Tarihsel gelişme, imkanı genellikle tehlike ve büyük risklerle bir arada verir. Politik öngörü ve liderlik, onu bu tehlike ve riskler içinden çıkarıp realize etmekte kendini gösterir..Kılıçdaroğlu, sorunun gündeme getirilmesi için "iklimin değişmesini bekliyoruz" demişti. İşte size iklim değişikliği.. Godot'u beklemiyorsanız..
CHP milletvekili Hüseyin Aygün'ün alıkoyulması Türkiye gündemine bomba gibi düştü.. Alıkoyulma diyorum, çünkü PKK'nın askeri kanadı HPG'nin ANF'ye yaptığı açıklamada Aygün'ün "gözaltına" alındığı ifade edildi. Her nedense bu önemli ayrıntı medyanın gözünden kaçmış bulunuyor ve "kaçırılma" olayı için senaryo üretiyor.
Aygün'ün genel seçimler esnasında PKK'nın baskı ve tehdit yaptığı iddialarını Ocak ayında yaptığı bir röportajda dile getirmesi, hedef seçilmesinin sebebi olarak gösteriliyor.
Hüseyin Aygün, "Kürt sorunu inkâr etmekten, asimile etmekten doğdu",. "Anadil'de eğitim tanınmalı" diyen CHP içindeki az sayıda millevekillerinden biri. Dersim katliamının gündeme gelmesinde ve tartışılmasında büyük katkısı olan bir vekil. En azından Kürt sorununun askeri yöntemlerle değil, demokratik çözümünden yana. Bu nedenle, PKK'nın, kendisini eleştirdi diye Aygün'ü cezalandırmasını düşünmek hiç gerçekçi değil.
Öte yandan bazı iyi niyetli çevrelerin kaçırılma olayı ile AKP iktidarının tutuklu 5 Kürt milletvekilini rehin tutması arasında bağlantı kurması da gerçekçi olamaz. Kaçırılan bir AKP milletvekili olsaydı zayıf da olsa böyle bir ihtimalden söz edilebilirdi.
Peki neden kaçırıldı Aygün?
Bu sorunun bire bir karşılığı yok. Ama içinde bulunduğumuz konjoktürün ana eksenlerine gözatarsak bir yanıt üretebiliriz.
Bilindiği gibi Hakkari bölgesinde ve özellikle Şemdinli'de 3 haftadır süregelen bir savaş hali var. PKK'nin bu bölgelerde alan hakimiyeti sağladığı iddiasını Başbakan bir Tv konuşmasında reddetti. "Denetimimizde olmayan tek bir alan yoktur" dedi. Ancak Hakkari Valiliği, 7 bölgenin askeri alan ilan edlidiğini ve 6 Ekim'e kadar yasak bölge kapsamına alındığını söylerken, İçişleri Bakanlığı da "güvenlik kuvvetlerinin etkinliğini arttırmak, etki alanlarını genişletmek ve alan hâkimiyetini sağlamak amacıyla ihtiyaca göre ilave kuvvetlerin bölgeye sevk edildiği"ni açıklıyordu. Yani başbakan ekranda halka yalan söylemişti.
Kaçırılma olayı ise, yalnızca Hakkari bölgesinde değil, başka illerde de alan hakimiyetine sahip olunduğunu göstermekle kalmıyor, siyesetçilerin, vekillerin de güvenliğinin olmadığı anlamına geliyor. Ne iktidar partisi sözcüleri ve Başbakan ne de MHP, bir milletvekilinin kaçırılımasının ardından açıklama bulmakta zorlanıyorlar.
PKK'nın verdiği birinci mesaj budur.
Öte yandan, CHP'nin hem Hakkari bölgesinde savaş halini, hem de hükümetin Suriye politikasını görüşmek için Meclisi olağanüstü toplantıya çağırdı. Ancak Erdoğan, bu çağrıyı ''AK Parti'nin bölücü terör örgütünün CHP gibi kuyruğuna takılacak bir parti olmadığı ve bunun terör örgütünün TBMM'yi bile istediği zaman toplayabilecek güçte olduğu anlamına geleceği'' gerekçesiyle şiddetle reddetti. Açıkçası, hesap vermekten kaçtı. MHP de onun dümen suyunda giderek aynı meyanda itirazlarda bulundu.
Meclis yarın toplanacak. Ne var ki, iktidar partisi ve MHP gelmeyeceğinden toplantı yeter sayısı olmayacak. Ancak Meclise gelecek iki parti, CHP ve BDP grup toplantıları yapacaklar. Gündemlerinin öncelikli konusu milletvekili Hüseyin Aygün'ün kaçırılması olacaktır.
CHP ve tarihsel imkan
Hemen hemen bir kesinlikle söyleyebiliriz ki, bütün Türkiye'nin kulağı, milletvekili kaçırılmış bir partinin sözcülerinin ve liderinin kürsüden ne söyleyeceğinde olacaktır. Bu, CHP için tarihsel bir fırsattır. Kürt sorununun barışçıl yöntemlerle ve demokratik çözümünde CHP'nin irade beyanında bulunması, büyük bir olasılıkla havayı değiştirecektir. Eğer meclis kürsüsü, milliyetçi hamaset için kullanılmaz, ki bunun AKP ve MHP cephesine yarayacağı kesindir, aklı ve gerçekleri öne çıkararak, yani Kürt halkının haklı taleplerinin nasıl karşılanacağında odaklanılırsa CHP ülkenin kaderini değiştirmekte büyük bir tarihsel imkan elde etmiş olacaktır. Bu imkan, Cumhuriyeti kurmakla övünen bir partiye cumhuriyetin temel hatasını / yalnışını düzeltme fırsatı olarak da okunabilir.
Tarihsel gelişme, imkan'ı genellikle tehlike ve büyük risklerle bir arada verir. Politik öngörü ve liderlik, onu bu tehlike ve riskler içinden çıkarıp realize etmekte kendini gösterir.
BDP "her şeyden önce böylesi bir eylemi kabul edilemez buluyor ve tasvip etmediğimizi belirtiyoruz. Aygün'ün zaman geçirilmeksizin derhal serbest bırakılmasını bekliyoruz" açıklamasını yaptı.
Kılıçdaroğlu, sorunun gündeme getirilmesi için "iklimin değişmesini bekliyoruz" demişti. İşte size iklim değişikliği..
Godot'u beklemiyorsanız..
Yazarın Dİğer Yazıları
Fareler, Muktedirler ve Seçim
12 Mayıs 2023TİP’in kararı, HDP’nin Çengiz Çandar Tercihi
28 Nisan 2023Faşizm ve İç Savaş
30 Haziran 2022Devrimci durum ve Emek Cephesi
8 Kasım 2021Kurucu Meclis, Halk ittifakı ve HDP
23 Eylül 2021Mihri Belli’den kalan: Devrimin güncelliği
16 Ağustos 2021Güzel bir insan, kararlı bir devrimci: Şaban Ormanlar
13 Temmuz 2021Faşist MHP Kapatılmalıdır!
4 Temmuz 2021Finale Doğru
26 Nisan 2021Yeni-Osmanlı Galaksi İmparatorluğu:)
13 Şubat 2021Demokrasi Manifestosu, Geçici Hükümet’le Erdoğan’sız seçim!
11 Aralık 2020Seçimler Amerikan toplumundaki yarılmayı açığa çıkardı
11 Kasım 2020Egemen paradigmanın içindeki ‘Muhalefet’
3 Eylül 2020Devletin emperyalist siyaseti, faşizm ve Kürt sorunu
8 Temmuz 2020Dayanışma
21 Mayıs 2020AKP-MHP’li vekiller deyyusların ‘siyasi’ temsilcileri mi?
16 Nisan 2020Cumhuriyeti mi, tasfiyesini mi kutluyorsunuz!
31 Ekim 2019Marksist Devrimci olarak Mihri Belli
16 Ağustos 2019Cumhur ittifakı değil Cürüm ittifakı
13 Mayıs 2019İkili kriz: hem iktidar hem muhalefet
27 Şubat 2019