Papa Türkiye'de: Konuk, eski bir darbeci...

Yalçın YUSUFOĞLU

1 Aralık 2014
Papa Türkiye'de: Konuk, eski bir darbeci...

Avrupa'dan tecrit olmuş Erdoğan bula bula sicilli bir darbeciyi buldu.. Bugün fakir-fukara babası geçinen yeni Papa kirli savaşın prototiplerindedir. İnsanlık suçuna ortak olmuştur, maiyetindeki din adamlarını işkencecilere teslim etmiştir.

Türkiye’yi ziyaret eden Papa I. Franciscus bir önceki Papa’nın kendi isteğiyle çekilmesi üzerine 2013 Mart ayında seçilmişti.

İtalya göçmeni kökenli bir Arjantinli olan Kardinal Jorge Mario Bergoglio'nun ruhani şahsiyet olarak suret-i haktan laflar etmesine bakmayın. Kendisi vakt-i zamanında pek de dünyevi bir kişiymiş.

Esasen o makama kadar tırmanabilmiş bir din adamının temiz kalmasına imkân yoktur.

Ekim 1978 ila Nisan 2005 arasında uzun bir dönem Papalık yapan Polonyalı I. Johannes Paulus Soğuk Şavaşta ABD ve Batı adına çok önemli bir rol oynamıştı. Siyasi misyonunun ötesinde Vatikan’ın Mafya ile bağları kendi döneminde ayyuka çıkmıştı.

Kara para aklamalardan Vatikan Bankasındaki kirli işlere kadar –hatta cinayete kadar—pek çok pislik dışarı yansımış, ama makama atfedilen kutsallık hepsinin üstünü örtmüştü.

Ave Maria Üniversitesi Başkanı’nın 2009’daki yeminli ifadesinde “Katolik Kilisesi’nin uzun zamandan beri Mafya’dan para aldığı gerçektir” demesi bu konuda veri kabul edilir.

2005’te ölmesi üzerine seçilen Almanyalı 16. Benedictus Nasyonal Sosyalist gençlik örgütü üyeliği yapmıştı. O Papayı “İslam dini kılıçla yayılmıştır” dediği sözleriyle hatırlıyoruz.

İslamiyette “Dinime tan eyleyen bari Musselman olsa” diye bir söz var. Hıristiyanların bir ruhani liderinin böyle bir şey söylemeye hakları olmamalı. Hıristiyanların yüzyıllar boyu din adına yaptığı (dini kalkan edilerek) savaşlar neydi?

Bırakalım onları bir yana; Orta ve Güney Amerika’ya niçin “Latin Amerika” diyorlar? Oranın yerlisinin ne dil olarak, ne de din olarak Latinlikle ilgisi vardı.

Şayet Amerika kıtası Hıristiyanlaşmışsa, General Cortes’in ordularının Orta ve Güney Amerika’da yaptığı soykırımdan başlayarak, Britanya ağırlıklı Avrupalı Beyaz Adam’ın 17 milyon Kuzey Amerika yerlisini soykırıma uğratmasını da mı yok sayacağız? Güney’i Katolik, Kuzeyi Protestan böyle doğmadı mı?

Ve Hıristiyanlar 1550-1850 arasına 300 sene boyunca Afrika’dan köle getirmiş, köle tacirlerinin defterlerine göre 70 milyonu yollarda ölmüş. Sağ kalanlar ise Hıristiyanlaştırılmış.

ARJANTİN'DEKİ DARBENİN BAŞ DESTEKÇİSİ

Şimdiki Papa Jorge Mario Bergoglio’ya gelince, hiç de rastgele bir din adamı değil. 1976 yılında Arjantin’de General Videla komutanlığında gerçekleştirilen ve 1983’e kadar ayakta kalan faşist darbenin baş destekçilerinden biri olarak geçmiş... [Cunta devrildikten sonra işbaşındaki Kirchner hükümeti zamanında darbeciler yargılanmış ve 1985’de cezaya çarptırılmışlardır.]

Arjantin’deki Cizvit Katoliklerinin başı olarak bilinen Kardinal Bergoglio’nun faşist cuntaya destek vermesi kendi dini inancındaki anti-komünist muhafazakârlıktan ibaret olsaydı tutumunu olağan sayardık. Hayır, Bergoglio sadece anti-komünist değildi, ABD’nin adamıydı.

1969-73 arasında Ulusal Güvenlik Danışmanı, 1973- 1977 arasında ise Dışişişleri Bakanı ve Kırklar Komitesi denilen Soğuk Savaş’çı kadronun başı olan Hanry Kissinger ABD’nin gerginlik politikasının 1 numaralı ismiydi. Dünyanın dört bir tarafında komplolar, hükümet darbeleri, katliamlar düzenleyen, kontrgerilla kuruluşlarını yöneten Kissinger ve ekibinin en faal oldukları alanların başında Güney ve Orta Amerika gelmekteydi.

İşte Arjantin darbesi de bu komploların en önemlilerinden biriydi. Ve Kardinal Bergoglio Arjantin Cuntası döneminde kirli bir rol oynamıştı.

Bergoglio:

» Din adamı sıfatıyla cuntayı meşrulaştıran bir tutum takınmıştır.

» O sırada Güney Amerika’da insan haklarını ve sosyal adaleti savunan din adamları Kurtuluş Teolojisi diye bir akım başlatmışlardı. Bergoglio otoritesi altındaki hiyerarşide bulunun Kurtuluşçu İlahiyatçıları tasfiye etmiştir.

» 24 Mart askeri darbesi Arjantin’e “komünizm gelmesi”ni önlemek için yapılmamıştı, çünkü böyle bir olasılık söz konusu değildi, cunta sadece ABD’nin çıkarların teminat altına almayı amaçlamaktaydı. O sırada revaçta olan monetarist Chicago Okulu’nun ekonomik-mali reçetelerini uygulamak, 11 Eylül 1973 Şili darbesi sonrası reçeteleri burada da tekrarlamak amacını taşıyordu.

Bugün sosyal adaletçi kesilmiş olan Bergoglio’nun işbirliği yaptığı cuntanın ilk işi ücretleri bir kararname ile derhal dondurmak oldu. Reel satın alma gücü, darbeyi izleyen 3 ay içinde yüzde 30’dan fazla eridi. Yani üç ay içinde Arjantin halkı üçte bir oranda yoksullaştı.

Merkez Bankası’nın para politikası Wall Street ve IMF direktiflerince belirlendi. Döviz piyasası manipüle edildi. Pesoya kasten değer kaybettirildi, böylece dış borç yükü olağanüstü arttı.

» Videla Cuntası’nın izlediği şiddet ve baskı politikası soncunda 30.000 kişi “kaybedildi”. Tamamına yakını “ölüm mangaları” denilen paramiliter gruplar ve gizli polis tarafından yok edilen insanlar arasında (ikisi Fransalı rahibe olmak üzere) rejime muhalif rahibeler ve rahipler de bulunmaktaydı.

» İnsan hakları avukatı Myriam Bregman, 1976’da iki Cizvit rahibin kaçırılmasında askeri rejimle işbirliği yaptığı suçlamasıyla Kardinal Jorge Bergoglio’ya karşı bir ceza davası açtı (2005). “Kirli Savaş”ta işkenceye götürülenler, ama sağ kalanlar Kardinal Jorge Bergoglio’yu rahipler Francisco Jalics ve Orlando Yorio ile birlikte sorumluluk bölgelerindeki altı kilise üyesinin kaçırılmasına karışmakla açıkça suçladılar (El Mundo, 8 Kasım 2010).

O sıralarda Cizvitlerin (İsa’nın Topluluğu’nun) bölge sorumlu olan Bergoglio, “solcu” diye gördüğü ve cunta konusunda ihtilaflı bulunduğu iki Cizvit rahibinin ve askeri yönetim karşıtlarının “papazlık görevlerini bırakmalarını” emretmiş yani işlerine son vermişti.

Francisco Jalics ve Orlando Yorio adlı iki rahip ölüm mangaları tarafından Mayıs 1976’da kaçırılmışlar, 5 ay boyunca işkence görmüşler, altı kişi ise aynı operasyonda “kaybedilmişti”. Bunlar kiliseyle ilişkisi olan dört öğretmen ve kocalarıydı.

Rahip Orlando Yorio, serbest bırakıldıktan sonra “Bergoglio’yu altı kişiyle birlikte onları ölüm mangalarına teslim etmekle” suçladı. Francisco Jalics ise bir Alman manastırında inzivaya çekildikten sonra konu hakkında görüş bildirmeyi reddetti. (Associated Press, 13 Mart 2013).

1985’te, askeri cunta liderlerinin ilk yargılanması sırasında, Yorio “Donanmaya adımızı içeren listeyi bizzat kendisinin verdiğinden eminim” dedi. İkisi Donanma Okulu’nun işkence merkezine götürüldüler ve orada beş ay tutulduktan sonra şehir dışında bir yere atıldılar.

Ölüm mangaları tarafından “kaybedilenler” arasında CELS (Hukuki ve Sosyal Araştırmalar Merkezi) kurucusu Emilio Mignone’un kızı Mónica Candelaria Mignone ile Madres de Plaza de Mayo (Plaza de Mayo Anneleri) başkanı Martha Ocampo de Vázquez’in kızı María Marta Vázquez Ocampo da vardı.

İddialara göre Cizvit bölge sorumlusu Jorge Mario Bergoglio tarafından ölüm mangalarına teslim edilen María Marta Vásquez, kocası César Lugones ve Mónica Candelaria Mignone, Arjantin’in Kirli Savaş’ında kaybedilen binlerce kişi arasındaydı.(Kaynak: Darbe sırasında Arjantin’de Cordoba Üniversitesinde öğretim üyesi olan Michel Chossudovsky.)

O zamanki Başpiskopos Adolfo Tortollo’nun, 1976 tarihindeki bir açıklamasında, kilisenin tabandaki bir üyesinin “tutuklanması” konusunda ordunun daima Katolik hiyerarşisi ile fikir teatisi içinde olduğunu söylediğini de belirtmeliyiz. Bu beyanat, özellikle kaçırılan iki Cizvit papazla ilgili olarak verilmişti. Bunlar Jorge Mario Bergoglio’nun yetki alanı içindeki papazlardı. Yani askeri rejim Kilise hiyerarşinin müsaadesi olmadan tek bir din görevlisini bile göz altına almamıştı.

Tanınmış Arjantinli gazeteci Horacio Verbitsky “El Silencio” (Sessizlik) adlı kitabında Kilisenin darbe dönemindeki rolünü anlatmaktadır. Ayrıca Kurtuluş İlahiyatçılarının önde gelen ismi Eduardo dela Serna da benzer iddiaları dile getirmektedir.

Kısacası bugün fakir-fukara babası geçinen yeni Papa kirli savaşın prototiplerindedir. İnsanlık suçuna ortak olmuştur, maiyetindeki din adamlarını işkencecilere teslim etmiştir.

* * *

Yeni Papa, aslında Yunan Ortodoks Kilisesi'ndeki “kardeşlerinin” ayinine geldi. Ama fırsattan istifade eden Tayyip Erdoğan da -Avrupa’dan tecrit olmuşluğu koşullarında- ziyareti resmi davete çevirdi.

Bula bula sicilli bir darbeciyi buldu. Mübarek olsun!...

Yazarın Dİğer Yazıları

  1. 1 Kasım 2015 manzaraları...
    Rejimin 7 Haziran 2015 sonrasında başvurduğu seçimleri tekrarlamak icadı Türkiye’de riya, sahtekârlık, demagojiyle… ve kanla dolu tarihsel bir dönem oldu. Mesela Ahmet Davutoğlu’nun “Ankara’daki terör saldırısından sonra oylarımız yükselme trendine…
  2. Kanlı ortam kime yarıyor?..
    ''Tayyip Erdoğan rejiminin hesaplarını kolaylaştıran başlıca etmen KCK Yürütme Konseyinin şiddeti tekrar başlatması oldu.'' Saray 7 Haziran 2015’te yediği şamarın şokunu atlatacak manevralarla ilk günden beri arzuladığı yeniden seçime gidilmesini…
  3. Asıl suçlu canileri beslemiş, büyütmüş olanlardır!
    Son katliam, ihtirası uğruna her şeyi yapacak, her türlü melanete başvuracak tıynette olan politikacının ülkeyi hangi badirelere sürükleyebileceğinin, memleketi nasıl da kan gölüne çevirebileceğinin yadsınamaz bir kanıtını oluşturdu. 20 Temmuz…
  4. Savaş tamtamları da AKP’yi kurtarmaz!..
    Erdoğan, 2003’te ABD’nin peşinde Irak’a girme hazırlıkları yaparken de pervasızdı. Hatırlayınız: Irak sınırına katar katar asker taşınıyordu. CHP ile bir kısım AKP’linin Meclis’teki karşı oyları sayesinde savaş emelleri suya düştü.…
  5. Seçim 2015: Hiçbir seçim böyle kanlı olmamıştı...
    ASLA UNUTULMAYACAK BİR SEÇİM --Erken seçim, yeniden seçim vesaire konuşulurken üzerinde asıl durulacak nokta 7 Haziran 2015 öncesindeki kanlı tertipler olmalı. Zira seçim bitti diye, o kanlı olaylar bitmez. Seçimlerin üzerinden…
  6. Bir demokrasi suçlusu: Süleyman Demirel
    'Bana milliyetçiler cinayet işliyor dedirtemezsiniz'' deyişiyle ünlü, 1975-1977 döneminde bir çok siyasi cinayet ve katliamdan sorumlu faşist Milliyetçi Cephe hükümetlerinin başbakanı, 28 Şubat'ın cumhurbaşkanı Süleyman Demirel öldü.. Egemen basın ve…
  7. Oy gaspı ve namus...
    Oy gaspı ve namus...
    3 Haziran 2015
    HDP’nin barajı geçmesinin asıl önemi Tayyip Erdoğan’ın parlamento çoğunluğunu yitirme ya da zayıf bir çoğunluk elde etme olasılığıdır. Ancak o zaman işbaşındaki rejimi sona erdirme olanağı gözükecektir. AKP yöneticisi bakanlar…
  8. 12 Eylül 2010 Anayasasıyla kurulan Yargı düzeneği
    “Paraları sıfırladın mı noktasından savcıları sıfırlama noktasına geldiler” --Mevcut rejim Yargının altını üstüne getirdi, bütün kuralları ve kurumları eğdi, büktü, kendine benzetti. 12 Eylül 2010 Referandumunu yapmakla eline geçirdiği olanakları tepe…
  9. Soykırım zihniyeti 100 yıldır sürüyor
    Bütün o yüz yıl boyunca Türk milleti o kadar şartlandırıldı ki, herkes birbirini azdıra azdıra 1915 ve sonrası bir tabu haline geldi. İnanınız ki, inkâr bugün dünkünden çok daha şiddetli.…
  10. Bu kez de siyasi nitelikli hayvan katliamı...
    Siyasi iktidarın insan katliamıyla, ağaç katliamıyla kabarmış siyasi suçlar siciline şimdi aynı nitelikli hayvan katliamı da eklenmiştir. Belediye görevlilerinin sokaklarda tüfekle köpek öldürdüklerine, zavallı hayvanların çığlıklar içinde kendi etraflarında döne…
  11. Siyasi iktidarın çocuk katliamları...
    ''2011’de Roboski’de öldürülen 34 kişiden 22’si çocuktur. Bu açıdan Roboski Katliamı, aynı zamanda bir çocuk katliamıdır. 2012 yılında 10, 2013’te 1 ve 2014’te 3 çocuk öldürülmüştür. 2015’in ilk ayında Cizre’de…
  12. Hırsızın hiç mi kabahati yok?
    İslam bu değildir, şudur, barış dinidir gibi laflar söylenmesi gereken, fakat herkesin kös dinlediği (nafile yere söylenen) sözlerdir. İnsan ister istemez “Hırsızın hiç mi kabahati yok?” diyesi geliyor. Çünkü daha…
  13. Bir demokrasi suçlusu: Süleyman Demirel
    Kendisini devirmiş olan 12 Mart 1971 darbesinin Cuntasının emrindeki askeri mahkeme tarafından ölüm cezasına mahkûm edilmiş Deniz-Hüseyin–Yusuf’un cezaları Meclis’te oylanırken Adalet Partisi (AP) Genel Başkanı ve Isparta Milletvekili olarak büyük…
  14. Rüşvete, yolsuzluğa takipsizlik..
    RÜŞVET ŞEREFSİZLİĞİ KİŞİNİN PEŞİNİ BIRAKMAZ --Erdoğan oğluna müteaddit defalar telefon ediyor ve evdeki paraları başka yerlere nakletmesini istiyor, buna rağmen oğlu evde hâlâ 30 milyon Avro’nun kaldığını söylüyordu. Tayyip Erdoğan’ın…
  15. Erdoğan rejiminin asıl hedefi IŞİD değil, Rojava’nın işgalidir...
    TAYYİP ERDOĞAN’IN MASKESİ DÜŞÜYOR --Anadilde kısaca Rojava olarak adlandırılan Batı Kürdistan’a Tayyip Erdoğan önderliğinde Türk militarizmi -Işid’le savaşmak görünümü altında—müdahale etme emelinde, hatta kararlığında. Bu niyete şimdiye dek sadece Kılıçdaroğlu…
  16. Işid şeriklerinin saltanat ve sadaret merasimi...
    Sultanı ayakta alkışlayanlar arasında HDP’lilerin de bulunması beni yaralamıştır. --Tayyip Erdoğan’la yamağı Ahmet Davutoğlu’nun besleyip büyüttüğü, kamyon kamyon silah taşıdığı, silah ve mühimmat araçları aranmasın diye Meclis’ten dokunulmazlık kanunu çıkardığı İslamcı katil güruhlarından…
  17. Erdoğan'ın 'taht'a çıkmasına yardım edenler
    Şayet seçim 2. tura kalacak olursa, oylama Tayyip Erdoğan ile Ekmeleddin İhsanoğlu arasında geçeceği için, ulusalcılar CHP seçmenini sandıktan uzak tutmaya, tatil beldelerinde bulunan potansiyel CHP seçmenlerinin oy kullanmak için…
  18. Tayyip Erdoğan’ın cülus töreni
    Daha seçilmeden seçilmiş gibi konuşacak. Başkanlık sistemine ilişkin hiçbir anayasal, yasal düzenleme yokken, sistem gelmiş gibi davranacak. Yani mevcut yasalar dışına çıkacağını, “icracı C. Başkanı” olacağını peşinen ilan edecek. Onu…
  19. Fıtratında aşağıya doğru sürüklenme de var!
    "KATİL SERIYE BAGLADI" --Okmeydan'ında iki kişinin daha öldürülmesini en veciz biçimde anlatan gazete başlığı Özgür Gündem'inkiydı. Gazete Uğur Kurt ve Ayhan Yılmaz'ın öldürülmeleri için "Katil seriye bağladı" diyordu. Özne üçüncü…

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…