barış Pehlivan’ı bilir herhalde. Şahsen tanışmak kısmet olmadı; ben…
  13. İslami Magandalık
    İslami Magandalık
    15 Ağustos 2023
    ''Nazım’dan bu yana değişen sadece lümpenleşme ve magandalaşmanın İslam ile ambalajlanması oldu. İslami lümpenleşmenin ve magandalaşmanın en acı sonucu kadınlara, çocuklara ve doğaya yönelik saldırganlıktır ki, ne yazılsa eksik kalır'' “Türkiye…
  14. Maganda Politik
    Maganda Politik
    7 Ağustos 2023
    ''Zaten doğru düzgün bir feodalizm yaşamadığımız gibi hızlandırılmış alaturka-arabesk lümpen (ve dahi artık abdestli) kapitalizmle birlikte kültürel doku çürüdü; kitabına uygun bir burjuva-proleter ayrışması olmadı; değer yargıları alt üst oldu; magandalık…
  15. Mizah Bahçelerindeki Sararmanın Hüznü
     Mizah, alışılmış sıradan hayata ve olağan düşünceye kurulan tuzaklarla gülümsetmek, gülümsetirken düşündürmek demek. Tuzağın temel malzemesi zıtlıklardır, talihsiz rastlantılardır. Ancak, herkesin gözü önünde cereyan eden bir zıtlığı kopyalayıp temsil etmek…
  16. Halkçı Hayal Kırıklığı
    ''CHP yanlısı medyada da durum farklı değil. Kılıçdaroğlu’nun başını istemeyen kanal ya da köşe yazarı yok gibi. CHP genel başkanlığından istifa etmedi diye neler neler demiyorlar Bay Kemal için. “Haysiyetsiz”,…
  17. Şu Zalim Zamcının Ettiği İşler
    ''Vergiyi ve fiyatları tayin eden Allah olunca, imanı kuvvetli emekçiye şükretmekten başka bir şey kalmıyor. Oysa, imanı kuvvetli emekçi, merkezin solunda sayılan Ecevit’i bir kalemde silip atmıştı. Hatta Demirel bile,…
  18. Tayyip NATO'yu Dİze Getirdi!
    ''1950’lerde Başbakan Adnan Menderes’in Amerika gezisini izleyen Anadolu Ajansı Genel Müdürü’nün haberi(!)  “dalkavukluk başyapıtı” olarak basın tarihine geçmiştir. Genel Müdür’ün yazdığına göre Menderes Amerikalıları öyle etkilemişti ki, “Amerikalılar 'Allahım, bize neden böyle…
  19. Osmanlı Nasıl Savaşıyordu, Rus Nasıl Savaşıyor?
    ''Wagner, ezici çoğunlukla, savaşmak üzere cezaevlerinden salıverilen mahkumlardan oluşuyor. Kurucusu Yevgeniy Prigojin Sovyet döneminde gasp ve hırsızlık suçundan 10 yıl hapis yatmış. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra sosisli sandviç satışıyla yola…
  20. Merdan'a Namerdan Hukuk
    Merdan'a Namerdan Hukuk
    4 Temmuz 2023
    ''Merdan Yanardağ, düşman ceza hukukunun son kurbanı olarak tutsak edildi. Tutuklamanın resmi gerekçesi “terör örgütü propagandası yapmak” diye açıklansa da biliniyor ki Merdan, Cumhur İttifakı iktidarının Abdullah Öcalan ile yeniden…

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…