Acıları Bal eyleyemeyen HDP'li bazı solcular

Selçuk Ş. POLAT

1 Eylül 2015
 Acıları Bal eyleyemeyen HDP'li bazı solcular

RTE’nin anti-Kürt hamlesi, PKK’nın silahlı mücadelesinden daha çok Hükümete bakan verme vb. taktiklerle boşa çıkartılabilirdi. RTE ve AKP’ye göre HDP=PKK veya 'terörist' değil mi?

1 Kasım erken seçim Hükümetinde HDP’lilerin yer alıp almama konusundaki görüşler, sanırım Selahattin Demirtaş’ın son Avrupa gezisi sonrası netleşmişti. Çok yerinde ve RTE’nin oyununu bozacak stratejik değerdeki bu hamle bana göre oyunun sonunu etkileyecek bir at hamlesiydi. Hani şu rakip güçlerin üzerinden de atlayan At çıkışı varya oydu bu. Bazı önemsiz tehlikeler barındıran bu adım, rakibi alt etmek için olağanüstü imkânlar veriyordu. Fakat HDP’li (!) Levent Tüzel, Parti’nin eline vurarak az kalsın AT’ın hamlesini engelliyordu. Fakat diğer iki HDP’li bu engellemeyi boşa çıkarmış bulunuyor.

Bizim kuşaktan yazarların da ele aldığı bu konu gördüğüm kadarıyla tam bir kafa karışıklığı ve büyük kırılmaların birer parçası gibi duruyor.

Bu konuda Demir Küçükaydın’ın yazdıkları ise Marksist aydınların devrimci taktikler konusunda hala ‘birçok fırın ekmek yemesi’ gerektiğini gösteriyor.

HDP birleşeni olarak görülen EMEP’in içinde yer aldığı çatı örgütüyle yaşadığı sorunların en sonuncusu ve bana göre en ciddi olanı da bu.

Levent Tüzel Skandalının Ardından Kısa Bir Not başlıklı yazısında D. Küçükaydın, yaptığı yanlış değerlendirmenin çok ötesinde HDP’yi ‘paspas’ edecek olan Erdoğan tiplemesiyle ve üslubuyla rakibe belki bir koz veremiyor ama (Rakibin onu değerlendirmeye aldığını sanmıyorum) demokrasi mücadelesini olağanüstü bir başarıyla yürüten Parti kadrolarının veya onun ulaşabildiği destekçilerin canını belki de sıkmayı başarıyor. Daha önceki can sıkıcı“Ne Yapacağını Bilen ve Kararlı Erdoğan, CHP ve HDP ile Kedinin Fare ile Oynadığı Gibi Oynuyor” yazısını da hatırlatarak yaptığı yorumlar çalakalem ele alınmış ve yazmak için yazılmışlar izlenimi veriyor. Veriyor çünkü bu güne kadar ortalıkta ‘Ne yapacağını bilen ve kararlı’ bir HDP’den başka bir oluşum görmüyoruz. Sanırım son seçim sonuçları bu konuda ikna etmek için yeterlidir.

Esas değinmem gereken konu ise Kürt sorununa Türk Solunun bakış açısı. Bu konudaki şovenizm derece derece ve değişik renklerde kendini gösteriyor diyebilirim. Rüşeym halinde de olsa şovenizm içinizde büyür ve siz bunun farkında bile olamazsınız. Tıpkı hamilelik gibi.

Son seçim için bakan verilmesinin önemli ve ciddi bir hamle olduğunu söylemiştim. Bunun önemi, hem RTE’nin izlediği stratejiyi boşa çıkarması hem de Kürt halkının yaşadığı travmaya terapi olacağı için.

RTE’nin izlediği strateji; Kürt seçmeni kaybetmesi üzerine Ergenekon güçlerinin de desteğiyle Milliyetçi seçmeni saflarına çekebilmek için Anti-Kürt hamlesinden başka bir şey değil. Her ne kadar PKK bu hamleye, uğradığı hayal kırıklığı üzerinden eski yol ve yöntemlerle cevap vererek AKP’nin stratejisine kolaylık sağlıyor olsa da ülkedeki güçlü Anti-AKP ve Anti-RTE tepki, bu durumu önemli ölçüde izole ediyor diyebilirim. Fakat bu izolasyon zamanla etkisini yitirebilir. Çünkü devletin geniş imkânları her türlü dezenfermasyonla geniş kitlelerin beyninin yıkanmasını sağlayabilir.

Bu açıdan PKK hem silahla özerklik kurma işinden ve genel silahlı karşı koyuşundan biran önce vazgeçmelidir.

İşte RTE’nin bu anti Kürt hamlesi, PKK’nın silahlı mücadelesinden daha çok Hükümete bakan verme vb. taktiklerle boşa çıkartılabilirdi. RTE ve AKP’ye göre HDP=PKK veya 'terörist' değil mi?. Bugün ülkedeki şartlar silahlı bir mücadeleye imkân veriyor olsaydı Levent Tüzel ve diğerlerine katılabilirdim. Ne var ki, ülke şartları ve toplumsal durum hala seçim sathında yürümemiz gerektiğini gösteriyor. Oyunu kurallarına göre oynamayanlar oyun dışı kalır.

Değerlendirmemiz gereken bir diğer konu ise; Marksist ‘Sol’un bu tavrının arka planı. Dışardan ahkâm kesmek veya keskin duruşlar ve kararlar sergilemek bana göre iki şeye işaret ediyor. Birincisi Hükümete bakan vermenin ‘Sol’ duruş nedeniyle ret edilmesi. Ki bu tavır içinde bulunduğumuz koşulları doğru tahlil edemeyen ve doğru okuyamayan Sol grupların açmazlarından birisi. Koşullar bize göre değil, başta emekçiler olmak üzere bütün ezilen kitlelerin durumuna göre belirlenir. İkincisi ise; bu doğru okuyamamanın nedeni Kürt halkının yaşadığı travmayı özümseyememektir. Onlarla özde değil sözde empati kurmaktır. Onlardan biri olmadan veya bu halkla birlikte yaşamadan, oturup kalkmadan, onların her an öldürülme, işkence görme, aşağılanma, linç edilme, taciz vb. vb. sorunlarına Batıdaki kentlerden çözüm üretemezsiniz. Eğer bugün HDP doğru politikalar üretiyorsa onun bir parçası olmayı sürdürebildiği içindir.

Özetle Kürt halkı başı suya sokulmuş boğulmak üzere olduğunu yaşayarak biliyor. Hükümete iki bakan vermek (tüm tuzaklara rağmen), onlar için kafalarını bir an için de olsa dışarı çıkartmak anlamına geliyor.

Baylar! Kürtlerin soluk almaları için elinizi amasız uzatır mısınız!

*Selçuk Ş. Polat / Mersin 68’liler Derneği Başkanı  

 

 

Yazarın Dİğer Yazıları

  1. 2.ci 'Allahın büyük lütfu' yaklaşıyor mu?
    RAND RTE’yi uyarmış: ordu içinde orta kademelerde bir potansiyel var aman dikkat et diye! Zaten Erdoğan da bu uyarıyı almış ki gerekli çalışmalara çoktan başlamış bile .. Orduyu önce Kürtlerle…
  2. Yüzbaşı İlyas Aydın: Devrimin iyileşmeyen yarası
    Bu yazıda, eti budu belli ve bir türlü belini doğrultamayan Türkiye devrimci hareketinden sadece İlyas Aydın örneğini vererek sol içi şiddetin saflarımızda açtığı yarayı sergilemeye çalışacağım.  Yüzbaşı İlyas Aydın, 1970’lerde…
  3. Ülkemizin sosyo-ekonomik, siyasi yapısı-1
    Bir yanda sosyal bir inancı savunan Alevi kesimlerle, onların kafasını kesmeyi arzu eden İslamcı teröristler aynı apartmanlarda ikamet ediyorlar. Ülkedeki bölünmüşlük sadece ilerici-gerici ekseninde seyretmiyor. İkinci büyük bölünmüş etnisite üzerinden…
  4. Aydınların Sefaleti
    Aydınların Sefaleti
    22 Ekim 2019
    İştirakçi Hilmi’nin liderliğini yaptığı ve uğruna öldürüldüğü mücadelesine 100 yıl sonra dönüp baktığımızda acı bir gerçekle karşılaşıyoruz. Dönemi belirleyen iki hâkim sınıf partisinden biri olan Hürriyet ve İhtilaf Fırkası (H.İ.F.)…
  5. Kitleleri birleştiren iki güç: Demirtaş ve İmamoğlu
    Diktatörlüğe karşı olan bizler, bu iki liderin eksiklik ve kurumsal pozisyonlarını abartmadan, onların aidiyetlerini, ‘aşil topuklarını’ bilerek, İmamoğlu’nun ısrarlı ve ahkâm kesmeyen tavrını ve Demirtaş’ın seçimlerde izlediği ‘büyük tehlike için…
  6. Erdoğan nereye koşuyor?
    Erdoğan nereye koşuyor?
    24 Temmuz 2019
    Bu soruya doğru cevabı verebilirsek sanırım iktidarın geleceğini de az çok tahmin edebileceğiz. Erdoğan iktidarı, ekonomik kriziyle, siyasi alandaki terör severliğiyle, ideolojik düzeyde ortaçağ zihniyetiyle ve de örgütsel olarak her…
  7. Devrimci hareketin can alıcı sorunu
    Temel Demirer, son seçimde, boş oy atan Sibel Özbudun ve kendisinin tutumlarını açıklayan yazılarına yaptığım eleştiriye öfkeyle cevap vermiş. Öfke duygu demektir. Tartışmalarda bilgi ve mantık yerine duygular geçiyorsa, o…
  8. İmamoğlu'nun cesareti nereden geliyor?
    Niye seçime girip yasal gözükecek hileler ve atraksiyonlarla uğraşıyor ki? Kayyum atasın olsun bitsin! Demek ki bu oyunda karşılıklı güçler devrede. İşte bütün bunlar diktatörlüğümüzün Madein-NATO olduğunu gösteriyor. 23 Haziran,…
  9. CHP:  umut mu yoksa çaresizlik mi?
    CHP ve sağ tabanının gözünü açacak olan ise, ekonomik ve siyasi kriz anıdır. Özellikle Erdoğan’ın iktidarı kaybetme korkusuyla CHP’ye yönelmesi örneğin CHP’li belediyelere Kayyum ataması vb. adımları bu kitleyi devrimci…
  10. Erdoğan'ın (ve AKP'nin) krılma noktaları ve HDP
    AKP’ye diş bileyen kendi seçmenini tüm anti-Kürtçü politikalarına rağmen Millet İttifakını desteklemeye yönlendiren HDP’nin bu hamlesi, sosyalist hareketlerin çok ötesinde bir gelişmişliğe işaret ediyor. Bu bölümde esas olarak AKP yani…
  11. Bidon Kafalılar ve Chape varya Chape
    Yukardaki başlık; ezilen, horlanan ve sömürülen kitlelerin bir araya gelmemesi için yürütülen kampanyanın şifresi. “Bidon kafalılar, cahiller, göbeğini kaşıyanlar, her yeri pisletenler” vb. ajitasyonlarla halkın bir kesimi aşağılanmakta ve bu…
  12. Allahsız Müslümanlar ve İslamcı Laikler -1
    Gelinen noktada toplum giderek diyalektik ikili bir kamplaşmaya doğru akmaktadır. Bir yanda milliyetçi-ulusalcı-İslamcılar diğer yanda kadınlar, emekçiler, Aleviler, Kürtler, aydınlar, ötekileştirilenler ve demokratlar. Ülkemizdeki toplumsal ırmak ne yazık ki yüz yıldır…
  13. Devrimci ve Sosyalist kamuoyuna
    68'liler Birliği Vakfı başkanının açıklamasına cevap: Devrimcilik ülkemizde ezilen halkların yanında olmak demektir; onların haklı ve meşru isteklerini desteklemek, acılarına ortak olmak ve onlara yapılan zulüm ve katliamlara karşı durmak…
  14. Normal ve anormal insan profili
    Diktatörlerin ilk işi, yargıyı yani az-çok çalışan vicdanı söküp atmaktır. Onun yerine kendi hastalıklı, monolitik beyninin ürettiği her kararı aynen onaylayan bir vicdan mekanizmasını yani vicdansızlığı ikame ederler.  İnsanda, davranışlarını,…
  15. Ya biat ya mevt ya da ortak hareket!
    İslami kurallar acımasız ve kesindir: ya biat ya da mevt.. İşte o noktaya hızla yaklaşıyoruz! Tehlike içinde olanlar: emekçiler, çalışanlar, seküler, laik ve modern yaşamdan yana olanlar, Kürtler, Aleviler, aydınlar ve diğerleri.…
  16. R.T. Erdoğan'ın 12 Eylül'lünün sonu mu?
    Erdoğan sınıf tahlilinden uzak, çıkarlarının ona verdiği içgüdüsel pragmatizimle, İsrail'le Ortadoğu'da işbirliğine girerek ABD’yi yumuşatmayı, Bharara’ya baskı yapmasını, Rusya'dan özür dileyerek hem ekonomik iyileşmeyi hem de Suriye politikasını ABD çizgisine…
  17. Türkiye'de sağ partilerin paradigması ve AKP'nin geleceği
    Eğer ekonomik istikrar bozulur veya Ergenekon ittifakı parçalanırsa bu güçler hiç tereddüt etmeden yeni bir sağ partiye doluşmakta tereddüt etmeyeceklerdir. Demek ki aşağıdan yukarı kitlelerin Erdoğan iktidarını alaşağı edeceği bir…
  18. Enseyi karartmak yok!
    Enseyi karartmak yok!
    5 Kasım 2015
    AKP ve Erdoğan’ın sonu, İslami cumhuriyet yolunda ki telaşlı ve yanlış adımları ile kendi içlerinde ki kurtçuklar ve ekonomik kriz vasıtasıyla olacaktır. Ama bu sonu hızlandıracak, dolayısıyla, bizim ihtiyacımız olan ise,…
  19. AKP'nin düşüş eğrisi
    Anketlerde AKP’ye oy vereceklerin oranı %40 civarında gösteriliyor. Fakat aynı halk, Başkanlık sistemini, Suriye politikasını ve diğer hükümet icraatlarını %70 civarında bir oy oranıyla kabul etmiyor. Bu da onun bir…

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…