'Şehitler tepesi boş kalmayacak' diyenler evladınız vatan için öldü diyebilir mi?

29 Şubat 2020
'Şehitler tepesi boş kalmayacak' diyenler evladınız vatan için öldü diyebilir mi?

Askeri Darbelerin Asker Muhalifleri Derneği (ADAM-DER) Suriye ve Libya'daki çatışmalarda meydana gelen kayıplar üzerine yaptığı açıklamada, 'yanlışların sorumluları, bu hataların hesabını vermesi gerekirken, şimdi ülkemizi yeni can kayıplarına, maddi zararlara ve daha geniş bölgesel sorunlara yol açabilecek bir maceraya sürüklüyorlar' dedi.

Açıklama aynen şöyle:

Suriye’nin İdlib kentinde resmi açıklamalara göre 33 askerimiz hayatını yitirdi. Acı haber tüm yurtta büyük üzüntü yarattı. Başsağlığı mesajları ile ailelerin acıları paylaşılmaya çalışılıyor. Adam-Der olarak biz de bu acıyı paylaşıyor ve artık sınırlarımızın ötesinden yeni şehit haberleri duymak istemediğimizi belirtmek istiyoruz.

2019 Ekim ayının başlarında diğer birçok akıl ve vicdan sahibi kurum gibi Adam-Der de yaptığı açıklamada, TSK’nin Suriye’ye sevk edilmesinin Türkiye’yi çok büyük sorunlarla yüz yüze getireceğini ifade etmiş, siyasi iktidarın, Suriye’nin meşru hükümeti ile diyalog içine girerek bu harekata gerekçe olarak gösterilen sınır güvenliği meselesini çözmesi gerektiğini vurgulamıştık.

O gün ileri sürülen bu gerekçenin gerçeği yansıtmadığını, çok daha başka hesaplarla davranıldığı ve yıllardır sürdürülen yanlış politikalarda ısrar edildiğini görüyor ve diyorduk ki; “Yıllar önce Suriye konusunda başlatılan yanlışların faturasını ülkemiz, maddi manevi birçok yönüyle yaşadı, yaşıyor. Bu yanlışların sorumluları, bu hataların hesabını vermesi gerekirken, şimdi ülkemizi yeni can kayıplarına, maddi zararlara ve daha geniş bölgesel sorunlara yol açabilecek bir maceraya sürüklüyorlar. Dahası, böylesine açık seçik bir felaket olasılığı karşısında itiraz edenleri, iktidarı aklıselime davet edenleri hainlikle suçlamaktan da geri kalmıyorlar.”

Eğer savaş söz konusuysa, askerler ölümün de olabileceğini bilirler. Her hangi bir anda başlarına böyle bir şey geleceğinin bilinciyle eğitimleri boyunca bu olasılığı hesaba katan bir hazırlık içinde olurlar. Onların en büyük motivasyonu, olur da bir gün ölürse eğer, bunu, vatanının bağımsızlığı, milletinin özgürlüğü için yapmış olacağı, ailesinin ve sevenlerinin de bu gururla acılarını hafifleteceğidir.

Suriye’de ve Libya’da canlarını verenler, ölümü nasıl karşıladılar acaba? Onları kucaklayan silah arkadaşları, o bedenleri hangi duyguyla yurda geri yolladılar? Acılı haberi ailelere bildirenler o matbu metni okurken neler hissettiler? Savaş kararını verenler bunları düşünüyorlar mı acaba? Bu savaşa mahkumuz diyen, Şehitler tepesi boş kalmayacak diyen, çıksın da o acılı yüreklerin gözlerinin ta içine bakarak, evladınız, eşiniz, babanız, vatan için öldü desin şimdi.

Eğer ortada bir vatan savunması varsa, sadece asker değil, yaşlısı genci bütün bir halk canını esirgemez. Ama esas maksatları Suriye’nin bir bölgesinden başlayarak, bölgede bir İslam Cumhuriyeti kurmak olan Işid artığı güçleri desteklemek üzere savaşırken ölmekse söz konusu olan, orada durup düşünmek ve dahası itiraz etmek gerekmez mi?

Suriye’de meşru hükümeti devirmeye dönük faaliyetlere devam ederken rejim güçlerince saldırıya maruz kalmak ve bunun ardından NATO’yu bölgeye davet etmek, işi daha da içinden çıkılmaz boyutlara taşımaktan başka bir sonuç vermeyecektir. Türkiye, en kısa zamanda komşuları ile barış içinde yaşamaya dönük siyasete geri dönmelidir.

Ana muhalefet başta olmak üzere tüm muhalefet güçlerini barış için birlikte davranmaya ve kendi beka meselesi haline getirdiği Suriye’deki işgal durumuna derhal son vermesi için iktidarı uyarmaya çağırıyoruz.

Basına ve halkımıza saygıyla duyurulur.

28 Şubat 2020

Adam-Der Yönetim Kurulu

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…