Işid şeriklerinin saltanat ve sadaret merasimi...

Yalçın YUSUFOĞLU

4 Eylül 2014
Işid şeriklerinin saltanat ve sadaret merasimi...

Sultanı ayakta alkışlayanlar arasında HDP’lilerin de bulunması beni yaralamıştır. --Tayyip Erdoğan’la yamağı Ahmet Davutoğlu’nun besleyip büyüttüğü, kamyon kamyon silah taşıdığı, silah ve mühimmat araçları aranmasın diye Meclis’ten dokunulmazlık kanunu çıkardığı İslamcı katil güruhlarından Işid, halkların başına bela kesildi. Türk devleti başkalarına yapılan zulme aldırmayabilir, ama Işid 49 Musul konsolosluk görevlisiyle birlikte onu da rehin almıştır.

Birisi, Cim Başkanı, diğeri, onun Başbakanı sıfatıyla bu şiddet ve soykırım suçuna ortak olmaya devam edecek olan iki politikacı bugüne değin Işid aleyhine tek kelime etmemişlerdir. Yayın yasağı koyarak medyada tartışılmasını engellemişlerdir. Türk rehinelerini suskunluklarına bahane göstermektedirler.

Işid’in suçu “geliyorum” dediği halde, bir milletvekili uyardığı halde “onlar bizim dostumuz” diyerekten Işid katillerine karşı önlem almayan Ahmet Davutoğlu; Musul Başkonsolosluğunu zamanında boşaltmayarak 49 esirin ve ailelerinin çektiklerinin baş suçlusudur.

Fakat acı çekenler sadece rehineler ve aileleridir.

Onların acısı Türk toplumunun en azından yarısının umurunda değildir. Sadece 10 Ağustos’taki seçim sonucundan söz etmiyoruz. Sünni İslamcı katiller güruhunun elinde tutsak olan insanlar için kaç kişi sokağa çıktı? Kim onları desteklemiş hükümeti protesto etmek için gösteri yaptı?

Yazının girişinde vurguladığımız bu husus Türk devletinin ve tebasının nokta-i nazarından önemli. Afra-tafrasından geçilmeyen Türkler ve onların yetiştirdiği "dünya lideri" politikacıları Türklere bu suçlarının hesabını verememişlerdir. Çünkü Türkler hırsızlığın, yolsuzluğun hesabını sormadıkları gibi, pek böbürlendikleri devletlerinin düştüğü bu durumun da hesabını sormamışlar, olayın suçlularını baş tacı yapmışlardır: Bu zillete müstahak olmuşlardır. Demek ki, onların Türklükleri de, Türkçülükleri de palavradır.

Işid katillerinin Türk diplomatlarını ve polislerini rehin almaktan ve tahkimatlı Konsolosluk binasını karargâh edinmekten çok çok daha büyük cürümleri vardır.

O caniler binlerce insanı öldürmüşler, binlerce kadını esire ve cariye yapmışlardır.

Katiller Ermenileri öldürdüler, Süryanileri öldürdüler, Şii diye Türkmenleri öldürdüler, sonra soykırım sırası Ezidilere geldi, öldürmediklerini yerlerinden, yurtlarından kovdular. Mazlumların (zulme uğrayanların) yardımına sadece Kürtler koştu. Kitle gösterileri Hakkâri, Diyarbakır, Şırnak’ta yapıldı.

Güney Kürtleri başlangıçta çekimser kalmışlardı, Batı’nın (Rojava’nın) Kürtleri zaten Işid’e karşı savaşıyorlardı, Kuzey’in Kürtleri de onlara yardım ediyorlardı, çok sayıda PKK gerillası Kuzey’den Rojava’ya gitti, pek çok ilde, ilçede Rojava ile dayanışma komiteleri kurulmuştu, PYD ve PKK Işid’e karşı savaşırken Tayyip Erdoğan’ın Türk devleti Kürtlere karşı Işid’in yanındaydı.

PKK ve yan örgütlerini "terörist" ilan etmiş Avrupa devletleri şimdi onlara övgüler düzüyor. Işid’e karşı onları kurtarıcı görüyor.

 Kamuoyuna gelince, Batı kamuoyu ABD’li gazetecinin kellesinin kesilme sahnesini gördükten sonra uyandı. Ne binlerce insanın öldürülmesi, ne kadınlara tecavüz edilmesi, esire pazarlarında satılmaları Batı kamuoyu için uyarıcı olmuştu. Oysa Nusra ve Işid katilleri daha önce çok sayıda kelle kesme görüntülerini yayınlamıştı, Batı’nın tepki göstermesi Jame Foley cinayetini gördükten sonra oldu.

“İslamiyet bu değil” lafı şimdilerde herkesin dilinde. İslamiyet barış diniymiş, İslam kelimesi ”barış” demekmiş gibi laflar var. İslam “teslim”den geliyor, "Tanrı’nın tekliğine ve Muhammed’in onun Yeryüzündeki elçisi olduğuna teslim olmak” demek.

Işid’ciler de Müslüman olmayanları öldürme tahdidiyle “Müslüman” yaparken “Allah’a teslim ol” demiyorlar, “bize teslim ol” diyorlar.

Kadınları, buluğ çağına basmış çocukları kendi aşağılık cinsel zevklerine kurban ediyorlar. Onları satıp para kazanıyorlar, onların kadınlıklarını kısıtlamak için sünnet ediyorlar.

İşte Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu ikilisi bu insanlık düşmanlarına, bu kadın düşmanlarına sempati duymuş, onlara yardım etmiş iki politikacı olarak sicillenmişlerdir. Yanlarındaki bakanlar ve peşlerindeki milletvekilleri de onlara suç ortaklığı yapmışlardır.

Yarın tarih, Işid’in insanlık suçlarını yazarken, suç ortaklarını da işaret edecektir. İslamcılığın ve onun siyasi liderlerinin Türk toplumunu getirdiği nokta budur.

Onlar ise 'cülus' ve 'sadaret' merasimlerinde, huşû içinde ayağa kalkmış, alkışlardan mest olmuş halde saltanatlarının zevkini çıkarıyorlar.

Sultanı ayakta alkışlayanlar arasında HDP’lilerin de bulunması –başkalarını bilmem ama-- beni yaralamıştır. “Kürt sorununu Tayyip Erdoğan çözecek” yakıştırması ile hareket ediliyorsa, bu daha vahim bir durumdur. Bugüne değin 42 bin gerilla ve sayısını kimsenin bilemediği faili malum insan Kürdistan’ın özgürlüğü için canını verdiğinden dolayı Tayyip Erdoğan masaya oturmuştur. Hatta daha oturmamıştır, sadece oyalamaca yapmıştır. O oyalamaya yeni yeni kalekollar inşa etmek de dahildir. Mahsum Korkmaz’ın heykelini yıkıp, heykele hakaret etmeyi marifet saymak da dahildir.

Bu bir mücadeledir, tabiî ki karşı tarafla masaya oturulur, eli de sıkılır, ama onun elini sıkan eller onu alkışlamaz. O zât gösteriye, şatafata, şaşaaya pek düşkündür, gösterisini Cülus töreninde de elbette yapacaktır, HDP’nin misyonu ise o gösterinin oyuncularından olmak değildir. C. Başkanını hukuken meşru saymak, ona alkış tutma raddesine varmamalıydı.

Roboski kurbanlarının yakınlarını sırf o istedi diye, onun iftar sofrasına göndermek, nasıl ki sonuç almanın yolu değil idiyse, böyle yaparak onun hoşuna gitmek de, “çözüm”ün parçası değildir.

Şu beğenmediğimiz CHP doğru yapmıştır, medyanın bombardımanına rağmen Tayyip Erdoğan’ın show’larında rol almamıştır.

Hükümdarların taç giyme törenlerine yabancı devletler davet edilirler Türkiye’nin on bir C. Başkanının yemin töreni yabancı konuk olmadan yapılmıştı. On ikincisinin özelliği ne? Halk oyuyla gelmiş olması mı? Kenan Evren de halk oyuyla (hem de yüzde 52 değil, yüzde 92 ile) gelmişti.

Tayyip Erdoğan’ın konuk çağırması ise kendi benliğinden ve ruh dünyasından ileri gelmektedir. Oysa katılan konukların sıfatlarına baktığında merasime yabancı devlet çağırmanın fiyasko olduğunu görmüştür.

Kendisini yağdanlıkları aracılığıyla “dünya lideri” ilan etmiş bir politikacı dünyada ne kadar itibarsız olduğunu görmüştür.

HDP’li arkadaşlar, Tayyip Erdoğan’ın gösterisine ayakta alkışlarla katılırken, onun gönderdiği silahlarla donanmış Işid canilerine karşı aylardır canlarıyla, kanlarıyla savaşmış HPG gerillalarının şu anda mücadeleye devam ettiklerini hatırlamamak olanaksızdı...

(*) Şerik: Ortak, işe dahil olan.

Yazarın Dİğer Yazıları

  1. 1 Kasım 2015 manzaraları...
    Rejimin 7 Haziran 2015 sonrasında başvurduğu seçimleri tekrarlamak icadı Türkiye’de riya, sahtekârlık, demagojiyle… ve kanla dolu tarihsel bir dönem oldu. Mesela Ahmet Davutoğlu’nun “Ankara’daki terör saldırısından sonra oylarımız yükselme trendine…
  2. Kanlı ortam kime yarıyor?..
    ''Tayyip Erdoğan rejiminin hesaplarını kolaylaştıran başlıca etmen KCK Yürütme Konseyinin şiddeti tekrar başlatması oldu.'' Saray 7 Haziran 2015’te yediği şamarın şokunu atlatacak manevralarla ilk günden beri arzuladığı yeniden seçime gidilmesini…
  3. Asıl suçlu canileri beslemiş, büyütmüş olanlardır!
    Son katliam, ihtirası uğruna her şeyi yapacak, her türlü melanete başvuracak tıynette olan politikacının ülkeyi hangi badirelere sürükleyebileceğinin, memleketi nasıl da kan gölüne çevirebileceğinin yadsınamaz bir kanıtını oluşturdu. 20 Temmuz…
  4. Savaş tamtamları da AKP’yi kurtarmaz!..
    Erdoğan, 2003’te ABD’nin peşinde Irak’a girme hazırlıkları yaparken de pervasızdı. Hatırlayınız: Irak sınırına katar katar asker taşınıyordu. CHP ile bir kısım AKP’linin Meclis’teki karşı oyları sayesinde savaş emelleri suya düştü.…
  5. Seçim 2015: Hiçbir seçim böyle kanlı olmamıştı...
    ASLA UNUTULMAYACAK BİR SEÇİM --Erken seçim, yeniden seçim vesaire konuşulurken üzerinde asıl durulacak nokta 7 Haziran 2015 öncesindeki kanlı tertipler olmalı. Zira seçim bitti diye, o kanlı olaylar bitmez. Seçimlerin üzerinden…
  6. Bir demokrasi suçlusu: Süleyman Demirel
    'Bana milliyetçiler cinayet işliyor dedirtemezsiniz'' deyişiyle ünlü, 1975-1977 döneminde bir çok siyasi cinayet ve katliamdan sorumlu faşist Milliyetçi Cephe hükümetlerinin başbakanı, 28 Şubat'ın cumhurbaşkanı Süleyman Demirel öldü.. Egemen basın ve…
  7. Oy gaspı ve namus...
    Oy gaspı ve namus...
    3 Haziran 2015
    HDP’nin barajı geçmesinin asıl önemi Tayyip Erdoğan’ın parlamento çoğunluğunu yitirme ya da zayıf bir çoğunluk elde etme olasılığıdır. Ancak o zaman işbaşındaki rejimi sona erdirme olanağı gözükecektir. AKP yöneticisi bakanlar…
  8. 12 Eylül 2010 Anayasasıyla kurulan Yargı düzeneği
    “Paraları sıfırladın mı noktasından savcıları sıfırlama noktasına geldiler” --Mevcut rejim Yargının altını üstüne getirdi, bütün kuralları ve kurumları eğdi, büktü, kendine benzetti. 12 Eylül 2010 Referandumunu yapmakla eline geçirdiği olanakları tepe…
  9. Soykırım zihniyeti 100 yıldır sürüyor
    Bütün o yüz yıl boyunca Türk milleti o kadar şartlandırıldı ki, herkes birbirini azdıra azdıra 1915 ve sonrası bir tabu haline geldi. İnanınız ki, inkâr bugün dünkünden çok daha şiddetli.…
  10. Bu kez de siyasi nitelikli hayvan katliamı...
    Siyasi iktidarın insan katliamıyla, ağaç katliamıyla kabarmış siyasi suçlar siciline şimdi aynı nitelikli hayvan katliamı da eklenmiştir. Belediye görevlilerinin sokaklarda tüfekle köpek öldürdüklerine, zavallı hayvanların çığlıklar içinde kendi etraflarında döne…
  11. Siyasi iktidarın çocuk katliamları...
    ''2011’de Roboski’de öldürülen 34 kişiden 22’si çocuktur. Bu açıdan Roboski Katliamı, aynı zamanda bir çocuk katliamıdır. 2012 yılında 10, 2013’te 1 ve 2014’te 3 çocuk öldürülmüştür. 2015’in ilk ayında Cizre’de…
  12. Hırsızın hiç mi kabahati yok?
    İslam bu değildir, şudur, barış dinidir gibi laflar söylenmesi gereken, fakat herkesin kös dinlediği (nafile yere söylenen) sözlerdir. İnsan ister istemez “Hırsızın hiç mi kabahati yok?” diyesi geliyor. Çünkü daha…
  13. Papa Türkiye'de: Konuk, eski bir darbeci...
    Avrupa'dan tecrit olmuş Erdoğan bula bula sicilli bir darbeciyi buldu.. Bugün fakir-fukara babası geçinen yeni Papa kirli savaşın prototiplerindedir. İnsanlık suçuna ortak olmuştur, maiyetindeki din adamlarını işkencecilere teslim etmiştir. Türkiye’yi ziyaret…
  14. Bir demokrasi suçlusu: Süleyman Demirel
    Kendisini devirmiş olan 12 Mart 1971 darbesinin Cuntasının emrindeki askeri mahkeme tarafından ölüm cezasına mahkûm edilmiş Deniz-Hüseyin–Yusuf’un cezaları Meclis’te oylanırken Adalet Partisi (AP) Genel Başkanı ve Isparta Milletvekili olarak büyük…
  15. Rüşvete, yolsuzluğa takipsizlik..
    RÜŞVET ŞEREFSİZLİĞİ KİŞİNİN PEŞİNİ BIRAKMAZ --Erdoğan oğluna müteaddit defalar telefon ediyor ve evdeki paraları başka yerlere nakletmesini istiyor, buna rağmen oğlu evde hâlâ 30 milyon Avro’nun kaldığını söylüyordu. Tayyip Erdoğan’ın…
  16. Erdoğan rejiminin asıl hedefi IŞİD değil, Rojava’nın işgalidir...
    TAYYİP ERDOĞAN’IN MASKESİ DÜŞÜYOR --Anadilde kısaca Rojava olarak adlandırılan Batı Kürdistan’a Tayyip Erdoğan önderliğinde Türk militarizmi -Işid’le savaşmak görünümü altında—müdahale etme emelinde, hatta kararlığında. Bu niyete şimdiye dek sadece Kılıçdaroğlu…
  17. Erdoğan'ın 'taht'a çıkmasına yardım edenler
    Şayet seçim 2. tura kalacak olursa, oylama Tayyip Erdoğan ile Ekmeleddin İhsanoğlu arasında geçeceği için, ulusalcılar CHP seçmenini sandıktan uzak tutmaya, tatil beldelerinde bulunan potansiyel CHP seçmenlerinin oy kullanmak için…
  18. Tayyip Erdoğan’ın cülus töreni
    Daha seçilmeden seçilmiş gibi konuşacak. Başkanlık sistemine ilişkin hiçbir anayasal, yasal düzenleme yokken, sistem gelmiş gibi davranacak. Yani mevcut yasalar dışına çıkacağını, “icracı C. Başkanı” olacağını peşinen ilan edecek. Onu…
  19. Fıtratında aşağıya doğru sürüklenme de var!
    "KATİL SERIYE BAGLADI" --Okmeydan'ında iki kişinin daha öldürülmesini en veciz biçimde anlatan gazete başlığı Özgür Gündem'inkiydı. Gazete Uğur Kurt ve Ayhan Yılmaz'ın öldürülmeleri için "Katil seriye bağladı" diyordu. Özne üçüncü…

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…