Havana'da güne uyanmak

Rahmi Yıldırım

25 Mayıs 2016
Havana'da güne uyanmak

“Sosyalizmin son kalesi” Küba’da gördüklerimizi, izlenimlerimizi dizi yazı olarak paylaşacağımızı söylemiştik. Genel bir değerlendirmeyi dizinin son yazısında yapacağız.

Türkiye’den Küba’ya doğrudan uçuş yok. İspanya, Fransa, Hollanda, Almanya, İtalya, Kanada, Rusya, Güney Amerika ülkeleri üzerinden aktarmalı olarak gidilebiliyor. ADAM-DER topluluğu olarak, Air Canada ile Toronto üzerinden gitmeyi tercih ettik.

Kanada devleti transit vize için bile olağanüstü sıkı davranıyor. Gelir durumu, banka hesabı, tapu ve araç ruhsatı, genel bildirim formu şart. Her şey tamam olsa bile ret yanıtı verebiliyor. Aynı evraklarla tekrar başvuruda ise, hiçbir değişiklik olmadığı halde kabul diyebiliyor.

Atatürk hava limanında yolculuğun başlangıç saati sabah 11.15. Kanada’ya uçuş için hava limanının genel güvenlik ve pasaport denetimi yeterli olmuyor. Ayrıca Air Canada’nın anlaştığı güvenlik şirketinin sıkı aramasından geçmek şart. Toronto’ya yolculuk 10 saati aşıyor. Air Canada’nın mutfağı THY’nin mutfağıyla yarışacak derecede cömert ve lezzetli bir menüye sahip.

Toronto ile İstanbul arasında 7 saatlik zaman farkı var. Toronto’da dört saat bekledikten sonra yerel saatle 18.00’de Havana’nın yolunu tutuyoruz. Havana yolculuğu sırasında şaşırtıcı sıklıkta hava boşluklarına rastlıyoruz. Pilotlar sık sık anons yapıp endişe edecek bir durum olmadığını söylüyorlar. İniş saati yaklaştığında hostesler Küba için vize başvuru formu ile genel bildirim formu dağıtıyorlar. Küba vizesi hava limanında alınabiliyor. Yeşil pasaporta vize gerekmiyor.

Üç buçuk saat süren yolculuğun ardından yerel saatle 21.30 gibi Havana hava limanındayız. Ambargo nedeniyle derme çatma bir hava limanı tahayyül etmişken, modern bir hava limanıyla karşılaşıyoruz. Pasaport kontrolünden geçtikten sonra çıkışa yöneliyoruz. Küba’nın nemli havasını soluyoruz ve rehberimiz Sara ile buluşuyoruz.

***

İKİ AYRI KÜBA

Küba’da harcama yapabilmek için döviz bozdurmak gerekiyor. Cadeca denilen döviz bürosu önünde kuyruğa giriyoruz, pasaportu ve dövizi teslim ediyoruz; daha ilk adımda iki ayrı Küba gerçeğiye karşılaşıyoruz. Bozduracağımız Euro karşılığında Küba’nın ulusal parası CUP (peso) değil, CUC (Kuk) adlı farklı bir para veriliyor. CUP’un döviz olarak değeri yok, sadece Küba’da geçerli. CUC ise konvertibl, yani uluslararası piyasada geçerli, aşağı yukarı 1 dolara eşit ve CUP’un 24 katı.

Türkiyeli rehberimiz Yiğit Günay’ın dediğine göre, ikili para sistemi Sosyalist Blok’un dağılması ve Küba’ya desteğinin kesilmesi üzerine Küba ekonomisini krize sokan ve karaborsa yaratan dolarizasyona karşı zorunluluktan kaynaklanmış; 1994 yılında yürürlüğe girmiş, turisti kazıklama amacı taşımıyor. Hatta, Küba Komünist Partisi'nin 1997’deki kongresinde "ikili para sisteminin ilk fırsatta ortadan kaldırılması" kararlaştırılmış.

Anlaşılan o ki, ekonomi Küba Komünist Partisi’ni dinlemiyor. Aradan 20 yıl geçmiş ikili para sistemi daha da kökleşmiş. Dolara endeksli paralel ekonomi CUC üzerinden yasallaşmış. Zaten realitede CUP’u Kübalılar, CUC’u ise turistler kullanıyor; bu da turistlerin Küba’da 24 kat daha pahalı yaşamak zorunda oldukları anlamına geliyor. Elbette turistin alnında turist olduğu yazmıyor ama pasaportta yazıyor. Döviz bozdururken, otelde veya casa particular denilen pansiyon evlerde kayıt yaptırırken pasaport ibrazı şart. Ücreti CUC ile belirlenmiş mavi renkli pansiyonlar turistler için. Ücreti CUP ile belirlenmiş kırmızı renkli pansiyonlar Küba yurttaşları için. Arada 24 kat fark var.

Dövizimizi bozdurduktan sonra Küba devletinin turizm şirketi transgovita’nın otobüsüne biniyoruz. Otobüs son derece modern. Klimasıyla biraz rahatlıyoruz. Sürücü Eduardo işinin ehli gözüküyor. Yarım saat sonra Havana’dayız. Akşam karanlığında Devrim Meydanı’ndan geçerken Küba devriminin önderleri Camilo ve Che’nin kamu binalarındaki ışıklı silüetlerini selamlıyoruz.

Hotel Plaza’ya yerleşiyoruz. Dışardan bakıldığında klasik mimariyle inşa edilmiş, tarihi eser sayılabilecek bir görünümü var. Devlete ait bir otel. Personeli devlet işçisi yani. Giriş kapısının üstünde dört yıldız işareti göze çarpıyor. Konaklama ücreti 70 dolardan başlıyor. Odalara çıktığımızda anlıyoruz ki, tek yıldız bile çok; aslında otel denilebilecek bir konfora sahip değil. Rehberlerimize durumu iletiyoruz. 1 Mayıs dolayısıyla şehir merkezindeki otellerde yer bulunamadığından Hotel Plaza’ya mecbur kalındığını söylüyorlar... Yolum bir daha Küba’ya düşer de benzer bir otele yerleştirilirsem kesinlikle hadise çıkartırım!

***

HAVANA’NIN KEŞFİ

Her şeye karşın rahat bir uyku. Alışkanlık değişmiyor. Sabah yürüyüşü için saat 06.30 gibi otelden çıkıyorum. Güneşin doğmasına yarım saat var. Her yolculukta yaptığım gibi, anarşizan bir tavırla, yani başıboş şekilde şehrin cadde ve sokaklarını arşınlıyorum. Capitol’ün bulunduğu meydandan geçip içerilere uzanıyorum. Güneşin doğuşuyla birlikte cadde ve sokaklar hareketleniyor. Büfe tipi küçük dükkânlarda pizza ve hamur işi diğer yiyeceklerle ayaküstü kahvaltı edenler görülüyor. Duraklarda işe gitmek için bekleşen Kübalılar kalabalıklaşıyor. Toplu taşım araçları salkım saçak değil. Beş yıl önceye kadar hakikaten salkım saçak gidermiş otobüsler.

Otobüslerin yanı sıra taksiler var. Üç tekerlekli bisikletten bozma bicitaksi (İki kişilik ve sürücünün ayak gücüyle gidiyor), motosikletten bozma cocotaksi ve otomobil taksiler. Otomobil taksilerin çoğunluğu devrim öncesinden kalma Amerikan arabaları. Hepsi de gıcır gıcır. Gerek Amerikan arabalarının bolluğu gerekse binaların mimarisi, Havana’nın İspanyol şehirleriyle ABD şehirlerinin (özellikle Washington’un) karışımı bir kent olduğu izlenimi uyandırıyor. Eski Havana’da modern bir bina çok az. Zaman durmuş sanki. Havana adeta devrim öncesinden, hatta 19’uncu yüzyıldan kalma bir kent.

Konutların açık kapıları, içerde eşya azlığını ele veriyor. Resmi binaların ve konutların çok ciddi bakım ve onarıma muhtaç durumu, havanın aydınlanmasıyla birlikte daha çarpıcı şekilde fark ediliyor. Altmış yıl önceden kalma Amerikan arabalarını ambargoya rağmen canlı tutan bir ekonomi, konutların ve binaların onarımını nasıl gerçekleştiremiyor? Şaşırmamak elde değil.

Çevre temizliği bakımından Havana’nın Türkiye kentlerinden hiçbir farkı yok. Parklar, kaldırımlar çöplük gibi. Sabah’ın ilk ışıklarıyla birlikte temizlik işçileri geceden kalma atıkları toplamaya çalışıyorlar.

Güneş iyice yükseldi. Kahvaltı saati geldi. Otel konforuna sahip olmayan Hotel Plaza’nın kahvaltısı fena değil. Kahvaltının ardından bu kez rehberlerimizle birlikte Havana’yı keşfe çıkacağız. İlk durak elbette Devrim Müzesi ve Granma Memorial. Ardından Gandhi, Mustafa Kemal Atatürk ve Küba devletinin önem verdiği diğer tarihi kişilerin anıtlarını göreceğiz.

Yazarın Dİğer Yazıları

  1. Can'ları Bağlıyorlar İtleri Salıyorlar
    ''Mevcut Cumhurbaşkanı, Anayasa’nın yorum gerektirmeyecek açık hükmüne, yani bir kimsenin en fazla iki kere seçilebileceği hükmüne karşın üçüncü kez aday oldu; şaibeli seçimle tekrar seçildi. Milletvekili seçilen Can Atalay da,…
  2. Vatan Haini Bile Sayılmamıştık
    Kaç haftadır çeşitli tarihsel kişiler üzerinden vatana ihanet tartışması yapılıyor ya. Tam 40 yıl önce vatana ihanetle suçlanmıştık. Hatta, vatan haini bile sayılmamıştık. Devir 12 Eylül faşizmi devriydi. Solcu yani…
  3. Askeri Faşizmden Dİnci Faşizme Cezaevleri
    ''Cezaevlerinde dünden bugüne, askeri faşizmden İslamcı faşizme, özde değişiklik yok. Hukuku vicdandan adaletten insandan bu denli uzaklaştırmak, İslamcı iktidara nasip oldu. Bir kere daha anlaşıldı ki, cehalet ve kötülük iktidarı,…
  4. 'Müslümanların Ahlakla İmtihanı'
    Prof. Dr. Hüseyin Çelik, İslam coğrafyasında ahlakın zerresinin kalmadığını, İslami Hayat Endeksi’ne göre dünyanın en iyi ülkelerinin Yeni Zelanda, İzlanda, Hollanda, Finlandiya, İsveç, Norveç, Kanada gibi ülkeler olduğunu; Türkiye’nin 100’üncü sırada…
  5. Müslümanların Ahlakla Bitmeyen İmtihanı
    AKP iktidarı döneminde memleket tarihte hiç olmadığı kadar Müslümanlaştı ama hayatın hemen her alanında o ölçüde yozlaştı çürüdü, yarım yamalak da olsa var olan aklını ahlakını yitirdi. Gün geçmiyor ki…
  6. Gazze İçin Timsah Gözyaşları
    ''Her şeye karşın İsrail destekçisi Batı ülkelerinde halklar İsrail’in gaddarlığını, hükümetlerinin İsrail’e desteğini protesto ediyorlar. Yahudi sermayeli şirketlerde işçiler greve gidiyor. Protesto gösterileri çoğu kez polis tarafından dağıtılıyor; “liberal demokrasi”…
  7. Kutlanacak Cumhuriyet Kaldımıki?
    Cumhuriyet, egemenliğin cumhura yani halka ait olduğu devlet biçimi demek. Böyle bir devlette halk, egemenliğini ya doğrudan ya da seçtiği temsilciler aracılığıyla kullanır. Bu yönetim tarzı demokrasi olarak adlandırılır. Yani…
  8. Firanvunlardan Netanyahu'ya ve Erdoğan'a
    ''Akıl ve tarih, ırkçı dinci ümmetçi milliyetçi politikaların ve politikacıların halklar arasında düşmanlık ve vahşet dışında bir sonuç üretmediğini, bu politikacıların pençesine düşen halkların gün yüzü görmediklerini, başka ulusları ezen…
  9. Dİnci Faşizmin Kabusu Gezi Direnişi
    Hapishaneden dışarıya adımını atmak, yani tahliye olmak, bir insanın yaşayabileceği en derin sevinç ve mutluluklardan biridir. Ancak yaşayanlar bilir. Ne var ki siyasi mahpuslar, bu sevinci doyasıya yaşayamazlar, mutlulukları yarım…
  10. Ordu gözbebeğimizdir!
    Ordu gözbebeğimizdir!
    28 Eylül 2023
    CHF ALLAHKULU’NU KURTLARIN ÖNÜNE ATTI: “Ordu milletimizin gözbebeğidir. Allahkulu Sezgin Bey’in sözleri şahsi görüşüdür, fırkamızı bağlamaz. Gözbebeğimiz şanlı ordumuzu töhmet altında bırakan ifadeleri kabul edilemez. Bu konu yetkili organlarımızda görüşülecektir.” Tayyiban…
  11. İslam Temizlik Diniyse Neden Ortalığı..?
     Söz temizliğe gelince, bizden temizi yoktur. İslam temizlik dinidir, Peygamber’in deyişiyle “Temizlik imanın yarısıdır, cennete ancak temiz olanlar girecektir.” Rivayet odur ki, Peygamber’in nasihatine uygun olarak atalarımız hamamda yıkanırdı, misvak kullanırdı,…
  12. Barış da Düşman Ceza Hukukunun Kurbanı
    ''Barış Pehlivan son yazısında, “Siyah kölelerin yargılandığı bir düzen bu. Beyaz olsaydım, zengin olsaydım, dalkavuk olsaydım içeride olmazdım” demiş.'' Okur yazar herkes Barış Pehlivan’ı bilir herhalde. Şahsen tanışmak kısmet olmadı; ben…
  13. İslami Magandalık
    İslami Magandalık
    15 Ağustos 2023
    ''Nazım’dan bu yana değişen sadece lümpenleşme ve magandalaşmanın İslam ile ambalajlanması oldu. İslami lümpenleşmenin ve magandalaşmanın en acı sonucu kadınlara, çocuklara ve doğaya yönelik saldırganlıktır ki, ne yazılsa eksik kalır'' “Türkiye…
  14. Maganda Politik
    Maganda Politik
    7 Ağustos 2023
    ''Zaten doğru düzgün bir feodalizm yaşamadığımız gibi hızlandırılmış alaturka-arabesk lümpen (ve dahi artık abdestli) kapitalizmle birlikte kültürel doku çürüdü; kitabına uygun bir burjuva-proleter ayrışması olmadı; değer yargıları alt üst oldu; magandalık…
  15. Mizah Bahçelerindeki Sararmanın Hüznü
     Mizah, alışılmış sıradan hayata ve olağan düşünceye kurulan tuzaklarla gülümsetmek, gülümsetirken düşündürmek demek. Tuzağın temel malzemesi zıtlıklardır, talihsiz rastlantılardır. Ancak, herkesin gözü önünde cereyan eden bir zıtlığı kopyalayıp temsil etmek…
  16. Halkçı Hayal Kırıklığı
    ''CHP yanlısı medyada da durum farklı değil. Kılıçdaroğlu’nun başını istemeyen kanal ya da köşe yazarı yok gibi. CHP genel başkanlığından istifa etmedi diye neler neler demiyorlar Bay Kemal için. “Haysiyetsiz”,…
  17. Şu Zalim Zamcının Ettiği İşler
    ''Vergiyi ve fiyatları tayin eden Allah olunca, imanı kuvvetli emekçiye şükretmekten başka bir şey kalmıyor. Oysa, imanı kuvvetli emekçi, merkezin solunda sayılan Ecevit’i bir kalemde silip atmıştı. Hatta Demirel bile,…
  18. Tayyip NATO'yu Dİze Getirdi!
    ''1950’lerde Başbakan Adnan Menderes’in Amerika gezisini izleyen Anadolu Ajansı Genel Müdürü’nün haberi(!)  “dalkavukluk başyapıtı” olarak basın tarihine geçmiştir. Genel Müdür’ün yazdığına göre Menderes Amerikalıları öyle etkilemişti ki, “Amerikalılar 'Allahım, bize neden böyle…
  19. Osmanlı Nasıl Savaşıyordu, Rus Nasıl Savaşıyor?
    ''Wagner, ezici çoğunlukla, savaşmak üzere cezaevlerinden salıverilen mahkumlardan oluşuyor. Kurucusu Yevgeniy Prigojin Sovyet döneminde gasp ve hırsızlık suçundan 10 yıl hapis yatmış. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra sosisli sandviç satışıyla yola…
  20. Merdan'a Namerdan Hukuk
    Merdan'a Namerdan Hukuk
    4 Temmuz 2023
    ''Merdan Yanardağ, düşman ceza hukukunun son kurbanı olarak tutsak edildi. Tutuklamanın resmi gerekçesi “terör örgütü propagandası yapmak” diye açıklansa da biliniyor ki Merdan, Cumhur İttifakı iktidarının Abdullah Öcalan ile yeniden…

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…