ASLA UNUTULMAYACAK BİR SEÇİM --Erken seçim, yeniden seçim vesaire konuşulurken üzerinde asıl durulacak nokta 7 Haziran 2015 öncesindeki kanlı tertipler olmalı. Zira seçim bitti diye, o kanlı olaylar bitmez.
Seçimlerin üzerinden üç hafta geçti, şimdilerde herkes “koalisyon mu, erken seçim mi?” konusunu konuşuyor. Tayyip Erdoğan ummadığı hezimeti nasıl telafi edeceğini düşünüyor ve yeni oyunlar tasarlıyor.
“Osmanlıda oyun bitmez” diye eski bir söz vardı. Gerçekte böyle bir saptama bütün monarşiler için geçerlidir, ama bizi esas olarak Osmanlı Sarayının bugünkü varisi Türk monark –ve onun çevirdiği, daha da çevireceği oyunlar-- ilgilendiriyor.
Erken seçim, yeniden seçim vesaire konuşulurken üzerinde asıl durulacak nokta 7 Haziran 2015 öncesindeki kanlı tertipler olmalı.
Zira seçim bitti diye, o kanlı olaylar bitmez. Herkesin de bildiği gibi, bu seçim yüzde 10’luk baraj nedeniyle AKP ile HDP arasında geçti. İstisnasız bütün AKP şefleri –başlarında reisleri olmak üzere—yatıp kalkıp HDP’ye sövdüler. HDP’nin nasıl bir tehlike olduğunu Kürt halkına anlatmak için yırtınıp durdular. Niyetleri HDP’ye verilmiş oyların baraj nedeniyle yok sayılması sayesinde çok sayıda iskemle gaspetmekti. Ama emellerine ulaşamadılar. Onlar HDP’ye çattıkça, Kürtler partilerine sahip çıktılar.
Reisleri yıllarca “çözüm süreci” ni dilden düşürmedikten sonra, büyük bir pişkinlikle ”Kürt sorunu yoktur” deyivermenin bedelini ödedi. Böyle yaparsam MHP’den oy apartırım derken, bugüne değin kendisine oy vermiş Kürtlerin önemlice bir bölümünün oylarını kaybetti. Mesela korucu Raman aşireti mensupları HDP’ye geçtiler, daha da önemlisi Jirki aşireti de HDP’yi destekleyeceğini ilan etti. PKK düşmanlığıyla bilinen Siverekli Bucak’lar bile AKP’ye değil, CHP’ye oy verdiler.
Hem katillere kamyon kamyon silah ve mühimmat yollayacaksın, katilleri devlet himayesinde taşıyacaksın, konuk edip, kamu imkânlarını ve hastanelerini onlara açacaksın, caniler Şengal’de, Kobani’de, Tel Abyaz’da Kürtleri öldürürlerken, kadınlı erkekli yurdunu savunan PYD, PYG ve PYJ yurtseverlerini terörist ilan edeceksin, onlar bütün dünyaya parmak ısırtırcasına ölüm kalım mücadelesi verirlerken, “Kobani düştü düşecek”diye yürek sevindireceksin, sonra da eline Kürtçe Kur’an mealini alıp “benim Kürt kardeşlerim” diye miting meydanlarına çıkacaksın. Ziya Paşa “Sen herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsın?” sözünü sanki senin ve senin gibiler için söylemiş.
Megalomaniden burnunun ötesini göremiyorsun: Senin Kürt kardeşlerin yanıt olarak sana ummadığın kadar ağır bir şamar indirdiler. Sen ise onları Kur’an’la kandırabileceğini sanacak kadar realiteden uzaksın.
Büyük Reise seçim mağlubiyetini tattıran ne CHP, ne MHP’dir. Şayet tek adamın, tek parti sultası sona erdiyse bu şeref sadece Kürtlere aittir.
Bahçeli ve borazanları ısrarla HDP’ye sövüp saymayı politika sanırlarken, Şefi kendileri değil düşmanı olduğu Kürtler yenmişlerdir.
Bugüne değin Tayyip Erdoğan’ın başı sıkıştığında ona koltuk değnekliği yapmış olan MHP şimdi büyük bir pişkinlikle HDP’yi AKP’nin ortağı gibi göstermekte ve bütün olasılıkları reddedip bir kez daha AKP’nin işini–mesela yeniden seçime gitme dileğini kolaylaştırmaktadır.
ASLA UNUTULMAYACAK BİR SEÇİM
Bugüne değin pek çok genel ve yerel seçim gördük, o seçimlerde yer yer kavgaların olduğunu, adayların ya da taraftarların cinayet bile işlediklerini gazetelerden okuduk, ama onlar arızi ve mahalli vakalardı. 7 Haziran 2015 sürecinde ise, yaşananlar tertipli, planlı olaylardı ve istisnasız hemen hepsi HDP’yi hedef almaktaydı. HDP’nin seçim çalışmalarına, parti bürolarına yapılan 200’den fazlı saldırının bazıları ülkücüler tarafından yapılmakla birlikte, çoğu kendilerine Ak Gençlik diyen kara güruhların marifetiydi.
» HDP’ye karşı kanlı tertiplerin ilki, 12 Nisan’da Fenerbahçeli futbolcuları taşıyan otobüse yapılan saldırıydı. Silahla başından yaralanan sürücü –koruma görevlisinin de yardımıyla-- şayet direksiyona hâkim olamasaydı, suikast girişimi ülkede kargaşa yaratacak büyük bir faciaya yol açardı. Teşebbüsün fanatik Trabzonsporlulardan gelmediği ortaya çıktı. Güya Tayyip Erdoğan Ankara’dan 50 uzman polis gönderdi, tetikçi failler ve arkasındakiler bulunmadı. Oysa ticari nitelikli otobüsü tarif ve takip eden, pusunun kurulduğu viyadüke yaklaştığını haber veren bir katille, hareket halindeki otobüsün sürücü mahalline üst üste ateş ederek isabet kaydeden bir başka tetikçi saldırıda görev almıştı. Ne mahalli polis, ne de Ankara’dan geldiği söylenen 50 seçkin Emniyetçi failleri buldular ve olay kapatıldı.
» Seçim nedeniyle makamından şeklen ayrılan AKP’li İçişleri Bakanı ile valinin kurduğu komplo sonucunda kotarılan komplo sonucunda Tendürek provokasyonu HDP’lilerin basireti sayesinde az hasarla önlendi. (Bir HDP’li helikopterden açılan ateşle öldürüldü.) Niyet yurdun dört bir yanına asker cenazelerin gitmesi ve HDP’ye karşı bir milli histerinin ortalığı kaplamasıydı. Bizzat HDP’liler tarafından oyun boşa çıkarıldı.
» Bir sonraki kanlı tertip parti yöneticilerinin bölgede bulunacağı iki gün içinde Adana ve Mersin il örgütlerinde biri saksı içinde bizzat getirilen zaman ayarlı bombanın, diğeri kuryeyle gönderilen bubi tuzağının patlatılması oldu. Bir merkez yöneticisinin ölmesi halinde tabii ki Kürt halkı büyük tepki gösterecekti. Bunun da parsasını akılları sıra AKP toplayacaktı. Başbakan failin DHKPC’li olduğunu iddia ettiyse de, adam IŞİD’ci çıktı.
» Resmi adı Bingöl olan Çapakçur’un Kanireş (Karlıova) kazası kırsalında 4 Haziran akşamı minibüsünü seçim anonsları için kullanan HDP’li Hamdullah Öğe aracından indirilerek öldürüldü.
Öğe’nin yüzükoyun bulunan cesedinde yüzlerce kurşun vardı. Katiller tabii ki ele geçmedi.
» Ve nihayet seçimden hemen önce Diyarbakır mitinginde patlatılan iki adet piknik tüp bombası çok sayıda insanın ölümüne ve büyük bir kargaşanın çıkmasına yol açsın diye konuldu. Bir kez daha HDP yöneticilerinin soğukkanlılığı ve kürsüden yapılan uyarılar sayesinde halkın kendiliğinden gelme tepkileri kontrol altında tutuldu.
Demokratik Toplum Kongresi üç kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı.
316 kişi yaralandı, bazılarının bacakları, kolları koptu. Saptanan katil IŞİD’den kiralanmıştı. Provokasyon geri tepti, kamuoyu yoklamaları bu olayın HDP oylarını arttırdığını belirtti.
HUYLU HUYUNDAN VAZGEÇMEZ
Osmanlıda oyun bitmez, demiştik. Kibir o kadar büyük ve karanlık ki, kanlı tertipleri hâlâ devam ediyor. Kişi kaybını kanla ve provokasyonla telafi edeceğini sanıyor:
Seçimden hemen sonra, Diyarbakır’da bir Hüda-Par eylemcisi öldürüldü, Karşılık olarak İslamcı cinayet timleri baskın yapıp üç HDP’liyi katlettiler. Oysa KCK Hüda-Par’lının öldürülmesiyle ilgisi olmadığını açıkladı, Demirtaş da olayın derhal aydınlatılmasını istedi, ama mülki amirlerden açıklama gelmedi. Niyetleri K. Kürdistan’ı karıştırmak, Kürdü Kürde kırdırtarak “biz gittik, huzur bitti” demek. AKP’liler kaybettikleri Kürt oylarını bu şekilde geri almayı umacak bir budalalık içindedirler. Hâlâ öğrenmemişler ki, böyle sanmak müflis, muhteris ve zavallı bir politikadır. Kürt halkı seni reddetmiştir, topunuzu birden defterden silmiştir ve sana asla geri dönmeyecektir.
“Tekrar seçim” den beklenen yeni tertiplerle yeniden 276’yı yakalamak, bunun için kan dökmek, kargaşa yaratmak sizin tıynetinizdir. Hâlâ Kürt halkını kandırabileceğini umarken, geri kalanını da kaybedeceğini görememek, Orta Doğu genelindeki muazzam Kürt uyanışını kavrayamamak, sağladığı uluslararası hayranlığı ve desteği kabullenememek ne büyük bir aymazlıktır. Medyadaki yağdanlıklara sesleniyoruz: Sizin büyük dünya liderinizin kalibresini hâlâ göremiyor musunuz? O ancak kendi yalnızlığının ne kadar değerli olduğunu söylemekle meşgul değil mi? Bu ne biçim dünya liderliğidir?! Evhamlı kimseler olmadığımız, komplo teorilerine itibar etmediğimiz halde, 12 Nisan’dan bu yana yaşanılan bunca olayı tesadüflere yormanın safdillik olacağı da açıktır. Bu saptamanın asıl önemli yönü ise huylunun huyundan vazgeçmeyeceği, yarın da bezer olayların tekrarlanabileceğidir. “AKP geldi, faili meçhuller sona erdi” lafının safsata olduğu Hrant Dink suikastiyle kanıtlanmıştı. Paçaları tutuşunca işbaşındaki iktidarın neler yapabileceğini şimdi herkes gördü.
Saray medyasının örtbas etmek istediği bu gerçeği bari biz unutmayalım!..
Yazarın Dİğer Yazıları
1 Kasım 2015 manzaraları...
5 Kasım 2015Kanlı ortam kime yarıyor?..
22 Ağustos 2015Asıl suçlu canileri beslemiş, büyütmüş olanlardır!
27 Temmuz 2015Savaş tamtamları da AKP’yi kurtarmaz!..
8 Temmuz 2015Bir demokrasi suçlusu: Süleyman Demirel
17 Haziran 2015Oy gaspı ve namus...
3 Haziran 201512 Eylül 2010 Anayasasıyla kurulan Yargı düzeneği
19 Mayıs 2015Soykırım zihniyeti 100 yıldır sürüyor
24 Nisan 2015Bu kez de siyasi nitelikli hayvan katliamı...
3 Nisan 2015Siyasi iktidarın çocuk katliamları...
8 Şubat 2015Hırsızın hiç mi kabahati yok?
11 Ocak 2015Papa Türkiye'de: Konuk, eski bir darbeci...
1 Aralık 2014Bir demokrasi suçlusu: Süleyman Demirel
3 Kasım 2014Rüşvete, yolsuzluğa takipsizlik..
22 Ekim 2014Erdoğan rejiminin asıl hedefi IŞİD değil, Rojava’nın işgalidir...
28 Eylül 2014Işid şeriklerinin saltanat ve sadaret merasimi...
4 Eylül 2014Erdoğan'ın 'taht'a çıkmasına yardım edenler
23 Temmuz 2014Tayyip Erdoğan’ın cülus töreni
7 Temmuz 2014Fıtratında aşağıya doğru sürüklenme de var!
25 Mayıs 2014