Öldürmeyi iyi biliyor.. Sesi de çok yüksek çıkıyor..

Rahmi Yıldırım

9 Ekim 2015
Öldürmeyi iyi biliyor.. Sesi de çok yüksek çıkıyor..

“Sesin çok yüksek çıkıyor. Suçluluk psikolojisinin gereğidir. Siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz. Plajlardaki çocukları nasıl öldürdüğünüzü çok iyi biliyorum” diyerek İsrail liderini azarlayınca, idrak yoksulu kölelerince bir kere daha tanrı mertebesine yüceltilmişti. Tanrı ile bir tutulmak hoşuna gitmiş, itiraz etmemişti. Hâlâ da itiraz etmiyor.

Ne günahlar işlemiş olmalıyız ki, ülkemiz toprakları bir kez daha kan ve göz yaşıyla ıslanıyor, insanlığımız her gün bir parça daha eksiliyor. Sadece ülkemizde değil, bulunduğumuz bölge coğrafyasında da ölüm kol geziyor, insanlık yerde sürünüyor.

Ne acı bir kaderdir ki, insanlığı bitiren müstebitler her devirde kendilerini alkışlayacak, cinayetlerine ortak olacak köle yaradılışlı milyonlarca mahlukatı yanlarında bulabiliyorlar.

O müstebit de “alnı secdeli demokrat” makyajı henüz tam akmamışken, “Sesin çok yüksek çıkıyor. Suçluluk psikolojisinin gereğidir. Siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz. Plajlardaki çocukları nasıl öldürdüğünüzü çok iyi biliyorum” diyerek İsrail liderini azarlayınca, idrak yoksulu kölelerince bir kere daha tanrı mertebesine yüceltilmişti. Tanrı ile bir tutulmak hoşuna gitmiş, itiraz etmemişti. Hâlâ da itiraz etmiyor.

İsrail liderini böylesine azarlaması, eşine az rastlanır ikiyüzlülük örneğiydi. Nitekim, azarladığı İsrail liderlerinden, kırmızı halı serip karşıladığı soykırımcı Sudanlı katilden farklı olmadığının anlaşılması için uzun zaman geçmesi gerekmedi. Başında olduğu devlet, besleyip silahlandırıp Suriye’ye saldırttığı katillerden kaçan çocukların bebeklerin cesetlerini plajlarda toplamaya başladı.

***

 

Başında olduğu devlet, öldürmekle kalmıyor, cesedini panzere bağlayıp sürüklüyor; öldürdüğü kadının çıplak bedeni etrafında zafer fotoğrafı çekiyor; Gezi direnişinde öldürdüğü gençlerin katillerine kol kanat geriyor; böylece devletliğini kanıtlıyor...

Öldürmek, çalmanın kardeşidir. O’nun öldürmeyi iyi bilen devleti de çalma kardeşliğinden geri kalmıyor; evlerde istiflenen yolsuzluk hırsızlık paralarını mahkemelerden kaçırıyor.

Ve elbette “suçluluk psikolojisinin gereği” sesi çok yüksek çıkıyor; kendisinden başka kimsenin konuşmasına tahammül edemiyor. Her şeye karşın konuşanın karşısına ortalama bir Kasımpaşalı gibi de çıkamıyor. Kasımpaşalılığı kof kabadayılıktan ibaret, konuşanın karşısına kendisi çıkmak yerine devleti çıkarıyor. Elinde tuttuğu devlet gücüyle Soma’da acılı madenciyi “İsrail dölü” diyerek tokatlıyor. Liseli çocuktan bile korkuyor, hapse attırıyor. En sade eleştiriye Ceza Yasası’nın ilgili maddesiyle karşılık veriyor. Daha da olmazsa, sokak terörüyle susturmaya çalışıyor.

Adaletsiz bir seçim kampanyasıyla kendisini Cumhurbaşkanı seçtirmiş ama cumhurbaşkanı gibi davranamıyor. Entelektüel ve beşeri sermayesi cumhurbaşkanı gibi davranmasına yetmiyor. Taç giyen baş akıllanır diye bilinir ama onca yıldır taç taşısa da akıllanmıyor.

Eğitimi de zayıf. Üniversite bitirdiğini söylüyor, ne hikmetse ortak anı anlatacak bir tek fakülte arkadaşı çıkmıyor. Ne hikmetse bir asker arkadaşı da çıkmıyor. Bitirdiğini söylediği üniversite, mezuniyet tarihinden sonra kurulmuş.

Eğitimi yetersiz, entelektüel donanımı zayıf; öyle olunca O da eksiğini bağırıp çağırarak, korkutarak, Müslüman kimliğini maske edinerek tamamlamaya çalışıyor. Allah adını dilinden düşürmüyor ama konuşmalarında Allah adı noktalama işareti olma ötesinde bir değer taşımıyor.

Sesi çok yüksek çıkıyor, bağırıyor, çünkü korkuyor. Korktuğunu belli etmemek için kendisi korkutuyor. Boyun damarlarını şişirerek bağırırken, kin ve nefret yüklü bakışlarıyla korku salıyor.

Bağırıp çağırırken merhamet fukaralığını da ele veriyor. Çocuğunu toprağa vermiş acılı anneyi meydanlarda yuhalatabiliyor. Bölmediği, aralarına nifak sokmadığı bir “şehit” aileleri kalmıştı. Karakterli karaktersiz diyerek şehit yakınlarını da bölmeyi başardı.

Sadece merhamet ve adalet fukarası değil, tutarlılık fukarası aynı zamanda. Samimiyetle yürütmediği, seçim kazanmak uğruna istismar ettiği için çözüm süreci politikası iflas etti. İflasın ardından ölüme gönderdiği gençlerin tabutları başında “Şehit oldular, ne mutlu onların ailelerine” diyebildi. Böyle konuşurken, aynı mutluluğu kendi ailesinden esirgediğini, bir çocuğunu çürük raporuyla askerden kaçırdığını, diğer mahdumunu İtalya’ya uçurduğunu aklına bile getirmedi.

Merhamet ve tutarlılık fukarası olduğu kadar ana dil fukarası. Elinde veya önünde yazılı metin olmadığında, konuşmayı yeni söken çocuktan farkı kalmıyor. Başladığı cümleyi bitiremiyor, konudan konuya atlıyor, saçmalıyor. Zihni karışık, düzgün cümle kuramayan çocuk masum ve sevimlidir ama altmışını devirmiş müstebit öyle değil. “Ben şehide sırtımı çevirecek kadar şerefsiz değilim” derken, şerefini tartışılır hale getirdiğinin bile farkına varmıyor.

***

Bu topraklarda ne günahlar işlendi ki, merhamet, adalet, bilgi görgü fukarası kof kabadayılar hayatımızda hiç eksik olmadılar, ellerine geçirdikleri devlet gücüyle mahvettiler hayatımızı.

Otuz beş yıl önce de böyle biri vardı devletin başında. Öldürmeyi, işkence etmeyi iyi biliyordu. Zaten öldürmek üzere eğitilmişti. Öldürmeyi iyi bilen her faşist lider gibi o da meydanları zapt ediyor, bağırıyor, sadece kendisi konuşuyordu. Sadece kendisi konuşurken entelektüel ve insani donanım fukaralığı paçalarından akıyordu. “İşkence resmi politikamız değildir” derken aklınca, kimsenin aklına gelmeyecek üstün zekâ eseri bir cümle kurduğunu, siyasi hokkabazlık yaptığını sanıyordu. İdamları eleştiren demokratik ülke liderlerine “Niye idam ettiğimizi soruyorlar. Biz onlara soruyor muyuz, sizde niye idam yok? Asmayıp da besleyelim mi?” diye karşılık vermesi de aynı zihni sefaletin eseriydi.

Bu topraklarda ne günahlar işlendi ki, kof kabadayılar hayatımızda hiç eksik olmadılar! Kırk yıl önce de elli yıl önce de altmış yıl önce de varlardı. Bugün de var. Devleti maymun etmiş, her şeye o karar veriyor, sadece o konuşuyor. Otuz beş yıl önceki atası gibi şimdikinin donanımı da eğitimin ilk basamağındaki ilk mektep çocuğunun donanımından ileri değil. Bütün kof kabadayılar gibi ancak küresel semtin gerçek kabadayısı yanındayken cesur olabiliyor. Ortada bırakıldığında veya kendisinden daha güçlü olanla karşılaşınca süklüm püklüm oluyor, zırvalıyor, yalvarıyor...

Yolun sonuna geldiğini, ülkeyi eskisi gibi yönetemeyeceğini kendisi de biliyor. Emperyalist kovboya at uşaklığı ederek, Şam’da zafer namazı kılma, böylece iktidarını uzatma rüyası görüyordu. Zorbalar zorbası Kovboy bile güvenilmez bulup ortada bıraktı, rüyası kâbusa dönüştü. Daldığı rüyadan bu kez Rus uçaklarının bombalarıyla uyandı. Ortada bırakılmışlığın şaşkınlığıyla “Rusya’nın Suriye’ye sınırı yok, Suriye’yle niye bu kadar ilgileniyor, anlamıyorum” diye anlamsız sözler ediyor... Her kof kabadayının yaptığı gibi küresel köyün gerçek kabadayılarını yardıma çağırıyor.

Memleket bu kof kabadayıya da kalmayacak. Kalmayacak, O’da tarihin çöp sepetine atılacak. Toprak kabul ederse, O’nun da gözlerine böcekler doluşacak da, bugün kendisini alkışlayan yarın aynı familyadan başka birini alkışlayacak kalabalıkları ne yapacağız?

Yazarın Dİğer Yazıları

  1. Can'ları Bağlıyorlar İtleri Salıyorlar
    ''Mevcut Cumhurbaşkanı, Anayasa’nın yorum gerektirmeyecek açık hükmüne, yani bir kimsenin en fazla iki kere seçilebileceği hükmüne karşın üçüncü kez aday oldu; şaibeli seçimle tekrar seçildi. Milletvekili seçilen Can Atalay da,…
  2. Vatan Haini Bile Sayılmamıştık
    Kaç haftadır çeşitli tarihsel kişiler üzerinden vatana ihanet tartışması yapılıyor ya. Tam 40 yıl önce vatana ihanetle suçlanmıştık. Hatta, vatan haini bile sayılmamıştık. Devir 12 Eylül faşizmi devriydi. Solcu yani…
  3. Askeri Faşizmden Dİnci Faşizme Cezaevleri
    ''Cezaevlerinde dünden bugüne, askeri faşizmden İslamcı faşizme, özde değişiklik yok. Hukuku vicdandan adaletten insandan bu denli uzaklaştırmak, İslamcı iktidara nasip oldu. Bir kere daha anlaşıldı ki, cehalet ve kötülük iktidarı,…
  4. 'Müslümanların Ahlakla İmtihanı'
    Prof. Dr. Hüseyin Çelik, İslam coğrafyasında ahlakın zerresinin kalmadığını, İslami Hayat Endeksi’ne göre dünyanın en iyi ülkelerinin Yeni Zelanda, İzlanda, Hollanda, Finlandiya, İsveç, Norveç, Kanada gibi ülkeler olduğunu; Türkiye’nin 100’üncü sırada…
  5. Müslümanların Ahlakla Bitmeyen İmtihanı
    AKP iktidarı döneminde memleket tarihte hiç olmadığı kadar Müslümanlaştı ama hayatın hemen her alanında o ölçüde yozlaştı çürüdü, yarım yamalak da olsa var olan aklını ahlakını yitirdi. Gün geçmiyor ki…
  6. Gazze İçin Timsah Gözyaşları
    ''Her şeye karşın İsrail destekçisi Batı ülkelerinde halklar İsrail’in gaddarlığını, hükümetlerinin İsrail’e desteğini protesto ediyorlar. Yahudi sermayeli şirketlerde işçiler greve gidiyor. Protesto gösterileri çoğu kez polis tarafından dağıtılıyor; “liberal demokrasi”…
  7. Kutlanacak Cumhuriyet Kaldımıki?
    Cumhuriyet, egemenliğin cumhura yani halka ait olduğu devlet biçimi demek. Böyle bir devlette halk, egemenliğini ya doğrudan ya da seçtiği temsilciler aracılığıyla kullanır. Bu yönetim tarzı demokrasi olarak adlandırılır. Yani…
  8. Firanvunlardan Netanyahu'ya ve Erdoğan'a
    ''Akıl ve tarih, ırkçı dinci ümmetçi milliyetçi politikaların ve politikacıların halklar arasında düşmanlık ve vahşet dışında bir sonuç üretmediğini, bu politikacıların pençesine düşen halkların gün yüzü görmediklerini, başka ulusları ezen…
  9. Dİnci Faşizmin Kabusu Gezi Direnişi
    Hapishaneden dışarıya adımını atmak, yani tahliye olmak, bir insanın yaşayabileceği en derin sevinç ve mutluluklardan biridir. Ancak yaşayanlar bilir. Ne var ki siyasi mahpuslar, bu sevinci doyasıya yaşayamazlar, mutlulukları yarım…
  10. Ordu gözbebeğimizdir!
    Ordu gözbebeğimizdir!
    28 Eylül 2023
    CHF ALLAHKULU’NU KURTLARIN ÖNÜNE ATTI: “Ordu milletimizin gözbebeğidir. Allahkulu Sezgin Bey’in sözleri şahsi görüşüdür, fırkamızı bağlamaz. Gözbebeğimiz şanlı ordumuzu töhmet altında bırakan ifadeleri kabul edilemez. Bu konu yetkili organlarımızda görüşülecektir.” Tayyiban…
  11. İslam Temizlik Diniyse Neden Ortalığı..?
     Söz temizliğe gelince, bizden temizi yoktur. İslam temizlik dinidir, Peygamber’in deyişiyle “Temizlik imanın yarısıdır, cennete ancak temiz olanlar girecektir.” Rivayet odur ki, Peygamber’in nasihatine uygun olarak atalarımız hamamda yıkanırdı, misvak kullanırdı,…
  12. Barış da Düşman Ceza Hukukunun Kurbanı
    ''Barış Pehlivan son yazısında, “Siyah kölelerin yargılandığı bir düzen bu. Beyaz olsaydım, zengin olsaydım, dalkavuk olsaydım içeride olmazdım” demiş.'' Okur yazar herkes Barış Pehlivan’ı bilir herhalde. Şahsen tanışmak kısmet olmadı; ben…
  13. İslami Magandalık
    İslami Magandalık
    15 Ağustos 2023
    ''Nazım’dan bu yana değişen sadece lümpenleşme ve magandalaşmanın İslam ile ambalajlanması oldu. İslami lümpenleşmenin ve magandalaşmanın en acı sonucu kadınlara, çocuklara ve doğaya yönelik saldırganlıktır ki, ne yazılsa eksik kalır'' “Türkiye…
  14. Maganda Politik
    Maganda Politik
    7 Ağustos 2023
    ''Zaten doğru düzgün bir feodalizm yaşamadığımız gibi hızlandırılmış alaturka-arabesk lümpen (ve dahi artık abdestli) kapitalizmle birlikte kültürel doku çürüdü; kitabına uygun bir burjuva-proleter ayrışması olmadı; değer yargıları alt üst oldu; magandalık…
  15. Mizah Bahçelerindeki Sararmanın Hüznü
     Mizah, alışılmış sıradan hayata ve olağan düşünceye kurulan tuzaklarla gülümsetmek, gülümsetirken düşündürmek demek. Tuzağın temel malzemesi zıtlıklardır, talihsiz rastlantılardır. Ancak, herkesin gözü önünde cereyan eden bir zıtlığı kopyalayıp temsil etmek…
  16. Halkçı Hayal Kırıklığı
    ''CHP yanlısı medyada da durum farklı değil. Kılıçdaroğlu’nun başını istemeyen kanal ya da köşe yazarı yok gibi. CHP genel başkanlığından istifa etmedi diye neler neler demiyorlar Bay Kemal için. “Haysiyetsiz”,…
  17. Şu Zalim Zamcının Ettiği İşler
    ''Vergiyi ve fiyatları tayin eden Allah olunca, imanı kuvvetli emekçiye şükretmekten başka bir şey kalmıyor. Oysa, imanı kuvvetli emekçi, merkezin solunda sayılan Ecevit’i bir kalemde silip atmıştı. Hatta Demirel bile,…
  18. Tayyip NATO'yu Dİze Getirdi!
    ''1950’lerde Başbakan Adnan Menderes’in Amerika gezisini izleyen Anadolu Ajansı Genel Müdürü’nün haberi(!)  “dalkavukluk başyapıtı” olarak basın tarihine geçmiştir. Genel Müdür’ün yazdığına göre Menderes Amerikalıları öyle etkilemişti ki, “Amerikalılar 'Allahım, bize neden böyle…
  19. Osmanlı Nasıl Savaşıyordu, Rus Nasıl Savaşıyor?
    ''Wagner, ezici çoğunlukla, savaşmak üzere cezaevlerinden salıverilen mahkumlardan oluşuyor. Kurucusu Yevgeniy Prigojin Sovyet döneminde gasp ve hırsızlık suçundan 10 yıl hapis yatmış. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra sosisli sandviç satışıyla yola…
  20. Merdan'a Namerdan Hukuk
    Merdan'a Namerdan Hukuk
    4 Temmuz 2023
    ''Merdan Yanardağ, düşman ceza hukukunun son kurbanı olarak tutsak edildi. Tutuklamanın resmi gerekçesi “terör örgütü propagandası yapmak” diye açıklansa da biliniyor ki Merdan, Cumhur İttifakı iktidarının Abdullah Öcalan ile yeniden…

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…