Sahte Adnan Menderes Mektubu

Rahmi Yıldırım

20 Ocak 2022
Sahte Adnan Menderes Mektubu

Adamın son vukuatı, son yalanı, 1961 yılında cuntacılar tarafından idam edilen Başbakan Adnan Menderes’e dair. Menderes’in idam edilmeden hemen önce cuntacılara yazdığı rivayet edilen bir mektubu okudu.

Makamınız rütbeniz toplumsal statünüz bir yana. Dar veya geniş bir çevreniz var. İnsanlar size saygı gösteriyor, değer veriyor. Karşılık olarak siz de çevrenize değer verirsiniz, saygı gösterirsiniz değil mi? Bilerek veya bilmeyerek bir yanlışlık yaptığınızda kendinizi mahcup hissedersiniz, yanlış davranışınızdan dolayı özür dilersiniz, gönül alırsınız. Hele hele asla yalan söylemezsiniz, yalan konuşmayı aklınızdan bile geçirmezsiniz…

İçinde yaşadığımız toplumda bu ahlaki duyarlılığa sahip kaç kişi kaldı dersiniz? Hele siyaset ve iktidar sahnesinde? Yalan söylemeyen, dün söylediğini bugün inkâr etmeyen, bir kabahati veya günahı ortaya çıktığında hemen ayetlerin arkasına saklanmayan, bir ekip arkadaşının hırsızlığı ortaya çıkmışsa örtbas etmeyen, Allah ile aldatmayan, dünkü mağduriyetini unutmamış, kendisi lüks ve şatafat içinde yaşayıp yurttaşlara sabır tavsiye etmeyen, kamu malına gözünün bebeği gibi sahip çıkan, yurttaşları arasında ayrımcılık yapmayan, kendi evladını askerlikten muaf tutup yoksul aile çocuklarını cepheye sürmeyen, hukukun üstünlüğü ilkesini şiar edinmiş, demokrasiyi araç olarak görmeyip içselleştirmiş; kibirden uzak, bilgili, entelektüel, zarif, aklına estiğinde küfretmeyen, sanata ve sanatçıya saygılı, lümpen davranışlardan uzak duran kaç siyasetçi tanıyorsunuz?

Tersine olarak da, seçmenlerin çoğunluğu, özellikle de yoksul ve eğitimsiz seçmenlerin çoğunluğu, cehaleti ve sadakayı kutsayan, sürekli yalan söyleyen, kendilerini Allah ile aldatan, ekip arkadaşlarının rüşvetini hırsızlığını örtbas eden, küfürbaz siyasetçileri niçin baş tacı ediyor? Niçin eğitimsizliği ve yoksulluğu kader belleyip sadakaya razı oluyor?

***

Özel olarak bir siyasetçiyi ve belirli bir partinin seçmen kitlesini tanımlamıyorum. Etrafına bakan herkes bu tanıma uyan biri(leri)ni görmekte hiç zorlanmaz. Siyaset ve iktidar sahnesi dün de bu gibi zübüklerle doluydu bugün de. Ama insaf ile söylemeli; Allah ile aldatmak, yalan söylemek, hırsızlığı yolsuzluğu örtbas etmek, yurttaşlar arasında ayrımcılık yapmak hiç bugünkü kadar siyaset tarzı olmamıştı.

Örneğin adam her sahneye çıkışında, mikrofonu her eline alışında, seçilmiş kameralar önünde her defasında yalan söylemeden, ayet sallamadan duramıyor. Yalanı ortaya çıktığında da ne gam; aldatıldığını söylüyor, “Rabbim ve milletim affetsin” temennisine sığınıyor. Bu siyasetçinin kaçıncı aldanması kaçıncı aldatmasıdır; eğitimsiz yoksul seçmen kitlesinin kaçıncı alkışıdır; gazeteci olarak ben bile çetelesini tutamadım.

Adamın son vukuatı, son yalanı, 1961 yılında cuntacılar tarafından idam edilen Başbakan Adnan Menderes’e dair. Menderes’in idam edilmeden hemen önce cuntacılara yazdığı rivayet edilen bir mektubu okudu. Sözde mektupta Menderes cuntacıları aşağılıyor ve son söz olarak “Menderes'in ölüsü, ölünceye kadar sizleri takip edecek ve bir gün sizi silip süpürecektir. Buna rağmen merhametim sizinledir. Millet sağ olsun.” diyor.

Adam mektubu öyle bir okudu ki, hıçkıra hıçkıra ağlayacak sandım bir an. Rol yapmakta, sahte göz yaşı dökmekte de öyle başarılı yani. Hem beden sıhhati hem de akıl ve ruh sağlığı açısından böyle aşırı şekilde heyecanlanmak hiç doğru değil. Tasası bana düşmez yine de.

***

Nereden mi aklına esmiş böyle bir mektubu okumak? Anadolu Ajansı’nın haberinden olsa gerek. Birkaç zübük, Adnan Menderes’e mal ederek böyle bir mektup yazmışlar ve bir müzayede sitesinde satışa çıkarmışlar. Anadolu Ajansı da, zübüklerin yazdığı metni gerçek sanıp haberleştirmiş. Ajans, sahteliğin farkına varıp haberi iptal etmiş ama Beyefendi (Adnan Menderes’i evliyalaştırmış) efsunlu kitleye sahte mektubu okumakta beis görmemiş; ne söylese inanmaya hazır efsunlu kitlesi de alkışlamış… 

Bir iletişim kazası ve aldanma gibi görünse de, daha vahim bir vukuat olduğu anlaşılıyor. Çünkü, Ajans haberi iptal etttikten iki gün sonra sahte mektup gerçekmiş gibi siyasal iletişime malzeme yapılmış. Oysa Ajans haberi iptal etmese bile mektup kuşkuyla karşılanabilirdi. Asgari ölçüde siyasi tarih bilgisine sahip herkes, Adnan Menderes’in bu içerikte mektup yazacak cesaret ve karakterde birisi olmadığını bilir. Mektup, Menderes gibi idama hükümlü, eski İttihatçı, komitacı Celal Bayar’a atfedilse “olabilir” denilir ve yakıştırılırdı. Ama hemen sorgulanır; “Celal Bayar madem böyle bir mektup yazmış; 27 Mayıs darbecilerinin gözden düşmelerinden sonra da on yıllarca yaşadı, neden kendisi sağken bu mektubunu gizledi?” diye sorulur ve mektubun sahteliği yine anlaşılırdı. Ama bu durumda sahte mektup “Celal Bayar yazmış” denilip okunsa, Menderes’e mal edildiği ölçüde efsunlu bir coşkuyla alkışlanmazdı. 


İlginç bir nokta da, sahte mektup, 27 Temmuz 2016’da TRT Avaz kanalında aynen yayımlanmış; nedense o günlerde bugünkü gibi yankı uyandırmamış. (İzlemek isteyen, şu linki tıklayabilir: https://www.youtube.com/watch?v=9jT_9coFIPg) 
 
Diyeceğim odur ki, “Adnan Menderes’in” denilen mektubun sahte olduğu bilinerek okunması da ihtimal dahilindedir. Beyefendinin siyasi tarihi buna benzer nice vukuatla doludur. Demokrasi limanında bir parça rahat etmek yerine faşizmin kayalıklarında debeleniyorsak; bir nedeni de, kasıtlı yalana tevessül eden, yalanı ortaya çıktığında “Rabbim ve milletim affetsin” temennisine sığınan siyasetçilerin varlığı kadar, o yalanlara ve temennilere alkış tutan devasa bir kitlenin de varlığıdır. 

Diyeceğim odur ki, “Adnan Menderes’in” denilen mektubun sahte olduğu bilinerek okunması da ihtimal dahilindedir. Beyefendinin siyasi tarihi buna benzer nice vukuatla doludur. Demokrasi limanında bir parça rahat etmek yerine faşizmin kayalıklarında debeleniyorsak; bir nedeni de, kasıtlı yalana tevessül eden, yalanı ortaya çıktığında “Rabbim ve milletim affetsin” temennisine sığınan siyasetçilerin varlığı kadar, o yalanlara ve temennilere alkış tutan devasa bir kitlenin de varlığıdır.

 

Yazarın Dİğer Yazıları

  1. Can'ları Bağlıyorlar İtleri Salıyorlar
    ''Mevcut Cumhurbaşkanı, Anayasa’nın yorum gerektirmeyecek açık hükmüne, yani bir kimsenin en fazla iki kere seçilebileceği hükmüne karşın üçüncü kez aday oldu; şaibeli seçimle tekrar seçildi. Milletvekili seçilen Can Atalay da,…
  2. Vatan Haini Bile Sayılmamıştık
    Kaç haftadır çeşitli tarihsel kişiler üzerinden vatana ihanet tartışması yapılıyor ya. Tam 40 yıl önce vatana ihanetle suçlanmıştık. Hatta, vatan haini bile sayılmamıştık. Devir 12 Eylül faşizmi devriydi. Solcu yani…
  3. Askeri Faşizmden Dİnci Faşizme Cezaevleri
    ''Cezaevlerinde dünden bugüne, askeri faşizmden İslamcı faşizme, özde değişiklik yok. Hukuku vicdandan adaletten insandan bu denli uzaklaştırmak, İslamcı iktidara nasip oldu. Bir kere daha anlaşıldı ki, cehalet ve kötülük iktidarı,…
  4. 'Müslümanların Ahlakla İmtihanı'
    Prof. Dr. Hüseyin Çelik, İslam coğrafyasında ahlakın zerresinin kalmadığını, İslami Hayat Endeksi’ne göre dünyanın en iyi ülkelerinin Yeni Zelanda, İzlanda, Hollanda, Finlandiya, İsveç, Norveç, Kanada gibi ülkeler olduğunu; Türkiye’nin 100’üncü sırada…
  5. Müslümanların Ahlakla Bitmeyen İmtihanı
    AKP iktidarı döneminde memleket tarihte hiç olmadığı kadar Müslümanlaştı ama hayatın hemen her alanında o ölçüde yozlaştı çürüdü, yarım yamalak da olsa var olan aklını ahlakını yitirdi. Gün geçmiyor ki…
  6. Gazze İçin Timsah Gözyaşları
    ''Her şeye karşın İsrail destekçisi Batı ülkelerinde halklar İsrail’in gaddarlığını, hükümetlerinin İsrail’e desteğini protesto ediyorlar. Yahudi sermayeli şirketlerde işçiler greve gidiyor. Protesto gösterileri çoğu kez polis tarafından dağıtılıyor; “liberal demokrasi”…
  7. Kutlanacak Cumhuriyet Kaldımıki?
    Cumhuriyet, egemenliğin cumhura yani halka ait olduğu devlet biçimi demek. Böyle bir devlette halk, egemenliğini ya doğrudan ya da seçtiği temsilciler aracılığıyla kullanır. Bu yönetim tarzı demokrasi olarak adlandırılır. Yani…
  8. Firanvunlardan Netanyahu'ya ve Erdoğan'a
    ''Akıl ve tarih, ırkçı dinci ümmetçi milliyetçi politikaların ve politikacıların halklar arasında düşmanlık ve vahşet dışında bir sonuç üretmediğini, bu politikacıların pençesine düşen halkların gün yüzü görmediklerini, başka ulusları ezen…
  9. Dİnci Faşizmin Kabusu Gezi Direnişi
    Hapishaneden dışarıya adımını atmak, yani tahliye olmak, bir insanın yaşayabileceği en derin sevinç ve mutluluklardan biridir. Ancak yaşayanlar bilir. Ne var ki siyasi mahpuslar, bu sevinci doyasıya yaşayamazlar, mutlulukları yarım…
  10. Ordu gözbebeğimizdir!
    Ordu gözbebeğimizdir!
    28 Eylül 2023
    CHF ALLAHKULU’NU KURTLARIN ÖNÜNE ATTI: “Ordu milletimizin gözbebeğidir. Allahkulu Sezgin Bey’in sözleri şahsi görüşüdür, fırkamızı bağlamaz. Gözbebeğimiz şanlı ordumuzu töhmet altında bırakan ifadeleri kabul edilemez. Bu konu yetkili organlarımızda görüşülecektir.” Tayyiban…
  11. İslam Temizlik Diniyse Neden Ortalığı..?
     Söz temizliğe gelince, bizden temizi yoktur. İslam temizlik dinidir, Peygamber’in deyişiyle “Temizlik imanın yarısıdır, cennete ancak temiz olanlar girecektir.” Rivayet odur ki, Peygamber’in nasihatine uygun olarak atalarımız hamamda yıkanırdı, misvak kullanırdı,…
  12. Barış da Düşman Ceza Hukukunun Kurbanı
    ''Barış Pehlivan son yazısında, “Siyah kölelerin yargılandığı bir düzen bu. Beyaz olsaydım, zengin olsaydım, dalkavuk olsaydım içeride olmazdım” demiş.'' Okur yazar herkes Barış Pehlivan’ı bilir herhalde. Şahsen tanışmak kısmet olmadı; ben…
  13. İslami Magandalık
    İslami Magandalık
    15 Ağustos 2023
    ''Nazım’dan bu yana değişen sadece lümpenleşme ve magandalaşmanın İslam ile ambalajlanması oldu. İslami lümpenleşmenin ve magandalaşmanın en acı sonucu kadınlara, çocuklara ve doğaya yönelik saldırganlıktır ki, ne yazılsa eksik kalır'' “Türkiye…
  14. Maganda Politik
    Maganda Politik
    7 Ağustos 2023
    ''Zaten doğru düzgün bir feodalizm yaşamadığımız gibi hızlandırılmış alaturka-arabesk lümpen (ve dahi artık abdestli) kapitalizmle birlikte kültürel doku çürüdü; kitabına uygun bir burjuva-proleter ayrışması olmadı; değer yargıları alt üst oldu; magandalık…
  15. Mizah Bahçelerindeki Sararmanın Hüznü
     Mizah, alışılmış sıradan hayata ve olağan düşünceye kurulan tuzaklarla gülümsetmek, gülümsetirken düşündürmek demek. Tuzağın temel malzemesi zıtlıklardır, talihsiz rastlantılardır. Ancak, herkesin gözü önünde cereyan eden bir zıtlığı kopyalayıp temsil etmek…
  16. Halkçı Hayal Kırıklığı
    ''CHP yanlısı medyada da durum farklı değil. Kılıçdaroğlu’nun başını istemeyen kanal ya da köşe yazarı yok gibi. CHP genel başkanlığından istifa etmedi diye neler neler demiyorlar Bay Kemal için. “Haysiyetsiz”,…
  17. Şu Zalim Zamcının Ettiği İşler
    ''Vergiyi ve fiyatları tayin eden Allah olunca, imanı kuvvetli emekçiye şükretmekten başka bir şey kalmıyor. Oysa, imanı kuvvetli emekçi, merkezin solunda sayılan Ecevit’i bir kalemde silip atmıştı. Hatta Demirel bile,…
  18. Tayyip NATO'yu Dİze Getirdi!
    ''1950’lerde Başbakan Adnan Menderes’in Amerika gezisini izleyen Anadolu Ajansı Genel Müdürü’nün haberi(!)  “dalkavukluk başyapıtı” olarak basın tarihine geçmiştir. Genel Müdür’ün yazdığına göre Menderes Amerikalıları öyle etkilemişti ki, “Amerikalılar 'Allahım, bize neden böyle…
  19. Osmanlı Nasıl Savaşıyordu, Rus Nasıl Savaşıyor?
    ''Wagner, ezici çoğunlukla, savaşmak üzere cezaevlerinden salıverilen mahkumlardan oluşuyor. Kurucusu Yevgeniy Prigojin Sovyet döneminde gasp ve hırsızlık suçundan 10 yıl hapis yatmış. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra sosisli sandviç satışıyla yola…
  20. Merdan'a Namerdan Hukuk
    Merdan'a Namerdan Hukuk
    4 Temmuz 2023
    ''Merdan Yanardağ, düşman ceza hukukunun son kurbanı olarak tutsak edildi. Tutuklamanın resmi gerekçesi “terör örgütü propagandası yapmak” diye açıklansa da biliniyor ki Merdan, Cumhur İttifakı iktidarının Abdullah Öcalan ile yeniden…

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…