Woody Allen’in “Everyone says I love you” adli muzikal filminin konusu ask. Filmde anlatilan ailenin butun fertleri ilerici ve demokrat iken en kucuk kardes “Lukas” dusunceleri ve yasam tarzi ile tutucu biridir. Ailedeki herkesi cileden cikarir, kafasindan zoru olduguna herkes hemfikirdir. Lukas bir gun rahatsizlanir ve hastaneye kaldirilir. Beyin ameliyati gecirmesi gerektigi ortaya cikar. Ameliyat sonrasi bir sure hastanede kalir. Eve dondugunde ise Lukas artik farkli biridir. Artik o da ailenin obur uyeleri gibi demokrat ve ilerici olmustur. Bu donusum aile fertleri arasindaki uyusmazligin sonu olmustur.
Film her ne kadar fiktif olsa bile yeni bilimsel araştırmalar Woody Allen'ı haklı çıkarıyor.
University College London’da 2010 yili Ingiltere secimlerinden sonra yapilan bir arastirmada tutucu ve ilerici bireylerin beyin yapisindaki farkliliklar incelenir. Arastirmayi yapan Dr. Geraint Rees baslangicta dise dokunur bir sey bulacaklarini dusunmez. Oysa yaklasik 90 denek uzerinde yapilan arastirma sonucunda kendisini “tutucu” olarak niteleyen deneklerde beynin derinliklerindeki amigdala yapisinin kendisini ilerici olarak niteleyen bireylere nazaran daha buyuk oldugu bulunur. Kendisini ilerici olarak niteleyenlerin beyinlerinin ön kısmında bulunan anterior cingülate korteks tabakasının tutucu olanlara nazaran daha kalın olduğu ortaya çıkar.
Amigdala bolgesi duygusal hafiza ve duygusal tepkilerin olusmasindan sorumluymus. Basta korku ve kizginlik olmak uzere duygulari denetliyor, hafiza olusumu ve depolanmasinda islev goruyormus. Aktivitesi arttiginda Borderline kisilik bozuklugu, sosyal fobi ve sizofreniye neden oluyormus. Cingulate korteksin ise rasyonel idrak ve empati ile ilgili ve ayrica secenekeleri degerlendirip karar vermemizi saglayan islevi varmis.
Amiyane ifade ile şöyle diyebiliriz; tutucu olan birisi vatan ve memleket sevgisini öyle duygusal yaşar ki bir karış toprak için hayatını vermeye hazirken aynı kişi o bir karış toprak kirlendiği zaman veya erozyon ile kaybolup gittiği zaman kılını kıpırdatmaz önlem almaz. Esasında bırakın önlem almayı bu konuyu dile getirenleri bile sopalamaya kalkar. Herşeyi duyguları ile ölçer. Akliyla olçemediğini duygularının ölçe bileceği hale getirir. Rasyonellikten uzaklasmistir. Gözünün önünde kirlenen havayı, erozyonla akan giden verimli toprakları görmezden gelir. Radyasyondan korkmaz. Korkanı vatan haini ilan eder. Tanımlayamadığı şeylere ucube der ve yıkar.
Bilim adamları yeni araştırmalarla amigdalanın niye büyüdüğünü anlamaya çalısacak. Bakarsınız önümüzdeki yıllarda bu anomileye bir çare bulunur da hep beraber huzur dolu bir dünyada yaşamayı başarırız.
Bu arada İngiltere’de bu araştırma yapıldıktan sonra Oscar ödüllü aktör Colin Firth parlemento seçimlerine katılan her adayın kafa tomografilerinin çekilmesini teklif etmiş. Nedeni de çok açık "Biz de kime oy verdiğimizi bilelim, ortalıkta sağcı olupta solcu gibi dolaşan bir dolu aday var. Eğer kafa tomografileri çekilirse aramızdaki gizli sağcıları önceden öğrenip ona göre oyumuzu veririz" demiş. Bizim memleketde de aynı şeyi yapsak nasıl olur? İyi olur, iyi…
Yazarın Dİğer Yazıları
Finans kapitalin büyük hırsızlığı
31 Temmuz 2012Fitch Oğlu Fitchler
17 Mayıs 2012Tükürerek kutlandı!
31 Mart 2012Belleğin Silinişi
22 Mart 2012