Aleviler bu provokasyona gelmemeli!

Murtaza Demir

31 Aralık 2013
Aleviler bu provokasyona gelmemeli!

Tayip Erdoğan Akhisar'da şunları söyledi: "ancak ben CHP zihniyetine mensup olan savcıların mağduruyum, onu da söylüyorum. Onların meşrebine sahip olanların mağduruyum. Bunların genlerinde ne var bunu da iyi bilirim. Başbakanınız, Milli Eğitimin kitaplarında olan bir şiiri okumak suretiyle içeri girdi. Kimdi mahkûm eden? İşte bu CHP zihniyetine mensup, genel başkanın mezhebinden olan kişilerin mağduruyum."

Önce naçizane Alevilere bir çağrı yapmak isterim:

Kardeşlerim, provokasyona gelmeyelim. Sn. Başbakan bir batağın içinde... O batağa bizleri de çekmek, yakın çevresine yöneltilen hırsızlık suçlamalarından, bizi kullanarak, kurtulmak istiyor. Bu tuzağa düşmeyelim, Sünni kardeşlerimize olan muhabbetimize halel getirmeyelim, olan-biten gerilimden onları sorumlu tutmayalım...

Sn. Başbakanın ruh hali o kadar berbat, kendisine yöneltilen iddialar ve gösterilen kanıtlar o kadar vahim ve net ki, bataktan kurtulmak adına, Alevi ve Sünnileri karşı karşıya getirmekten bile çekinmiyor. Çünkü akli melekeleri düzgün çalışmıyor.

SABREDELİM; LAYIĞINI BULACAKTIR!

"Beni Alevi yargıçlar mahkûm etti!" Ne demek bu ya?.. Eğer TC yurttaşları, bürokratik işlemlerini ya da devletle olan ilişkilerini; yargıyı, vergi dairesini, belediye, valilik, kaymakamlık, zabıta, trafik memuru gibi muhataplarının işlemlerini, işlemi yapan görevlinin mezhebiyle ilişkilendirmeye, sorgulamaya, yaptığı işlemi Sn. Başbakan'ın ölçüleriyle değerlendirmeye kalkarlarsa vay halimize!

ÖNCE BİRBİRİMİZİ BOĞAZLAR; SONRA DA BÖLÜNÜRÜZ!

Bu yüzden Sn. Başbakan vahim bir suç işliyor. Bunun adı bölücülüktür! Sn. Savcıları görevlerini yapmaya davet ediyorum. Eğer Başbakan'ı örnek alacak olursak; hiçbir Alevi bürokrat, savcı, hâkim, trafik polisi Sünni yurttaşlar hakkında karar veremez, işlem yapamaz, ceza veremez... Savcı soruşturma açamaz. Açarsa ne olur; Sünni yurttaş da tıpkı çok Sn. Başbakan gibi meydanlara çıkıp; "beni Alevi yargıçlar mahkûm ettiiii" diyebilir.

Bu durumda Sn. Başbakanı örnek alarak (Allah korusun) kürsüde oturan savcının, ceza işlemi yapan trafik polisinin mezhebini sorgulamalı mıyız? Başbakan, Türkiye'nin en yumuşak karnı sayılan Alevi-Sünni çelişkisini sürekli kaşıyıp kanatırken, bu kışkırtmanın maliyetini hesap etmiyor olabilir mi? Bu patolojik durumu nasıl analiz etmeliyiz?

Bir sorum, bir de çağrım var;

Soru; Sn. Başbakan, sözlerinin maliyetinden mi habersiz, yoksa suçlamaların sonuçlarından kurtulmak adına, "benden sonrası tufan" mı diyor...

Çağrı; bu vahamet karşısında neden herkes suskun? Başbakanın, siyasetine dayanak haline getirdiği mezhepçilik ilkelliğine, Alevi nefretine sadece Aleviler mi itiraz edecek? Ne oldu bu ülkenin vicdanına, sağduyusuna, birikimine?

Ses ver Türkiye!


 

Yazarın Dİğer Yazıları

  1. 'Hepimiz Aleviyiz' sloganını atma zamanı gelmedi mi
    Artık demokrat-solcu, laik ve Kürt kardeşlerimizden yanımızda olmalarını, "hepimiz Aleviyiz" sloganını atmalarını, önümüze düşüp yürümelerini, artık kardeşlik duygularını göstermelerini isteme hakkımız yok mu? Bir evladımız daha, sırf Alevi olduğu için…
  2. Tayip Erdoğan ve şürekâsı Müslüman'sa Aleviler bu dini kabul etmeyecek
    "Alevilik İslam dışıdır" kabulü içinde olan yurttaşlarımızın oranı dün marjinal denebilecek düzeydeyken, bugün sayının oldukça boyutlandığı, özellikle gençlerin bu kabule daha yakın durdukları görülmektedir. Kamu otoritesinin bu gelişmeyi, "bunlar, yurtdışında…
  3. Diyanet İşleri neden yolsuzlukla ilgili konuşmuyor
    Allah" deyip çalan, "Kuran'la aldatan", din-iman numarasına yatıp götürenlerden; "Haksızlık, hırsızlık karşısında susan dilsiz şeytandır" hadisinden haberdar mısınız? Diyanet denilen bir kurum vardı; adil bir toplum yapısı için çalışacağı, ahlaki…
  4. Maraş, Çorum ve Sivas katliamlarında şaşılası benzerlikler
    Nazlı Ilıcak, 20 Mart günü “CNN TV’de, “Dört Bir Taraf” adlı programda, hiç utanmadan, katilleri değil, 3 Temmuz 1993 tarihli Hürriyet Gazetesinin manşetini sallayarak, “bozacının şahidi şıracı” hesabı, Aziz Nesin’i suçluyordu.…
  5. Suriye'yi Niçin Tehdit Ettik
    Ekonomide durum vahim gibi… Tayyip Erdoğan ekonomi kurmaylarıyla ilk kez toplandı. Bana göre “end of the game.” Bizim memlekette baba mirasına, “İdris’in öğüttüğü” derlerdi. Doksan yılda kazandığımız bankaları, hava alanlarını,…

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…