Yedisinden Yetmişe Erdoğan

Rahmi Yıldırım

1 Şubat 2022
Yedisinden Yetmişe Erdoğan

İnsan yedisinde neyse yetmişinde de odur!

AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Trabzon’da vatandaşlara konuşurken yaşanan skandalı izlerken ilk olarak bu atasözü aklıma geldi. Aklıma başka atasözleri de geldi ama kalsın.

Skandalı duymayan bilmeyen kalmamıştır herhalde. Erdoğan kürsüde konuşurken 10 yaşında bir çocuk yaklaşıyor, cezaevindeki babasının tahliyesini istiyor. Sonra “Bay Kemal” diyerek CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na hakaret ediyor. Bunun üzerine Erdoğan mikrofonu çocuğa veriyor. Çocuk bir kere daha Kılıçdaroğlu’na hakaret ederek Erdoğan’a oy istiyor, rabia selamı veriyor. Erdoğan ve protokol zevatının yüzlerinde güller açıyor…

Erdoğan malum, koruma ordusuyla dolaşıyor. Kendisine değil bir çocuk, uçan kuş bile izinsiz yaklaşamaz. Hal böyleyken o çocuk Erdoğan’ın bulunduğu kürsüye nasıl çıkabildi ve Erdoğan’a sarılabildi? Daha sonra anlaşıldı ki çocuk, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun marifetiyle kürsüye çıkartılmış ve Erdoğan’a erişimi sağlanmış. Çocukla önceden tanıştığı ortaya çıkan Süleyman Soylu, sosyal medyada “Çocuk, Eren Bülbül’ün katillerinin arkadaşlarına ‘hain’ demiş. Çocuktan al haberi!” diyerek sahiplendi marifetini.

***

Neresinden bakılırsa bakılsın, utanç verici bir skandal. Çocukların militarist gösterilerde konu mankeni olarak kullanılmalarına alışığız ama böylesini daha önce görmedik, duymadık. Öyle bir skandal ki, AKP medyası bile sayfalarında ekranlarında bu olayı suskunlukla geçiştirdi.

Skandalın, “İnsan yedisinde neyse yetmişinde de odur” atasözünü çağrıştırmasına gelince. Çağrıştırma nedeni Erdoğan’ın mizacı ve üslubu. Daha Kasımpaşa’da okul öncesi sabi iken küfür etmeye alıştırıldığını Erdoğan kendisi anlatıyor:

Hava kararmadan önce eve girmek zorundaydık. Bizim evin karşısında Müşerref abla dediğimiz bir komşumuz vardı. Ben beş altı yaşlarındaydım. Çocuğum ya, küfür ediyorum ona. Ben küfrettikçe hoşuna gidiyor, o da benim popoma vuruyor. O vuruyor ben küfrediyorum. Babam gelince hemen şikâyet etmiş beni. Bundan haberim yok tabii. Babam içeri giriyor… Allah rahmet etsin. Alıyor beni tavana asıyor. Ancak ellerimden mi koltuk altlarımdan mı hatırlamıyorum. Orada 15 - 20 dakika kalmışım, dayım gelip kurtarıyor. O günden sonra da küfür faslı kapandı.” (Yeni Yüzyıl, 8 Ocak 1995, Leyla İpekçi röportajı. Aktaran Fehmi Çalmuk / Ruşen Çakır, Recep Tayyip Erdoğan / Bir Dönüşüm Öyküsü, Metis Yayınları, İstanbul 2001, s: 18.)

Ettiği küfürler nedeniyle 15 – 20 dakika tavana asılan ve dayısı tarafından kurtarılan bir çocuk. Tavana asılırken sözel şiddete de maruz kaldığı tahmin edilebilir. Aynı kitapta anlatıldığına göre, Recep Tayyip babasını üzdüğünde inanılmaz bir şey yapardı; hemen babasının ayakkabılarını öperdi. Bunun üzerine baba Reis Kaptan sakinleşir, gözlerinden yaşlar süzülür, bütün çocuklar babalarıyla birlikte ağlardı…

Dahası var. Her kentli çocuk gibi Küçük Tayyip de futbolu çok seviyor ama babası topla oynamasına izin vermiyor. Tayyip, futbol tutkusunu, babasından habersiz gittiği maçları ve kramponlarını evin kömürlüğünde sakladığını, babasından futbol oynama iznini dayısı aracılığıyla alabildiğini anlatıyor:

Çok seviyordum futbolu. Benim için tutkuydu. Geceleri adeta uykuma giriyordu. Fakat babam ilk dönemlerde futbol oynamama müsaade etmedi. Uzun süre babamdan gizli oynadım. Top ayakkabılarımı eve hiç getirmezdim. Evimizin dışında kömürlük vardı. Babam görmesin diye kramponları kömürlükte saklardım. Ayakkabılarıma gayet güzel bakardım; gözüm gibi korurdum onları. Ben maçları oynar, o gün oynadığımı babama hiç çaktırmazdım. Sakatlanıp ağrıdan kıvranırdım ama babam eve gelince dişimi sıkar, sanki hiçbir şey olmamış gibi davranırdım. Ne kadar kötü olursam olayım, babam anlamasın diye hiçbir şey hissettirmezdim.” (Meydan, 1 Ekim 1994. Aktaran Çalmuk / Çakır, age, s: 25.)

***

Psikiyatrist Cemal Dindar, küçük Recep Tayyip’in çocukluk anılarını, “Biat ve Öfke / Recep Tayyip Erdoğan’ın Psikobiyografisi” adlı kitabında değerlendirmiş. Cemal Dindar’a göre, Recep Tayyip’i olasılıkla cinsel içerikli küfürleri nedeniyle tavana asıldığında kurtaranın ya da futbol oynamakla ilgili talebi dolayısıyla yeni bir ‘tavana asılma’ vukuatına karşı kollayanın dayısı olması rastlantı değildir. Zaten öğrenciliğinde de pek başarılı değildir. Sadece üç dersten; yazı, beden eğitimi, hal ve gidiş derslerinden pekiyi alırdı.

Cemal Dindar, Erdoğan’ın “O günden sonra küfür faslı kapandı” sözlerinin inandırıcı olmadığını da savunuyor ve iktidara geldikten sonraki üslubunu şöyle değerlendiriyor: “Tansu Çiller’de, Mesut Yılmaz’da iktidar olma durumuyla değişen, incelen söylem Erdoğan’da değişime direnmiş, iktidarla birlikte çözülmüş, aslına rücu etmiş, argolaşmıştır.” (Cemal Dindar, Biat ve Öfke / Recep Tayyip Erdoğan’ın Psikobiyografisi, Cadde Yayınları, İstanbul 2011, İkinci Baskı, s: 126.)

Argolaşan söylemde ne gibi sözcükler telaffuz ediliyor? Aktarmak bana düşmez. Meraklısı, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın üç beş konuşmasına kulak verebilir veya “Kızınca patlıyor” başlıklı gazete haberine bakabilir. (Bülent Sarıoğlu, Milliyet, 27 Ekim 2005. https://www.milliyet.com.tr/siyaset/kizinca-patliyor-132609) 


Ezcümle, Trabzon’daki skandal iletişim kazası değildir. AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın o çocukta kendi çocukluğunu görmüş olması kuvvetle muhtemeldir. İnsan yedisinde neyse yetmişinde de odur. Daha vahimi, Trabzonlu bir çocuğun katlettiği Hrant Dink’in eşi Rakel Dink, eşini toprağa verirken, “Bir bebekten bir katil yaratan karanlık sorgulanmadan hiçbir şey yapılamaz” diye gözyaşı dökmüştü. Trabzon’daki skandal, bir çocuğun nasıl olup da katile evrilebildiği sorusunun yanıtı olarak da okunmalıdır. 

Not: Bu yazıya ilgi gösteren okuyucu, Elitist Faşizmden Lümpen Faşizme başlıklı yazıya da bakabilir:

https://rahmi-yildirim.blogspot.com/2019/04/elitist-fasizmden-lumpen-fasizme.html?m=1

 

Yazarın Dİğer Yazıları

  1. Can'ları Bağlıyorlar İtleri Salıyorlar
    ''Mevcut Cumhurbaşkanı, Anayasa’nın yorum gerektirmeyecek açık hükmüne, yani bir kimsenin en fazla iki kere seçilebileceği hükmüne karşın üçüncü kez aday oldu; şaibeli seçimle tekrar seçildi. Milletvekili seçilen Can Atalay da,…
  2. Vatan Haini Bile Sayılmamıştık
    Kaç haftadır çeşitli tarihsel kişiler üzerinden vatana ihanet tartışması yapılıyor ya. Tam 40 yıl önce vatana ihanetle suçlanmıştık. Hatta, vatan haini bile sayılmamıştık. Devir 12 Eylül faşizmi devriydi. Solcu yani…
  3. Askeri Faşizmden Dİnci Faşizme Cezaevleri
    ''Cezaevlerinde dünden bugüne, askeri faşizmden İslamcı faşizme, özde değişiklik yok. Hukuku vicdandan adaletten insandan bu denli uzaklaştırmak, İslamcı iktidara nasip oldu. Bir kere daha anlaşıldı ki, cehalet ve kötülük iktidarı,…
  4. 'Müslümanların Ahlakla İmtihanı'
    Prof. Dr. Hüseyin Çelik, İslam coğrafyasında ahlakın zerresinin kalmadığını, İslami Hayat Endeksi’ne göre dünyanın en iyi ülkelerinin Yeni Zelanda, İzlanda, Hollanda, Finlandiya, İsveç, Norveç, Kanada gibi ülkeler olduğunu; Türkiye’nin 100’üncü sırada…
  5. Müslümanların Ahlakla Bitmeyen İmtihanı
    AKP iktidarı döneminde memleket tarihte hiç olmadığı kadar Müslümanlaştı ama hayatın hemen her alanında o ölçüde yozlaştı çürüdü, yarım yamalak da olsa var olan aklını ahlakını yitirdi. Gün geçmiyor ki…
  6. Gazze İçin Timsah Gözyaşları
    ''Her şeye karşın İsrail destekçisi Batı ülkelerinde halklar İsrail’in gaddarlığını, hükümetlerinin İsrail’e desteğini protesto ediyorlar. Yahudi sermayeli şirketlerde işçiler greve gidiyor. Protesto gösterileri çoğu kez polis tarafından dağıtılıyor; “liberal demokrasi”…
  7. Kutlanacak Cumhuriyet Kaldımıki?
    Cumhuriyet, egemenliğin cumhura yani halka ait olduğu devlet biçimi demek. Böyle bir devlette halk, egemenliğini ya doğrudan ya da seçtiği temsilciler aracılığıyla kullanır. Bu yönetim tarzı demokrasi olarak adlandırılır. Yani…
  8. Firanvunlardan Netanyahu'ya ve Erdoğan'a
    ''Akıl ve tarih, ırkçı dinci ümmetçi milliyetçi politikaların ve politikacıların halklar arasında düşmanlık ve vahşet dışında bir sonuç üretmediğini, bu politikacıların pençesine düşen halkların gün yüzü görmediklerini, başka ulusları ezen…
  9. Dİnci Faşizmin Kabusu Gezi Direnişi
    Hapishaneden dışarıya adımını atmak, yani tahliye olmak, bir insanın yaşayabileceği en derin sevinç ve mutluluklardan biridir. Ancak yaşayanlar bilir. Ne var ki siyasi mahpuslar, bu sevinci doyasıya yaşayamazlar, mutlulukları yarım…
  10. Ordu gözbebeğimizdir!
    Ordu gözbebeğimizdir!
    28 Eylül 2023
    CHF ALLAHKULU’NU KURTLARIN ÖNÜNE ATTI: “Ordu milletimizin gözbebeğidir. Allahkulu Sezgin Bey’in sözleri şahsi görüşüdür, fırkamızı bağlamaz. Gözbebeğimiz şanlı ordumuzu töhmet altında bırakan ifadeleri kabul edilemez. Bu konu yetkili organlarımızda görüşülecektir.” Tayyiban…
  11. İslam Temizlik Diniyse Neden Ortalığı..?
     Söz temizliğe gelince, bizden temizi yoktur. İslam temizlik dinidir, Peygamber’in deyişiyle “Temizlik imanın yarısıdır, cennete ancak temiz olanlar girecektir.” Rivayet odur ki, Peygamber’in nasihatine uygun olarak atalarımız hamamda yıkanırdı, misvak kullanırdı,…
  12. Barış da Düşman Ceza Hukukunun Kurbanı
    ''Barış Pehlivan son yazısında, “Siyah kölelerin yargılandığı bir düzen bu. Beyaz olsaydım, zengin olsaydım, dalkavuk olsaydım içeride olmazdım” demiş.'' Okur yazar herkes Barış Pehlivan’ı bilir herhalde. Şahsen tanışmak kısmet olmadı; ben…
  13. İslami Magandalık
    İslami Magandalık
    15 Ağustos 2023
    ''Nazım’dan bu yana değişen sadece lümpenleşme ve magandalaşmanın İslam ile ambalajlanması oldu. İslami lümpenleşmenin ve magandalaşmanın en acı sonucu kadınlara, çocuklara ve doğaya yönelik saldırganlıktır ki, ne yazılsa eksik kalır'' “Türkiye…
  14. Maganda Politik
    Maganda Politik
    7 Ağustos 2023
    ''Zaten doğru düzgün bir feodalizm yaşamadığımız gibi hızlandırılmış alaturka-arabesk lümpen (ve dahi artık abdestli) kapitalizmle birlikte kültürel doku çürüdü; kitabına uygun bir burjuva-proleter ayrışması olmadı; değer yargıları alt üst oldu; magandalık…
  15. Mizah Bahçelerindeki Sararmanın Hüznü
     Mizah, alışılmış sıradan hayata ve olağan düşünceye kurulan tuzaklarla gülümsetmek, gülümsetirken düşündürmek demek. Tuzağın temel malzemesi zıtlıklardır, talihsiz rastlantılardır. Ancak, herkesin gözü önünde cereyan eden bir zıtlığı kopyalayıp temsil etmek…
  16. Halkçı Hayal Kırıklığı
    ''CHP yanlısı medyada da durum farklı değil. Kılıçdaroğlu’nun başını istemeyen kanal ya da köşe yazarı yok gibi. CHP genel başkanlığından istifa etmedi diye neler neler demiyorlar Bay Kemal için. “Haysiyetsiz”,…
  17. Şu Zalim Zamcının Ettiği İşler
    ''Vergiyi ve fiyatları tayin eden Allah olunca, imanı kuvvetli emekçiye şükretmekten başka bir şey kalmıyor. Oysa, imanı kuvvetli emekçi, merkezin solunda sayılan Ecevit’i bir kalemde silip atmıştı. Hatta Demirel bile,…
  18. Tayyip NATO'yu Dİze Getirdi!
    ''1950’lerde Başbakan Adnan Menderes’in Amerika gezisini izleyen Anadolu Ajansı Genel Müdürü’nün haberi(!)  “dalkavukluk başyapıtı” olarak basın tarihine geçmiştir. Genel Müdür’ün yazdığına göre Menderes Amerikalıları öyle etkilemişti ki, “Amerikalılar 'Allahım, bize neden böyle…
  19. Osmanlı Nasıl Savaşıyordu, Rus Nasıl Savaşıyor?
    ''Wagner, ezici çoğunlukla, savaşmak üzere cezaevlerinden salıverilen mahkumlardan oluşuyor. Kurucusu Yevgeniy Prigojin Sovyet döneminde gasp ve hırsızlık suçundan 10 yıl hapis yatmış. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra sosisli sandviç satışıyla yola…
  20. Merdan'a Namerdan Hukuk
    Merdan'a Namerdan Hukuk
    4 Temmuz 2023
    ''Merdan Yanardağ, düşman ceza hukukunun son kurbanı olarak tutsak edildi. Tutuklamanın resmi gerekçesi “terör örgütü propagandası yapmak” diye açıklansa da biliniyor ki Merdan, Cumhur İttifakı iktidarının Abdullah Öcalan ile yeniden…

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…