Zor görünüyor.. Hdp kendini anlatmalı milliyetçilere, milliyetçiler de çaba göstermeli. Chp’nin ulusalcı kitlesi nasıl değişti, gördünüz mü? Zor değil, olur bu da.
Seçimler bitti, AKP tek başına iktidar olma durumunu yitirdi ama yenilmiş sayılmaz, yüzde 40 gibi bir oyu var hala. Ne acı… Devrimin sandıkla gelmeyeceği belli ama halka rağmen halk için devrim ne kadar makul? Halk devrimi istemiyor. Gözleri kapalı çünkü, elleri kolları bağlı. Eğitim politikaları, din, gelenekler, görenekler, yozlaşmışlık… hepsi engel devrime.
Peki nasıl olacak? Reformlara razı mı olacağız? Reformist yaşarken reel politikayı, biz yavaşça bırakır mıyız devrimi? Bilmiyorum. Baskıcı rejim, devrim için en uygun rejimdir aslında, reformlar devrimin hızını keser, hatta birebir devrimi ‘keser’. Ama öte yandan, reformlar, doğru kullanılırsa, devrime yol olur mu? Dünya da bir örneği var mı? Sanırım sadece kimi Güney Amerika ülkelerindeki post-modern sosyalizm uygulamaları. Ömürleri ne kadar, o da belli değil. Neyse.. Yalnız, kaybedecek vakit yok daha iyi bir yaşam için. Birilerinin ölmesine gerek yok artık. Olmamalı..
İktidar mahkumiyeti – ölüm korkusu
Şimdi koalisyon tartışmaları var. Akp’de bir ölüm korkusu. Korkmakta haklılar, istedikleri gibi at koşturamayacaklar artık. Ve bunca yılın vebali var üzerlerinde, bunca yıl biriken dosyalar. Hukuksuzluklar, yolsuzluklar, insan hakları ihlalleri, israflar, fesatlı ihaleler… liste uzar böyle. Haliyle korkuyorlar ve onlarsız iktidar olmasın istiyorlar. İktidara mahkum hissediyorlar! Evet mahkumlar! Bir düşmeye görsünler, daha kalkarlar mı belirsiz. Yalnız bu hercümerç içinde sancılar bekliyor ülkeyi. Çünkü direnecekler, askeri vesayetin Akp’ye karşı direnmesi gibi. Kök saldıkları nice kurumda direnebilirler, Gülen cemaatinin direndiği gibi. O yüzden sağlam bir irade lazım karşılarında ve bu meşakkatli savaşa hazır bir kadro. Onu sağlamak bu ortamda çok mümkün değil gibi.
Koalisyon CHP-MHP-HDP
Change.org’da bir imza kampanyası başlamış, Chp-Mhp-Hdp’nin ortak vaatlerini gerçekleştirmesi ve akabinde seçime gidilmesi üzerine bir imza kampanyası. Yolsuzluk yargılamaları, iç güvenlik paketi, cumhurbaşkanı konumu, siyasi partiler yasası, baraj vs.. vs.. tabii Kürt sorunu dahil değil bu ivedi listeye. Burada işi bozan Mhp. Gerçi ortak vaatlerin gerçekleşmesinde de işi bozacak Mhp. Bu partinin tabiatı bu galiba, hatırlayın Cumhurbaşkanı seçimleri fiyaskosunu, Akp uzlaşmaya hazırken Mhp sayesinde uzlaşmasız, kendi adayını dayatarak (Abdullah Gül) seçtiler.
MHP bu basiretsiz politikalarından kurtulacak gibi de görünmüyor. Oy kaybedeceğim korkusuyla, çözüm sürecinin zıttı bir politika izliyor. Ve şu anki haliyle, altın tepsiyle sunacak AKP’ye istediğini. Yine de bir umut işte, yıllar önce Öcalan’ın idam kararını onaylamadılar, belki bu seferde… Bilmiyorum. Politika çok yüzlülüktür. Kirlidir. O yüzden ne olur belli olmaz.
Yalnız ne olması gerektiğini aşağı yukarı Türkiye’nin en az yüzde 60’ı biliyor: yolsuzluk dosyaları, cumhurbaşkanının konumu, hukuksuzluklar, yargı bağımsızlığı, iç güvenlik kanunu… Bunlar acildir, bu konuların hepsini elinden geçiremezse bu meclis, gelecek seçimde bundan çok farklı bir meclisi görebiliriz.
Peki bunları nasıl elden geçirebilirler? Aklın yolu bir: Akp’siz bir iktidarla ancak. Akp iktidarın bir parçası oldukça, bu gelişmeleri kaydetmek çok zor. Ya bizimle iktidar ya erken seçim dayatması bu yüzden, bu korkutmalar. Ve Amed’de patlayan bombalar, öldürülen insanlar: bu yüzden! -Sanırım daha kanlı günlere hazır olmalıyız.- Hem Akp iktidar olmasa bile kolay değil iktidar olmak. Cumhurbaşkanı konumunda RTE elinden gelen çomağı sokacak, imzalamayacak, veto edecek, bekletecek, karşı propoganda yapacak, bir yandan da koalisyon döneminde ne kadar istikrarsız olduğumuzu gösterecek, yeni patlamaları, yeni suikastleri, ekonomiyi örnek göstererek. Ve 13 yıl boyunca ülkenin çeşitli kurumlarına sirayet etmiş, Akp kadroları direnecek. Kolay olmayacak.
ÇIKIŞ YOLU VE HDP
Akp ile yan yana olan her kim olursa, kaybedenin hanesine onu yazabilirsiniz. Kim AKP ile yan yana olursa, yalancı olur. Ve sanırım seçmenler ‘yalancıları’ sevmez. 13 yıllık hesaplaşma dedi meclisteki 3 parti de, davacı ve davalının ‘hakim’ olduğu bir davayı nasıl çözümleyebilirsiniz ki? Kendi ortağınızı dava ediyorsunuz ve dava ettiğiniz ortağınızla beraber, ortağınızı mahkum etmeye çalışıyorsunuz. Abes? O yüzden ne yapıp edip bu 3 parti yan yana gelmeye çalışmalı, yan yana gelmeye mecburlar, mahkumlar! Bunun için çabalamalılar.
Zor görünüyor.. Hdp kendini anlatmalı milliyetçilere, milliyetçiler de çaba göstermeli. Chp’nin ulusalcı kitlesi nasıl değişti, gördünüz mü? Zor değil, olur bu da. Elbette herkesi memnun edemezsiniz aynı zamanda ama kazanabildiğimiz kadar çok kişiyi kazanmak iyidir. Yıllardır ‘Kandile Türk Bayrağını dikeceğiz’ diye ortalıkta dolaşan Mhp, şunu çok iyi bilmelidir ki; Kandile Türk bayrağını dikecek olan Hdp’dir! Tabii ki sizin diktiğiniz manada değil. Sarı yeşil kırmızı bayrağın yanına! Fena olmaz hani Demirtaş’ın çıkıp; Kandile ‘Türk Bayrağını dikeceğiz’ demesi. Değil mi?
Aslında en uygun çıkış yolu Chp-Mhp-Hdp değildir. En güzel çıkış yolu; Akp’den doğacak yeni bir partinin, 65 kişilik bir parti yeter, Chp ve Hdp ile koalisyon yapmasıdır. Bu mantıksız mı? Bence değil. Akp öyle ya da böyle yargılanacak, RTE’nin gölgesi partinin üzerinde olduğu müddetçe özgür de değiller. Ve birçok kişi görüyordur başlarına gelecekleri, son çıkış olabilir köprüden önce. Bu kendilerinin olmayan günahların cefasını çekmek istemeyen birçok kişi vardır ve belki konuşuluyordur kulislerde. Ki mantıklı bir hamle olabilir, gelecek seçimler ‘ak’ bir parti! 2002-2007 politikalarıyla var olmuş bir gelenek. Neden olmasın? Türkiye bu, sürprizlere gebe.
Devrim & Reform
Ve geldik işte asıl konuya; reformlar devrimi getirir mi? Bağımsız yargı, esnek kurallar, baskısız bir hükümet, hak ve özgürlükler. Hala şüphelerim var yalnız yakın tarihimizden bir örnek dolaşıyor beynimde: ’60 darbesinin akabinde yapılan 61 anayasası, reformist ve özgürlükçü bir anayasaydı. Ve neredeyse –konjonktürel etkiyle de birlikte- Türkiye devrime gidiyordu. Bu anayasayı temizlemek için iki darbe yapıldı. Olur mu? Olabilir… nasıl kullandığımıza bağlı belki bu yenilikleri…
Yazarın Dİğer Yazıları
AKP bir gün düşecek, referandum bunun ne kadar hızlı olacağını söyleyecek sadece!
16 Nisan 2017Cinnet, III. Paylaşım Savaşı, Cennet!
26 Aralık 2016'Çok acı var, dayanamıyorum'
20 Mayıs 2016Ankara’da, Silvan’da, Reyhanlı’da.. hep bizim parmağımız var. Paris’teki katliamda da, Fransızların.
16 Kasım 2015Sıkıldım bu tekrarlardan.. Bu sistem yıkılmalı artık..
9 Ağustos 2015İç savaşın ayak sesleri
25 Temmuz 2015Ben, benim 8 Haziran’ımı biliyorum. Ya siz?
26 Mayıs 2015Yaşasın 1 Mayıs! Her Yer Taksim!
30 Nisan 2015Hepimiz çok öldük bu topraklarda…
22 Nisan 2015Ağrı, HDP, Seçimler ve anlamsızlık
14 Nisan 2015Suriyeli aç çocuktan, Cizre'deki çocuklardan bahsetmeyeceğim..
25 Ocak 2015'bat dünya bat, iki gözün kör olsun da piyango bileti sat!'
8 Ocak 2015Vivaldi'nin ithaka'ya yeşil yolculuğu..
29 Ekim 2014Bir insanlık tragedyası: yaşamak veya ölmek
19 Ekim 2014Efendiler! Adalet hissiyatı yaralanmış halklardan korkun!
28 Mayıs 2014Henüz vakit varken.. İstanbul yakılıp-yıkılmadan önce
12 Mayıs 2014Bir kapak, Üç aday; Tek 'oyun'...
7 Aralık 2013Diktatatörler için aşk biter, nefret başlar
30 Kasım 2013Kan..kan.. sokaklardan akan..
15 Ekim 2013