'Türkiye PKK'ye silah temin etmeli!'

Rahmi Yıldırım

4 Ağustos 2015
'Türkiye PKK'ye silah temin etmeli!'

(Önerinin sahibi ve anlamı için yazının tamamı okunmalıdır.) --İlerde savaş suçuyla sanık sandalyesine oturtulması muhtemel “sivil” cunta, iktidarı tümüyle yitirmemek için Türkiye’yi düşük yoğunluklu iç savaşa götürüyor, her milliyet ve inançtan halklarımız arasındaki kardeşlik bağlarına kin ve nefret bombaları yağdırıyor. Kanlı senaryonun Başbakan rolündeki yardımcı oyuncusu, evlatların feda edileceğinden söz ediyor. Feda edilen elbette kendi evladı olmayacak.

Gün geçmiyor ki, memleketin bir yerlerinden saldırı ve katliam haberleri gelmesin, insanlar toprağa düşmesin.

Bu acı, Suruç katliamına değin günbegün yaşanmıyordu. Ülkenin en çok kanayan yarası Kürt sorununda kaç yıldır cenaze haberi gelmiyordu. Öyle ki daha birkaç ay önce devlet ile PKK arasında arabuluculuk yapan hükümet ve HDP yetkilileri Dolmabahçe Sarayı’nda birlikte poz vermişler, bir mutabakat metni açıklamışlardı. Artık müzakerelerin son aşamaya girmesi, Abdullah Öcalan’ın silah bırakmak üzere PKK kongresini toplantıya çağırması bekleniyordu. Olmadı. Olmayacağı baştan belliydi ama insan yine de silahların bir daha ateşlenmeyeceğini ummadan edemiyordu.

Olmayacağı baştan belliydi. Nitekim, Askeri Darbelerin Asker Muhalifleri Derneği (ADAM-DER) ve RE-DER olarak, 2013 Mayısında Diyarbakır’da il valisi dahil, STK, partiler ve ilgili kişilerle yaptığımız görüşmeler sonrasında yayımladığımız bildiride kuşkumuzu kayda geçirmiştik:

“Gelinen aşamada, geçmişteki benzer süreçlerde yapılmış hataların yinelenmeyeceğinden emin olamadığımızı belirtmeden edemiyoruz. Sürecin başat aktörü iktidar partisinin ve hükümetin nasıl bir barış ve çözüm öngördüğünü ortaya koymaktan kaçınmasını, 1 Mayıs 2013 tarihinde uygulanan gayri-meşru devlet şiddetini sahiplenmesini, toplumun tümünü barış ve çözüme kazanacak bir söylemden uzak durmasını endişeyle karşılıyoruz.”

Sürece ilişkin diğer bildirilerimizde de aynı endişeleri dile getirmiştik.

***

ERDOĞAN CUNTASININ DÜŞÜK YOĞUNLUKLU İÇ SAVAŞ İLANI

Endişe ve kuşkularımız ne yazık ki doğrulandı. Sürecin başat aktörü Recep Tayyip Erdoğan ve AKP hükümeti sorunu gerçekten çözmek değil, siyaseten istismar etmek derdindeydi; o yüzden çeyrek ağızla başlattığı süreci ve diyalogu bitirmek için bahane arıyordu. Aradığı bahaneyi ve uygun ortamı Suriye bataklığında buldu.

Rojava Kürtlerinin IŞİD ile mücadelede öne çıkması ve uluslararası meşruiyet edinmesi Erdoğan ve partisince hoş karşılanmıyordu. Erdoğan istiyordu ki, Kobani düşsün. Kobani düşmedi. Kobani düşmediği, yani IŞİD zafer kazanmadığı gibi Erdoğan, 7 Haziran seçiminde HDP’nin yüzde 10 hırsızlık barajını yıkması sonucu hükümet kurma çoğunluğunu yitirdi. Kürt meselesinde barışçı çözüme artık ihtiyacı yoktu. Suruç katliamını fırsat bildi; IŞİD’e karşı operasyon mugalatasıyla Kürtler ve Aleviler başta olmak üzere tüm toplumsal muhalefete savaş açtı. Ancak askeri darbe dönemlerinde rastlanabilecek yoğunlukta tutuklamalar yapılıyor, dağ taş bombalanıyor. Her defasında olduğu gibi şiddet şiddeti doğuruyor, her gün cenaze haberleriyle yürekler kanıyor.
Erdoğan cuntasının seçim sonucunu kabullenmeyerek fitilini ateşlediği düşük yoğunluklu iç savaşın hedefi belli. Yeniden tek başına iktidar olabilmek için seçimi tekrarlamak. Seçim kazanmak için de seçmenlerin algısına bilincine “Analar ağlamasın istiyorsanız, verin başkanlık sistemini veya tek başına iktidarı” bombaları yağdırmak… Malum, faşizm korku, cehalet ve kanla beslenir. Kan aktıkça oylar artacak, tek başına iktidar ve rant devam edecek!

Algı bombardımanı aralıksız sürüyor, sürecin diğer aktörü PKK de şiddet fetişizmiyle Erdoğan cuntasının algı imalatına fazlasıyla katkıda bulunuyor.

***

VURUN HDP ABALISINA!

Saray medyasında Kürtler ve Aleviler iç düşman olarak ötekileştiriliyor, adeta soykırımla tehdit ediliyor. Siyasal örgüt olarak da HDP kriminalize ediliyor, eş başkanları hedef tahtasına konuyor. HDP’nin seçim öncesinde açıkladığı “Seni başkan yaptırmayacağız” kararından bu yana Erdoğan cuntasının sözcüleri ve medya tetikçileri, Abdullah Öcalan ve öteki PKK liderlerinden çok HDP eş başkanları Selahattin Demirtaş’ı ve Figen Yüksekdağ’ı şeytanlaştırıyorlar. İlk fırsatta yasama dokunulmazlığını kaldırıp tutuklama, partiyi kapatma niyet ve hazırlığı gizlenmiyor.

Erdoğan cuntasının sözcüleri ve medya tetikçileri son günlerde Figen Yüksekdağ’ın “Biz sırtımızı PYD’ye YPG’ye YPJ’ye dayıyoruz” sözlerine takılmışlar. Tabii her defasında olduğu gibi, cümlenin devamını sansürleyerek. Demecin tamamında Figen diyor ki, “Gelin siz de PYD’ye sırtınızı yaslayın. Sırtınızı IŞİD’e yaslamayın. Siyasi iktidar sırtını Rojava’ya, Kobani’ye yaslasın. Bizlerin güvendiği kadar güvensin. Oranın halkları hiçbir zaman Türkiye’nin düşmanı olmadı.”

Figen Yüksekdağ’ın söylediği söyleyeceği bu. Böyle düşünen sadece Yüksekdağ değil. Çok daha ilerisi, üç beş hafta öncesine kadar, Saray medyasında yazılıyordu. Örneğin, Erdoğan aşkıyla divane ‘Şemso’nun gazetesinde, Türkiye’nin PKK ve PYD’ye silah yardımı yapması önerilebilmişti:

“Türkiye tüm siyasi ve ahlaki zorluklarına rağmen PKK’yı artık düşman olarak değil çözüm ortağı olarak görmeli. Kürt sorununun çözümünde de, IŞİD’e karşı verilen mücadelede de PKK’nın etkisinden ve gücünden yararlanmanın yollarını aramalı. Daha önce de yazdığım ve söylediğim gibi PKK/PYD’nin Almanya’ya, Amerika’ya, Fransa’ya yaslanacağına Türkiye’ye yaslanması sağlanmalı. Güvenliği Türkiye’de aramalı, gerekirse silah ve mühimmatı Türkiye onlara temin etmeli.” (Mensur Akgün, Star, 28 Haziran 2015)

***

“SANA BU SAVAŞI YAPTIRMAYACAĞIZ!”

Saraydan çıkmama uğruna evlat kanıyla yazılıp sahnelenen senaryo o denli göz göre göre ki.

ADAM-DER’in son bildirisinde de vurgulandığı üzere, ilerde savaş suçuyla sanık sandalyesine oturtulması muhtemel “sivil” cunta, iktidarı tümüyle yitirmemek için Türkiye’yi düşük yoğunluklu iç savaşa götürüyor, her milliyet ve inançtan halklarımız arasındaki kardeşlik bağlarına kin ve nefret bombaları yağdırıyor. Kanlı senaryonun Başbakan rolündeki yardımcı oyuncusu, evlatların feda edileceğinden söz ediyor. Feda edilen elbette kendi evladı olmayacak.

Cunta, Türkiye topraklarını ve hava sahasını emperyalist orduların kullanımına açmakla, işbirlikçi ruhunu da bir kez daha gözler önüne serdi.

Türk gençlerini Kürt gençlerini Arap gençlerini, hangi milliyet ve inançtan olursa olsun insanlarımızı birbirlerinin avı ve avcısı haline getiren senaryoya seyirci kalınmamalıdır.

Senaryonun bozulmasında en zor görev HDP’ye düşüyor. “Seni başkan yaptırmayacağız” kararıyla kişi diktatörlüğüne gidişin önlenmesinde en etkili rolü oynayan HDP, Kürt meselesinde barışçı çözümün iradesi olarak da siyasi hırsızlık barajını yıkmayı başardı.

HDP şimdi de “Sana bu savaşı yaptırmayacağız” kararına tüm gücüyle ve samimiyetle sahip çıkmakla yükümlüdür. Bu anlayışla seçim öncesindeki kanlı provokasyonları nasıl boşa çıkarmayı başardıysa, şimdi de PKK’yi şiddet fetişizminden vazgeçip elini tetikten çekmeye ikna etme, böylece sivil cuntayı düşük yoğunluklu iç savaşın Bahçeli çukurunda kendi cehaleti, korkusu ve faşizmiyle baş başa bırakma göreviyle karşı karşıyadır.

Türkiye’nin tümüyle Suriyeleşmemesi, daha fazla kan akmaması için savaş akbabaları değil, barış anaları kazanmalıdır.

Yazarın Dİğer Yazıları

  1. Can'ları Bağlıyorlar İtleri Salıyorlar
    ''Mevcut Cumhurbaşkanı, Anayasa’nın yorum gerektirmeyecek açık hükmüne, yani bir kimsenin en fazla iki kere seçilebileceği hükmüne karşın üçüncü kez aday oldu; şaibeli seçimle tekrar seçildi. Milletvekili seçilen Can Atalay da,…
  2. Vatan Haini Bile Sayılmamıştık
    Kaç haftadır çeşitli tarihsel kişiler üzerinden vatana ihanet tartışması yapılıyor ya. Tam 40 yıl önce vatana ihanetle suçlanmıştık. Hatta, vatan haini bile sayılmamıştık. Devir 12 Eylül faşizmi devriydi. Solcu yani…
  3. Askeri Faşizmden Dİnci Faşizme Cezaevleri
    ''Cezaevlerinde dünden bugüne, askeri faşizmden İslamcı faşizme, özde değişiklik yok. Hukuku vicdandan adaletten insandan bu denli uzaklaştırmak, İslamcı iktidara nasip oldu. Bir kere daha anlaşıldı ki, cehalet ve kötülük iktidarı,…
  4. 'Müslümanların Ahlakla İmtihanı'
    Prof. Dr. Hüseyin Çelik, İslam coğrafyasında ahlakın zerresinin kalmadığını, İslami Hayat Endeksi’ne göre dünyanın en iyi ülkelerinin Yeni Zelanda, İzlanda, Hollanda, Finlandiya, İsveç, Norveç, Kanada gibi ülkeler olduğunu; Türkiye’nin 100’üncü sırada…
  5. Müslümanların Ahlakla Bitmeyen İmtihanı
    AKP iktidarı döneminde memleket tarihte hiç olmadığı kadar Müslümanlaştı ama hayatın hemen her alanında o ölçüde yozlaştı çürüdü, yarım yamalak da olsa var olan aklını ahlakını yitirdi. Gün geçmiyor ki…
  6. Gazze İçin Timsah Gözyaşları
    ''Her şeye karşın İsrail destekçisi Batı ülkelerinde halklar İsrail’in gaddarlığını, hükümetlerinin İsrail’e desteğini protesto ediyorlar. Yahudi sermayeli şirketlerde işçiler greve gidiyor. Protesto gösterileri çoğu kez polis tarafından dağıtılıyor; “liberal demokrasi”…
  7. Kutlanacak Cumhuriyet Kaldımıki?
    Cumhuriyet, egemenliğin cumhura yani halka ait olduğu devlet biçimi demek. Böyle bir devlette halk, egemenliğini ya doğrudan ya da seçtiği temsilciler aracılığıyla kullanır. Bu yönetim tarzı demokrasi olarak adlandırılır. Yani…
  8. Firanvunlardan Netanyahu'ya ve Erdoğan'a
    ''Akıl ve tarih, ırkçı dinci ümmetçi milliyetçi politikaların ve politikacıların halklar arasında düşmanlık ve vahşet dışında bir sonuç üretmediğini, bu politikacıların pençesine düşen halkların gün yüzü görmediklerini, başka ulusları ezen…
  9. Dİnci Faşizmin Kabusu Gezi Direnişi
    Hapishaneden dışarıya adımını atmak, yani tahliye olmak, bir insanın yaşayabileceği en derin sevinç ve mutluluklardan biridir. Ancak yaşayanlar bilir. Ne var ki siyasi mahpuslar, bu sevinci doyasıya yaşayamazlar, mutlulukları yarım…
  10. Ordu gözbebeğimizdir!
    Ordu gözbebeğimizdir!
    28 Eylül 2023
    CHF ALLAHKULU’NU KURTLARIN ÖNÜNE ATTI: “Ordu milletimizin gözbebeğidir. Allahkulu Sezgin Bey’in sözleri şahsi görüşüdür, fırkamızı bağlamaz. Gözbebeğimiz şanlı ordumuzu töhmet altında bırakan ifadeleri kabul edilemez. Bu konu yetkili organlarımızda görüşülecektir.” Tayyiban…
  11. İslam Temizlik Diniyse Neden Ortalığı..?
     Söz temizliğe gelince, bizden temizi yoktur. İslam temizlik dinidir, Peygamber’in deyişiyle “Temizlik imanın yarısıdır, cennete ancak temiz olanlar girecektir.” Rivayet odur ki, Peygamber’in nasihatine uygun olarak atalarımız hamamda yıkanırdı, misvak kullanırdı,…
  12. Barış da Düşman Ceza Hukukunun Kurbanı
    ''Barış Pehlivan son yazısında, “Siyah kölelerin yargılandığı bir düzen bu. Beyaz olsaydım, zengin olsaydım, dalkavuk olsaydım içeride olmazdım” demiş.'' Okur yazar herkes Barış Pehlivan’ı bilir herhalde. Şahsen tanışmak kısmet olmadı; ben…
  13. İslami Magandalık
    İslami Magandalık
    15 Ağustos 2023
    ''Nazım’dan bu yana değişen sadece lümpenleşme ve magandalaşmanın İslam ile ambalajlanması oldu. İslami lümpenleşmenin ve magandalaşmanın en acı sonucu kadınlara, çocuklara ve doğaya yönelik saldırganlıktır ki, ne yazılsa eksik kalır'' “Türkiye…
  14. Maganda Politik
    Maganda Politik
    7 Ağustos 2023
    ''Zaten doğru düzgün bir feodalizm yaşamadığımız gibi hızlandırılmış alaturka-arabesk lümpen (ve dahi artık abdestli) kapitalizmle birlikte kültürel doku çürüdü; kitabına uygun bir burjuva-proleter ayrışması olmadı; değer yargıları alt üst oldu; magandalık…
  15. Mizah Bahçelerindeki Sararmanın Hüznü
     Mizah, alışılmış sıradan hayata ve olağan düşünceye kurulan tuzaklarla gülümsetmek, gülümsetirken düşündürmek demek. Tuzağın temel malzemesi zıtlıklardır, talihsiz rastlantılardır. Ancak, herkesin gözü önünde cereyan eden bir zıtlığı kopyalayıp temsil etmek…
  16. Halkçı Hayal Kırıklığı
    ''CHP yanlısı medyada da durum farklı değil. Kılıçdaroğlu’nun başını istemeyen kanal ya da köşe yazarı yok gibi. CHP genel başkanlığından istifa etmedi diye neler neler demiyorlar Bay Kemal için. “Haysiyetsiz”,…
  17. Şu Zalim Zamcının Ettiği İşler
    ''Vergiyi ve fiyatları tayin eden Allah olunca, imanı kuvvetli emekçiye şükretmekten başka bir şey kalmıyor. Oysa, imanı kuvvetli emekçi, merkezin solunda sayılan Ecevit’i bir kalemde silip atmıştı. Hatta Demirel bile,…
  18. Tayyip NATO'yu Dİze Getirdi!
    ''1950’lerde Başbakan Adnan Menderes’in Amerika gezisini izleyen Anadolu Ajansı Genel Müdürü’nün haberi(!)  “dalkavukluk başyapıtı” olarak basın tarihine geçmiştir. Genel Müdür’ün yazdığına göre Menderes Amerikalıları öyle etkilemişti ki, “Amerikalılar 'Allahım, bize neden böyle…
  19. Osmanlı Nasıl Savaşıyordu, Rus Nasıl Savaşıyor?
    ''Wagner, ezici çoğunlukla, savaşmak üzere cezaevlerinden salıverilen mahkumlardan oluşuyor. Kurucusu Yevgeniy Prigojin Sovyet döneminde gasp ve hırsızlık suçundan 10 yıl hapis yatmış. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra sosisli sandviç satışıyla yola…
  20. Merdan'a Namerdan Hukuk
    Merdan'a Namerdan Hukuk
    4 Temmuz 2023
    ''Merdan Yanardağ, düşman ceza hukukunun son kurbanı olarak tutsak edildi. Tutuklamanın resmi gerekçesi “terör örgütü propagandası yapmak” diye açıklansa da biliniyor ki Merdan, Cumhur İttifakı iktidarının Abdullah Öcalan ile yeniden…

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…